Ruhsal Sorunlarını İş Ve Uğraş Terapisiyle Aşıyorlar
Psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle Yozgat Devlet Hastanesi Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezinde tedavi görenler, iş ve uğraş terapisi kapsamında bahçe uygulaması sayesinde rehabilite edilerek topluma kazandırılıyor Yozgat Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Kurca: 'Hastalarımıza temiz havada, bitki ve toprakla uğraşırken sorunlarını unutup, kendilerini iyi hissetmeleri, kendi yetiştirdikleri ürünleri gördüklerinde öz güvenlerinin artması amacıyla bu terapiyi uyguluyoruz'
ZEKERİYA KARADAVUT - Sağlık Bakanlığının 2011'de başlattığı 'Toplum Ruh Sağlığı Modeli' kapsamında faaliyet gösteren Yozgat Devlet Hastanesi Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezi'ndeki hastalar, el işi çalışmalarının yanı sıra iş ve uğraş terapileri kapsamında bahçe uygulamasıyla terapi görerek normal yaşamlarına dönebiliyor.
Bahçe terapisi kapsamında ilkbahar aylarında domates, salatalık, mısır, fasulye, maydanoz, soğan, kabak ve roka eken hastalar, ürünlerini hasat ediyor.
Yozgat Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. İsmail Kurca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2011 yılında Sağlık Bakanlığının 'Ruh Sağlığı Eylem planı kapsamında, Türkiye genelinde 'Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezleri' açılmasına karar verildiğini anımsattı.
Yozgat’ta da bu karar doğrultusunda 2013 yılında merkezin faaliyete başladığını ifade eden Kurca, şu bilgileri verdi:
'Merkezimiz şu anda 320 hastaya ulaşmış durumda. Bu merkezimizdeki hastalarımıza el işi ve spor faaliyetleri yaptırmaktayız. Bunların dışında 20 hastamıza merkezimizin önünde bulunan tarlada bahçe işleri yaptırarak terapi uyguluyoruz. Bahçede uğraşırken hastalarımız üzerindeki stresi atmakta. Kendilerini daha iyi hissediyorlar. Hastalarımız temiz havada, bitki ve toprakla uğraşırken sorunlarını unutup, kendilerini iyi hissetmeleri, kendi yetiştirdikleri ürünleri gördüklerinde öz güvenlerinin artması amacıyla bu terapiyi uyguluyoruz. Hastalarımız kendi ekip biçtiği ürünleri yetiştirip, topladılar. Bu yıl domates, biber, maydanoz, roka, mısır ve taze fasulye gibi bahçe ürünlerini yetiştirdiler.'
Kurca, bu merkezlerin Sağlık Bakanlığının önemli projelerinden olduğunu, toplumda ulaşılamayan veya psikiyatri uzmanına gidemeyen hastalara yardım eli uzatılmasının amaçlandığını belirtti.
- 'Sadece ilaçla tedavi olmayacağını biliyoruz'
Terapi kapsamında yapılan bahçede sadece hastaların çalıştığını vurgulayan Kurca, şöyle konuştu:
'Ekiminden çapalanmasına, sulanmasından ürünlerin yetiştirilmesine ve toplanmasına hepsiyle hastalarımız ilgilendi. Bu, hastalarımızı her yönden rahatlatıyor. Sadece ilaçla tedavi olmayacağını biliyoruz. Bu bahçe işleriyle uğraşan hastalarımızın daha da rahatladığını ve mutlu olduklarını gözlemledik. Bu kapsamda ilimizin en ücra köylerine ulaşarak bu tür hastaları tespit edip elimizden geldiğince onların tedavilerini sağlamaya çalışıyoruz. Bu merkezimizdeki amaç hastalarımızı sosyalleştirmek. Bu tür hastalarımız içine kapanıyor, evlerde tutuluyor. Bu tür faaliyet ve tedavilerle bunun tam tersini yaparak hastalarımızı topluma kazandırmaya çalışıyoruz.'
Psikiyatri uzmanı Bilal Tanrıtanır da eskiden psikotik ve manik depresif (bipolar) bozukluğu olan hastaların, Avrupa’dan gelen ekol nedeniyle depo hastanelerde tutulması ve hayattan koparılması üzerine bir sistem kurulduğunu ifade etti.
Bu ekol ile Türkiye’de de depo hastanelerin kurulduğuna, bunların en bilinenin Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi olduğuna dikkati çeken Tanrıtanır, şu bilgileri aktardı:
'Son yıllarda Sağlık Bakanlığının geliştirdiği politikalarla bu hastalarımızı depo hastanelerde değil de hayatın içerisinde var olmaları için Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezleri projeleri geliştirildi. Bizler bu tür psikolojik hastalıkları olan hastaları iş ve uğraş terapileri kapsamında bu tür programlara alıyoruz. Hastalarımızın işlevsellik kayıplarını ortadan kaldırmayı hedefleyerek onları tekrar gündelik yaşamda kendi işlerini görebilecek güce getirmeye gayret gösteriyoruz. Uyguladığımız sebze yetiştirme projesiyle hastalarımızın işlevselliklerinin artması ve daha iyi konuma gelmeleriyle biz amacımıza ulaştığımızı düşünüyoruz. Bu durumu daha iyi konumlara getirmek için daha fazla gayret sarf ediyoruz.'
