En Sessiz Münazara
Eskişehir Ahmet Yesevi İşitme Engelliler Ortaokulu eğitmenleri, öğrenciler arasında düzenledikleri münazaralarla iletişim kurmanın sadece sesten ibaret olmadığını öğretiyor Okul Müdürü Uçkun: 'Evet münazaralarımız çok sessiz. Halk oyunları dersinde arkadan bir müzik sesi gelmese de onlar oynamaya devam ediyor. Sessizliğin içinde farklı bir ses bu çocuklar'
SELÇUK KIZILDAĞ - Eskişehir Ahmet Yesevi İşitme Engelliler Ortaokulu eğitimcileri ve öğrencileri, eğitim ve öğretim dönemi içinde her ay bir münazara düzenleyerek, iletişimin sesten ibaret olmadığına dikkati çekiyor.
İşitme kaybı olan çocukların eğitim aldığı okulda münazaralarda sessizlik olmasına rağmen, öğrenciler savundukları konuyu işaret diliyle ifade ediyor.
Birbirlerini dikkatle takip ederek ilgili konuya ilişkin metinler hazırlayan öğrenciler, sessiz fakat anlamlı münazaralara imza atıyor.
2016-2017 eğitim öğretim yılı içinde ele alınan münazaralardan biri de 'Sokak hayvanlarına evde sahip çıkmalıyız' ve zıt görüş olarak 'Sokak hayvanları özgür olmalıdır' konusu oldu. Üçerli iki grup, işaret dili tercümanı aracılığıyla tezlerini sundukları münazarada kıyasıya mücadele verdi.
Eğitimcilerden oluşan jüri üyelerinin puanladığı münazaralarda, 'rakibin konuşmalarının takibi, rakibin yaptığı tezi çürütme yeteneği ve hazırlık kabiliyeti' gibi yetenekler incelenerek sonuca varılıyor.
Okul müdürü Nilgün Uçkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerin münazara çalışmaları dışında birçok sosyal alanda faaliyet gösterdiklerini ve başarılı sonuçlar elde ettiklerini söyledi.
Flüt ve halk oyunları eğitimleri de verildiğini aktaran Uçkun, şunları aktardı:
'Öğrencilerimiz, gelişimi ve yenilikleri gerçekten çok seviyorlar. Maalesef engelsiz öğrencilerle kıyasladığımızda hayatı biraz daha zor öğreniyorlar fakat bu bir zaman sonra aşılıyor. Duymayan ve konuşamayan bir birey müzik dersi görüp bir melodiyi kurallarına uygun çalabiliyor. Aynı anda aynı hareketi yaparak dans edebiliyor ve karşılıklı bir konu üzerinde tartışıp münazara yapabiliyorlar. Evet münazaralarımız çok sessiz. Halk oyunları dersinde arkadan bir müzik sesi gelmese de onlar oynamaya devam ediyor. Sessizliğin içinde farklı bir ses bu çocuklar. Farklarını bu şekilde ortaya koyuyorlar ve daha iyi işler başaracaklarına inanıyorum.'
- 'Biz sessizce tartışıyoruz'
Okulun öğrencilerinden Mehmet Öztürk de aldıkları eğitimden ve ilgiden çok memnun olduklarını dile getirdi. Öztürk, 'Arkadaşlarımızla bugün okulumuzda bir münazara daha yaptık. Biz sessizce tartışıyoruz. Grubumuz 'Kedi ve köpekler özgür olmalıdır' tezini savundu. Rakip arkadaşlarımızsa tam tersini. Puanlara göre eşit çıkmışız. Bazen birbirimizi yendiğimiz de oluyor. Gelecekte Bursa'da eğitimimi tamamlamak ve ülkeme faydalı bir birey olmak istiyorum.' şeklinde konuştu.
