Tarihi Elektrik Fabrikasını Yaşatan Tasarım
İzmirli öğrenciler, Alsancak’taki yıkılmaya yüz tutan tarihi İzmir Elektrik Fabrikasını, mimarlık mirası olarak korunarak gelecek nesillere aktarılması için yeniden tasarladı. Enerji müzesi, performans sanatları merkezi, ortak çalışma mekanları, yeme-içme alanları gibi kamusal mekanlarla yeniden işlevlendirilen tarihi Elektrik Fabrikasının tekrar “yaşayan bir mekan” haline gelmesi hedeflendi.
Alsancak Limanının hemen arkasında yer alan ve yıkılmaya yüz tutsa da kırmızı tuğla yapısıyla görenleri kendine hayran bırakan kentin simgelerinden 89 yaşındaki eski İzmir Elektrik Fabrikası, gelecek nesillere korunarak ulaşabilmesi için Yaşar Üniversitesi İç mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencileri tarafından yeniden işlevlendirilerek tasarlandı. Üçüncü sınıf öğrencileri, İntegral İç Mimarlık Stüdyosu dersinde, tarihsel yapının restore edilerek korunması ve yeniden işlevlendirilmesi konusunda projeler üretti. Ders, Öğretim Görevlisi Sergio Taddonio koordinatörlüğünde, Yrd. Doç. Dr. Ebru Karabağ Aydeniz, öğretim görevlileri Fulya Ballı, Cengiz Ultav, Nazlı İpek Mavuşoğlu Çakman, Metehan Özcan ve Zeynep Ünal ile Araştırma Görevlisi Yarkın Üstünes tarafından yürütüldü. Öğrenciler, dönem boyunca, Elektrik Fabrikasının, müze, performans sanatları merkezi, ortak çalışma ve üretim mekanları ile kamusal alanlardan oluşan bir programla dönüşümü konusunda çalıştı.
"Kültür mirası yapılar yaşatılmalı"
Yrd. Doç. Dr. Ebru Karabağ Aydeniz, “Alsancak bölgesindeki zengin endüstri mirası yapılar çevresindeki tesislerle birlikte nitelikli bir bütün oluşturuyor. Ancak günümüzde Elektrik Fabrikasında olduğu gibi yapıların bir kısmı, çeşitli sebeplerle işlevlerini kaybederek terk ediliyor, kimi zaman da yıkılarak yok ediliyor. Oysa ülkemizde de özgün işlevini kaybettikten sonra başarılı müdahalelerle yeniden işlevlendirilen yapılar, kimliklerini koruyarak varlıklarını sürdürebileceğini gösteriyor. Tarihi Havagazı Fabrikası bu güzel örneklerden biri. Elektrik Fabrikası da kent kimliğinin önemli bir bileşeni ve mimarlık mirası olarak korunması gerekli. Bu amaçla, öğrencilerden, binanın gelecek nesillere aktarılması için tasarımlar yapmalarını istedik” dedi.
Bomontiada, Santral İstanbul ve Ankara Cermoden örnekleri
Öğretim Görevlisi Sergio Taddonio da “Türkiye’deki kent ölçekli ilk elektrik santrali olan Silahtarağa Elektrik Santrali, 1983’te kapanmasının ardından uzun süre atıl durumda kalmış, ancak 2007’de Santral İstanbul adıyla içinde enerji müzesi, sanat merkezi gibi unsurları barındıran bir üniversite kampüsü olarak açıldı. İstanbul’da Bomonti Bira Fabrikasından dönüştürülerek yapılan Bomontiada ile Ankara’daki Cermodern binaları da diğer başarılı örneklerden” diye konuştu.
Sergi elektrik fabrikasında yapıldı
Yapıların işlevsel dönüşümü kapsamında yaklaşık 5 ay boyunca proje üstünde çalışan öğrenciler, final projelerini, tarihi binanın yanındaki alanda sergiledi. Final sergisini inceleyen isimler arasında akademisyenlerin yanı sıra 1964’te İzmir Elektrik Fabrikası’nda müdürlük yapan Süha Tarman da yer aldı. Projeleri inceleyen Tarman, “Belçikalılar tarafından yapılan bu santral İzmir’in bir nevi beyniydi. Şimdi önünden geçerken bu yıkık dökük haline bakmaya kıyamıyorum. Santral İstanbul’daki müzeyi gezdim. Yalnız bir müze olarak değil, aynı zamanda yeni teknolojiyi de gösteren, bazı deneyler ve diğer konularla ilgili, yani bilimsel bir müze olarak buranın açılmasını canı gönülden isterim. Bunun için elimden gelen her şeyi yaparım. Elimdeki belgeleri, fabrikanın eski fotoğraflarından tutun da eğitimle ilgili projeleri, APİKAM’a verdim. Öğrencilerin, tasarımlarını görünce çok mutlu oldum ve gelecek adına umutlandım” dedi.
