CHP, Devlete Üniversitesine Dönüştürülen Okullar İçin Toplandı
İzmir’de kapatılan Gediz ve İzmir Üniversitelerinin devlet üniversitesi haline getirilmesini ’zafer’ olarak yorumlayan CHP İzmir Milletvekilleri, sürecin henüz bitmediğini, kapatılan vakıf üniversitelerindeki öğrencilerin ve suçsuz olan akademik personelin devlet üniversitelerine geçmesi gerektiğini belirtti.
OHAL kararının ardından kanun hükmünde kararname ile kapatılan İzmir’deki Gediz ve İzmir Üniversitelerinin devlet üniversitesi olması için kanun teklifi verildi.
Bunun üzerine Başbakan Binali Yıldırım’ın talimatı ile devlet üniversitesi haline gelen Gediz Üniversitesi’nin adı Bakırçay Üniversitesi, İzmir Üniversitesi’nin adı ise Demokrasi Üniversitesi oldu. CHP İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır ve CHP İzmir Milletvekilleri Murat Bakan, Tacettin Bayır, Atilla Sertel ile Özcan Purçu, il binasında konu ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya, kapatılan üniversite ve kolejlerden gelen öğrenciler, veliler ve yöneticiler de katıldı.
Kapatılan üniversitelerin devlet üniversitelerine dönüştürülmesi için yoğun çaba sarf ettiklerini kaydeden milletvekilleri, iki üniversitenin devlet üniversitesine dönüştürülmesinin bir başarı olduğunu ancak kapatılan üniversitelerde okuma hakkı elde eden öğrencilerin ve suçu olmayan akademisyenlerin devlet üniversitelerindeki eğitim öğretime devam etmesi gerektiğini belirtti.
"Mağduriyetlerini gidermek istiyoruz"
Toplantıda konuşan CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, "Camiye, kışlaya ve adliyeye siyaset girdiği takdirde, ülkede liyakat bir kenara bırakılarak o cemaatin, bu partinin bu tarikatın üyeleri, ona destek verenler görev yetki sorumluluk aldığı takdirde, yargı bağımsızlığı yitirildiği takdirde, işte böyle FETÖ adını verdiğimiz devlet içerisinde terörist yapılanmanın önü açıldığı takdirde, Türkiye böyle bir darbe ile her zaman maruz kalabilir. Türkiye’de kuvvetler ayrılığı mutlak suretle tesis edilmeli. Laiklik ilkesinden ne kadar taviz verilirse Türkiye’nin bu süreçlere girebileceği idrakıyla laikliğe bağlı kalınmalı gerektiğini söylüyoruz. 65 bin 216 öğrencinin bir anda okulsuz, üniversitesiz kaldı 2 bin 892 öğretim elemanının işsiz kaldı, 122 ülkeden 3 bin 918 yabancı öğrenci okulsuz kaldı, bin 577 dekanın istifası istendi. Bunun 935’i vekaleten görevinin başında. Dekansız 600’ün üzerinde fakültenin olduğu bir dönemdeyiz. 5 bin 482 akademik personel hakkında işlem yapıldı. Bin 596 idari personel hakkında da işlem yapıldı. İzmir’de de vakıf üniversiteleri kapatıldı. Bu üniversitelerin öncelikle İzmirimize kazandırılması için üstün bir gayret sarf ettik. Bize düşen görev bu üniversitelerde eğitim ve öğretimin en kısa zamanda eğitime başlamasıydı. Mağdur öğrenciler ile akademik personelin bu üniversitelerde bulunması için temasa geçerek mağduriyetlerini gidermek istiyoruz" dedi.
"Haklarını aramaya devam edeceğiz"
CHP İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven ise, darbe girişimi ve OHAL sürecinin sıkıntılarını ülke olarak yaşandığını belirterek, "Ne mutlu ki darbeye karşı tüm ülke dik durdu. OHAL’in ilan edilmesinin ardından tüm Cumhuriyet Halk Partililer olarak yaşın yanında kurunun da yanmaması için sürekli olarak uyarılarda bulunduk. Sürecin cadı avına dönmemesi için takipte olduk. Endişelerimizde haklı çıktık. Kanun hükmünde kararnamelerle eğitim kurumlarının kapatılması; yüz binlerce öğrenci ve velinin mağdur olmasına yol açtı. İlk günden beri konunun yakın takipçisi olduk. Buradaki OHAL mağdurları İzleme Komisyonumuz yüzlerce öğrenci, veli, yöneticilerle konuştu.
