Dr. Mustafa Aydın Açıklaması 'Küresel İnsan Yetiştirmemiz Lazım'
Katılımcılara ihracat hakkında en kapsamlı bilgiye ulaşmaları, sorularına çözüm bulmaları ve iş ağlarını genişletmeleri hususlarında eşsiz bir fırsat sunan İhracat Haftası’nda Hizmet İhracatında Eğitim Ekonomisi Paneli gerçekleştirildi. Panelde konuşan DEİK Eğitim Ekonomisi İş Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Aydın "Küresel insan yetiştirmemiz lazım" dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) düzenlediği ve ihracat ile ilgili tüm konuların masaya yatırılmasının hedeflendiği “İhracat Haftası 2017”, panellerin yanı sıra farklı ülkelerden firmaların katılımları ile geniş kapsamlı bir alım heyetine ev sahipliği yaptı. İhracat haftasının son gününde konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, eğitim ile ilgili açıklamalarda bulundu. Mehmet Şimşek, "Eğitim ile kişi başına düşen milli gelir arasında çok yakın ve net bir ilişki var. Aslında biz eğitim düzeyimize oranla daha yüksek bir gelire sahibiz. Bunu da girişimcilik ruhu sayesinde başarıyoruz. Türkiye’nin girişimcilik ruhu nedeniyle şu anda bizim kişi başına düşen gelirimiz eğitim düzeyinin daha üzerinde. Eğitim harcamaları şunu ortaya koymaktadır; bizim hükümetimizin en büyük en temel önceliği eğitimdir. Bütçenin 5’te birini eğitime harcıyoruz" diye konuştu.
Özel sektörün eğitime olan katkısına değinen Şimşek, "Eğitimde özel sektörün payı yüzde 1,8’den yüzde 8 civarına çıkmış durumda ama gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 25. Dolayısıyla Türkiye’nin özel sektör üzerinden eğitimin kalitesini, rekabetini, verimliliğini arttırmada çok mesafesi vardır" ifadelerini kullandı.
Hizmet ihracatı panelinde eğitim ekonomisi hakkında konuşan DEİK Eğitim Ekonomisi İş Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Aydın, "Bugün dünyaya en çok öğrenci gönderen ülkelere baktığımızda Çin, Hindistan, Güney Kore, Suudi Arabistan gibi ülkeler önde geliyor. Fakat Türkiye, bu ülkelerden hemen hemen hiç öğrenci alamıyor. Türkiye’de şu anda 120 bin civarında uluslararası öğrenci var ama dünyaya en çok öğrenci gönderen bu ülkelerden öğrenci alamıyor. Türkiye hem yükseköğretim kurumları hem üniversiteler hem de devletimizin yetkili organları olarak bu konuyu gözden geçirmelidir" dedi.
250 bin uluslararası öğrenci hedefi
Almanya, Kanada, Avustralya, Japonya, İrlanda, gibi gelişmiş ülkelerin, uluslararası öğrenci çekmek için kurumlar kurduğunu ve teşvikler verdiğinin altını çizen Dr. Aydın, “Bizler bundan ders almak durumundayız. 2023 yılında Türkiye’ye gelecek uluslarararası öğrenci sayısını 250 bine çıkarma hedeflerimiz var. Bunun için de yapmamız gereken birçok çalışma var. Burs verdiğimiz öğrenci sayısını artırmalıyız. Tanıtım ajansı kurmalıyız. Study Turkey çalışmalarımızı daha da yoğunlaştırmalıyız. Vize ve oturum problemlerini çözmeliyiz. 3.5 ortalamayla mezun olan başarılı uluslararası öğrencilere ülkemizde asgari 1 yıllık çalışma izni vermemiz lazım. Devletin verdiği teşviklerin daha da artırılması lazım. Üniversitelerin uluslarararası ofislerini güçlendirmeliyiz. Uluslararası öğrencilerin Türkiye’de istedikleri alanlarda eğitim alabilmeleri için üniversitelerimizde yabancı dil ağırlıklı bölümleri artırmalıyız. Kampüslerimizi çok dilli, çok dinli, çok kültürlü ve çok renkli bir yapıya kavuşturmalıyız” dedi.
"Küresel rekabete karşı küresel insan yetiştirilmeli"
“Ulusal sınırlara hapsedilmiş bir eğitim, sadece kendisine hizmet eden bir eğitimden öteye geçemez” diyen Dr. Mustafa Aydın, “Eğer evrensel düşünüyorsak küresel dünya ile rekabet etmek istiyorsak küresel insan yetiştirmemiz lazım. Onun için de dünya kampüsleri oluşturmamız, müfredatımızı dünyaya entegre etmemi, hizmet ihracatını arttırıcı tedbirlerimizi almamız gerekir. Eğitimde kalite için programlarımızı uluslararası akreditasyon sistemi içerisine dahil etmek önemli bir noktadır" ifadelerini kullandı.
