'Obezitenin Meme Kanseri Riskini Artırdığı İddiası Doğru Değildir'
Op. Dr. Onur Peşluk, ’Meme Kanseri Farkındalık ayı’ kapsamında yaptığı açıklamada "Obezitenin meme kanseri riskini artırdığı iddiası doğru değildir. Ancak, meme kanseri teşhisi söz konusu olduğunda, çoğu durumda, hem obeziteye hem de meme kanseri riskinde artışa neden olan ortak biyokimyasal veya genetik faktörler vardır" dedi.
Nişantaşı Obezite Enstitüsü’nden Op. Dr. Onur Peşluk, ’Meme Kanseri Farkındalık ayı’ kapsamında açıklama yaptı. Meme kanserinin kadınlar arasında yaşa bağlı kalmaksızın en sık görülen kanser türü olduğunu belirten Op. Dr. Onur Peşluk, "Meme kanseri, memenin süt bezlerinde ve süt kanallarında hücrelerin kanser niteliği kazanması, sınırsız ve kontrolsüz çoğalması, büyümeye başlaması sonucu oluşur. Toplumlar arasında farklılık göstermekle birlikte batı toplumlarında yaşam boyunca her 8-10 kadından birinde görülmektedir. Çok sık olmasa da erkeklerde de görülebilmesine rağmen çok az kişi bunun önemini anlamakta veya risk altında olduğunun farkındadır" ifadelerini kullandı.
"Meme kanseri tanısı konulan kadınların yüzde 85’inde aile hikâyesi bulunmamaktadır"
Ailede meme kanserinin varlığı yakalanma riskinizi arttırdığını bildiren Op. Dr. Onur Peşluk, "Meme kanseri tanısı konulan kadınların yüzde 85’inde aile hikâyesi bulunmamaktadır. Meme kanseri tedavisinde erken teşhis çok önemlidir. Meme kanserine erken tanı konulursa hastalıktan kurtulma şansı yüzde 96’dır. Memede oluşan değişiklik ve kitlelerden çekinmek son derece doğal bir tepkidir ancak konunun uzmanı bir doktorla görüşmeyi geciktirmek sizi tedavi etmeyeceği gibi korkularınızı da arttıracaktır. Memedeki kitlelerin çok önemli bir kısmı kanser değildir ve hastaların fark ettiği kitle kanser olsa bile tamamen tedavi edilebildiği unutulmamalıdır.
Her kadının 20 yaşından sonra her ay kendi kendini muayene ve 40 yaşından sonra yılda bir kere mamografi ile tarama yaptırması erken tanı açısından çok önemlidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavi seçeneklerinin sayısını, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını önemli oranda arttırır. Meme kanseri riski günlük yaşamda yapılacak bazı değişikliklerle azaltılabilir. Kilo almamaya dikkat etmek, spor yapmak, yağ içeriği yüksek gıdalar yememek, sigara ve alkol kullanmamak risk azaltılabilir. Genetik geçişli meme kanseri riski yüksek hastalara yapılacak analizler sonucunda gerekirse cerrahi tedavi yöntemleri uygulanabilir. Bugünlerde en sık karşılaştığımız sorulardan biri obezite ve meme kanseri ilişkisi üzerine" dedi.
"Vücut kitle indeksine göre tanımlanan obeziteye ek olarak, vücut yağının dağılımı da önemli olabilir"
Bazı çalışmaların vücut kitle indeksi arttıkça meme kanseri riskinin yüzde 10 ile yüzde 20 arasında arttığı bilgisini veren Op. Dr. Onur Peşluk, "Meme kanseri riski menapoz sonrası obez kadınlarda artarken, menapoz öncesi kadınlarda azalmaktadır. Vücut kitle indeksine göre tanımlanan obeziteye ek olarak, vücut yağının dağılımı da önemli olabilir. Bazı araştırmacılar, üst vücut ve abdominal yağlanması olan kadınların daha fazla meme kanseri riski taşıdığını düşünmektedir. Fazla kilolu olmanın genel sağlık üzerinde olumsuz bir etkisi olduğundan şüphe yoktur. Obezitenin doğrudan meme kanserine neden olduğu veya meme kanseri riskini artırdığı iddiası doğru değildir. Ancak, meme kanseri teşhisi söz konusu olduğunda, çoğu durumda, hem obeziteye hem de meme kanseri riskinde artışa neden olan ortak biyokimyasal veya genetik faktörler vardır. Obezite bu nedenle; altta yatan genetik veya biyokimyasal faktörün meme kanseri için “risk bağlamında” bir artış oluşturduğu dolaylı bir göstergedir" dedi.
Fazla kilolu olmanın genel sağlık üzerinde olumsuz bir etkisi olduğundan şüphe olmadığını belirten Op. Dr. Peşluk, "Obezitenin doğrudan meme kanserine neden olduğu veya meme kanseri riskini artırdığı iddiası doğru değildir. Ancak, meme kanseri teşhisi söz konusu olduğunda, çoğu durumda, hem obeziteye hem de meme kanseri riskinde artışa neden olan ortak biyokimyasal veya genetik faktörler vardır. Obezite bu nedenle; altta yatan genetik veya biyokimyasal faktörün meme kanseri için ’risk bağlamında’ bir artış oluşturduğu dolaylı bir göstergedir. “Obezite meme kanseri riskini artırıyor” gibi ifadeler, gerçekten gözlemlenebilir iki faktör arasındaki keyfi bir bağlantıdır. Dolayısıyla, sebep-sonuç ilişkisi yoktur. Özetlemek gerekirse, gerçekten de, obezite diğer birçok hastalık için (tip II diyabet gibi) riskte artışa neden olabilir. Bununla birlikte, obeziteyi meme kanserine neden olmakla ilişkilendirmek için çok az kanıt vardır" şeklinde konuştu.