Balıbey 'Diş Lekelerinde Çözüm Kişiye Özel Olmalı'
Yüksek aşındırıcı materyallerle sert bir şekilde dişlerin fırçalanmasının renkleşme problemlerini gideremeyeceğine dikkat çeken İstanbul Aydın Üniversitesi Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi Dt. Neşe Balıbey, diş renklenmelerindeki çözümün kişiye ve dişe özel olduğuna vurgu yaptı.
Günümüzde estetik beklentilerin artıyor. Düzgün ve bembeyaz dişler ise bunu sağlayan en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkarken; hem sağlıklı, hem estetik, hem de beyaz dişlere sahip olmak, kişinin kendine güvenini ve insanlarla iletişimini de olumlu etkiliyor. İstanbul Aydın Üniversitesi Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi Dt. Neşe Balıbey, diş bakımına ve temizliğine özen gösterilmesinin hem estetik hem de psikolojik olarak insanın kendisini iyi hissetmesini sağladığına vurgu yaptı. Düzenli bir biçimde diş hekimine giderek bakımını yaptırmayan, besin tüketimi ardından diş temizliğini yapmayan ve dişlerine zarar verecek özellikte besin tüketimi yapan kişilerde zaman ilerledikçe lekeler oluşacağının altını çizdi.
Diş renginin dişin iç yapısının rengi ve diş yüzeyinde var olan dış renklenmelerin bütününden meydana geldiğini belirten Dt. Balıbey, “İçsel diş rengi, diş minesi ve dentinin ışığı dağıtma ve yüzeye tutunma (adsorbsiyon) özellikleriyle yakından alakalıdır” dedi.
Dt. Neşe Balıbey, dişte oluşan renklenmelerin dişin dış yüzeyinden veya iç yüzeyinden kaynaklanabileceğine işaret etti ve bu lekeleri mine yüzeyinde oluşan lekeler, bakteri plağına bağlı lekeler ve diş yapısının bir parçası olan içten gelişen lekeler olarak ortaya koyuyor.
Çay Ve Sigara Diş Minesinde Lekelere Yol Açıyor
Mine yüzeyinde oluşan lekelerin dişlerin arasında ve dişlerin kıvrımlı yüzeylerinin üzerinde bulunduğunu kaydeden Dt. Balıbey, “Koyu kahverengi olarak görünen bu lekelenmeler, kahve, çay ve tütün gibi güçlü renklendirme özelliği olan maddelerin tüketiminden kaynaklanır. Ayrıca kola gibi asitli içecek tüketimi, alkol tüketimi de bu tip renklenmelerin oluşması için tutunma alanları sağlamaktadır” diyor ve günlük diş fırçalanması, gargara kullanımı ile birlikte düzenli olarak yılda bir diş hekiminin yaptığı temizlikler ile genellikle kontrol altına alınabileceğine dikkat çekti.
Dt. Neşe Balıbey, diş yüzeyinde bulunan ‘mikro çatlak’ bölgelerine yerleşerek oluşan yüzey renklenmesinin ise çok da kolay giderilemeyeceğinin altını çizdi. “Bu mikro çatlak denilen yapı, dişin dış yapısını oluşturan ‘mine’de görülür ve genellikle sert objeleri çiğneme ile meydana gelir. Bu yapılar çok incedir bu yüzden gıda ya da tütün sebebiyle renkleşmeden fark edilmezler. Çözüm ise, diş hekimi tarafından yapılan temizliğe ek olarak, dolgu veya porselenler ile restorasyonlar yapılması ya da bleaching denilen beyazlatma işlemi yapılmasıdır.”
