İNFOGRAFİKLİ - ABD'deki Kültürel İktidar Savaşları
ABD'li Tarihçi Adam Bennett McConnel: 'ABD'deki siyaset, artık kültür ve kimlik üzerine kuruluyor. Altyapı, eğitim sistemi gibi ciddi toplumsal sorunlar mantık veya bilgi ile ele alınmıyor. Artık her şey kültür ve kimlik, onun için tartışmalar çözülmüyor, tersine derinleştiriliyor' '1970'lerden bu yana Cumhuriyetçi Parti, Başkan seçimlerinde yeterli oyu alabilmek için Ronald Reagan ve Donald Trump gibi beyaz ırkçılığın fikrini savunan adayları aday olarak ön plana çıkarması kültürel iktidarı aracılaştırdığını gösteriyor'
ELİF SELİN ÇALIK MUHASİLOVİÇ - ABD'li Tarihçi Adam Bennett McConnel, "ABD'deki siyaset, artık kültür ve kimlik üzerine kuruluyor. Altyapı, eğitim sistemi gibi ciddi toplumsal sorunlar mantık veya bilgi ile ele alınmıyor. Artık her şey kültür ve kimlik, onun için tartışmalar çözülmüyor, tersine derinleştiriliyor." dedi.
Adam Bennett McConnel Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) kültür savaşları ve ara seçimlerle daha da derinleşen ırkçı yaklaşımların kökenini Anadolu Ajansı muhabirine değerlendirdi.
ABD'li Tarihçi Adam Bennett McConnel, "ABD'deki siyaset artık kültür ve kimlik üzerine kuruluyor. Altyapı, eğitim sistemi gibi ciddi toplumsal sorunlar mantık veya bilgi ile ele alınmıyor. Artık her şey kültür ve kimlik, onun için tartışmalar çözülmüyor, tersine derinleştiriliyor." diye konuştu.
-"Kültür savaşlarının temel sebebi, 1920-1940 arası politik değişimler"
ABD siyasetinin, kalıcı “kültür savaşlarına” dönüşmesinin sebeplerine değinen McConnel, "Kültür savaşlarının temel sebebi, 1920'lerden 1940'lara dek meydana gelen temel politik değişimlerdir. Bu dönemden önce, ABD siyasetindeki iki büyük partiden biri olan Demokrat Parti, politik olarak daha muhafazakardı. 1850'lerde ortaya çıkan ve Abraham Lincoln’ün partisi olan Cumhuriyetçi Parti ise çeşitli 'ilerici' nedenleri benimseme geleneğine sahipti." görüşünü dile getirdi.
-"Ekonomik sebepler kültür iktidarı etkilemiştir"
ABD'deki kültürel iktidar savaşlarında bazı ekonomik etkilere de dikkat çeken McConnel, şöyle devam etti:
"Birinci Dünya Savaşı sırasında, ABD ekonomisi insanlık tarihinin en üretken ekonomisi olarak ortaya çıktı. On yıl sonra ise “Roaring Twenties (Kükreyen Yirmiler)” dönemiyle beraber Ekim 1929'daki Wall Street çöküşüne kadar bir ekonomik refah yaşandı. 1920'lerde Cumhuriyetçi Parti, Başkanlar Warren G. Harding ve Calvin Coolidge'nin politikalarına ve skandallarına ek olarak yaptıkları büyük icraatlarla kamuoyunun gündemindeydi. "Büyük Buhran" (Great Depression) dönemi başladığında Cumhuriyetçi Herbert Hoover başkandı. Bu nedenle, 1932 seçimlerinde Cumhuriyetçiler, koltuğu demokrat adaya kaptırdılar ve Franklin D. Roosevelt başkan seçildi. Bu durum, ekonomik sebeplerin kültürel iktidarı nasıl etkilediğine bir örnektir."
