Özgürgün'e 'Yakın Doğu Altın Anahtar Onur Ödülü'

KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün’e Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İ. Günsel tarafından "Yakın Doğu Altın Anahtar Onur Ödülü ve Onur Belgesi" takdim edildi.

Özgürgün'e 'Yakın Doğu Altın Anahtar Onur Ödülü'
Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane Salon 4’te yer alan tören, KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst, YDÜ Kurucu Rektörü Dr. Suat İ.Günsel, Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan S.Günsel, YDÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Fahreddin Sadıkoğlu, Girne Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlkay Salihoğlu, YDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş, Üniversite Dekanları, Bölüm Başkanları, öğretim üyeleri ve öğrencilerin yoğun katılımı ile yapıldı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Dr. Fazıl Küçük, Rauf R.Denktaş ve tüm şehitlerin anısına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende Başbakanı Hüseyin Özgürgün’ün öz geçmişinin okunmasının ardından açılış konuşmasını YDÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Fahreddin Sadıkoğlu yaptı.

"SUAT HOCANIN KKTC DIŞINDA HİÇBİR YATIRIM YAPMAMASI KIBRIS TÜRK İNSANINA, ÜLKESİNE BAĞLILIĞINI GÖSTEREN BİR SİMGEDİR"

Prof. Dr. Fahreddin Sadıkoğlu konuşmasında ilk olarak Kurucu Rektör Dr. Suat İ. Günsel’in "Yaptıklarımla övünmem, yapmadıklarımla övünürüm" sözünü anımsattı. Sadıkoğlu, Kurucu Rektör Dr. Suat İ. Günsel’in 1988 yılında üniversiteyi kurduktan sonra 1990’lı yıllarda Suat hocaya böyle bir üniversiteyi kurması için ABD’den teklif geldiğini, istediği eyalette istediği yerde bir arazi ve istediği yardımın kendisine verilerek böyle bir üniversite kurmasını teklif ettiklerini ancak, Suat hocanın bu teklife "hayır" dediğini söyledi.

Daha sonra 2000’li yıllarda Türkiye’den de böyle bir teklifin gündeme geldiğini, Türkiye hükümetinin İstanbul’da istenilen yerde bir üniversite kurması için teklif getirdiğini belirten Sadıkoğlu, "Son yıllarda benim de katıldığım bir konferansta Suat hocaya Azerbaycan’da da benzer bir üniversite ve bir hastane yapması teklifi geldiğini belirtti.

Prof. Dr. Fahrettin Sadıkoğlu, hatta yatırımın sadece yüzde 10’u kadar katkıda bulunarak kurmasını istemelerine rağmen Suat Hoca her türlü yardıma ve desteğe açık olduğunu ancak, KKTC dışında bir yatırımın olmasını istemediğini ve bu davranışın KKTC halkına olan bağlılığının simgesi olduğunu söyledi” dedi.

Sadıkoğlu aynı zamanda, "Bu hükümet devletine, halkına, milletine bağlılığıyla seçilen bir hükümettir. Bundan dolayı da Mütevelli Heyeti Başkanımız Doç. Dr. İrfan S. Günsel’in kararıyla Yakın Doğu Üniversitesi’nin vereceği en yüksek ödül olan Yakın Doğu Altın Anahtar Onur ödülü bugün Başbakan Hüseyin Özgürgün’e takdim edilecektir" dedi.

Konuşmanın ardından Altın Anahtar Onur Ödülünü vermek üzere Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İ.Günsel sahneye davet edildi.

“BAŞBAKANIMIZ KONU EĞİTİM OLDUĞUNDA HEM YÜREĞİNİ HEM AKLINI HAREKETE GEÇİRİR"

Dr. Suat İ. Günsel, "Başbakanımı yürekten kutlarım, o devleti yönetirken aklıyla ve zekasıyla, dostluk ilişkilerinde ise yüreğiyle hareket eder, ancak mesele, eğitim olduğunda hem yüreğini hem aklını harekete geçirir. Bu bakımdan layık görülen bu ödülü yüreğiyle ve aklıyla hareket eden Başbakanımıza takdim eder ve kendisini kutlarım” diyerek ödülü Başbakan Özgürgün’e takdim etti.

KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün ödül takdiminin ardından öğrencilere seslenerek; “Burada Kıbrıs diye bir mesele var ama siz Kıbrıs’ta yaşıyorsunuz ve Uluslararası İlişkiler, Siyaset Bilimi, Uluslararası Hukuk okuyorsunuz. Şöyle düşünün aslında Kıbrıs dendiği zaman, şuanda Birleşmiş Milletler’in elindeki en eski sorundur, en eski ve en büyük sorun. Uluslararası ilişkiler dediğimiz zaman en büyük sorun nedir? Kıbrıs. Dolayısıyla tam yerinde bir konferans. Zaten siz yaşayarak görüyorsunuz. Bu konferansın amacı benim yorumlarımı katmak değil. Tamamen gerçekler, tamamen olanlar, bizim aktaracaklarımız ve sizin değerlendirmeleriniz olacaktır” şeklinde konuştu.