Bakteri Plağına Bağlı Lekeler
İkinci tip lekelenme olarak nitelendirilen bakteri plağına bağlı lekeleri, diş üzerinde zamanla meydana gelen, yapışkan bir film tabakası ya da diş taşları yani tartarlar olarak ifade ediyor. Dt. Balıbey, plakların doğru ve etkin bir fırçalama ile dişlerden uzaklaştırılmadığı zaman hem dişeti altında hem de diş üzerinde sert yapılar oluşturacaklarına vurgu yapıyor ve “Bu lekelenmeler çoğunlukla alt ön dişlerde meydana gelirler, bakteriyel kaynaklı veya yetersiz ağız bakımı sonucunda oluşabilirler. Hekim tarafından yapılan diş taşı temizliği ve polisaj işlemi ile ortadan kaldırılabilirler” dedi.
İçten Gelişen Lekeler
Dt. Neşe Balıbey, diş yapısının bir parçası olan içten gelişen lekeleri de dişin kendi yapısında oluşan renklenmeler olarak nitelendiriyor ve “Bu renklenmeler, dişin mine tabakasında boydan boya kahverengi-grimsi bantlar şeklinde kendisini gösterir. Bunlar, kişi daha anne karnında iken dişlerinin hatalı sertleşmesi ya da normal mine oluşumu sırasında kullanılan ilaç ya da hastalığa bağlı oluşan bozulmalardan kaynaklanır. Sekiz yaşından önce tetrasiklin antibiyotiği ile tedavi edilmiş ya da annelerinin hamile iken bu ilacı kullanması ile sarı, kahverengi veya mavi-gri renklenmeler oluşur. Bunlara tetrasiklin renklenmesi denir. Günümüzde bu ilacın kullanımı ile ilgili kısıtlamalar getirilmiştir” dedi.
Travma diş lekelerine yol açabilir!
Travma sonucu canlılığını yitiren ya da kanal tedavisi gören dişlerde de renklenme görülebildiğine dikkat çeken Dt. Balıbey, bu tip renklenen dişlere ise sadece o dişi kapsayan kanal içi beyazlatma yapılabildiğini söylüyor. Tetrasiklin ya da benzeri şekilde bir ilaç sebepli meydana gelen renklenme probleminin ise beyazlatma ya da dişlerin porselen kaplanması ile giderilebileceği bilgisini paylaşıyor: “Çürük başlangıcı veya mine oluşumu sırasında meydana gelen hatalar sebepli diş yüzeyinde görülen beyaz bölgelerin giderilmesinde ise ancak dolgu ve porselen yapımı uygulanabilir.”
Yüksek aşındırıcı materyallerle sert bir şekilde dişlerin fırçalanmasının renklenme problemlerini gideremeyeceğine dikkat çeken Dt. Neşe Balıbey, “Her renkleşme tipinin çözümü kişiye ve o dişe özeldir. Böyle problemler var ise muhakkak bir diş hekimine danışılmalıdır” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Diş renginin dişin iç yapısının rengi ve diş yüzeyinde var olan dış renklenmelerin bütününden meydana geldiğini belirten Dt. Balıbey, “İçsel diş rengi, diş minesi ve dentinin ışığı dağıtma ve yüzeye tutunma (adsorbsiyon) özellikleriyle yakından alakalıdır” dedi.
Dt. Neşe Balıbey, dişte oluşan renklenmelerin dişin dış yüzeyinden veya iç yüzeyinden kaynaklanabileceğine işaret etti ve bu lekeleri mine yüzeyinde oluşan lekeler, bakteri plağına bağlı lekeler ve diş yapısının bir parçası olan içten gelişen lekeler olarak ortaya koyuyor.
Çay Ve Sigara Diş Minesinde Lekelere Yol Açıyor
Mine yüzeyinde oluşan lekelerin dişlerin arasında ve dişlerin kıvrımlı yüzeylerinin üzerinde bulunduğunu kaydeden Dt. Balıbey, “Koyu kahverengi olarak görünen bu lekelenmeler, kahve, çay ve tütün gibi güçlü renklendirme özelliği olan maddelerin tüketiminden kaynaklanır. Ayrıca kola gibi asitli içecek tüketimi, alkol tüketimi de bu tip renklenmelerin oluşması için tutunma alanları sağlamaktadır” diyor ve günlük diş fırçalanması, gargara kullanımı ile birlikte düzenli olarak yılda bir diş hekiminin yaptığı temizlikler ile genellikle kontrol altına alınabileceğine dikkat çekti.
