ATSO Başkanı Çetin, Enflasyon Rakamlarını Değerlendirdi

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Aralık ayı enflasyon rakamlarını değerlendirdi.

ATSO Başkanı Çetin, Enflasyon Rakamlarını Değerlendirdi
ATSO Başkanı Davut Çetin, enflasyonun TÜFE’de yüzde 1,64, Yİ-ÜFE’de yüzde 2,98 olarak açıklandığını belirterek, "Buna göre yıllık enflasyonun tüketici fiyatlarında yüzde 8,53, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 9,94 olarak gerçekleştiğini görüyoruz" dedi.



"2005’den bu yana en yüksek aylık enflasyon"

Çetin, "Aralık 2016, 2005 yılından bu yana en yüksek aylık TÜFE ve Yİ-ÜFE artışlarının, 2011 yılından bu yana en yüksek yıllık Yİ-ÜFE artışının gözlendiği ay oldu. Ana harcama grupları itibariyle en yüksek artışların aylık olarak yüzde 7,33 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 3,29 ile gıda ve alkolsüz içecekler ve yüzde 1,97 ile ulaştırma gruplarında; yıllık bazda ise yüzde 31,59 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 12,36 ile ulaştırma gruplarında gerçekleştiğini görüyoruz" ifadelerini kaydetti.

Aralık ayında zam şampiyonunun patlıcan olduğunu ifade eden ATSO Başkanı Davut Çetin, "Rakamlara göre aralık ayında en yüksek artış gösteren ürün yüzde 60,01 ile patlıcan olurken, bu ürünü yüzde 53,14 ile yumurta ve yüzde 34,71 ile kabak izledi. En fazla düşüş ise yüzde 16,74 ile portakal, yüzde 8,72 ile gömlek ve yüzde 7,93 ile limon fiyatlarında gözlendi. Üretici fiyatlarında bir önceki aya göre en fazla artış; yüzde 17,58 ile kok ve rafine petrol ürünleri, yüzde 8,63 ile ana metaller ve yüzde 3,96 ile metal cevherleri alt sektörlerinde gerçekleşti" dedi.



"En düşük Aralık enflasyonu Batı Akdeniz’de"

Batı Akdeniz Bölgesi’nin TÜFE oranının, aylık bazda yüzde 1,28 ve yıllık bazda yüzde 8,61 oranlarıyla Türkiye ortalamasının altında kaldığını kaydeden Çetin, bölgenin TÜFE oranında 26 bölge arasında aylık bazda Ankara ile birlikte son sırada, yıllık bazda ise on sekizinci sırada yer aldığını kaydetti.

Terör acısının ağır olduğu bir dönemde enflasyonu, hatta ekonomiyi konuşmanın çok zor olduğunu ifade eden ATSO Başkanı Davut Çetin, "Fakat hiç bir şey olmamış gibi yapmak ne kadar yanlışsa, terör karşısında korkuya kapılmak, terörün hedefine ulaşmasına izin vermek de o kadar yanlıştır. Bu nedenle biz ekonomiyi birinci gündem maddesi olarak görmeye ve gelişmeleri değerlendirmeye devam edeceğiz. Aslında terörle mücadele ve enflasyon gibi ekonomik sorunlarla mücadele çok farklı alanlar olsa da birtakım ortak esaslar her iki alanda da geçerlidir. Siyaset üstü toplumsal uzlaşma ve birliktelik, mücadelenin bilimsel yöntemlere uygun yürütülmesi, ilgili kurumlara güven tesisi bu mücadelelerin ortak esaslarıdır" dedi.



"Bilimsel ve teknik konular ile siyaseti ayırmalıyız"

Son zamanlarda ekonomiyle ilgili yorumların bile siyasi ön yargı ve kutuplaşma konusu haline geldiğini ifade eden Çetin şunları söyledi:

"Bilimsel ve teknik konularla siyaseti ayırmayı öğrenmek zorundayız. Ekonomi, enflasyon gibi konular hesap-kitap konularıdır, siyaset konusu değildir. Enflasyonun nedenleri, sonuçları, mücadele yöntemleri bellidir. Türkiye enflasyonu ancak son on yılda tek haneye indirebilmiştir, şimdi yeniden çift haneye yükselmesine izin verilmemelidir. Yüksek enflasyon, belirsizlik yaratır, uzun vadeli tasarrufları ve sanayi yatırımlarını caydırır, verimsiz yatırımları ve sektörleri teşvik eder. Enflasyon, gelir dağılımını, sosyal adaleti ve neticesinde sosyal ahlakı bozar. Sanayi ve ihracatta başarı kazanan ülkeler enflasyon sorununu çözmüş ülkelerdir. Bu nedenle enflasyon gibi ekonomik konuları hiç bir siyasi tartışma konusu yapmadan, Merkez Bankası gibi uzman kurumların bilimsel yaklaşımlarına bırakmak gerekir."

"Enflasyonu yalnızca sebze-meyveye bağlamak doğru değil"

Aralık ayında TÜFE artışında yılın son günlerinde hava koşulları nedeniyle artan sebze ve meyve fiyatları dışında, tavuk eti, yumurta, balık, yağ, nohut, kahve, çay gibi ürünlerin de rol oynadığını, diğer etkenlerin de alkollü içki ve sigara vergisinde artış ile benzin ve mazot fiyatlarındaki artış olduğunu ifade eden Çetin, "Enflasyonda sebze ve meyvenin etkisi belirli aylarla sınırlıdır. Belirli ürünlerde hava koşulları fiyatları aylık bazda yükseltmiştir. Şu anda yıllık fiyat artışının yüzde 30’u aştığı 20’den fazla ürün arasında tek sebze-meyve ürünü olarak sivri biber bulunmaktadır. TÜİK verilerinde domates fiyatı geçen yılın yüzde 24 altındadır, narenciye fiyatları yerlerdedir, ıspanak, kuru soğan, patates fiyatları geçen yıla göre oldukça düşük düzeydedir. Gıda ve giyimde geçici aylık fiyat artışları yerine yıllık artışların sürekli ve yüksek olduğu sektörlerde iç ve dış rekabet koşullarına bakılması daha yararlı olacaktır. Telefon görüşme ücreti, sabun, gazete, temizlik malzemeleri, bilgisayar gibi çok farklı ürünlerde yıllık enflasyon yüzde 30’un üzerindedir. Buna rağmen enflasyonu yalnızca sebze-meyveye bağlamak doğru değildir" diye konuştu.



"Dövizin enflasyona etkisi görülüyor"

Çetin, "Döviz kurundaki hızlı artışın akaryakıt fiyatlarına, elektronik ve elektrikli cihaz fiyatlarına yansımaya başladığını, 2017 yılında dövizin ve petrol fiyatlarındaki artışın enflasyona etkisinin devam edeceğini görüyoruz. Enflasyonla mücadele bile güven ve toplumsal ortak tutum meselesidir. Ekonomide düşük büyüme ve yüksek enflasyon durumundan kurtulmak için ekonomi yönetiminin Merkez Bankası gibi kurumlara güvene dikkat etmesi gerekir. Sorunları konuşmaktan kaçınmayalım, sorunları konuşmamak, görmezden gelmek çare değildir. Çözüm ancak gerçekçi biçimde konuşarak, tartışarak karşılıklı güvenle uzlaşarak bulunur. Enflasyonla mücadele bile bir güven ve toplumsal ortak tutum meselesidir. 2017 yılı başında en önemli konumuz toplumsal uzlaşma olmalıdır" dedi.

Kaynak: İHA