Nazlıaka Kendisini Kürsüye Neden Kelepçelediğini Anlattı
Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, “Her iki önerge sonrasındaki konuşmalar tamamlandıktan sonra kendimi Meclis kürsüsüne kelepçelemek kaydıyla topluma ve tüm dünyaya bir mesaj vermek istedim" dedi.
Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, TBMM Genel Kurulunda kelepçeli eyleminden sonra basın toplantısı düzenledi.
Nazlıaka, yaşananların toplumu ne kadar kutuplaştırdığını, kadınların kadınlara şiddet uygulayabildiğini herkese gösterdiğini söyleyerek, “Ben bugünkü demokratik hakkımı kullanırken, bana destek olan tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum. Şu anda revirde olan Pervin Buldan’a, itilerek yere düştüğü için daha sonrasında zorlukla ayağa kalkan Şafak Pavey, Antalya milletvekili Gökçen Enç tarafından saçların koparıldığını öğrendim. HDP milletvekili Burcu hanıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Nazlıaka, 8. maddenin oylanacağını hatırlatarak, “Bu madde son derece kritik bir maddeydi. Bunun için ben de her iki önerge sonrasındaki konuşmalar tamamlandıktan sonra kedimi Meclis kürsüsüne kelepçelemek kaydıyla topluma ve tüm dünyaya bir mesaj vermek istedim. Aslına bakarsanız, kelepçe bir yandan Meclis’e vurulan kelepçeyi de ifade ediyor. Meclis’in kapısına kelepçe vurulmuş, kendimizi kürsüye kelepçelemişiz çok mu? Burada benim iki temel gayem vardı; bir tanesi demokratik bir hak olan eylem hakkımı kullanarak, konuşma talebim Meclis Başkanvekili tarafından reddedilmişti. Onun için bu hakkı kullanarak, MHP milletvekillerine seslenmekti. Özellikle son dönemlerde MHP seçmeni tarafından çok ciddi telefonlar, e-postalar, sosyal medya mesajları alıyorum. Her biri ‘Cumhuriyetin altına dinamit koyan bir yasaya MHP milletvekillerinin ‘evet’ demesine razı olamıyor. Lütfen gidin, onlarla konuşun’ diyorlar. Ben zaman zaman kendileriyle konuşmaya çalıştım. Ancak onların bu konuda fikrini değiştirme eğilimi olmadığını fark ettim. Onun için kürsüden başta Bahçeli olmak üzere tek tek tüm milletvekillerine seslendim. Onlara özelikle tarihimizi hatırlatmaya çalıştım. Tarihin bu yasaya ‘evet’ diyecekleri kara bir leke olarak yazılacakken, onların bugün ‘hayır’ diyerek tarih yazabileceklerini ifade ettim. Gelin hep birlikte tarih yazalım ve bu rejim değişikliğine ‘hayır’, hep beraber ‘hayır’ diyelim dedim. Onlara ’kendinizle baş başa kaldığınızda; eşiniz, çocuğunuz, komşunuz, böylesine bir yasaya nasıl ‘evet’ dediğinizi kendi kendinize, vicdanınıza nasıl hesap veriyorsunuz, en yumuşak yastık vicdandır, başınızı yastığa koyduğunuzda nasıl uyuyabiliyorsunuz, gelin bundan vazgeçin, irfanı, vicdanı hür milletvekilleri olarak kabinlere girdiğinizde özgürce, içinizden geldiği gibi grup kararına bağlı olmaksızın istediğiniz oyu verin’ diye seslendim. Bazı milletvekilleri göz göze gelmekten kaçındılar. İçinde bulunduğumuz süreç tarihi bir süreç. Onunu için gelecek nesilleri için karar vermemiz gerekiyor. Çocuklarımız, bize miras bırakılanları ileriye taşıyabilmek için hareket etmemiz gerekiyor. Bu irade birçok milletvekilinde var” dedi.
Nazlıaka, şunları kaydetti:
“Yapılacak olan rejim değişikliği hangi sorunumuzu çözecek’ söyler misiniz dedim. Gencecik evlatlarımızı toprağa gömüyoruz. Terörü mü, ekonomik problemlerimizi mi çözecek, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu mu çözecek’ diye sordum. Bugün bu ülkeyi yönetenler ne istiyorlarsa yapıyorlar. Ben inanıyorum ki böylesine rejim değişikliğine gerek olmadığını milletvekilleri ile baş başa kaldıklarında değerlendirecek ve ona göre fikrini değiştireceğini umut ediyorum. Bu tamamen samimi bir eylemdi, demokratik bir haktı. Sonuna kadar devam ettirme konusunda kararlıydım.”
Kendisini hazırladığını söyleyen Nazlıaka, “Maalesef AK Partili kadın milletvekilleri tarafından saldırıya uğrayarak, önce birisi tarafından arkadan kollarım tutulmak kaydıyla, çeşitli şekillerde çekiştirilerek ve İlknur İnceöz’ün getirmiş olduğu tornavida ile önce kelepçeyi açma denemesi, kelepçeyi sürekli hareket ettirmem üzerine açamadı. Daha sonra mikrofonları bir arada tutan bağlantı yerlerini sökmesiyle benim bileklerim serbest kaldı. Amaç hasıl olmuştur” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Nazlıaka, yaşananların toplumu ne kadar kutuplaştırdığını, kadınların kadınlara şiddet uygulayabildiğini herkese gösterdiğini söyleyerek, “Ben bugünkü demokratik hakkımı kullanırken, bana destek olan tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum. Şu anda revirde olan Pervin Buldan’a, itilerek yere düştüğü için daha sonrasında zorlukla ayağa kalkan Şafak Pavey, Antalya milletvekili Gökçen Enç tarafından saçların koparıldığını öğrendim. HDP milletvekili Burcu hanıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Nazlıaka, 8. maddenin oylanacağını hatırlatarak, “Bu madde son derece kritik bir maddeydi. Bunun için ben de her iki önerge sonrasındaki konuşmalar tamamlandıktan sonra kedimi Meclis kürsüsüne kelepçelemek kaydıyla topluma ve tüm dünyaya bir mesaj vermek istedim. Aslına bakarsanız, kelepçe bir yandan Meclis’e vurulan kelepçeyi de ifade ediyor. Meclis’in kapısına kelepçe vurulmuş, kendimizi kürsüye kelepçelemişiz çok mu? Burada benim iki temel gayem vardı; bir tanesi demokratik bir hak olan eylem hakkımı kullanarak, konuşma talebim Meclis Başkanvekili tarafından reddedilmişti. Onun için bu hakkı kullanarak, MHP milletvekillerine seslenmekti. Özellikle son dönemlerde MHP seçmeni tarafından çok ciddi telefonlar, e-postalar, sosyal medya mesajları alıyorum. Her biri ‘Cumhuriyetin altına dinamit koyan bir yasaya MHP milletvekillerinin ‘evet’ demesine razı olamıyor. Lütfen gidin, onlarla konuşun’ diyorlar. Ben zaman zaman kendileriyle konuşmaya çalıştım. Ancak onların bu konuda fikrini değiştirme eğilimi olmadığını fark ettim. Onun için kürsüden başta Bahçeli olmak üzere tek tek tüm milletvekillerine seslendim. Onlara özelikle tarihimizi hatırlatmaya çalıştım. Tarihin bu yasaya ‘evet’ diyecekleri kara bir leke olarak yazılacakken, onların bugün ‘hayır’ diyerek tarih yazabileceklerini ifade ettim. Gelin hep birlikte tarih yazalım ve bu rejim değişikliğine ‘hayır’, hep beraber ‘hayır’ diyelim dedim. Onlara ’kendinizle baş başa kaldığınızda; eşiniz, çocuğunuz, komşunuz, böylesine bir yasaya nasıl ‘evet’ dediğinizi kendi kendinize, vicdanınıza nasıl hesap veriyorsunuz, en yumuşak yastık vicdandır, başınızı yastığa koyduğunuzda nasıl uyuyabiliyorsunuz, gelin bundan vazgeçin, irfanı, vicdanı hür milletvekilleri olarak kabinlere girdiğinizde özgürce, içinizden geldiği gibi grup kararına bağlı olmaksızın istediğiniz oyu verin’ diye seslendim. Bazı milletvekilleri göz göze gelmekten kaçındılar. İçinde bulunduğumuz süreç tarihi bir süreç. Onunu için gelecek nesilleri için karar vermemiz gerekiyor. Çocuklarımız, bize miras bırakılanları ileriye taşıyabilmek için hareket etmemiz gerekiyor. Bu irade birçok milletvekilinde var” dedi.
Nazlıaka, şunları kaydetti:
“Yapılacak olan rejim değişikliği hangi sorunumuzu çözecek’ söyler misiniz dedim. Gencecik evlatlarımızı toprağa gömüyoruz. Terörü mü, ekonomik problemlerimizi mi çözecek, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu mu çözecek’ diye sordum. Bugün bu ülkeyi yönetenler ne istiyorlarsa yapıyorlar. Ben inanıyorum ki böylesine rejim değişikliğine gerek olmadığını milletvekilleri ile baş başa kaldıklarında değerlendirecek ve ona göre fikrini değiştireceğini umut ediyorum. Bu tamamen samimi bir eylemdi, demokratik bir haktı. Sonuna kadar devam ettirme konusunda kararlıydım.”
Kendisini hazırladığını söyleyen Nazlıaka, “Maalesef AK Partili kadın milletvekilleri tarafından saldırıya uğrayarak, önce birisi tarafından arkadan kollarım tutulmak kaydıyla, çeşitli şekillerde çekiştirilerek ve İlknur İnceöz’ün getirmiş olduğu tornavida ile önce kelepçeyi açma denemesi, kelepçeyi sürekli hareket ettirmem üzerine açamadı. Daha sonra mikrofonları bir arada tutan bağlantı yerlerini sökmesiyle benim bileklerim serbest kaldı. Amaç hasıl olmuştur” ifadelerini kullandı.