'Arap Hafızasında II. Abdülhamid Ve Türk Arap İlişkileri' Sempozyumu Sona Erdi
Kütahya Dumlupınar Üniversitesinde düzenlenen ve üç gün süren “Arapların Hafızasında II. Abdülhamid ve Türk Arap İlişkileri” uluslararası sempozyumunun tamamlandığı bildirildi.
15 ülkeden 38 akademisyen ve uzmanın katıldığı “Arap Hafızasında II. Abdülhamid ve Türk Arap İlişkileri” başlıklı uluslararası sempozyum, Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Gören’in katılımcıları selamlaması ve sonuç bildirgesini okumasıyla tamamlandı.
“12-14 Aralık 2018 tarihlerinde Kütahya Dumlupınar Üniversitesinde düzenlenen “Arapların Hafızasında II. Abdülhamid ve Türk Arap İlişkileri” uluslararası sempozyumuna yurtiçi ve yurtdışından katılan akademisyen ve uzmanlar aşağıdaki konularda görüş birliğine varmışlardır” diyen Rektör Remzi Gören, sonuç bildirgesinde şu hususlara değindi; Osmanlı Devleti ve Sultan II. Abdülhamid, Ortadoğu şehirlerinin kalkınması için bütün imkânlarını seferber etmiş ve bunların sonuçları daha devletin zeval bulmasından önce alınmıştır. Arap ülkelerinde emperyalist güçler ve oryantalistler tarafından yazılan ders kitapları vasıtasıyla Osmanlı Devleti bilinçli olarak tahkir ve tezyif edilmiş, işgalci ve sömürgeci bir güç olarak yansıtılmıştır. Osmanlı Devleti, bugün Arap ülkelerinin bulunduğu bölgelerde geri kalmışlığın değil, bilakis dini, siyasi ve fenni ilerlemenin mücadelesini vermiştir. Sultan II. Abdülhamid, Osmanlı Devletinin ve Orta Doğunun çeşitli zorluklardan geçtiği bir süreçte izlediği siyaset ve açtığı çıkış yolu ile eğitimden siyaset ve sosyo-kültürel hayata kadar pek çok alanda önemli icraatlara imza atmıştır” diye konuştu.
,Bu çerçevede alınan kararları açıklayan Gören;” Sempozyum katılımcılarının özellikle Arap ülkelerinde kasten oluşturulan bu algıyı düzeltmek için akademik araştırmalarını artırması. Sempozyum katılımcılarınca yapılacak akademik çalışmalar neticesinde emperyalistler ve Oryantalistler tarafından oluşturulan algıların yıkılması. Sempozyumun oluşturduğu geniş tesir çerçevesinde Osmanlı ve Arap ilişkilerinin ele alındığı akademik sempozyumların senelik periyodda yinelenmesi. Arap ve Türk katılımcılardan oluşturulacak bir jüri heyetiyle İslam coğrafyası ve özellikle de Arap ülkelerinde Osmanlı Devleti hakkında yapılan kitap, tahkik, araştırma ve akademik çalışmaların ödüllendirilmesi. Dış güçlerin müdahalesi sonucu kaos düzeninin hakim olduğu Osmanlı Devleti bakiyesi topraklarda yeniden barışın sağlanması adına Sultan II. Abdülhamid’in izlediği siyasetin dikkatle incelenmesi. Artan kaos ve şiddet sarmalı içinde her geçen gün biraz daha dış güçlerin müdahalesine açık olan Osmanlı bakiyesi coğrafyanın Türkiye ile siyasi, kültürel beşeri işbirliklerini artırması. Sempozyum sürecinde gerçekleştirilen verimli ilişkiler neticesinde İslam coğrafyasında öne çıkan üniversite rektörlerinin Kütahya Dumlupınar Üniversitesi ev sahipliğinde ağırlanarak bir zirve gerçekleştirilmesi ve bu bağlamda her üniversite bünyesinde Osmanlı Devleti’ni merkeze alan araştırma merkezlerinin kurularak koordinasyonlu olarak tarih ve kültür çalışmalarının yapılmasına, ortak tarih göz önüne alınarak yapılacak akademik çalışmalar neticesinde ülkeler arasında çeşitli alanlarda iş birliğinin artırılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Sempozyum katılımcıları olarak, yukarıda açıklıkla ifade edilen konularda görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmekteki kararlılığımızı ve sempozyum sırasında ortaya konulan önerilerin değerlendirilmesinin ve uygulanmasının takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz” dedi.
