'Temiz Denizde Yüzmeyi Kaplumbağalara Borçluyuz'
DEKAMER Müdürü Prof. Dr. Kaska: 'Denizanaları sudaki planktonlar ve küçük canlılarla beslendiği için kısmen kirlenmenin başladığı durgun sularda daha çok ürer. Dolayısıyla bizim temiz denizlerde yüzmemizi deniz kaplumbağalarının o bölgedeki denizanalarını yemelerine borçluyuz diyebiliriz'
OSMAN AKÇA - Muğla'daki Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER) Müdürü Prof. Dr. Yakup Kaska, denizanası yiyen deniz kaplumbağalarının, kirlilik olan bölgelere temizlik amacıyla salınabileceğini belirterek, "Temiz denizde yüzmeyi kaplumbağalara borçluyuz diyebiliriz." dedi.
Kaska, AA muhabirine yaptığı açıklamada, deniz kaplumbağalarının ekosistemdeki rollerini daha iyi tanımaya başladıklarını belirterek, deniz kaplumbağalarının yengeç ve balık gibi denizdeki et ürünlerini yediklerini, etçil beslendiklerini söyledi.
Deniz kaplumbağalarının denizanalarını da yiyen ana canlılardan biri olduğuna dikkati çeken Kaska, şu değerlendirmede bulundu:
"Denizanaları sudaki planktonlar ve küçük canlılarla beslendiği için kısmen kirlenmenin başladığı durgun sularda daha çok ürer. Dolayısıyla bizim temiz denizlerde yüzmemizi deniz kaplumbağalarının o bölgedeki denizanalarını yemelerine borçluyuz diyebiliriz. Eğer bir bölgede fazla denizanası bulunmuyorsa bilin ki orada deniz kaplumbağaları bizim için adeta önceden gidip o ortamdaki denizanalarını temizlemiş demektir."
Kaska, kirliliğin bulunduğu bölgenin kendileri için uygun ortama sahip olması durumunda, deniz kaplumbağalarının denizanalarını yiyebileceklerini dile getirdi.
Sulungur Gölü'nden tuttukları denizanalarını, doğadaki etçil 5 kaplumbağa türünden biri olan caretta carettalara vererek test yaptıklarını anlatan Kaska, şunları kaydetti:
"Doğada 7 tür deniz kaplumbağası var. Bunlardan iki cinsi otçul, diğer 5'i ise et obur. Etçil deniz kaplumbağaları, kirliliğin olduğu yer küçük bir alansa, denizanalarının beslenmesi için kullanılabilir. Biz bunu test amaçlı Sulungur Gölü'nden tuttuğumuz iki Avustralya benekli denizanasını havuzumuza attık ve kaplumbağa da afiyetle yedi. Dolayısıyla eğer deniz kaplumbağaları, o bölgedeki denizanalarını yiyebilecek bir ortam oluşması durumunda o denizanalarını yiyeceklerdir ama burada ne kadar çoğalmışlar, ne kadarını deniz kaplumbağaları yiyebilir? Buna ilişkin bir hesaplama ve araştırma yaparak, bunu düşünmek lazım."
- "Naylon poşetler öldürüyor"
Deniz kaplumbağalarının temizlik amaçlı kullanılmasından önce kirli bölgenin atıklardan arındırılması gerektiğine işaret eden Kaska, kaplumbağalarının kirli alana temizleyici bir unsur olarak götürülmesinin geçici bir çözüm olduğunu dile getirdi.
Merkeze yaralı halde getirilen her 10 deniz kaplumbağasından bir ya da ikisinin vücudunda mutlaka plastiğe rastladıklarını anlatan Kaska, "Her 20 deniz kaplumbağasından biri bağırsağını misina kesmesi ya da plastik poşet tıkaması sonucu ölüyor. İki yıldır, DEKAMER'in de içerisinde yer aldığı bir Avrupa Birliği projesi kapsamında Akdeniz'deki kirlilik araştırması yapılıyor." dedi.
Deniz kaplumbağalarının, denize atılan plastik poşetleri denizanası sanarak yediğini dile getiren Kaska, bunun da hayvanların ölümüne yol açtığını anlattı.
