Görevden Atılan İnfaz Memuru, 5 Yıl Sonra Memurluğa Geri Döndü
İzmir 1. No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, infaz ve koruma memuru olarak görev yapan Rasim Çınar, 7 yıl önce yargılandığı dava sonrası hapis cezası aldı. Adalet Bakanlığı da Çınar’ın memurluğuna son verdi. Avukatı Çiler Nazife Koşar aracılığıyla açtığı “memurluğa iade” davasında, Danıştay 5 yıl sonra Çınar’ın göreve dönmesine karar verdi. Avukat Nazife Çiler Koşar, müvekkili Rasim Çınar’ın kazandığı davanın emsal bir karar olduğunu, Adalet Komisyonu’nun müvekkilini telefonla arayıp, göreve iade edildiğini bildirdiğini söyledi.
İnfaz koruma memuru olarak, 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak göreve başlayan Rasim Çınar, asli görevinin yanında herhangi bir resmi görevlendirme yapılmadan mutemetlik görevini de yapmaya başladı.
Rasim Çınar, uzun süre kurumun lojman elektrik tüketim tahsilatını, lojmanlarda oturan personelin maaşlarından otomatik olarak kesilen paralar ile yine aynı kurumun lojmanlarında kalan jandarma personeli tarafından elden verilen elektrik paralarını bir bankanın Şirinyer şubesine yatırdı.
’İtirafımdır’ diye kendini ihbar etti
Çınar, 2010 yılında banka kredi kartlarında yaşadığı sorunlar ve babasının kanser tedavisi için, tahsil ettiği bu paralardan bir miktarını yatırması gereken hesaba bazen geç yatırdı ve son günlerde yatıramaz hale geldi. Bu durumdan oldukça sıkılan Çınar, resmi olmayan mutemetlik görevinin kendisinden alınması üzerine, bu hesaplara ulaşamadığından, geri ödemesi gereken miktarı bilemediği ve vicdani olarak çok rahatsız olduğu için ‘itirafımdır’ başlıklı yazı ile kendi kendini kuruma ihbar etti. Yapılan inceleme sonucunda Çınar, hakkındaki soruşturmanın başlamasından önce 4 bin 559 lirayı banka hesabına yatırıp, 3 bin lirayı da kurumun emanet hesabına tutanak ile teslim etti.
Zimmet suçundan dava açıldı
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan hazırlık soruşturması sonunda, Rasim Çınar hakkında 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’nitelikli zimmet’ suçundan 12 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yapılan yargılama sonucunda, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Çınar’ın üzerine atılı suçun ’nitelikli zimmet’ değil, ’zincirleme şekilde güveni kötüye kullanma’ suçunu kapsadığını belirtip, 1 yıl 3 ay hapis ve 125 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, verilen hapis cezasını 2 bin 500 lira adli para cezasına çarptırdı. Ardından da bu cezayı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
Bakanlık memurluk görevine son verdi
İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Rasim Çınar hakkında verdiği kararının kesinleşmesinin ardından, Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığı, 23 Haziran 2011 yılında 228 sayılı kararı ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/E-g maddesinde yer alan ‘memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici davranışlarda bulunmak’ suçundan, takdiren ‘devlet memurluğundan çıkarma’ cezası ile cezalandırılmasına ve ‘atılı eylemlerin yüz kızartıcı niteliği, eylem tarihinde 10 yıllık memur olmasına rağmen suça meyletmesi nedeniyle, 657 sayılı Kanunun 125/3. maddesi gereğince, verilen cezanın bir alt cezaya indirilmesine takdiren yer olmadığına karar verdi.
İdare Mahkemesine geri dönmek için dava açtı
Karar, Çınar’a 23 Ağustos 2011 yılında tebellüğ edildi. Kararı alan Rasim Çınar, ceza avukatı Çiler Nazife Koşar’a başvurdu. Avukat Koşar, müvekkili adına İdare Mahkemesine, Adalet Bakanlığına karşı, Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 23.6.2011 tarih ve 228 sayılı kararının iptali istemiyle yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı. İzmir 3. İdare Mahkemesi dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 2012 yılında davayı reddetti. Avukat Nazife Çiler Koşar, kararı temyiz etti.
Karar bozuldu
Tam beş yıl sonra Danıştay 5. Dairesi, Avukat Nazife Çiler Koşar’ın temyiz istemi hakkında karar verdi. Danıştay 5. Dairesi, "Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alan disiplin hükümleri çerçevesinde davacının eylemine uyan bir disiplin cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, davacıya isnat edilen fiilin memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak derecede yüz kızartıcı ve utanç verici davranış niteliğinde olmadığı kanaatine varıldığından, davacının devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında ise hukuka uygunluk bulunmamaktadır" gerekçesiyle kararı bozdu.
