Hanefi Bostan Açıklaması 'Çalışan Kadınların Çocuklarının Kreş Sorunu Çözülmeli'
Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, çalışan kadınların çocuklarının kreş, okul ve servis sorununun, çalışmayan kadınların ise sosyal güvence sorununun çözülmesi gerektiğini söyledi.
8 Mart dünya kadınları günü nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, çalışan kadınların sorunlarına dikkat çekti. Çalışan kadınların en büyük sorunlarının çocukları için yuva, anaokulu ve servis olduğunu savunan Bostan, "Çalışan annelerin sorunları bunlarla sınırlı değildir. Bilindiği üzere hükümetler benzer sorunların çözümü için pozitif ayrımcılık yaparak kanunlar çıkarmakta, ya da bazı esnekliklerle yardımcı olmaya çalışmaktadır. Ev hanımı olan kadınlarımızın tamamının sosyal güvence sorunu bulunmakta, bu sorunun giderilmesi için ciddi çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. İnsanlığa sevgiyi, fedakarlığı, emeği ve umudu aşılayan kadınlarımızın dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de katliam boyutuna ulaşan şiddet olaylarıyla, eğitimsizlik, işsizlik, çocuk yaşta evlilik gibi köklü sorunlarla baş etmek zorunda olduğunu görmek bizleri endişeye sevk etmektedir. Aslında ülkelerin genel gelişmişlik seviyeleri ile kadınların toplum içindeki yeri doğrudan orantılı bir seyir izlemektedir. Kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal hayata en fazla katılım sağladığı ülkeler ise gelişmişlik seviyesinde de büyük bir ivme yakalamış olanlardır. Dolayısıyla ülkelerin gelişmesinin anahtarı, kadınlardan geçmektedir" ifadelerini kullandı.
Türkiye’de okuma yazma bilmeye nüfusun yüzde 82,9’unu kadınların oluşturduğunun altını çizen Bostan, "Kamuda çalışanlar arasında kadınların oranı yüzde 37,27 olarak belirlenmiştir. Profesörlerin yüzde 30,5’i; doçentlerin yüzde 36,74’ü kadınken, kadın rektör oranı yalnızca yüzde 9,7’de kalmaktadır. Bakanlıklar ve bağlı kuruluşlarda kadın müsteşarımız hiç yokken, kamuda yalnızca 2 kadın müsteşar yardımcısı görev yapmaktadır. Kurumlarımızda sadece 1 kadın genel müdür bulunmaktadır. Genel müdür yardımcılarının yüzde 11,9’u, daire başkanlarının yüzde 13,4’ü kadındır. Sivil toplum kuruluşlarında da temsil noktasında kadının yeri istenilen düzeyde değildir. Günümüzde çalışan kadınların sorunlarını azaltmaya yönelik doğum yapan kadınlara yarım gün çalışma hakkı gibi birtakım tedbirler alınsa da iş güvencesi, çalışma süreleri, kreş imkanları, yasal korumalar ve toplumsal bilinç anlamında ideal seviyenin oldukça gerisinde kaldığımız da inkar edilemez bir gerçektir" şeklinde konuştu.
Başta Üniversitelerdeki idari ve akademik personel ile devlet kurumlarındaki personelin, çocuklarının kreş, ilk ve ortaokul eğitimleri konusunda ciddi sorunlar yaşadığını vurgulayan Bostan, şunları söyledi:
"Özellikle idari personelin, araştırma görevlisi, okutman, uzman, öğretim görevlisi ve yardımcı doçentlerin ve diğer kurumlardaki memurların maaşları yeterli olmadığından üniversitelere veya çalıştıkları devlet kurumlarına yakın semtlerde ev kiralayıp oturamamaktadırlar. Ortalama 2 bin 800 TL maaş alan üniversite idari personeli ve diğer kurum çalışanları İstanbul’un en ücra köşelerinde ev kiralamak zorundadır. Bu nedenle kurum servisleriyle işine gidip gelmektedir. Kendine ait aracı olmadığından küçük çocuğunu kurum kreşine, kurum servisiyle getirmekten başka bir alternatifi bulunmamaktadır. Yine ilk ve ortaokula giden çocuğu varsa, çocuğu yakından takip etmek, her türlü olumsuz dış etkene karşı korumak için çalıştığı üniversiteye veya kuruma yakın okula vermek zorundadır. Dolayısıyla kurum servisini