"Denize atılan naylon poşetler caretta carettaların hayatını riske sokuyor ve bunların kesinlikle suya atılmaması gerekir. Bu hayvanların, yaşam mücadelesinde karşılaştığı en büyük sorunlardan birisi denizlere atılan plastik poşetler" ifadesini kullanan Kaska, herkesi bu konuda duyarlılığa davet etti.
Kaynak: AA
Kaska, AA muhabirine yaptığı açıklamada, deniz kaplumbağalarının ekosistemdeki rollerini daha iyi tanımaya başladıklarını belirterek, deniz kaplumbağalarının yengeç ve balık gibi denizdeki et ürünlerini yediklerini, etçil beslendiklerini söyledi.
Deniz kaplumbağalarının denizanalarını da yiyen ana canlılardan biri olduğuna dikkati çeken Kaska, şu değerlendirmede bulundu:
"Denizanaları sudaki planktonlar ve küçük canlılarla beslendiği için kısmen kirlenmenin başladığı durgun sularda daha çok ürer. Dolayısıyla bizim temiz denizlerde yüzmemizi deniz kaplumbağalarının o bölgedeki denizanalarını yemelerine borçluyuz diyebiliriz. Eğer bir bölgede fazla denizanası bulunmuyorsa bilin ki orada deniz kaplumbağaları bizim için adeta önceden gidip o ortamdaki denizanalarını temizlemiş demektir."
Kaska, kirliliğin bulunduğu bölgenin kendileri için uygun ortama sahip olması durumunda, deniz kaplumbağalarının denizanalarını yiyebileceklerini dile getirdi.
Sulungur Gölü'nden tuttukları denizanalarını, doğadaki etçil 5 kaplumbağa türünden biri olan caretta carettalara vererek test yaptıklarını anlatan Kaska, şunları kaydetti:
"Doğada 7 tür deniz kaplumbağası var. Bunlardan iki cinsi otçul, diğer 5'i ise et obur. Etçil deniz kaplumbağaları, kirliliğin olduğu yer küçük bir alansa, denizanalarının beslenmesi için kullanılabilir. Biz bunu test amaçlı Sulungur Gölü'nden tuttuğumuz iki Avustralya benekli denizanasını havuzumuza attık ve kaplumbağa da afiyetle yedi. Dolayısıyla eğer deniz kaplumbağaları, o bölgedeki denizanalarını yiyebilecek bir ortam oluşması durumunda o denizanalarını yiyeceklerdir ama burada ne kadar çoğalmışlar, ne kadarını deniz kaplumbağaları yiyebilir? Buna ilişkin bir hesaplama ve araştırma yaparak, bunu düşünmek lazım."
- "Naylon poşetler öldürüyor"
Deniz kaplumbağalarının temizlik amaçlı kullanılmasından önce kirli bölgenin atıklardan arındırılması gerektiğine işaret eden Kaska, kaplumbağalarının kirli alana temizleyici bir unsur olarak götürülmesinin geçici bir çözüm olduğunu dile getirdi.
Merkeze yaralı halde getirilen her 10 deniz kaplumbağasından bir ya da ikisinin vücudunda mutlaka plastiğe rastladıklarını anlatan Kaska, "Her 20 deniz kaplumbağasından biri bağırsağını misina kesmesi ya da plastik poşet tıkaması sonucu ölüyor. İki yıldır, DEKAMER'in de içerisinde yer aldığı bir Avrupa Birliği projesi kapsamında Akdeniz'deki kirlilik araştırması yapılıyor." dedi.
Deniz kaplumbağalarının, denize atılan plastik poşetleri denizanası sanarak yediğini dile getiren Kaska, bunun da hayvanların ölümüne yol açtığını anlattı.
"Denize atılan naylon poşetler caretta carettaların hayatını riske sokuyor ve bunların kesinlikle suya atılmaması gerekir. Bu hayvanların, yaşam mücadelesinde karşılaştığı en büyük sorunlardan birisi denizlere atılan plastik poşetler" ifadesini kullanan Kaska, herkesi bu konuda duyarlılığa davet etti.