1930’lar ve 1940’larda gerçekleşen kültürel iktidar değişimine değinen McConnel, şunları söyledi:
"Bu dönemde ise eşitlik, adalet, azınlık hakları, işçi hakları gibi bütün toplumsal konular demokratlar tarafından sahiplenildi, Cumhuriyetçilerin elleri boş kaldı."
-1968 halk ayaklanması
McConnel, 1968 Ağustos ayında Şikago'da Vietnam savaşına yarım milyon asker gönderecek olan hükümete karşı gerçekleştirilen halk ayaklanmalarının, ABD'deki toplumsal değişimlerin dönüm noktalarından biri olarak tarihe geçmesi konusunda şöyle konuştu:
"1968 Demokratik Kongresinde gerçekleşen olaylarda protestocular ile polis arasında çok şiddetli olaylar yaşandı. Evlerinden bu sokak olaylarını izleyen halk da büyük travmalar yaşadı. Değişen etik standartlara, görüşlere, hayat tarzlarına tepki hisseden insanlar, Cumhuriyetçilere oy verdi."
-"1970'lerde Cumhuriyetçiler beyaz seçmenin ilgi duyacağı konulara yöneldi"
ABD'deki son ara seçimlerde de görülen, ABD kültür savaşlarının siyasi seçimlerdeki söylemlere yansımasının 1970'lere dayandığının altını çizen McConnel, 1970'lerde Cumhuriyetçi Parti'nin, Demokrat Parti'nin karşıtı olarak sunabilecekleri birtakım tez arayışına girdiğini belirtti.
McConnel, "1970'lerde Cumhuriyetçiler yavaş yavaş istikrarlı olarak beyaz seçmenin ilgi duyabileceği din ve ırk konularına yönelmeye başladılar. Bu, işte bugün ara seçimlerde de gördüğümüz ABD'deki kültür savaşlarının gerçek başlangıcını oluşturuyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Zamanın Reagan'ı Trump" benzetmesi
Öte yandan, ABD'deki Fox News televizyon kanalı baş siyasi analisti Bret Baier'ın Trump için yaptığı "zamanın Ronald Reagan'ı" benzetmesi konusunda da değerlendirmelerde bulunan McConnell, "1970'lerden bu yana Cumhuriyetçi Parti'nin, başkanlık seçimlerinde yeterli oyu alabilmek için Ronald Reagan ve Donald Trump gibi adayları ön plana çıkarması kültürel iktidarı aracılaştırdığını gösteriyor." şeklinde konuştu.
ABD siyasi tarihine derinlemesine yerleşen kutuplaşmanın günümüzde de devam ettiğini belirten McConnel, "ABD kendini coğrafya, etnisite ve ideoloji gibi sebeplerle iki gruba ayırmaya devam ettiği sürece ABD'deki kamu politikasıyla ilgili tartışmaların neye benzeyeceği merak konusu. Sol veya sağ uzun ömürlü olacak bir zafer kazanamadığı sürece ABD, ikiye bölünmüş bir toplum olmaya devam edecektir." görüşünü savundu.
-ABD'de kültür savaşları Trump'tan daha eski
ABD'deki "kültür savaşları" teriminin babası olarak bilinen Prof. Dr. James D. Hunter, 1991 yılında yayımladığı “Kültür Savaşları: Amerika'yı Tanımlama Mücadelesi” kitabında ABD halkının ırk, okullardaki müfredat, kadın hakları, sanatı ve sanatçıyı destekleme de düştüğü ihtilafları vurguluyor.
Hunter, kitabında Hristiyan kökten dincilerin, Ortodoks Yahudilerinin ve muhafazakar Katoliklerin, laik, reformcu Yahudiler, liberal Katolikler ve Protestanları tahakküm altına alabilmek için başlattıkları şiddetli savaşta nasıl güçlerini birleştirdiklerini anlatıyor. Virginia Üniversitesi Kültür Araştırmaları Merkezi Yöneticisi olan Prof. Hunter, kitabında ülke çapındaki kültürel iktidar mücadelesinin yıllardır devam ettiğini ve muhtemelen 10 yıllarca devam edeceğini savunuyor.
