Avustralya, Yeni Zelanda'nın Mülteci İsteğini Kabul Etmedi
Başbakan Turnbull, Yeni Zelanda Başbakanı Ardern'in Manus Adası gözaltı merkezinden mülteci alma talebini reddettiklerini duyurdu.
Avustralya Başbakanı Malcolm Turnbull, ülkesini ziyaret eden Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern'in Manus Adası gözaltı merkezinden 150 mülteciyi Yeni Zelanda'ya alma talebinde bulunduğunu ancak bunu şimdilik kabul etmediklerini belirtti.
Turnbull, Avustralya'ya gelen mevkidaşı Ardern ile Sydney Kirribilli House'da görüştü.
Daha sonra düzenlenen ortak basın toplantısında Turnbull, Başbakan Ardern'in, Manus Adası gözaltı merkezinde tutulan 150 mülteciyi ülkesine almak için teklifte bulunduğunu ama bu teklifi şimdilik kabul etmediklerini söyledi.
Yeni Zelanda'nın daha önce de mültecilerle ilgili benzer teklif yaptığını anımsatan Turnbull, "Yeni Zelanda'nın tekrarladığı teklif için teşekkür ediyoruz ama şu anda kabul edemeyeceğiz." dedi.
Söz konusu teklifin reddedilmesinin gelecek dönemlerde bunun kabul edilmeyeceği anlamına gelmediğini ifade eden Avustralya Başbakanı, "ABD ile bir anlaşmamız var. Bin 250 kişi, Amerikalı yetkililerin incelmelerinden sonra oraya yerleşecek. Bu aşama tamamlandıktan sonra gelen başka teklifleri değerlendirebiliriz." diye konuştu.
Ülkesinde geçen ay kurulan koalisyon hükümetinin başına geçen ve ilk ziyareti Avustralya'ya gerçekleştiren Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ise bu teklifin "içtenlikle" yapıldığını kaydetti.
Yeni Zelanda'ya mülteci alımı teklifinin "daima masada" olacağını vurgulayan Ardern, "Elbette Avustralya'nın içinde bulunduğu koşullara sahip değiliz ancak Avustralya'nın mücadele ettiği şeyin insani yüzünü görmezden gelemeyiz." ifadesini kullandı.
Avustralya hükümeti, Yeni Zelanda'nın ilkini 2013 yılında yaptığı "150 mülteciyi ülkeye kabul edebileceği" yönündeki teklifini, insan kaçakçılarını teşvik edebileceği gerekçesiyle onaylamıyor.
- Muhalefet olumlu buldu
Öte yandan Yeni Zelanda Başbakanının bu talebini olumlu bulan ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Bill Shorten, Turnbull'a teklifi kabul etmesi çağrısı yaptı.
Yeşiller Partisi lideri Richard Di Natale de Manus Adası gözaltı merkezindeki durumu "insani bir felaket" olarak tanımlayarak, Ardern'in "daha merhametli" yaklaşımda bulunduğunu söyledi.
- Manus Adası'ndaki bekleyiş sürüyor
Papua Yeni Gine Yüksek Mahkemesinin, Manus Adası gözaltı merkezini yasalara aykırı bulmasının ardından 31 Ekim'de resmi olarak kapatılan merkezde kalan 600 kişiye, Lorengau kentinde üç yerde kurulan yeni barınaklara gitmeleri bildirilmişti.
Ancak yerli halkın daha önce kendilerine saldırıda bulunduklarını hatırlatan mülteci ve sığınmacılar yeni barınaklarda can güvenliği olmadığını belirterek bu teklifi kabul etmiyor.
Elektrik, su, gaz ve gıda verilmeyen merkezden ayrılmamakta direnen mülteci ve sığınmacılar, su ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bir süre önce kuyu kazmaya başlamıştı.
Manus Adası'ndaki gelişmeler hakkında Avustralya hükümetine acil çağrı yapan Birleşmiş Milletler (BM), gözaltı merkezindeki 600 kişiye acilen koruma, gıda, su ve diğer temel hizmetlerin sağlanması çağrısında bulundu.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sözcülerinden Rupert Colville, Cenevre Ofisi'ndeki dün düzenlenen basın toplantısında, söz konusu kişilerin refah ve emniyetinden ciddi endişe duyduklarını söyledi.
Dün, Avustralya'nın Melbourne kentinde toplanan binlerce kişi, Papua Yeni Gine'deki Manus Adası gözaltı merkezini terk etmek istemeyen mülteci ve sığınmacılara destek için yürüyüş yapmıştı.
- Teknelerle gelenler, Avustralya'ya alınmayacak
Avustralya hükümeti, uyguladığı sıkı sınır koruma programları çerçevesinde ülkeye teknelerle gelen sığınmacıları, deniz aşırı ülkelere kurduğu gözaltı merkezlerinde tutuyor.
Bu sığınmacıların Avustralya'ya alınmayacağını kesin dille vurgulayan yetkililer, söz konusu kişilere Papua Yeni Gine'ye yerleşmeleri, geldikleri ülkelere geri dönmeleri ya da üçüncü bir ülkeye yerleşmeleri önerisinde bulunuyor.