Sempozyum hediye takdimlerinin ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.(EFE)
Kaynak: İHA
“12-14 Aralık 2018 tarihlerinde Kütahya Dumlupınar Üniversitesinde düzenlenen “Arapların Hafızasında II. Abdülhamid ve Türk Arap İlişkileri” uluslararası sempozyumuna yurtiçi ve yurtdışından katılan akademisyen ve uzmanlar aşağıdaki konularda görüş birliğine varmışlardır” diyen Rektör Remzi Gören, sonuç bildirgesinde şu hususlara değindi; Osmanlı Devleti ve Sultan II. Abdülhamid, Ortadoğu şehirlerinin kalkınması için bütün imkânlarını seferber etmiş ve bunların sonuçları daha devletin zeval bulmasından önce alınmıştır. Arap ülkelerinde emperyalist güçler ve oryantalistler tarafından yazılan ders kitapları vasıtasıyla Osmanlı Devleti bilinçli olarak tahkir ve tezyif edilmiş, işgalci ve sömürgeci bir güç olarak yansıtılmıştır. Osmanlı Devleti, bugün Arap ülkelerinin bulunduğu bölgelerde geri kalmışlığın değil, bilakis dini, siyasi ve fenni ilerlemenin mücadelesini vermiştir. Sultan II. Abdülhamid, Osmanlı Devletinin ve Orta Doğunun çeşitli zorluklardan geçtiği bir süreçte izlediği siyaset ve açtığı çıkış yolu ile eğitimden siyaset ve sosyo-kültürel hayata kadar pek çok alanda önemli icraatlara imza atmıştır” diye konuştu.
,Bu çerçevede alınan kararları açıklayan Gören;” Sempozyum katılımcılarının özellikle Arap ülkelerinde kasten oluşturulan bu algıyı düzeltmek için akademik araştırmalarını artırması. Sempozyum katılımcılarınca yapılacak akademik çalışmalar neticesinde emperyalistler ve Oryantalistler tarafından oluşturulan algıların yıkılması. Sempozyumun oluşturduğu geniş tesir çerçevesinde Osmanlı ve Arap ilişkilerinin ele alındığı akademik sempozyumların senelik periyodda yinelenmesi. Arap ve Türk katılımcılardan oluşturulacak bir jüri heyetiyle İslam coğrafyası ve özellikle de Arap ülkelerinde Osmanlı Devleti hakkında yapılan kitap, tahkik, araştırma ve akademik çalışmaların ödüllendirilmesi. Dış güçlerin müdahalesi sonucu kaos düzeninin hakim olduğu Osmanlı Devleti bakiyesi topraklarda yeniden barışın sağlanması adına Sultan II. Abdülhamid’in izlediği siyasetin dikkatle incelenmesi. Artan kaos ve şiddet sarmalı içinde her geçen gün biraz daha dış güçlerin müdahalesine açık olan Osmanlı bakiyesi coğrafyanın Türkiye ile siyasi, kültürel beşeri işbirliklerini artırması. Sempozyum sürecinde gerçekleştirilen verimli ilişkiler neticesinde İslam coğrafyasında öne çıkan üniversite rektörlerinin Kütahya Dumlupınar Üniversitesi ev sahipliğinde ağırlanarak bir zirve gerçekleştirilmesi ve bu bağlamda her üniversite bünyesinde Osmanlı Devleti’ni merkeze alan araştırma merkezlerinin kurularak koordinasyonlu olarak tarih ve kültür çalışmalarının yapılmasına, ortak tarih göz önüne alınarak yapılacak akademik çalışmalar neticesinde ülkeler arasında çeşitli alanlarda iş birliğinin artırılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Sempozyum katılımcıları olarak, yukarıda açıklıkla ifade edilen konularda görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmekteki kararlılığımızı ve sempozyum sırasında ortaya konulan önerilerin değerlendirilmesinin ve uygulanmasının takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz” dedi.
Sempozyum hediye takdimlerinin ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.(EFE)