Pankobirlik Genel Müdürü Taşpınar Açıklaması
'Şeker pancar üretimi ve üreticilerinin hak ve menfaatleri, kişisel tercihlerle kurulmuş nişasta bazlı şeker fabrikaları ve üretimi ile beraber değerlendirilmemelidir'.
Pankobirlik Genel Müdürü Taner Taşpınar, 'Şeker pancar üretimi ve üreticilerinin hak ve menfaatleri, kişisel tercihlerle kurulmuş nişasta bazlı şeker fabrikaları ve üretimi ile beraber değerlendirilmemelidir.' ifadesini kullandı.
Taşpınar, yazılı açıklamasında 2001/2002 pazarlama yılından itibaren uygulanmaya konulan yeni şeker rejimi kapsamında, nişasta bazlı şeker üreticilerine toplam A kotası şeker üretim miktarının yüzde 10'u oranında kota tahsis edilerek, AB normlarının üzerinde üretim izni verildiğini hatırlattı.
Bakanlar Kuruluna tanınan yetkiyle bu grubun kotalarının son 14 pazarlama yılında ortalama yüzde 30-50 arttırıldığını da anımsatan Taşpınar, bunun neticesinde üreticilerden alınan pancar miktarı ortalamasının 22 milyon tonlar seviyesinden, 2015/2016 yılında yüzde 40 azalarak 13-14 milyon tonlar seviyesine düştüğünü bildirdi.
Nişasta bazlı şeker lobilerinin kota artırımları, hatta kotanın tamamen kaldırılması yönündeki baskılarının sürdüğünü öne süren Taşpınar, pancar üreticilerinin bu durumu kabul etmesinin asla mümkün olmadığını ve konunun ilgili kurum, kuruluşlara ve hükümet yetkililerine intikal ettirildiğini vurguladı.
Taşpınar, ülke şartlarında yerli mısır kullanıldığında bile nişasta bazlı şeker firmalarının kar marjlarının yüzde 120'ler civarında olduğunu iddia ederek, şunları kaydetti:
'Ürünlerinin tamamını yurt içinde pazarlayan bu grup dünya fiyatları ile mukayese edildiğinde ise fiyat satış farkı ABD fiyatlarına göre ülkemizdeki nişasta bazlı şeker satış fiyatından yüzde 70 daha pahalıdır. Geniş üretici kitlelerine hitap eden, faaliyette bulunduğu yörelerde ve ülkemizin ekonomik kalkınması açısından önemli bir görevleri yerine getirmekte olan şeker pancar üretimi ve üreticilerinin hak ve menfaatleri, kişisel tercihlerle kurulmuş nişasta bazlı şeker fabrikaları ve üretimi ile beraber değerlendirilmemelidir. Ülke milli menfaatleri de göz önüne alındığında, nişasta bazlı şeker kotalarının tamamı için ve ticari (sıvı) baz da kota uygulamasının mevcut haliyle devam ettirilmesi hususunu bir kez daha birinci ağızdan kamuoyumuzun ve hükümetimizin dikkatine arz ederiz.'
Kaynak: AA
Taşpınar, yazılı açıklamasında 2001/2002 pazarlama yılından itibaren uygulanmaya konulan yeni şeker rejimi kapsamında, nişasta bazlı şeker üreticilerine toplam A kotası şeker üretim miktarının yüzde 10'u oranında kota tahsis edilerek, AB normlarının üzerinde üretim izni verildiğini hatırlattı.
Bakanlar Kuruluna tanınan yetkiyle bu grubun kotalarının son 14 pazarlama yılında ortalama yüzde 30-50 arttırıldığını da anımsatan Taşpınar, bunun neticesinde üreticilerden alınan pancar miktarı ortalamasının 22 milyon tonlar seviyesinden, 2015/2016 yılında yüzde 40 azalarak 13-14 milyon tonlar seviyesine düştüğünü bildirdi.
Nişasta bazlı şeker lobilerinin kota artırımları, hatta kotanın tamamen kaldırılması yönündeki baskılarının sürdüğünü öne süren Taşpınar, pancar üreticilerinin bu durumu kabul etmesinin asla mümkün olmadığını ve konunun ilgili kurum, kuruluşlara ve hükümet yetkililerine intikal ettirildiğini vurguladı.
Taşpınar, ülke şartlarında yerli mısır kullanıldığında bile nişasta bazlı şeker firmalarının kar marjlarının yüzde 120'ler civarında olduğunu iddia ederek, şunları kaydetti:
'Ürünlerinin tamamını yurt içinde pazarlayan bu grup dünya fiyatları ile mukayese edildiğinde ise fiyat satış farkı ABD fiyatlarına göre ülkemizdeki nişasta bazlı şeker satış fiyatından yüzde 70 daha pahalıdır. Geniş üretici kitlelerine hitap eden, faaliyette bulunduğu yörelerde ve ülkemizin ekonomik kalkınması açısından önemli bir görevleri yerine getirmekte olan şeker pancar üretimi ve üreticilerinin hak ve menfaatleri, kişisel tercihlerle kurulmuş nişasta bazlı şeker fabrikaları ve üretimi ile beraber değerlendirilmemelidir. Ülke milli menfaatleri de göz önüne alındığında, nişasta bazlı şeker kotalarının tamamı için ve ticari (sıvı) baz da kota uygulamasının mevcut haliyle devam ettirilmesi hususunu bir kez daha birinci ağızdan kamuoyumuzun ve hükümetimizin dikkatine arz ederiz.'