Karşı takımın öğrencilerinden Umut Kartal da büyüdüğünde spor ve beden dersi öğretmeni olmak istediğini ifade ederek, 'İşaret dilini herkesin bilmemesi iletişim kurarken bizleri biraz zorluyor. Fakat okulumuzda her alanda rahatlıkla kendimizi ifade edebiliyoruz. Bugün yaptığımız aktivitede sokak hayvanlarını tartıştık. Bence kedi ve köpekler özgür olmalı ama biz insanlar dışarıda onları beslemeliyiz.' dedi.
Kaynak: AA
İşitme kaybı olan çocukların eğitim aldığı okulda münazaralarda sessizlik olmasına rağmen, öğrenciler savundukları konuyu işaret diliyle ifade ediyor.
Birbirlerini dikkatle takip ederek ilgili konuya ilişkin metinler hazırlayan öğrenciler, sessiz fakat anlamlı münazaralara imza atıyor.
2016-2017 eğitim öğretim yılı içinde ele alınan münazaralardan biri de 'Sokak hayvanlarına evde sahip çıkmalıyız' ve zıt görüş olarak 'Sokak hayvanları özgür olmalıdır' konusu oldu. Üçerli iki grup, işaret dili tercümanı aracılığıyla tezlerini sundukları münazarada kıyasıya mücadele verdi.
Eğitimcilerden oluşan jüri üyelerinin puanladığı münazaralarda, 'rakibin konuşmalarının takibi, rakibin yaptığı tezi çürütme yeteneği ve hazırlık kabiliyeti' gibi yetenekler incelenerek sonuca varılıyor.
Okul müdürü Nilgün Uçkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerin münazara çalışmaları dışında birçok sosyal alanda faaliyet gösterdiklerini ve başarılı sonuçlar elde ettiklerini söyledi.
Flüt ve halk oyunları eğitimleri de verildiğini aktaran Uçkun, şunları aktardı:
'Öğrencilerimiz, gelişimi ve yenilikleri gerçekten çok seviyorlar. Maalesef engelsiz öğrencilerle kıyasladığımızda hayatı biraz daha zor öğreniyorlar fakat bu bir zaman sonra aşılıyor. Duymayan ve konuşamayan bir birey müzik dersi görüp bir melodiyi kurallarına uygun çalabiliyor. Aynı anda aynı hareketi yaparak dans edebiliyor ve karşılıklı bir konu üzerinde tartışıp münazara yapabiliyorlar. Evet münazaralarımız çok sessiz. Halk oyunları dersinde arkadan bir müzik sesi gelmese de onlar oynamaya devam ediyor. Sessizliğin içinde farklı bir ses bu çocuklar. Farklarını bu şekilde ortaya koyuyorlar ve daha iyi işler başaracaklarına inanıyorum.'
- 'Biz sessizce tartışıyoruz'
Okulun öğrencilerinden Mehmet Öztürk de aldıkları eğitimden ve ilgiden çok memnun olduklarını dile getirdi. Öztürk, 'Arkadaşlarımızla bugün okulumuzda bir münazara daha yaptık. Biz sessizce tartışıyoruz. Grubumuz 'Kedi ve köpekler özgür olmalıdır' tezini savundu. Rakip arkadaşlarımızsa tam tersini. Puanlara göre eşit çıkmışız. Bazen birbirimizi yendiğimiz de oluyor. Gelecekte Bursa'da eğitimimi tamamlamak ve ülkeme faydalı bir birey olmak istiyorum.' şeklinde konuştu.
Karşı takımın öğrencilerinden Umut Kartal da büyüdüğünde spor ve beden dersi öğretmeni olmak istediğini ifade ederek, 'İşaret dilini herkesin bilmemesi iletişim kurarken bizleri biraz zorluyor. Fakat okulumuzda her alanda rahatlıkla kendimizi ifade edebiliyoruz. Bugün yaptığımız aktivitede sokak hayvanlarını tartıştık. Bence kedi ve köpekler özgür olmalı ama biz insanlar dışarıda onları beslemeliyiz.' dedi.