kullanmaktan başka bir çaresi bulunmamaktadır. Ancak bazı üniversiteler ve kurumlar Devletimizin bu konudaki pozitif ayrımcılığını görmezlikten gelerek engellemeler ortaya koymaktadırlar. Kadınların istihdamını desteklemek ve çocukların büyük annelerle birlikte büyümelerinin önünü açarak kültürel aktarımı sağlamak amacıyla başlatılan 6 bin kişi ile sınırlanıp yalnız Sakarya, Konya, Tekirdağ, İstanbul, Bursa, İzmir, Antalya, Ankara, Kayseri, Gaziantep illerinde uygulanacak proje büyük önem taşımaktadır. Bu proje ile torunlarına bakan büyükannelere 1 yıl süreyle 425 TL aylık verilecektir. Ancak bu projenin ülkemizin en büyük şehri ve en fazla çalışanı bulunan İstanbul’da bin kişiyle sınırlanması derde deva değildir. Çalışan annelerin sorunlarının devam edeceği anlamına gelmektedir"
Kaynak: İHA
Türkiye’de okuma yazma bilmeye nüfusun yüzde 82,9’unu kadınların oluşturduğunun altını çizen Bostan, "Kamuda çalışanlar arasında kadınların oranı yüzde 37,27 olarak belirlenmiştir. Profesörlerin yüzde 30,5’i; doçentlerin yüzde 36,74’ü kadınken, kadın rektör oranı yalnızca yüzde 9,7’de kalmaktadır. Bakanlıklar ve bağlı kuruluşlarda kadın müsteşarımız hiç yokken, kamuda yalnızca 2 kadın müsteşar yardımcısı görev yapmaktadır. Kurumlarımızda sadece 1 kadın genel müdür bulunmaktadır. Genel müdür yardımcılarının yüzde 11,9’u, daire başkanlarının yüzde 13,4’ü kadındır. Sivil toplum kuruluşlarında da temsil noktasında kadının yeri istenilen düzeyde değildir. Günümüzde çalışan kadınların sorunlarını azaltmaya yönelik doğum yapan kadınlara yarım gün çalışma hakkı gibi birtakım tedbirler alınsa da iş güvencesi, çalışma süreleri, kreş imkanları, yasal korumalar ve toplumsal bilinç anlamında ideal seviyenin oldukça gerisinde kaldığımız da inkar edilemez bir gerçektir" şeklinde konuştu.
Başta Üniversitelerdeki idari ve akademik personel ile devlet kurumlarındaki personelin, çocuklarının kreş, ilk ve ortaokul eğitimleri konusunda ciddi sorunlar yaşadığını vurgulayan Bostan, şunları söyledi:
"Özellikle idari personelin, araştırma görevlisi, okutman, uzman, öğretim görevlisi ve yardımcı doçentlerin ve diğer kurumlardaki memurların maaşları yeterli olmadığından üniversitelere veya çalıştıkları devlet kurumlarına yakın semtlerde ev kiralayıp oturamamaktadırlar. Ortalama 2 bin 800 TL maaş alan üniversite idari personeli ve diğer kurum çalışanları İstanbul’un en ücra köşelerinde ev kiralamak zorundadır. Bu nedenle kurum servisleriyle işine gidip gelmektedir. Kendine ait aracı olmadığından küçük çocuğunu kurum kreşine, kurum servisiyle getirmekten başka bir alternatifi bulunmamaktadır. Yine ilk ve ortaokula giden çocuğu varsa, çocuğu yakından takip etmek, her türlü olumsuz dış etkene karşı korumak için çalıştığı üniversiteye veya kuruma yakın okula vermek zorundadır. Dolayısıyla kurum servisini kullanmaktan başka bir çaresi bulunmamaktadır. Ancak bazı üniversiteler ve kurumlar Devletimizin bu konudaki pozitif ayrımcılığını görmezlikten gelerek engellemeler ortaya koymaktadırlar. Kadınların istihdamını desteklemek ve çocukların büyük annelerle birlikte büyümelerinin önünü açarak kültürel aktarımı sağlamak amacıyla başlatılan 6 bin kişi ile sınırlanıp yalnız Sakarya, Konya, Tekirdağ, İstanbul, Bursa, İzmir, Antalya, Ankara, Kayseri, Gaziantep illerinde uygulanacak proje büyük önem taşımaktadır. Bu proje ile torunlarına bakan büyükannelere 1 yıl süreyle 425 TL aylık verilecektir. Ancak bu projenin ülkemizin en büyük şehri ve en fazla çalışanı bulunan İstanbul’da bin kişiyle sınırlanması derde deva değildir. Çalışan annelerin sorunlarının devam edeceği anlamına gelmektedir"