Cumhurbaşkanı Erdoğan flaş OHAL açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terörle mücadeleye yönelik ihtiyaçlar kalktığında elbette OHAL de sona erecektir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'OHAL'e yönelik bir takım nitelemeler var ki kabul edilebilir değil. Türkiye'nin olağanüstü tehditlerle karşı karşıya bulunduğunu kim inkar edebilir. Olağanüstü tehditler olağanüstü tedbirleri gerektirir. Terörle mücadeleye yönelik ihtiyaçlar kalktığında elbette OHAL de sona erecektir' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de yeni yasama yılı açılışında konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, TBMM'nin 26. dönem 3. yasama yılı açılışında sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Kurtuluş Savaşı'nı sevk ve idare eden 15 Temmuz'da da çifte gazilik unvanı kazanan yüce Meclisimize başarılar diliyorum. TBMM'nin ve hemen karşımızdaki Genelkurmay Başkanlığı çevresinde 34 vatandaşımız, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi civarında da 29 vatandaşımız şehit olmuştur.
15 Temmuz'da etten duvar ören vatandaşımız canını vermekten kaçınmamıştır. 15 Temmuz hepimizin ortak bir değeridir. Bu değere saygı duyan herkes milletimizin gönlünde yücelir, itibar sahibi olur. Bu değeri çarpıtmaya kalkan herkes de milletimizinden hakettiği muameleyi alır. Geçtiğimiz yasama döneminde Meclisimizin en önemli çalışmalarından biri de anayasa değişikliği sürecini yürütmüş olmasıdır.
'YASALAR, CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİNİN ÜZERİNDEDİR'
Anayasa değişikliği süreci AK Parti ve MHP tarafından yürütülmüştür. Anayasa değişikliği gerektiren bu düzenlemenin gerçekleştirilebilmesi ancak diğer partilerden destek alınabilmesi ile mümkündü. MHP'nin gösterdiği irade 16 Nisan'a giden yolu açmıştır. Milletimiz de nihai kararını hür iradesi ile vermiştir. Türkiye, 2019'da yapılacak seçimlerin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçecektir. Yasamanın, yürütme organının veya koalisyon partilerinin tahakkümü altında bulunduğu eleştirisi ortadan kalkmaktadır. Cumhurbaşkanı'nın bütçe kanunu dışında Meclis'e kanun teklifi sunma imkanı bulunmuyor. Anasasa yasaların üzerindeyse, yasalar da Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin üzerindedir. Kararname ile düzenlenen herhangi bir konuda Meclis yasa çıkardığında, yasa esas alınacaktır.
Yasamanın yürütme üzerindeki denetleme yolları da açıktır. Yeni sistem güçler arasındaki ayrımı netleştirirken asıl kararları hep millete bırakıyor. Bu vesile ile ülkemizde ilk defa Meclisimizin eli ile, milletimizin özgür iradesi ile köklü bir reformu hayata geçirebilmemize katkı sağlayan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.
Önemli bir görev daha var. Uyum yasaları başta olmak üzere yeni sistemin en sağlıklı şekilde hayata geçmesini sağlayacak düzenlemeler üzerinde derhal çalışılmaya başlanması gerekiyor. Yeni yasama yılında çok daha önemli çalışmalara imza atacaktır. Her anlamda tarihi bir süreçten geçiyoruz. Ülkemizin son yıllarda yaşadığı sosyal, siyasi, ekonomik, diplomatik gelişmelerin hiçbiri genel fotoğraftan bağımsız değildir.
Hükümetten beklentim, kamu mali disiplininden ödün vermeden geleceğe daha rahat bakabileceğimiz tedbirleri almasıdır. Milletimizi huzursuz ve tedirgin edecek gereksiz adımlardan kaçınılması büyük önem arzetmektedir. Geçtiğimiz hafta yapılan tezkere konusunda Meclisimizde sergilenen birlik ve beraberliği takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum.
OHAL AÇIKLAMASI
OHAL'e yönelik bir takım nitelemeler var ki kabul edilebilir değil. Türkiye'nin olağanüstü tehditlerle karşı karşıya bulunduğunu kim inkar edebilir. Olağanüstü tehditler olağanüstü tedbirleri gerektirir. OHAL'den zarar gören kimse olmamıştır. Terörle mücadeleye yönelik ihtiyaçlar kalktığında elbette OHAL de sona erecektir. Terörle mücadelede kararlılığımızı sonuna kadar devam ettireceğiz.
KUZEY IRAK REFERANDUMU
Irak ilk Körfez savaşından bu yana istikrara kavuşamamış bir ülkedir. DEAŞ tehdidinin ilk patlak verdiği yer olan Irak'taki mezhep gerilimi pek çok sorunun ana kaynağıdır. Kuzey Irak yönetiminin yaptığı referandumun herhangi bir karşılığı yoktur. Bu süreçten ne Kürtlere ne Araplar ne Türkmenlere ne de diğer gruplara bir sonuç çıkmayacağı açıktır. Sınırlarımızın hemen başında hem Irak halkı hem de Türkiye başta olmak üzere tehdit oluşturacak bir fitne kuyusunun kazılmasına bir göz yumamayuz. Kuzey Irak yönetimi eninde sonunda hüsrana uğramaya mahkumdur.