Özgürgün konferansa şu açıklamalarla devam etti:

Kıbrıs sorunu nedir? Kıbrıs’ın stratejik konumu neden bu kadar problem yaratmaktadır? Neden dünyanın tamamı Kıbrıs’a karışmaktadır ve neden Kıbrıs aslında sahibi olmayan bir adadır? Kıbrıs Türkiye’ye mi ait, Yunanistan’a mı ait, Kıbrıslı Türklere mi ait, Kıbrıslı Rumlara mı ait yoksa, çok büyük iki üssüyle, hala egemen İngiliz topraklarında bulunan İngilizlere mi ait? 1571 yılından itibaren Ada Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğine geçiyor. Tam 307 sene ve en önemli eserler de o zamana yani Osmanlıya ait.”

“KIBRIS DAVASI TÜRKİYE’SİZ HALLEDİLMEZ"

Başbakan Hüseyin Özgürgün, bugün dahi Yunanistan’ın "Megali İdea" fikrinden vazgeçmediğini; Güney Kıbrıs’ın 1950 Enosis plebisitini kutlama kararının da Kıbrıs’ın geleceğine yeniden karanlık ve kan getirecek bir karar olduğunu söyledi.



Özgürgün, Kıbrıs davasının Türkiyesiz halledilemeyeceğini, Kıbrıs’ta eğer bir adım atılacaksa bu adımı Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının birlikte atacağını belirtti.

Başbakan Özgürgün aynı zamanda, “Bunu, Kıbrıs’ı Türkiye’den ayırarak ya da Türkiye’yi uzaklaştırarak kimse çözemez. Bunu anlamaları lazım, Yunanistan’ın da anlaması lazım” diye konuştu.

Özgürgün yine aynı şekilde KKTC’nin anavatan Türkiye’nin yardımları ve hibeleri ve Kıbrıs Türk halkının 1930’lu yıllarda başlayan direnişiyle bugünlere geldiğini kaydederek, mücadelenin bitmediğini, bitmesinin de çok zor göründüğünü dile getirdi.

“KIBRIS BM’NİN EN ESKİ SORUNU"

Başbakan Özgürgün, ağırlıklı Uluslararası İlişkiler Bölümü ve Kamu Yönetimi Bölümü öğrencilerinin izlediği konferansta, görseller eşliğinde Ada’nın İngilizlerce işgalinden bugüne Kıbrıs sorununu değerlendirdi.

Başbakan Hüseyin Özgürgün, Kıbrıs’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) en eski ve en büyük sorunu olduğunu, Kıbrıs’ın uluslararası ilişkilerde de en eski sorun olduğunu kaydetti.

Başbakan Özgürgün, Kıbrıs sorununun 7 BM Genel Sekreteri eskittiğini, hepsinin de çok uğraştığını ancak, Kıbrıs sorununun çözülemediğini belirtti.

Bugün dahi Yunanistan’ın "Megali İdea" fikrinden vazgeçmediğini söyleyen Özgürgün, Güney Kıbrıs’ın 1950 Enosis plebisitini kutlama kararının Kıbrıs’ın geleceğine yeniden karanlık ve kan getirecek bir karar olduğunu kaydetti.



BM’NİN 186 SAYILI KARARI

Başbakan Hüseyin Özgürgün, BM’nin 186 sayılı kararının Kıbrıs sorununun 1963’te başladığının, 1974’te bir işgal durumu olmadığının kanıtı olduğunu ifade etti.

1974 Barış Harekatı’nı Normandiya da dahil olmak üzere tarihin en başarılı çıkarmalarından biri olduğunun altını çizen Özgürgün, Türkiye’nin Garanti ve İttifak Antlaşması’nın 4. maddesine dayanarak haklı ve meşru müdahalede bulunduğunu vurguladı.

KKTC’NİN İLANI

Başbakan Özgürgün, Kıbrıs Türk halkının self determinasyon hakkını kullanarak KKTC’nin ilanını gerçekleştirdiğine dikkat çekerek, Rum tarafının, AB üyeliğinin, Garanti Antlaşması’nın, birinci maddesine aykırı olduğunu söyledi.



ANNAN PLANI

Özgürgün, Annan Planı’nın KKTC’nin topraklarının neredeyse üçte birinin elden gideceği ciddi toprak tavizi olduğunu, ancak Rumların bununla da yetinmeyip KKTC’nin topraklarının tamamını istediklerini dile getirdi.

Özgürgün, konferansta Kıbrıs tarihini anlattıktan sonra son olarak, bu mücadeleyi Anavatan Türkiye ile birlikte verdiklerini, dolayısıyla bu mücadelenin bitmediğini, bitmesinin de çok zor göründüğünü kaydetti.

Özgürgün, “Ben hem bugün bana Yakın Doğu Altın Anahtar Onur ödülünü vererek beni onurlandıran sevgili Suat hocama, Yakın Doğu Üniversitesi’ne, siz değerli öğrencilerimize, hocalarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Beni çok mutlu ettiniz, benim için de çok büyük onur oldu” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA