Yunanistan Meclisinden 'İflas' Senaryosu
Yunanistan meclisince hazırlanan bir rapora göre, ülkenin kreditörleri ile anlaşmazlıklar çözülmezse 4. kurtarma paketi ve hatta iflas gibi senaryolar gerçekleşebilir
Yunanistan meclisi, ülkenin kreditörleriyle müzakerelerini kısa sürede tamamlamazsa dördüncü bir kurtarma paketine muhtaç kalabileceği veya iflasa sürüklenebileceğini bildirdi.
Yunan meclisinin bütçe ofisince hazırlanan raporda, ekonomik krizdeki ülkenin kısa ve orta vadede karşılaşabileceği risk senaryolarına yönelik uyarılarda bulunuldu.
Ülkenin kreditörleri olan Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki anlaşmazlıklardan dolayı yeni kredi diliminin serbest bırakılmasının zora girdiği tespitine yer verilen raporda, bu durumun yol açabileceği risklere işaret edildi.
Rapora göre, kreditörler ve Yunanistan arasındaki gözden geçirme sürecinin tamamlanmaması halinde ülkenin sermaye piyasalarına erişiminin son memorandumun biteceği 2018 sonrasına sarkabileceği vurgulanırken, bu durumun dördüncü bir kurtarma paketi programına yol açabileceği kaydedildi.
Özellikle AB hükümetlerinin siyasi baskı altında olması sebebiyle bu programa onay vermeme ihtimaline değinilen raporda, 'Eğer, ülke sermaye piyasalarına erişim kazanamaz ve kredi sağlayamazsa, iflas kaçınılmaz hale gelebilir ve avrodan çıkış ihtimali oluşabilir.' ifadelerine yer verildi.
Olası iflas durumunda ise ülkede üretimin durması, bankacılık krizi, para biriminin aşırı devalüasyonu ve yüksek enflasyon gibi riskler vurgulandı.
Yunanistan ve kreditörleri arasındaki uzlaşmazlıklar sebebiyle son memorandumun ikinci gözden geçirme süreci gecikirken, dünkü Avro Grubu toplantısında da özellikle istihdam piyasası, enerji reformları ve 2018 sonrası mali hedefler konusunda olumlu herhangi bir sonuç alınamadı.
Öte yandan, IMF programda yer almaya devam etmek için Yunanistan'dan daha fazla kemer sıkma önlemi talep ederken, AB'li kreditörlere daha anlamlı bir borç hafifletme çağrısında bulunuyor.
Yunanistan'ın bu yıl toplam 316 milyar avroluk kamu borcuyla, borcunun milli gelirine oranının yüzde 180'ine ulaşması öngörülüyor. 2010 yılından beri üç kurtarma programı uygulanan Yunanistan, Avro Bölgesi ülkeleri arasında milli gelirine oranla en yüksek borca sahip durumda bulunuyor.
Kaynak: AA
Yunan meclisinin bütçe ofisince hazırlanan raporda, ekonomik krizdeki ülkenin kısa ve orta vadede karşılaşabileceği risk senaryolarına yönelik uyarılarda bulunuldu.
Ülkenin kreditörleri olan Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki anlaşmazlıklardan dolayı yeni kredi diliminin serbest bırakılmasının zora girdiği tespitine yer verilen raporda, bu durumun yol açabileceği risklere işaret edildi.
Rapora göre, kreditörler ve Yunanistan arasındaki gözden geçirme sürecinin tamamlanmaması halinde ülkenin sermaye piyasalarına erişiminin son memorandumun biteceği 2018 sonrasına sarkabileceği vurgulanırken, bu durumun dördüncü bir kurtarma paketi programına yol açabileceği kaydedildi.
Özellikle AB hükümetlerinin siyasi baskı altında olması sebebiyle bu programa onay vermeme ihtimaline değinilen raporda, 'Eğer, ülke sermaye piyasalarına erişim kazanamaz ve kredi sağlayamazsa, iflas kaçınılmaz hale gelebilir ve avrodan çıkış ihtimali oluşabilir.' ifadelerine yer verildi.
Olası iflas durumunda ise ülkede üretimin durması, bankacılık krizi, para biriminin aşırı devalüasyonu ve yüksek enflasyon gibi riskler vurgulandı.
Yunanistan ve kreditörleri arasındaki uzlaşmazlıklar sebebiyle son memorandumun ikinci gözden geçirme süreci gecikirken, dünkü Avro Grubu toplantısında da özellikle istihdam piyasası, enerji reformları ve 2018 sonrası mali hedefler konusunda olumlu herhangi bir sonuç alınamadı.
Öte yandan, IMF programda yer almaya devam etmek için Yunanistan'dan daha fazla kemer sıkma önlemi talep ederken, AB'li kreditörlere daha anlamlı bir borç hafifletme çağrısında bulunuyor.
Yunanistan'ın bu yıl toplam 316 milyar avroluk kamu borcuyla, borcunun milli gelirine oranının yüzde 180'ine ulaşması öngörülüyor. 2010 yılından beri üç kurtarma programı uygulanan Yunanistan, Avro Bölgesi ülkeleri arasında milli gelirine oranla en yüksek borca sahip durumda bulunuyor.