'Önce Zihinlerimizi Özgürleştireceğiz'
Eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu: 'Esas sömürgecilik, zihniyet sömürgeciliğidir. Zihni esir alınmış bir milletin, siyasi olarak özgür olsa bile istiklalini devam ettirmesi çok zordur. Önce zihinlerimizi özgürleştireceğiz' '(15 Temmuz) İki genç kitle vardı karşımızda. Birileri kendi meclisini bombalıyordu ve onlar belki 1520 sene önce lise, üniversite öğrencileriydi. Birileri de o bombalar karşısında tankların altına yatarak bu milletin kaderini bu hainlere teslim etmeyeceği iradesini gösteriyordu'
Eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, "Esas sömürgecilik, zihniyet sömürgeciliğidir. Zihni esir alınmış bir milletin, siyasi olarak özgür olsa bile istiklalini devam ettirmesi çok zordur. Önce zihinlerimizi özgürleştireceğiz." dedi.
Uludağ Üniversitesi Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Topluluğu'nun organize ettiği "Duruş Konuşmaları; Bilgi, Bilinç ve Ahlak" konulu konferansa katılan Davutoğlu, Uludağ'ın Bursa'ya kimlik veren özel bir mekan olduğunu söyledi.
Davutoğlu, Bursa'nın 6 asırlık devlet geleneğindeki yerinin önemli olduğunu belirterek, "Siyasetimize bakın Bursa'yı görürsünüz. İrfanımıza, kültürümüze bakın Bursa'yı görürsünüz. İktisadımıza bakın ipek ile anılan bir şehir olarak Bursa'yı görürsünüz. Bursa'ya referansta bulunmadan bizim tarihimizi anlamak mümkün değildir." şeklinde konuştu.
15 Temmuz gecesinin hem ibret hem de onur gecesi olduğunu anlatan Davutoğlu, o gece bir taraftan ulusal kanallara bağlanarak milleti direnişe, uluslararası kanallar aracılığıyla da dünya kamuoyunu onların propagandalarına alet olmamaya davet ettiğini kaydetti.
Davutoğlu, bu milletin kendisine en büyük onuru verdiğini ve başbakanlık görevini üstelendiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün de Birinci Meclisi açtığı gün gözlerimizin önüne geldiğinde, aynı bina değil ama o meclisin manevi şahsiyetini bombalayan hain güruhun nasıl ortaya çıktığı üzerine biraz tevekkül ettim. İki genç kitle vardı karşımızda. Birileri kendi meclisini bombalıyordu ve onlar belki 15-20 sene önce lise, üniversite öğrencileriydi. Birileri de o bombalar karşısında tankların altına yatarak bu milletin kaderini bu hainlere teslim etmeyeceği iradesini gösteriyordu. Birincisi, nasıl oldu da bu ülkenin çocuklarından robot gibi şartlanmış bir zümre çıkabildi. Ne yapmalıyız ki bir daha hiçbir çete gençlerimizi yanlış yola sevk etmesin. İkincisi de şehadete kadar yürüyen gençlere borcumuz var."
- "Önce zihinlerimizi özgürleştireceğiz"
Kimlik bilincinin önemine de değinen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üniversite ikinci sınıftayken doktora tezimin konusunu belirledim. İngilizlerin Hindistan sömürgeciliği ve Fransızların Cezayir sömürgeciliğinin yöntem farklılıklarının bu toplumlar üzerindeki etkilerini mukayese edip, hiç sömürge tecrübesi yaşamamış ülkemize mukayese yapmayı planlıyordum. Zamanla fark ettim ki gerçek sömürgecilik ekonomik sömürgecilik üzerinden olmuyor. Esas sömürgecilik, zihniyet sömürgeciliğidir. Zihni esir alınmış bir milletin, siyasi olarak özgür olsa bile istiklalini devam ettirmesi çok zordur. Önce zihinlerimizi özgürleştireceğiz."
Konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu'na Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Topluluğu üyelerince çeşitli hediyeler takdim edildi.
Kaynak: AA
Uludağ Üniversitesi Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Topluluğu'nun organize ettiği "Duruş Konuşmaları; Bilgi, Bilinç ve Ahlak" konulu konferansa katılan Davutoğlu, Uludağ'ın Bursa'ya kimlik veren özel bir mekan olduğunu söyledi.
Davutoğlu, Bursa'nın 6 asırlık devlet geleneğindeki yerinin önemli olduğunu belirterek, "Siyasetimize bakın Bursa'yı görürsünüz. İrfanımıza, kültürümüze bakın Bursa'yı görürsünüz. İktisadımıza bakın ipek ile anılan bir şehir olarak Bursa'yı görürsünüz. Bursa'ya referansta bulunmadan bizim tarihimizi anlamak mümkün değildir." şeklinde konuştu.
15 Temmuz gecesinin hem ibret hem de onur gecesi olduğunu anlatan Davutoğlu, o gece bir taraftan ulusal kanallara bağlanarak milleti direnişe, uluslararası kanallar aracılığıyla da dünya kamuoyunu onların propagandalarına alet olmamaya davet ettiğini kaydetti.
Davutoğlu, bu milletin kendisine en büyük onuru verdiğini ve başbakanlık görevini üstelendiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün de Birinci Meclisi açtığı gün gözlerimizin önüne geldiğinde, aynı bina değil ama o meclisin manevi şahsiyetini bombalayan hain güruhun nasıl ortaya çıktığı üzerine biraz tevekkül ettim. İki genç kitle vardı karşımızda. Birileri kendi meclisini bombalıyordu ve onlar belki 15-20 sene önce lise, üniversite öğrencileriydi. Birileri de o bombalar karşısında tankların altına yatarak bu milletin kaderini bu hainlere teslim etmeyeceği iradesini gösteriyordu. Birincisi, nasıl oldu da bu ülkenin çocuklarından robot gibi şartlanmış bir zümre çıkabildi. Ne yapmalıyız ki bir daha hiçbir çete gençlerimizi yanlış yola sevk etmesin. İkincisi de şehadete kadar yürüyen gençlere borcumuz var."
- "Önce zihinlerimizi özgürleştireceğiz"
Kimlik bilincinin önemine de değinen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üniversite ikinci sınıftayken doktora tezimin konusunu belirledim. İngilizlerin Hindistan sömürgeciliği ve Fransızların Cezayir sömürgeciliğinin yöntem farklılıklarının bu toplumlar üzerindeki etkilerini mukayese edip, hiç sömürge tecrübesi yaşamamış ülkemize mukayese yapmayı planlıyordum. Zamanla fark ettim ki gerçek sömürgecilik ekonomik sömürgecilik üzerinden olmuyor. Esas sömürgecilik, zihniyet sömürgeciliğidir. Zihni esir alınmış bir milletin, siyasi olarak özgür olsa bile istiklalini devam ettirmesi çok zordur. Önce zihinlerimizi özgürleştireceğiz."
Konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu'na Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Topluluğu üyelerince çeşitli hediyeler takdim edildi.