AGİT'ten 'Din Ve İnanç Özgürlüğü Konferansı'
AGİT Daimi Konseyi Başkanı Koja: 'Din özgürlüğü ve inanç hakkı toplumlarımızda sürdürülebilir istikrarın ve güvenliğin sağlanmasına vazgeçilmez bir katkı sağlamaktadır'.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Daimi Konseyi Başkanı ve Avusturya'nın AGİT Daimi Temsilcisi Büyükelçi Clemens Koja, 'Din özgürlüğü ve inanç hakkı toplumlarımızda sürdürülebilir istikrarın ve güvenliğin sağlanmasına vazgeçilmez bir katkı sağlamaktadır.' dedi.
Avusturya'nın başkenti Viyana'da AGİT tarafından düzenlenen 'Din ve İnanç Özgürlüğü Konferansı'nda, din, inanç özgürlüğü ve hoşgörünün sağlanmasının yanı sıra ayrımcılık yapılmamasının güvenlik bakımından hayati öneme sahip olduğu vurgulandı.
Konferansta konuşan Koja, din ve inanç özgürlüklerinin güvence altına alınmasında ortaya çıkan bazı zorlukların üstesinden gelmenin yalnızca iş birliğiyle mümkün olduğunu söyledi.
Koja, 'Din özgürlüğü ve inanç hakkı toplumlarımızda sürdürülebilir istikrarın ve güvenliğin sağlanmasına vazgeçilmez bir katkı sağlamaktadır.' ifadesini kullandı.
Söz konusu hak ve özgürlüklerin birlikte anlaşılabilmesi için diyalog ve iş birliğinin önemine işaret eden Koja, din ve inanç özgürlüğünün demokrasileri güçlendireceğine dikkati çekti.
- 'AGİT üyesi bazı ülkelerde özgürlükler belli gruplara veriliyor'
AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) Müdürü Michael Georg Link de açık, hoşgörülü ve kapsayıcı toplumlar oluşturma çabalarının önündeki engellere değindi.
Link, belirli din veya inanç gruplarına yönelik hoşgörüsüz ve tehlikeli yaklaşımlar sergileyen çevrelerin, toplumsal barış ve uyumu tehlikeye atacağını bildirdi.
Bazı AGİT üyesi devletlerin, evrensel insan haklarını, din özgürlüğü veya inanç özgürlüğünü ülkelerin önceden tanımladığı belirli gruplara has kıldığını dile getiren Link, 'Bazı üye ülkeler, çok ileri giderek din veya inanç özgürlüğünün kullanılmasını devletin özel izniyle mümkün kılıyorlar. Bu durum din ve inanç özgürlüğü kavramını, inançsızlar dahil, ayrım yapmaksızın herkese ait olan vazgeçilmez bir hak olarak kabul etmediklerini gösteriyor.' değerlendirmesini yaptı.
İtalya'nın Siena Üniversitesinde Hukuk ve İlahiyat Profesörü ve ODIHR Din ve İnanç Özgürlüğü Uzmanları Komisyonu Üyesi olan Marco Ventura ise din veya inanç hakkının AGİT bölgesinde ciddiye alınmadığını hatta tehdit unsuru olarak görüldüğünü kaydetti.
Ventura, 'Bu yanlış anlaşılma toplumların sabit görüşlülüğünden kaynaklanıyor. Öyle ki bu tutum ayrımcılık ve hoşgörüsüzlüğü beslerken, insan haklarının uygulanmasını engelliyor.' görüşünü paylaştı.
Kaynak: AA
Avusturya'nın başkenti Viyana'da AGİT tarafından düzenlenen 'Din ve İnanç Özgürlüğü Konferansı'nda, din, inanç özgürlüğü ve hoşgörünün sağlanmasının yanı sıra ayrımcılık yapılmamasının güvenlik bakımından hayati öneme sahip olduğu vurgulandı.
Konferansta konuşan Koja, din ve inanç özgürlüklerinin güvence altına alınmasında ortaya çıkan bazı zorlukların üstesinden gelmenin yalnızca iş birliğiyle mümkün olduğunu söyledi.
Koja, 'Din özgürlüğü ve inanç hakkı toplumlarımızda sürdürülebilir istikrarın ve güvenliğin sağlanmasına vazgeçilmez bir katkı sağlamaktadır.' ifadesini kullandı.
Söz konusu hak ve özgürlüklerin birlikte anlaşılabilmesi için diyalog ve iş birliğinin önemine işaret eden Koja, din ve inanç özgürlüğünün demokrasileri güçlendireceğine dikkati çekti.
- 'AGİT üyesi bazı ülkelerde özgürlükler belli gruplara veriliyor'
AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) Müdürü Michael Georg Link de açık, hoşgörülü ve kapsayıcı toplumlar oluşturma çabalarının önündeki engellere değindi.
Link, belirli din veya inanç gruplarına yönelik hoşgörüsüz ve tehlikeli yaklaşımlar sergileyen çevrelerin, toplumsal barış ve uyumu tehlikeye atacağını bildirdi.
Bazı AGİT üyesi devletlerin, evrensel insan haklarını, din özgürlüğü veya inanç özgürlüğünü ülkelerin önceden tanımladığı belirli gruplara has kıldığını dile getiren Link, 'Bazı üye ülkeler, çok ileri giderek din veya inanç özgürlüğünün kullanılmasını devletin özel izniyle mümkün kılıyorlar. Bu durum din ve inanç özgürlüğü kavramını, inançsızlar dahil, ayrım yapmaksızın herkese ait olan vazgeçilmez bir hak olarak kabul etmediklerini gösteriyor.' değerlendirmesini yaptı.
İtalya'nın Siena Üniversitesinde Hukuk ve İlahiyat Profesörü ve ODIHR Din ve İnanç Özgürlüğü Uzmanları Komisyonu Üyesi olan Marco Ventura ise din veya inanç hakkının AGİT bölgesinde ciddiye alınmadığını hatta tehdit unsuru olarak görüldüğünü kaydetti.
Ventura, 'Bu yanlış anlaşılma toplumların sabit görüşlülüğünden kaynaklanıyor. Öyle ki bu tutum ayrımcılık ve hoşgörüsüzlüğü beslerken, insan haklarının uygulanmasını engelliyor.' görüşünü paylaştı.