İsrail Kabinesinin Mescid-İ Aksa'nın Altındaki Tünelde Toplanması
Hamas Siyasi Büro Üyesi: 'Düşman (İsrail) hükümetinin Burak Duvarı'nın (Ağlama Duvarı) altındaki tünellerde toplanması, Mescidi Aksa ile alakalı hayallerini gerçekleştirmek için yeni bir adımdır' 'İşgal gücünün ucuz propagandayla veya Burak Duvarı’nın (Ağlama Duvarı) altındaki tünellerde kabine toplantısı gibi provokatif eylemlerle gerilimi tırmandırarak, işgal altındaki Kudüs ve mübarek Mescidi Aksa’da bir hak elde edemez'.
KUDÜS – Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas, İsrail hükümetinin haftalık kabine toplantısını, Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’nın altındaki tünellerde yapmasını tehlikeli ve provokatif bir adım olarak niteledi.
Hamas siyasi büro üyelerinden İzzet Rişk, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Düşman (İsrail) hükümetinin Burak Duvarı'nın (Ağlama Duvarı) altındaki tünellerde toplanması, Mescid-i Aksa ile alakalı hayallerini gerçekleştirmek için yeni bir adımdır. Çabaları boşa çıkacak, hayalleri kırılacak.” dedi.
İsrail hükümetinin Mescid-i Aksa’nın altındaki tünellerde toplanmasının tehlikeli ve provokatif bir adım olduğuna vurgu yapılan açıklamada, 'İşgal gücünün ucuz propagandayla veya Burak Duvarı’nın (Ağlama Duvarı) altındaki tünellerde kabine toplantısı gibi provokatif eylemlerle gerilimi tırmandırarak, işgal altındaki Kudüs ve mübarek Mescid-i Aksa’da bir hak elde edemez.' ifadelerine yer verildi.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri Saib Ureykat da daha önce yaptığı yazılı açıklamada, İsrail hükümetinin haftalık toplantısını Aksa’nın altındaki tünellerde düzenlemesini ve söz konusu toplantıda uluslararası kanunları hiçe sayan Yahudileştirme projelerini onaylamasını kınayarak, 'Kudüs'te uygulanan projeler kanunen hükümsüzdür.' demişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Mescid-i Aksa’nın altındaki tünellerde yapılan toplantıda, “İsrail kabinesi bugün Kral Süleyman'ın ‘birinci tapınağı’ inşa ettiği ve Babil sürgününden dönen Yahudilerin ‘ikinci tapınağı’ inşa ettiği yerde toplandı. Aradan binlerce yıl geçti ve Yahudi halkı topraklarına geri döndü, devletini kurdu ve şimdi de birleşik başkentini (Kudüs'ü) inşa ediyor.” şeklinde konuşmuştu.
Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor. Yahudiler ise içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Mescid-i Aksa Külliyesi altında Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor ve Harem-i Şerif'te kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.
İsrail yönetimi, Yahudi yerleşimcileri, polis korumasında Mescid-i Aksa'nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanların girişlerine de yaş sınırlaması getiriyor. Birçok radikal Yahudi örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğunu iddia ederek Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılmasını istiyor.
UNESCO Dışişleri Komisyonu, 13 Ekim 20016'da Mescid-i Aksa'nın Musevilikle bağına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığına ilişkin tasarıyı 6'ya karşılık 24 oyla kabul edilmişti. İsrail’in tepkiyle karşıladığı karar için Fransa çekimser oy kullanırken, ABD, Almanya ve İngiltere 'hayır' oyu kullanan ülkeler arasında yer almıştı. UNESCO Yürütme Kurulu da iki gün önce kararı onaylamıştı.
Kaynak: AA
Hamas siyasi büro üyelerinden İzzet Rişk, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Düşman (İsrail) hükümetinin Burak Duvarı'nın (Ağlama Duvarı) altındaki tünellerde toplanması, Mescid-i Aksa ile alakalı hayallerini gerçekleştirmek için yeni bir adımdır. Çabaları boşa çıkacak, hayalleri kırılacak.” dedi.
İsrail hükümetinin Mescid-i Aksa’nın altındaki tünellerde toplanmasının tehlikeli ve provokatif bir adım olduğuna vurgu yapılan açıklamada, 'İşgal gücünün ucuz propagandayla veya Burak Duvarı’nın (Ağlama Duvarı) altındaki tünellerde kabine toplantısı gibi provokatif eylemlerle gerilimi tırmandırarak, işgal altındaki Kudüs ve mübarek Mescid-i Aksa’da bir hak elde edemez.' ifadelerine yer verildi.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri Saib Ureykat da daha önce yaptığı yazılı açıklamada, İsrail hükümetinin haftalık toplantısını Aksa’nın altındaki tünellerde düzenlemesini ve söz konusu toplantıda uluslararası kanunları hiçe sayan Yahudileştirme projelerini onaylamasını kınayarak, 'Kudüs'te uygulanan projeler kanunen hükümsüzdür.' demişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Mescid-i Aksa’nın altındaki tünellerde yapılan toplantıda, “İsrail kabinesi bugün Kral Süleyman'ın ‘birinci tapınağı’ inşa ettiği ve Babil sürgününden dönen Yahudilerin ‘ikinci tapınağı’ inşa ettiği yerde toplandı. Aradan binlerce yıl geçti ve Yahudi halkı topraklarına geri döndü, devletini kurdu ve şimdi de birleşik başkentini (Kudüs'ü) inşa ediyor.” şeklinde konuşmuştu.
Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor. Yahudiler ise içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Mescid-i Aksa Külliyesi altında Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor ve Harem-i Şerif'te kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.
İsrail yönetimi, Yahudi yerleşimcileri, polis korumasında Mescid-i Aksa'nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanların girişlerine de yaş sınırlaması getiriyor. Birçok radikal Yahudi örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğunu iddia ederek Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılmasını istiyor.
UNESCO Dışişleri Komisyonu, 13 Ekim 20016'da Mescid-i Aksa'nın Musevilikle bağına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığına ilişkin tasarıyı 6'ya karşılık 24 oyla kabul edilmişti. İsrail’in tepkiyle karşıladığı karar için Fransa çekimser oy kullanırken, ABD, Almanya ve İngiltere 'hayır' oyu kullanan ülkeler arasında yer almıştı. UNESCO Yürütme Kurulu da iki gün önce kararı onaylamıştı.