Beklenti ve şikayetleri inceleyip CHP Genel Merkezi ile paylaştık. TBMM’de grubumuz ve vekil arkadaşlarımızın çalışmaları öyle etkili oldu ki iki vakıf üniversitesi devlet üniversitesi haline getirildi.
CHP olarak bundan sonra tüm suçsuz vatandaşlarımızın haklarını aramaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
"Bu bir başarıdır"
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan da başından beri OHAL’e karşı çıktıklarını hatırlatarak, şunları söyledi:
"Bunun bir gerekçesi vardı. Türkiye’nin daha çok demokrasiye, özgürlüğe ihtiyacı olduğunu, OHAL’in Meclisi devre dışı bırakacağını ifade ettik. Bugün yaşadığımız tam da budur. Yaşadığımız sıkıntıları çözmeye çalışıyoruz. Vekiller olarak ciddi bir mücadele verdik. İzmir’de üç üniversite birden kapatıldı. Akademik yaşama devam etmelerini arzu ettik. Tamamen eğitim için tasarlanmış bu yapıların ülkenin ortak değeri olduğunu, devlete üniversitesine dönüştürülmesini ve devam etmesinin murat ettik. Tek üniversitesi çatısı altında olsun istedik. Akademisyenlerle çalışmaya devam edilsin, suçla ilgisi olmayan, açığa alınmayan akademik kadroların devamı sağlansın istedik. Öğrencilerin okula devam etmesini istedik. Yasa, torba yasaya eklendi. Bu bir başarıdır. Diğer siyasi partilerin de uğraşması önemli. İzmir olarak zafer kazandık. İki üniversite devlet üniversitesi olarak yeniden kurulmuş oldu. Tüm Türkiye’deki kapatılan vakıf üniversitelerini devlet üniversitesi olması, akademik kadroların istihdamının sağlanmasını istiyoruz. Biz bu mücadeleye devam edeceğiz."
"Öğrenciler ve akademisyenler eğitim öğretime devam etsin"
CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel de, iki üniversitenin açılmasının bir başarı olduğunu ancak bu başarının taçlanmasının ancak o üniversitede de okuma hakkı elde eden öğrencilerin ve suçu olmayan akademisyenlerin eğitim öğretime devam edecek sağlanacağını kaydetti.
Sertel, "65 bin öğrencimiz büyük bir mağduriyet yaşamaktadır. İktidar olarak bu çocukların hakkını yerseniz, yarın vicdanınızla baş başa kalıp ileride doğacak mağduriyetlerden dolayı oturup düşünmeniz gerekir. Bütün öğrencilerin kendi okullarında okuması gerekiyor. CHP’nin teklifine kulaklarınızı açmalısınız. Öğrenciler yatay geçişle geçecek deniyor. Bunlar bu sorunu çözmez. Bu sorunun çözümü kapatılan üniversitede okuyanların yeni açılan üniversitede okumaya devam etmesini talep etmekten geçmektedir. Sorun çözülünceye kadar konu gündemimizde kalacak" ifadelerine yer verdi.
"Puanın yükselmesi söz konusu"
CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, "Binanın kazanımının ötesinde oradaki öğrenci ve velilerinin ne olacağı mücadelesinin içerisindeyiz. Biz daha başındayız. Puanlama, yerleştirme meselesi devam ediyor. AK Parti ile ilişkilerimiz devam ediyor. Her şey olmuş bitmiş değil. Sizin veliler olarak katkınız bir o kadar önemli. Devlet üniversitesi haline geldikleri için puanın yükselmesi söz konusu. Bunun YÖK’le oturup tartışılması gerekmektedir" derken, CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu ise şu ifadeleri kaydett:
"Görüşmediğimiz yetkili kalmadı. Eğitim kurumlarının kapatılma sebebini anlamaya çalışıyoruz ki ona göre yol alalım. Bazı kapatılan kolejlerin MİT ve Mali Suçlarla Mücadele ekipleri tarafından tutulan raporlar nezdinde kapatıldığı belirtildi. Yıllardır elde ettiği raporlar üzerinde kapatıldığı söyleniyor. Kapatılan bir kolej için ‘Atatürkçü bir okul ama raporlara bakıldığında bazı raporlar elde edilmiş’ diyorlar. Bunun okulun öğretmenleri, velileriyle, eğitim sistemi ile alakası yok. Düzeltilmesi için çalışmalar devam edecek. Bir şekilde düzeltilecek başka yolu yok."