Psikotik bozukluk bulunan Şükrü Palalı da terapi sayesinde sağlık sorunlarını önemli ölçüde aştığını belirterek, 'Arkadaşlarımızla sebzelerin ilk başta ekimini yaptık. Sulamasını yaptık. Yetiştirdik ve topladık. Bahçeyle uğraşıyoruz. Bahçeyle uğraşmak zevkli. Arkadaşlarla beraber günümüzü burada geçiriyoruz. Sosyal faaliyetler yapıyoruz.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Bahçe terapisi kapsamında ilkbahar aylarında domates, salatalık, mısır, fasulye, maydanoz, soğan, kabak ve roka eken hastalar, ürünlerini hasat ediyor.
Yozgat Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. İsmail Kurca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2011 yılında Sağlık Bakanlığının 'Ruh Sağlığı Eylem planı kapsamında, Türkiye genelinde 'Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezleri' açılmasına karar verildiğini anımsattı.
Yozgat’ta da bu karar doğrultusunda 2013 yılında merkezin faaliyete başladığını ifade eden Kurca, şu bilgileri verdi:
'Merkezimiz şu anda 320 hastaya ulaşmış durumda. Bu merkezimizdeki hastalarımıza el işi ve spor faaliyetleri yaptırmaktayız. Bunların dışında 20 hastamıza merkezimizin önünde bulunan tarlada bahçe işleri yaptırarak terapi uyguluyoruz. Bahçede uğraşırken hastalarımız üzerindeki stresi atmakta. Kendilerini daha iyi hissediyorlar. Hastalarımız temiz havada, bitki ve toprakla uğraşırken sorunlarını unutup, kendilerini iyi hissetmeleri, kendi yetiştirdikleri ürünleri gördüklerinde öz güvenlerinin artması amacıyla bu terapiyi uyguluyoruz. Hastalarımız kendi ekip biçtiği ürünleri yetiştirip, topladılar. Bu yıl domates, biber, maydanoz, roka, mısır ve taze fasulye gibi bahçe ürünlerini yetiştirdiler.'
Kurca, bu merkezlerin Sağlık Bakanlığının önemli projelerinden olduğunu, toplumda ulaşılamayan veya psikiyatri uzmanına gidemeyen hastalara yardım eli uzatılmasının amaçlandığını belirtti.
- 'Sadece ilaçla tedavi olmayacağını biliyoruz'
Terapi kapsamında yapılan bahçede sadece hastaların çalıştığını vurgulayan Kurca, şöyle konuştu:
'Ekiminden çapalanmasına, sulanmasından ürünlerin yetiştirilmesine ve toplanmasına hepsiyle hastalarımız ilgilendi. Bu, hastalarımızı her yönden rahatlatıyor. Sadece ilaçla tedavi olmayacağını biliyoruz. Bu bahçe işleriyle uğraşan hastalarımızın daha da rahatladığını ve mutlu olduklarını gözlemledik. Bu kapsamda ilimizin en ücra köylerine ulaşarak bu tür hastaları tespit edip elimizden geldiğince onların tedavilerini sağlamaya çalışıyoruz. Bu merkezimizdeki amaç hastalarımızı sosyalleştirmek. Bu tür hastalarımız içine kapanıyor, evlerde tutuluyor. Bu tür faaliyet ve tedavilerle bunun tam tersini yaparak hastalarımızı topluma kazandırmaya çalışıyoruz.'
Psikiyatri uzmanı Bilal Tanrıtanır da eskiden psikotik ve manik depresif (bipolar) bozukluğu olan hastaların, Avrupa’dan gelen ekol nedeniyle depo hastanelerde tutulması ve hayattan koparılması üzerine bir sistem kurulduğunu ifade etti.
Bu ekol ile Türkiye’de de depo hastanelerin kurulduğuna, bunların en bilinenin Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi olduğuna dikkati çeken Tanrıtanır, şu bilgileri aktardı:
'Son yıllarda Sağlık Bakanlığının geliştirdiği politikalarla bu hastalarımızı depo hastanelerde değil de hayatın içerisinde var olmaları için Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezleri projeleri geliştirildi. Bizler bu tür psikolojik hastalıkları olan hastaları iş ve uğraş terapileri kapsamında bu tür programlara alıyoruz. Hastalarımızın işlevsellik kayıplarını ortadan kaldırmayı hedefleyerek onları tekrar gündelik yaşamda kendi işlerini görebilecek güce getirmeye gayret gösteriyoruz. Uyguladığımız sebze yetiştirme projesiyle hastalarımızın işlevselliklerinin artması ve daha iyi konuma gelmeleriyle biz amacımıza ulaştığımızı düşünüyoruz. Bu durumu daha iyi konumlara getirmek için daha fazla gayret sarf ediyoruz.'
Psikotik bozukluk bulunan Şükrü Palalı da terapi sayesinde sağlık sorunlarını önemli ölçüde aştığını belirterek, 'Arkadaşlarımızla sebzelerin ilk başta ekimini yaptık. Sulamasını yaptık. Yetiştirdik ve topladık. Bahçeyle uğraşıyoruz. Bahçeyle uğraşmak zevkli. Arkadaşlarla beraber günümüzü burada geçiriyoruz. Sosyal faaliyetler yapıyoruz.' ifadelerini kullandı.