Avukat Koşar: “Emsal bir karar oldu”
Avukat Nazife Çiler Koşar, müvekkili Rasim Çınar’ın kazandığı davanın emsal bir karar olduğunu, Adalet Komisyonu’nun müvekkilini telefonla arayıp, göreve iade edildiğini bildirdiğini söyledi.
Kaynak: İHA
Rasim Çınar, uzun süre kurumun lojman elektrik tüketim tahsilatını, lojmanlarda oturan personelin maaşlarından otomatik olarak kesilen paralar ile yine aynı kurumun lojmanlarında kalan jandarma personeli tarafından elden verilen elektrik paralarını bir bankanın Şirinyer şubesine yatırdı.
’İtirafımdır’ diye kendini ihbar etti
Çınar, 2010 yılında banka kredi kartlarında yaşadığı sorunlar ve babasının kanser tedavisi için, tahsil ettiği bu paralardan bir miktarını yatırması gereken hesaba bazen geç yatırdı ve son günlerde yatıramaz hale geldi. Bu durumdan oldukça sıkılan Çınar, resmi olmayan mutemetlik görevinin kendisinden alınması üzerine, bu hesaplara ulaşamadığından, geri ödemesi gereken miktarı bilemediği ve vicdani olarak çok rahatsız olduğu için ‘itirafımdır’ başlıklı yazı ile kendi kendini kuruma ihbar etti. Yapılan inceleme sonucunda Çınar, hakkındaki soruşturmanın başlamasından önce 4 bin 559 lirayı banka hesabına yatırıp, 3 bin lirayı da kurumun emanet hesabına tutanak ile teslim etti.
Zimmet suçundan dava açıldı
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan hazırlık soruşturması sonunda, Rasim Çınar hakkında 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’nitelikli zimmet’ suçundan 12 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yapılan yargılama sonucunda, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Çınar’ın üzerine atılı suçun ’nitelikli zimmet’ değil, ’zincirleme şekilde güveni kötüye kullanma’ suçunu kapsadığını belirtip, 1 yıl 3 ay hapis ve 125 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, verilen hapis cezasını 2 bin 500 lira adli para cezasına çarptırdı. Ardından da bu cezayı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
Bakanlık memurluk görevine son verdi
İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Rasim Çınar hakkında verdiği kararının kesinleşmesinin ardından, Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığı, 23 Haziran 2011 yılında 228 sayılı kararı ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/E-g maddesinde yer alan ‘memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici davranışlarda bulunmak’ suçundan, takdiren ‘devlet memurluğundan çıkarma’ cezası ile cezalandırılmasına ve ‘atılı eylemlerin yüz kızartıcı niteliği, eylem tarihinde 10 yıllık memur olmasına rağmen suça meyletmesi nedeniyle, 657 sayılı Kanunun 125/3. maddesi gereğince, verilen cezanın bir alt cezaya indirilmesine takdiren yer olmadığına karar verdi.
İdare Mahkemesine geri dönmek için dava açtı
Karar, Çınar’a 23 Ağustos 2011 yılında tebellüğ edildi. Kararı alan Rasim Çınar, ceza avukatı Çiler Nazife Koşar’a başvurdu. Avukat Koşar, müvekkili adına İdare Mahkemesine, Adalet Bakanlığına karşı, Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 23.6.2011 tarih ve 228 sayılı kararının iptali istemiyle yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı. İzmir 3. İdare Mahkemesi dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 2012 yılında davayı reddetti. Avukat Nazife Çiler Koşar, kararı temyiz etti.
Karar bozuldu
Tam beş yıl sonra Danıştay 5. Dairesi, Avukat Nazife Çiler Koşar’ın temyiz istemi hakkında karar verdi. Danıştay 5. Dairesi, "Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alan disiplin hükümleri çerçevesinde davacının eylemine uyan bir disiplin cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, davacıya isnat edilen fiilin memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak derecede yüz kızartıcı ve utanç verici davranış niteliğinde olmadığı kanaatine varıldığından, davacının devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında ise hukuka uygunluk bulunmamaktadır" gerekçesiyle kararı bozdu.
Avukat Koşar: “Emsal bir karar oldu”
Avukat Nazife Çiler Koşar, müvekkili Rasim Çınar’ın kazandığı davanın emsal bir karar olduğunu, Adalet Komisyonu’nun müvekkilini telefonla arayıp, göreve iade edildiğini bildirdiğini söyledi.