İlk iki seçeneği güvenlik gerekçesiyle kabul etmeyen sığınmacılar için üçüncü ülke seçeneği üzerinde duran Avustralya, eski ABD Başkanı Barack Obama ile anlaşmaya varmıştı. Halen yürürlükte olan anlaşma kapsamında yaklaşık 50 kişi ABD'ye gönderilmişti. Avustralya'nın ABD'nin kabul etmediği sığınmacılar için nasıl bir çözüm bulacağı ise belirsizliğini koruyor.
Kaynak: AA
Turnbull, Avustralya'ya gelen mevkidaşı Ardern ile Sydney Kirribilli House'da görüştü.
Daha sonra düzenlenen ortak basın toplantısında Turnbull, Başbakan Ardern'in, Manus Adası gözaltı merkezinde tutulan 150 mülteciyi ülkesine almak için teklifte bulunduğunu ama bu teklifi şimdilik kabul etmediklerini söyledi.
Yeni Zelanda'nın daha önce de mültecilerle ilgili benzer teklif yaptığını anımsatan Turnbull, "Yeni Zelanda'nın tekrarladığı teklif için teşekkür ediyoruz ama şu anda kabul edemeyeceğiz." dedi.
Söz konusu teklifin reddedilmesinin gelecek dönemlerde bunun kabul edilmeyeceği anlamına gelmediğini ifade eden Avustralya Başbakanı, "ABD ile bir anlaşmamız var. Bin 250 kişi, Amerikalı yetkililerin incelmelerinden sonra oraya yerleşecek. Bu aşama tamamlandıktan sonra gelen başka teklifleri değerlendirebiliriz." diye konuştu.
Ülkesinde geçen ay kurulan koalisyon hükümetinin başına geçen ve ilk ziyareti Avustralya'ya gerçekleştiren Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ise bu teklifin "içtenlikle" yapıldığını kaydetti.
Yeni Zelanda'ya mülteci alımı teklifinin "daima masada" olacağını vurgulayan Ardern, "Elbette Avustralya'nın içinde bulunduğu koşullara sahip değiliz ancak Avustralya'nın mücadele ettiği şeyin insani yüzünü görmezden gelemeyiz." ifadesini kullandı.
Avustralya hükümeti, Yeni Zelanda'nın ilkini 2013 yılında yaptığı "150 mülteciyi ülkeye kabul edebileceği" yönündeki teklifini, insan kaçakçılarını teşvik edebileceği gerekçesiyle onaylamıyor.
- Muhalefet olumlu buldu
Öte yandan Yeni Zelanda Başbakanının bu talebini olumlu bulan ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Bill Shorten, Turnbull'a teklifi kabul etmesi çağrısı yaptı.
Yeşiller Partisi lideri Richard Di Natale de Manus Adası gözaltı merkezindeki durumu "insani bir felaket" olarak tanımlayarak, Ardern'in "daha merhametli" yaklaşımda bulunduğunu söyledi.
- Manus Adası'ndaki bekleyiş sürüyor
Papua Yeni Gine Yüksek Mahkemesinin, Manus Adası gözaltı merkezini yasalara aykırı bulmasının ardından 31 Ekim'de resmi olarak kapatılan merkezde kalan 600 kişiye, Lorengau kentinde üç yerde kurulan yeni barınaklara gitmeleri bildirilmişti.
Ancak yerli halkın daha önce kendilerine saldırıda bulunduklarını hatırlatan mülteci ve sığınmacılar yeni barınaklarda can güvenliği olmadığını belirterek bu teklifi kabul etmiyor.
Elektrik, su, gaz ve gıda verilmeyen merkezden ayrılmamakta direnen mülteci ve sığınmacılar, su ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bir süre önce kuyu kazmaya başlamıştı.
Manus Adası'ndaki gelişmeler hakkında Avustralya hükümetine acil çağrı yapan Birleşmiş Milletler (BM), gözaltı merkezindeki 600 kişiye acilen koruma, gıda, su ve diğer temel hizmetlerin sağlanması çağrısında bulundu.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sözcülerinden Rupert Colville, Cenevre Ofisi'ndeki dün düzenlenen basın toplantısında, söz konusu kişilerin refah ve emniyetinden ciddi endişe duyduklarını söyledi.
Dün, Avustralya'nın Melbourne kentinde toplanan binlerce kişi, Papua Yeni Gine'deki Manus Adası gözaltı merkezini terk etmek istemeyen mülteci ve sığınmacılara destek için yürüyüş yapmıştı.
- Teknelerle gelenler, Avustralya'ya alınmayacak
Avustralya hükümeti, uyguladığı sıkı sınır koruma programları çerçevesinde ülkeye teknelerle gelen sığınmacıları, deniz aşırı ülkelere kurduğu gözaltı merkezlerinde tutuyor.
Bu sığınmacıların Avustralya'ya alınmayacağını kesin dille vurgulayan yetkililer, söz konusu kişilere Papua Yeni Gine'ye yerleşmeleri, geldikleri ülkelere geri dönmeleri ya da üçüncü bir ülkeye yerleşmeleri önerisinde bulunuyor.
İlk iki seçeneği güvenlik gerekçesiyle kabul etmeyen sığınmacılar için üçüncü ülke seçeneği üzerinde duran Avustralya, eski ABD Başkanı Barack Obama ile anlaşmaya varmıştı. Halen yürürlükte olan anlaşma kapsamında yaklaşık 50 kişi ABD'ye gönderilmişti. Avustralya'nın ABD'nin kabul etmediği sığınmacılar için nasıl bir çözüm bulacağı ise belirsizliğini koruyor.