KUZEY IRAK REFERANDUMU
Irak ilk Körfez savaşından bu yana istikrara kavuşamamış bir ülkedir. DEAŞ tehdidinin ilk patlak verdiği yer olan Irak'taki mezhep gerilimi pek çok sorunun ana kaynağıdır. Kuzey Irak yönetiminin yaptığı referandumun herhangi bir karşılığı yoktur. Bu süreçten ne Kürtlere ne Araplar ne Türkmenlere ne de diğer gruplara bir sonuç çıkmayacağı açıktır. Sınırlarımızın hemen başında hem Irak halkı hem de Türkiye başta olmak üzere tehdit oluşturacak bir fitne kuyusunun kazılmasına bir göz yumamayız. Kuzey Irak yönetimi eninde sonunda hüsrana uğramaya mahkumdur. Bu adımı cesaretlendirecek herhangi bir destek beyanının şu ana kadar gelmemiş olmasını önemli buluyorum. IKBY yanlıştan döndükten sonra Türkiye yanında olacaktır. Kerkük'e müdahale edilmesine tahammül edemeyiz.
'AVRUPA ÜLKELERİ BUNUN KARŞILIĞINDA HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR'
Terör örgütleri ile mücadelemizde bizi en çok hayal kırıklığına uğratanların başında AB ülkeleri geliyor. Biz diyoruz ki, PKK bölücü bir örgüttür, terör örgütüdür, devletimizi yıkmaya çalışmaktadır. Biz diyoruz ki, FETÖ bir ihanet çetesidir. Başlattığı darbe girişiminde 250 vatandaşımız şehit olmuştur. Avrupa ülkeleri bunun karşılığında hiçbir şey yapmıyor. Bugün Avrupa, Türkiye'nin meşru yönetimine karşı her türlü organizasyonu yapabildikleri bir yer haline gelmiştir. Şu anda bakıyoruz, kıtanın her köşesinde teröristleri yücelten broşürler dağıtılıyor, standlar kuruluyor. Türkiye'nin ilk başvuruyu yaptığı 1963 yılından beri göstermiş olduğu bu tavrı AB'nin yanlış anladığını görüyoruz. Aslına bakarsanız bizim AB üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır. TBMM'deki tüm partilerimizin de iştirak ettiğini düşündüğüm bu politikamızı AB'den cevap alana kadar muhafaza edeceğiz. Adına türküler yaktığımız Yemen'deki hadiseleri nasıl yok sayabiliriz, Afganistan'ı, Pakistan'ı, Hindistan'ı nasıl öteki görebiliriz. Arakan'daki, Türkistan'taki, Kırım'daki masumları nasıl yüzüstü bırakırız. Türkiye elbette Avrupa Atlantik kurumları ile yakın işbirliği içindedir, bu medeniyetimizi yok saymamız anlamına gelmiyor.
Irak ilk Körfez savaşından bu yana istikrara kavuşamamış bir ülkedir. DEAŞ tehdidinin ilk patlak verdiği yer olan Irak'taki mezhep gerilimi pek çok sorunun ana kaynağıdır. Kuzey Irak yönetiminin yaptığı referandumun herhangi bir karşılığı yoktur. Bu süreçten ne Kürtlere ne Araplar ne Türkmenlere ne de diğer gruplara bir sonuç çıkmayacağı açıktır. Sınırlarımızın hemen başında hem Irak halkı hem de Türkiye başta olmak üzere tehdit oluşturacak bir fitne kuyusunun kazılmasına bir göz yumamayız. Kuzey Irak yönetimi eninde sonunda hüsrana uğramaya mahkumdur. Bu adımı cesaretlendirecek herhangi bir destek beyanının şu ana kadar gelmemiş olmasını önemli buluyorum. IKBY yanlıştan döndükten sonra Türkiye yanında olacaktır. Kerkük'e müdahale edilmesine tahammül edemeyiz.
'AVRUPA ÜLKELERİ BUNUN KARŞILIĞINDA HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR'
Terör örgütleri ile mücadelemizde bizi en çok hayal kırıklığına uğratanların başında AB ülkeleri geliyor. Biz diyoruz ki, PKK bölücü bir örgüttür, terör örgütüdür, devletimizi yıkmaya çalışmaktadır. Biz diyoruz ki, FETÖ bir ihanet çetesidir. Başlattığı darbe girişiminde 250 vatandaşımız şehit olmuştur. Avrupa ülkeleri bunun karşılığında hiçbir şey yapmıyor. Bugün Avrupa, Türkiye'nin meşru yönetimine karşı her türlü organizasyonu yapabildikleri bir yer haline gelmiştir. Şu anda bakıyoruz, kıtanın her köşesinde teröristleri yücelten broşürler dağıtılıyor, standlar kuruluyor. Türkiye'nin ilk başvuruyu yaptığı 1963 yılından beri göstermiş olduğu bu tavrı AB'nin yanlış anladığını görüyoruz. Aslına bakarsanız bizim AB üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır. TBMM'deki tüm partilerimizin de iştirak ettiğini düşündüğüm bu politikamızı AB'den cevap alana kadar muhafaza edeceğiz. Adına türküler yaktığımız Yemen'deki hadiseleri nasıl yok sayabiliriz, Afganistan'ı, Pakistan'ı, Hindistan'ı nasıl öteki görebiliriz. Arakan'daki, Türkistan'taki, Kırım'daki masumları nasıl yüzüstü bırakırız. Türkiye elbette Avrupa Atlantik kurumları ile yakın işbirliği içindedir, bu medeniyetimizi yok saymamız anlamına gelmiyor.