Georgetown Üniversitesi tarih profesörü, "Savaş Karşıtı Savaş: Amerikan Barışı İçin Mücadele, 1914-1918" kitabının yazarı Michael Kazin de New York Times da kaleme aldığı "Amerika’nın hiç bitmeyen kültür savaşı" isimli makalesinde, Hunter'ın tezine atıfta bulunarak ABD'deki kültür savaşının ve ürettiği tüm partizan siyasetin uzlaşmaya karşı olan inançlar arasındaki uçurumu daha da derinleştirdiğini yazdı.
Kaynak: AA
Adam Bennett McConnel Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) kültür savaşları ve ara seçimlerle daha da derinleşen ırkçı yaklaşımların kökenini Anadolu Ajansı muhabirine değerlendirdi.
ABD'li Tarihçi Adam Bennett McConnel, "ABD'deki siyaset artık kültür ve kimlik üzerine kuruluyor. Altyapı, eğitim sistemi gibi ciddi toplumsal sorunlar mantık veya bilgi ile ele alınmıyor. Artık her şey kültür ve kimlik, onun için tartışmalar çözülmüyor, tersine derinleştiriliyor." diye konuştu.
-"Kültür savaşlarının temel sebebi, 1920-1940 arası politik değişimler"
ABD siyasetinin, kalıcı “kültür savaşlarına” dönüşmesinin sebeplerine değinen McConnel, "Kültür savaşlarının temel sebebi, 1920'lerden 1940'lara dek meydana gelen temel politik değişimlerdir. Bu dönemden önce, ABD siyasetindeki iki büyük partiden biri olan Demokrat Parti, politik olarak daha muhafazakardı. 1850'lerde ortaya çıkan ve Abraham Lincoln’ün partisi olan Cumhuriyetçi Parti ise çeşitli 'ilerici' nedenleri benimseme geleneğine sahipti." görüşünü dile getirdi.
-"Ekonomik sebepler kültür iktidarı etkilemiştir"
ABD'deki kültürel iktidar savaşlarında bazı ekonomik etkilere de dikkat çeken McConnel, şöyle devam etti:
"Birinci Dünya Savaşı sırasında, ABD ekonomisi insanlık tarihinin en üretken ekonomisi olarak ortaya çıktı. On yıl sonra ise “Roaring Twenties (Kükreyen Yirmiler)” dönemiyle beraber Ekim 1929'daki Wall Street çöküşüne kadar bir ekonomik refah yaşandı. 1920'lerde Cumhuriyetçi Parti, Başkanlar Warren G. Harding ve Calvin Coolidge'nin politikalarına ve skandallarına ek olarak yaptıkları büyük icraatlarla kamuoyunun gündemindeydi. "Büyük Buhran" (Great Depression) dönemi başladığında Cumhuriyetçi Herbert Hoover başkandı. Bu nedenle, 1932 seçimlerinde Cumhuriyetçiler, koltuğu demokrat adaya kaptırdılar ve Franklin D. Roosevelt başkan seçildi. Bu durum, ekonomik sebeplerin kültürel iktidarı nasıl etkilediğine bir örnektir."
1930’lar ve 1940’larda gerçekleşen kültürel iktidar değişimine değinen McConnel, şunları söyledi:
"Bu dönemde ise eşitlik, adalet, azınlık hakları, işçi hakları gibi bütün toplumsal konular demokratlar tarafından sahiplenildi, Cumhuriyetçilerin elleri boş kaldı."
-1968 halk ayaklanması
McConnel, 1968 Ağustos ayında Şikago'da Vietnam savaşına yarım milyon asker gönderecek olan hükümete karşı gerçekleştirilen halk ayaklanmalarının, ABD'deki toplumsal değişimlerin dönüm noktalarından biri olarak tarihe geçmesi konusunda şöyle konuştu:
"1968 Demokratik Kongresinde gerçekleşen olaylarda protestocular ile polis arasında çok şiddetli olaylar yaşandı. Evlerinden bu sokak olaylarını izleyen halk da büyük travmalar yaşadı. Değişen etik standartlara, görüşlere, hayat tarzlarına tepki hisseden insanlar, Cumhuriyetçilere oy verdi."