İzmir Elektrik Fabrikası’nın yapımına, Havagazı Fabrikası’nın hemen yanında, 1926’da başlandı. Belçikalı Traction-Elektricite Şirketi tarafından 1928’de hizmete açıldı. 61 yıl aralıksız hizmet verdi. Türkiye’nin linyit kömürü kullanan ilk enerji üretim tesisiydi. Yarattığı çevre kirliliği ve artık verimli olmaması nedeniyle 1989’da kapatıldı. Bina o günden bu yana atıl durumda kaldı. Yıllardır kaderine terk edilen tescilli eski Elektrik Fabrikası alanının mülkiyeti Özelleştirme İdaresi’nde bulunuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin, Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurduğu ve müze yapmak için alanın tahsilini istediği biliniyor.
Kaynak: İHA
"Kültür mirası yapılar yaşatılmalı"
Yrd. Doç. Dr. Ebru Karabağ Aydeniz, “Alsancak bölgesindeki zengin endüstri mirası yapılar çevresindeki tesislerle birlikte nitelikli bir bütün oluşturuyor. Ancak günümüzde Elektrik Fabrikasında olduğu gibi yapıların bir kısmı, çeşitli sebeplerle işlevlerini kaybederek terk ediliyor, kimi zaman da yıkılarak yok ediliyor. Oysa ülkemizde de özgün işlevini kaybettikten sonra başarılı müdahalelerle yeniden işlevlendirilen yapılar, kimliklerini koruyarak varlıklarını sürdürebileceğini gösteriyor. Tarihi Havagazı Fabrikası bu güzel örneklerden biri. Elektrik Fabrikası da kent kimliğinin önemli bir bileşeni ve mimarlık mirası olarak korunması gerekli. Bu amaçla, öğrencilerden, binanın gelecek nesillere aktarılması için tasarımlar yapmalarını istedik” dedi.
Bomontiada, Santral İstanbul ve Ankara Cermoden örnekleri
Öğretim Görevlisi Sergio Taddonio da “Türkiye’deki kent ölçekli ilk elektrik santrali olan Silahtarağa Elektrik Santrali, 1983’te kapanmasının ardından uzun süre atıl durumda kalmış, ancak 2007’de Santral İstanbul adıyla içinde enerji müzesi, sanat merkezi gibi unsurları barındıran bir üniversite kampüsü olarak açıldı. İstanbul’da Bomonti Bira Fabrikasından dönüştürülerek yapılan Bomontiada ile Ankara’daki Cermodern binaları da diğer başarılı örneklerden” diye konuştu.
Sergi elektrik fabrikasında yapıldı
Yapıların işlevsel dönüşümü kapsamında yaklaşık 5 ay boyunca proje üstünde çalışan öğrenciler, final projelerini, tarihi binanın yanındaki alanda sergiledi. Final sergisini inceleyen isimler arasında akademisyenlerin yanı sıra 1964’te İzmir Elektrik Fabrikası’nda müdürlük yapan Süha Tarman da yer aldı. Projeleri inceleyen Tarman, “Belçikalılar tarafından yapılan bu santral İzmir’in bir nevi beyniydi. Şimdi önünden geçerken bu yıkık dökük haline bakmaya kıyamıyorum. Santral İstanbul’daki müzeyi gezdim. Yalnız bir müze olarak değil, aynı zamanda yeni teknolojiyi de gösteren, bazı deneyler ve diğer konularla ilgili, yani bilimsel bir müze olarak buranın açılmasını canı gönülden isterim. Bunun için elimden gelen her şeyi yaparım. Elimdeki belgeleri, fabrikanın eski fotoğraflarından tutun da eğitimle ilgili projeleri, APİKAM’a verdim. Öğrencilerin, tasarımlarını görünce çok mutlu oldum ve gelecek adına umutlandım” dedi.
İzmir Elektrik Fabrikası’nın yapımına, Havagazı Fabrikası’nın hemen yanında, 1926’da başlandı. Belçikalı Traction-Elektricite Şirketi tarafından 1928’de hizmete açıldı. 61 yıl aralıksız hizmet verdi. Türkiye’nin linyit kömürü kullanan ilk enerji üretim tesisiydi. Yarattığı çevre kirliliği ve artık verimli olmaması nedeniyle 1989’da kapatıldı. Bina o günden bu yana atıl durumda kaldı. Yıllardır kaderine terk edilen tescilli eski Elektrik Fabrikası alanının mülkiyeti Özelleştirme İdaresi’nde bulunuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin, Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurduğu ve müze yapmak için alanın tahsilini istediği biliniyor.