"Ana hedefimiz ürünleri ihraç etmek üzerine olmalıdır"
TİM’in yapmış olduğu bu etkinliğin insanlara ihracat bilincinin geliştirilmesi ve ihracat kültürünün oluşturulması açısından önemli olduğuna vurgu yapan Aydın, "Türkiye 2023 yılı itibariyle 500 milyar dolarlık bir ihracatı hedeflemiş bir ülkedir. Her ne yaparsanız yapın onu ihraç etmek üzerine o ürünü üretmek gerekiyor. Bu bir hizmet ihracatı olabilir ya da ürün olabilir. Eğer onu ihraç etmiyorsanız yaptığınız işin sadece hamallığını yapıyorsunuz demektir. Bugün küresel dünya hem bu rekabetçi ortamda yapmış oldukları ürünleri muhakkak ki kendi markasıyla, kendi düşüncesiyle dünyaya ihraç etmek durumundadır. ’Ben bunu önce iç pazara satayım, sonra dış pazara satarım’ mantığı ile hareket ediliyor. Halbuki ’Ben bunu öncelikle dış pazara satayım, dış pazara satarsam her halükarda iç pazara satarım’ düşüncesinde olunmalıdır. Dolayısıyla ürün, imalat, hizmet, tarım, gıda veya her ne ise ana hedefimiz onu ihraç etmek üzerine olmalıdır. Çünkü ülkelerin kalkınması; ekonomik, sosyal ve siyasi olarak yapmış olduğunuz ihracat ile doğru orantılıdır" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Özel sektörün eğitime olan katkısına değinen Şimşek, "Eğitimde özel sektörün payı yüzde 1,8’den yüzde 8 civarına çıkmış durumda ama gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 25. Dolayısıyla Türkiye’nin özel sektör üzerinden eğitimin kalitesini, rekabetini, verimliliğini arttırmada çok mesafesi vardır" ifadelerini kullandı.
Hizmet ihracatı panelinde eğitim ekonomisi hakkında konuşan DEİK Eğitim Ekonomisi İş Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Aydın, "Bugün dünyaya en çok öğrenci gönderen ülkelere baktığımızda Çin, Hindistan, Güney Kore, Suudi Arabistan gibi ülkeler önde geliyor. Fakat Türkiye, bu ülkelerden hemen hemen hiç öğrenci alamıyor. Türkiye’de şu anda 120 bin civarında uluslararası öğrenci var ama dünyaya en çok öğrenci gönderen bu ülkelerden öğrenci alamıyor. Türkiye hem yükseköğretim kurumları hem üniversiteler hem de devletimizin yetkili organları olarak bu konuyu gözden geçirmelidir" dedi.
250 bin uluslararası öğrenci hedefi
Almanya, Kanada, Avustralya, Japonya, İrlanda, gibi gelişmiş ülkelerin, uluslararası öğrenci çekmek için kurumlar kurduğunu ve teşvikler verdiğinin altını çizen Dr. Aydın, “Bizler bundan ders almak durumundayız. 2023 yılında Türkiye’ye gelecek uluslarararası öğrenci sayısını 250 bine çıkarma hedeflerimiz var. Bunun için de yapmamız gereken birçok çalışma var. Burs verdiğimiz öğrenci sayısını artırmalıyız. Tanıtım ajansı kurmalıyız. Study Turkey çalışmalarımızı daha da yoğunlaştırmalıyız. Vize ve oturum problemlerini çözmeliyiz. 3.5 ortalamayla mezun olan başarılı uluslararası öğrencilere ülkemizde asgari 1 yıllık çalışma izni vermemiz lazım. Devletin verdiği teşviklerin daha da artırılması lazım. Üniversitelerin uluslarararası ofislerini güçlendirmeliyiz. Uluslararası öğrencilerin Türkiye’de istedikleri alanlarda eğitim alabilmeleri için üniversitelerimizde yabancı dil ağırlıklı bölümleri artırmalıyız. Kampüslerimizi çok dilli, çok dinli, çok kültürlü ve çok renkli bir yapıya kavuşturmalıyız” dedi.
"Küresel rekabete karşı küresel insan yetiştirilmeli"
“Ulusal sınırlara hapsedilmiş bir eğitim, sadece kendisine hizmet eden bir eğitimden öteye geçemez” diyen Dr. Mustafa Aydın, “Eğer evrensel düşünüyorsak küresel dünya ile rekabet etmek istiyorsak küresel insan yetiştirmemiz lazım. Onun için de dünya kampüsleri oluşturmamız, müfredatımızı dünyaya entegre etmemi, hizmet ihracatını arttırıcı tedbirlerimizi almamız gerekir. Eğitimde kalite için programlarımızı uluslararası akreditasyon sistemi içerisine dahil etmek önemli bir noktadır" ifadelerini kullandı.
"Ana hedefimiz ürünleri ihraç etmek üzerine olmalıdır"
TİM’in yapmış olduğu bu etkinliğin insanlara ihracat bilincinin geliştirilmesi ve ihracat kültürünün oluşturulması açısından önemli olduğuna vurgu yapan Aydın, "Türkiye 2023 yılı itibariyle 500 milyar dolarlık bir ihracatı hedeflemiş bir ülkedir. Her ne yaparsanız yapın onu ihraç etmek üzerine o ürünü üretmek gerekiyor. Bu bir hizmet ihracatı olabilir ya da ürün olabilir. Eğer onu ihraç etmiyorsanız yaptığınız işin sadece hamallığını yapıyorsunuz demektir. Bugün küresel dünya hem bu rekabetçi ortamda yapmış oldukları ürünleri muhakkak ki kendi markasıyla, kendi düşüncesiyle dünyaya ihraç etmek durumundadır. ’Ben bunu önce iç pazara satayım, sonra dış pazara satarım’ mantığı ile hareket ediliyor. Halbuki ’Ben bunu öncelikle dış pazara satayım, dış pazara satarsam her halükarda iç pazara satarım’ düşüncesinde olunmalıdır. Dolayısıyla ürün, imalat, hizmet, tarım, gıda veya her ne ise ana hedefimiz onu ihraç etmek üzerine olmalıdır. Çünkü ülkelerin kalkınması; ekonomik, sosyal ve siyasi olarak yapmış olduğunuz ihracat ile doğru orantılıdır" diye konuştu.