Şeker-İş Sendikasından TÜRK-İŞ Başkanı Atalay'a Tam Destek
Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay’ın Asgari Ücret Tespit Komisyonunda asgari ücrete ilişkin bazı açıklamalarının amacından saptırılarak başka yerlere çekilmesinin akıl fakirliği olduğunu söyledi.
Konuya ilişkin bir yazılı açıklama yapan Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Türkiye’nin en büyük işçi hareketinin mesnetsiz haberlerle karalanmaya çalışıldığının altını çizerek algı operasyonları, istismar ayıpları, aldatma ve kandırma mekanizmalarının boş durmadığını kaydetti.
Gök’ün açıklaması şöyle:
“Yeri geldiğinde davası için taş olan, ulvi bir gayenin hizmetinde bunu en büyük şeref sayan, ülkesinin geleceği için yerli ve milli duruş sergilemekten geri adım atmayan TÜRK-İŞ ve onun Genel Başkanına yöneltilen iftiralar toplumsal kutuplaşmayı keskinleştirmeye hizmet etmektedir. Bugün milli birlik ve bütünlüğümüzün iç ve dış kaos faillerince çevrelendiği, her zamankinden daha çok kenetlemeye ihtiyacımızın olduğu alacakaranlık bir dönemde anlamsız nefret dilini kullananların hangi amaca hizmet ettiklerini açıkça merak etmekteyiz. Kaldı ki bu nefret dili şeker fabrikalarının özelleştirilme sürecinde de sektörümüzü hedef almış, gerçek dışı haberlerle sektörümüz linçe maruz bırakılmıştır. Yüzümüzün “selfe”sini çekmeye bu kadar rağbet ettiğimiz bir yüzyılda bu iftiraları atanlar acaba vicdanlarının “selfe”sini çekmeyi hiç düşündüler mi? Buradan ihtiraslarını ve emellerini paragraflara, satır aralarına kurnazca sıkıştırmaya çalışanlara sesleniyoruz; Ortalıkta terazilerini cazgır pazarcılar gibi savurup duranların kantarı milyonlarca işçinin kaderini belirleyemez. Bu şaşı, sorunlu ve ibretlik bakışı 85 milyonluk Türk halkına havale ediyoruz.”
Kaynak: İHA
Gök’ün açıklaması şöyle:
“Yeri geldiğinde davası için taş olan, ulvi bir gayenin hizmetinde bunu en büyük şeref sayan, ülkesinin geleceği için yerli ve milli duruş sergilemekten geri adım atmayan TÜRK-İŞ ve onun Genel Başkanına yöneltilen iftiralar toplumsal kutuplaşmayı keskinleştirmeye hizmet etmektedir. Bugün milli birlik ve bütünlüğümüzün iç ve dış kaos faillerince çevrelendiği, her zamankinden daha çok kenetlemeye ihtiyacımızın olduğu alacakaranlık bir dönemde anlamsız nefret dilini kullananların hangi amaca hizmet ettiklerini açıkça merak etmekteyiz. Kaldı ki bu nefret dili şeker fabrikalarının özelleştirilme sürecinde de sektörümüzü hedef almış, gerçek dışı haberlerle sektörümüz linçe maruz bırakılmıştır. Yüzümüzün “selfe”sini çekmeye bu kadar rağbet ettiğimiz bir yüzyılda bu iftiraları atanlar acaba vicdanlarının “selfe”sini çekmeyi hiç düşündüler mi? Buradan ihtiraslarını ve emellerini paragraflara, satır aralarına kurnazca sıkıştırmaya çalışanlara sesleniyoruz; Ortalıkta terazilerini cazgır pazarcılar gibi savurup duranların kantarı milyonlarca işçinin kaderini belirleyemez. Bu şaşı, sorunlu ve ibretlik bakışı 85 milyonluk Türk halkına havale ediyoruz.”