Baba Ve Oğul Şeker Hastalığını Anka'da Yendi

Özel Gaziantep Anka Hastanesi, çağın en büyük sağlık sorunu olan, tedavi edilmediği takdirde her geçen gün bir organımıza geri dönüşü olmayacak şekilde zarar veren diyabet hastalığı konusunda hastalara şifa dağıtmaya devam ediyor. 23 yıldır şeker hastası olan 67 yaşında yaşındaki Ali Rıza Torun ve 8 yıldır şeker hastası olan 42 yaşındaki oğlu Zeki Torun yaşamlarını olumsuz etkileyen bu hastalıktan kurtulmak için arayışa giren aile Özel Gaziantep Anka Hastanesi’ne başvurdu. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Olcay Arıcı ve ekibi tarafından hastanede yapılan tetkikler sonucu baba ve oğlun ameliyat açısından bir engelinin olmadığı belirlendi. Bunun üzerine sağlıklı bir yaşam sürmek isteyen baba ve oğul birer gün arayla ameliyata alındı. Başarılı geçen ameliyatların ardından sağlıklarına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan baba, oğul Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Olcay Arıcı ve ekibine teşekkür etti. Tip 2 diyabet hastalığı yüzünden her geçen gün hayatının zorlaştığını belirten 67 yaşındaki Ali Rıza Torun,” 23 yıldır şeker hastalığı ile mücadele ediyordum. İnsülin iğnesi ve ilaç kullanmama rağmen şeker değerim 650 mili gramlara kadar çıkıyordu. Ameliyat öncesi ayak parmaklarımda ağrı ve uyuşma oluyordu. Görme bozuklukları, diyabete bağlı uyku, yorgunluk gibi şikayetlerim vardı. Ameliyat sonrası şeker değerim 200 miligrama düştü. Doktorum kısa süre sonra şeker değerimin normal seviyelere düşeceğini söylüyor. Hastalığa bağlı şikayetlerim de ortadan kayboldu. Hareketlerimde, uyku düzenimde iyileşme gerçekleşti. Artık yemek yedikten sonra şekerim artmıyor, şeker yükselmesine bağlı uyku hali gerçekleşmiyor. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Artık insülin ve ilaç kullanmıyorum. Ameliyattan önce 76 kiloydum. Ameliyatın ardından kısa süre geçmesine rağmen kilom 72 oldu” dedi.

“İlaçları bıraktım, şekerim normal değerlere düştü“

Ali Rıza Torun’un oğlu, 3 çocuk babası Zeki Torun ise, “8 yıldır şeker hastasıyım. İşlerim dolayısıyla sürekli yurt dışına gitmem gerekiyordu. Bu nedenle benim için zor olan insülin iğnesini kullanmayıp, ilaçlarla tedavi olmaya çalışıyordum. Şeker değerim dikkat etmeme rağmen 350 miligramlara kadar çıkıyordu. Trigliseritim yani kandaki yağ oranım ise 1200 gibi ciddi boyutlara ulaşmıştı. Doktorlar şekerden çok trigliserid oranım için endişeliydi. Çünkü insan vücudundaki normal trigliserid seviyesinin 150 mgr/dl olması gerekiyormuş. Benim trigliserid seviyem damar tıkanıklığına bağlı felç geçirme riskimi artırıyordu. Bunun yanı sıra yorgunluk hissi, tansiyon, kolestrol ve gözlerimle ilgili sıkıntılarım vardı. Babamla bu hastalıktan kurtulmak için iyi bir araştırma yaptık. Bu ameliyatın Özel Gaziantep Anka Hastanesinde başarıyla gerçekleştirildiğini öğrendik. Hastaneye başvurduk, hastanede daha önce şeker ameliyatı olan hastalarla da görüştük. Hepsi sonuçtan memnundu. Biz de ameliyat olmaya karar verdik. İyi ki de olmuşuz. Ameliyatın ardından ilaçları bıraktım. Şükürler olsun ki trigliserid seviyem de 250 miligram/dl’ye kadar düştü. Şeker değerim ise 120 miligram. Ameliyat öncesi 101 kiloydum, şu an 95 kiloyum. Doktorum 6 kilonun başlangıç olduğunu daha da kilo vereceğimi söylüyor. Ameliyat sonrasında hızlı bir şekilde kilo verdiğiniz için hareket kabiliyetiniz de artıyor. Kendimi tamamen sağlıklı biri gibi hissetmeye başladım. Bu hastalıktan kurtulmama vesile olan doktoruma çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu.

Operasyonların başarılı geçtiğini belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Olcay Arıcı ise, “Tip 2 diyabet hastası olan baba ve oğlu bir gün arayla ameliyat ettik. Ameliyatın ardından şeker değerleri normal seviyelere düştü. Kilo vermeye başladılar. Artık ilaç ya da insülin kullanmalarına gerek yok. Hastalarımız 1 ay kadar sıvı beslenip daha sonra katı gıdalara geçebilecek ve istediklerini yiyebilecekler” ifadelerine yer verdi. Diyabette erken tanı koymak ve tedaviyi komplikasyonlar gelişmeden erken başlatmanın önemli olduğunu vurgulayan Arıcı, "İlaçla, insülinle ve medikal tedavi ile kontrol altına alınamayan, özellikle Tip 2 şeker hastalarında metabolik cerrahi ameliyatlarıyla hastanın kan şekeri etkin şekilde kontrol altına alınabilmekte. Şeker hastalarının bu ameliyat sayesinde şeker değerleri normal seviyelere düşerken, şekere bağlı rahatsızlıkları da ortadan kalkıyor, kilolarını kontrol altına alabiliyorlar. Ayrıca şeker hastalığına bağlı meydana gelebilecek uç organ hasarları da önlenmiş oluyor. Ameliyatları laparoskopik yani kapalı şekilde yaptığımız için hastalar sosyal yaşamlarına erken dönebiliyor” diye konuştu.