-"1970'lerde Cumhuriyetçiler beyaz seçmenin ilgi duyacağı konulara yöneldi"
ABD'deki son ara seçimlerde de görülen, ABD kültür savaşlarının siyasi seçimlerdeki söylemlere yansımasının 1970'lere dayandığının altını çizen McConnel, 1970'lerde Cumhuriyetçi Parti'nin, Demokrat Parti'nin karşıtı olarak sunabilecekleri birtakım tez arayışına girdiğini belirtti.
McConnel, "1970'lerde Cumhuriyetçiler yavaş yavaş istikrarlı olarak beyaz seçmenin ilgi duyabileceği din ve ırk konularına yönelmeye başladılar. Bu, işte bugün ara seçimlerde de gördüğümüz ABD'deki kültür savaşlarının gerçek başlangıcını oluşturuyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Zamanın Reagan'ı Trump" benzetmesi
Öte yandan, ABD'deki Fox News televizyon kanalı baş siyasi analisti Bret Baier'ın Trump için yaptığı "zamanın Ronald Reagan'ı" benzetmesi konusunda da değerlendirmelerde bulunan McConnell, "1970'lerden bu yana Cumhuriyetçi Parti'nin, başkanlık seçimlerinde yeterli oyu alabilmek için Ronald Reagan ve Donald Trump gibi adayları ön plana çıkarması kültürel iktidarı aracılaştırdığını gösteriyor." şeklinde konuştu.
ABD siyasi tarihine derinlemesine yerleşen kutuplaşmanın günümüzde de devam ettiğini belirten McConnel, "ABD kendini coğrafya, etnisite ve ideoloji gibi sebeplerle iki gruba ayırmaya devam ettiği sürece ABD'deki kamu politikasıyla ilgili tartışmaların neye benzeyeceği merak konusu. Sol veya sağ uzun ömürlü olacak bir zafer kazanamadığı sürece ABD, ikiye bölünmüş bir toplum olmaya devam edecektir." görüşünü savundu.
-ABD'de kültür savaşları Trump'tan daha eski
ABD'deki "kültür savaşları" teriminin babası olarak bilinen Prof. Dr. James D. Hunter, 1991 yılında yayımladığı “Kültür Savaşları: Amerika'yı Tanımlama Mücadelesi” kitabında ABD halkının ırk, okullardaki müfredat, kadın hakları, sanatı ve sanatçıyı destekleme de düştüğü ihtilafları vurguluyor.
Hunter, kitabında Hristiyan kökten dincilerin, Ortodoks Yahudilerinin ve muhafazakar Katoliklerin, laik, reformcu Yahudiler, liberal Katolikler ve Protestanları tahakküm altına alabilmek için başlattıkları şiddetli savaşta nasıl güçlerini birleştirdiklerini anlatıyor. Virginia Üniversitesi Kültür Araştırmaları Merkezi Yöneticisi olan Prof. Hunter, kitabında ülke çapındaki kültürel iktidar mücadelesinin yıllardır devam ettiğini ve muhtemelen 10 yıllarca devam edeceğini savunuyor.
Georgetown Üniversitesi tarih profesörü, "Savaş Karşıtı Savaş: Amerikan Barışı İçin Mücadele, 1914-1918" kitabının yazarı Michael Kazin de New York Times da kaleme aldığı "Amerika’nın hiç bitmeyen kültür savaşı" isimli makalesinde, Hunter'ın tezine atıfta bulunarak ABD'deki kültür savaşının ve ürettiği tüm partizan siyasetin uzlaşmaya karşı olan inançlar arasındaki uçurumu daha da derinleştirdiğini yazdı.