Dt. Neşe Balıbey, diş yüzeyinde bulunan ‘mikro çatlak’ bölgelerine yerleşerek oluşan yüzey renklenmesinin ise çok da kolay giderilemeyeceğinin altını çizdi. “Bu mikro çatlak denilen yapı, dişin dış yapısını oluşturan ‘mine’de görülür ve genellikle sert objeleri çiğneme ile meydana gelir. Bu yapılar çok incedir bu yüzden gıda ya da tütün sebebiyle renkleşmeden fark edilmezler. Çözüm ise, diş hekimi tarafından yapılan temizliğe ek olarak, dolgu veya porselenler ile restorasyonlar yapılması ya da bleaching denilen beyazlatma işlemi yapılmasıdır.”
Bakteri Plağına Bağlı Lekeler
İkinci tip lekelenme olarak nitelendirilen bakteri plağına bağlı lekeleri, diş üzerinde zamanla meydana gelen, yapışkan bir film tabakası ya da diş taşları yani tartarlar olarak ifade ediyor. Dt. Balıbey, plakların doğru ve etkin bir fırçalama ile dişlerden uzaklaştırılmadığı zaman hem dişeti altında hem de diş üzerinde sert yapılar oluşturacaklarına vurgu yapıyor ve “Bu lekelenmeler çoğunlukla alt ön dişlerde meydana gelirler, bakteriyel kaynaklı veya yetersiz ağız bakımı sonucunda oluşabilirler. Hekim tarafından yapılan diş taşı temizliği ve polisaj işlemi ile ortadan kaldırılabilirler” dedi.
İçten Gelişen Lekeler
Dt. Neşe Balıbey, diş yapısının bir parçası olan içten gelişen lekeleri de dişin kendi yapısında oluşan renklenmeler olarak nitelendiriyor ve “Bu renklenmeler, dişin mine tabakasında boydan boya kahverengi-grimsi bantlar şeklinde kendisini gösterir. Bunlar, kişi daha anne karnında iken dişlerinin hatalı sertleşmesi ya da normal mine oluşumu sırasında kullanılan ilaç ya da hastalığa bağlı oluşan bozulmalardan kaynaklanır. Sekiz yaşından önce tetrasiklin antibiyotiği ile tedavi edilmiş ya da annelerinin hamile iken bu ilacı kullanması ile sarı, kahverengi veya mavi-gri renklenmeler oluşur. Bunlara tetrasiklin renklenmesi denir. Günümüzde bu ilacın kullanımı ile ilgili kısıtlamalar getirilmiştir” dedi.
Travma diş lekelerine yol açabilir!
Travma sonucu canlılığını yitiren ya da kanal tedavisi gören dişlerde de renklenme görülebildiğine dikkat çeken Dt. Balıbey, bu tip renklenen dişlere ise sadece o dişi kapsayan kanal içi beyazlatma yapılabildiğini söylüyor. Tetrasiklin ya da benzeri şekilde bir ilaç sebepli meydana gelen renklenme probleminin ise beyazlatma ya da dişlerin porselen kaplanması ile giderilebileceği bilgisini paylaşıyor: “Çürük başlangıcı veya mine oluşumu sırasında meydana gelen hatalar sebepli diş yüzeyinde görülen beyaz bölgelerin giderilmesinde ise ancak dolgu ve porselen yapımı uygulanabilir.”
Yüksek aşındırıcı materyallerle sert bir şekilde dişlerin fırçalanmasının renklenme problemlerini gideremeyeceğine dikkat çeken Dt. Neşe Balıbey, “Her renkleşme tipinin çözümü kişiye ve o dişe özeldir. Böyle problemler var ise muhakkak bir diş hekimine danışılmalıdır” şeklinde konuştu.