"Bu yetmez"
Milletvekilleri, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Türkiye’de kapatılan diğer üniversitelerin akıbeti ile ilgili soruya yanıt veren Sındır, "Kapatılan vakıf üniversitelerinin malları Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredildi. Bütün fiziki imkanları heba olacak sürece girdi. Kapatılan üniversitelerin öğrenci ve velilerini düşünerek devlet üniversitesi olması konusunda kanun teklifi sunduk. İki devlet üniversitesini kazandırmış olduk ama bu yetmez. Bu üniversitelerin öğrencilerinin burada eğitimlere devam edebilmesinin önünü açmak başka bir süreç. Bundan sonra kadro ihdaslarıyla önceki üniversitedeki akademisyenlerden o kadroya uygun olanlarının kadroya geçişleri ve öğrencilerin mezun oluncaya kadar devam etmeleri, yeni geleceklerin de kendi puanla girmeleri gerekiyor" dedi.
Sındır, ayın 29’unda tercih tarihinin sonlanacağı konusu ile ilgili de "29’unda tercihler bitiyor. Süreç yetişir, yetişmezse süre uzatılır" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Bunun üzerine Başbakan Binali Yıldırım’ın talimatı ile devlet üniversitesi haline gelen Gediz Üniversitesi’nin adı Bakırçay Üniversitesi, İzmir Üniversitesi’nin adı ise Demokrasi Üniversitesi oldu. CHP İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır ve CHP İzmir Milletvekilleri Murat Bakan, Tacettin Bayır, Atilla Sertel ile Özcan Purçu, il binasında konu ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya, kapatılan üniversite ve kolejlerden gelen öğrenciler, veliler ve yöneticiler de katıldı.
Kapatılan üniversitelerin devlet üniversitelerine dönüştürülmesi için yoğun çaba sarf ettiklerini kaydeden milletvekilleri, iki üniversitenin devlet üniversitesine dönüştürülmesinin bir başarı olduğunu ancak kapatılan üniversitelerde okuma hakkı elde eden öğrencilerin ve suçu olmayan akademisyenlerin devlet üniversitelerindeki eğitim öğretime devam etmesi gerektiğini belirtti.
"Mağduriyetlerini gidermek istiyoruz"
Toplantıda konuşan CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, "Camiye, kışlaya ve adliyeye siyaset girdiği takdirde, ülkede liyakat bir kenara bırakılarak o cemaatin, bu partinin bu tarikatın üyeleri, ona destek verenler görev yetki sorumluluk aldığı takdirde, yargı bağımsızlığı yitirildiği takdirde, işte böyle FETÖ adını verdiğimiz devlet içerisinde terörist yapılanmanın önü açıldığı takdirde, Türkiye böyle bir darbe ile her zaman maruz kalabilir. Türkiye’de kuvvetler ayrılığı mutlak suretle tesis edilmeli. Laiklik ilkesinden ne kadar taviz verilirse Türkiye’nin bu süreçlere girebileceği idrakıyla laikliğe bağlı kalınmalı gerektiğini söylüyoruz. 65 bin 216 öğrencinin bir anda okulsuz, üniversitesiz kaldı 2 bin 892 öğretim elemanının işsiz kaldı, 122 ülkeden 3 bin 918 yabancı öğrenci okulsuz kaldı, bin 577 dekanın istifası istendi. Bunun 935’i vekaleten görevinin başında. Dekansız 600’ün üzerinde fakültenin olduğu bir dönemdeyiz. 5 bin 482 akademik personel hakkında işlem yapıldı. Bin 596 idari personel hakkında da işlem yapıldı. İzmir’de de vakıf üniversiteleri kapatıldı. Bu üniversitelerin öncelikle İzmirimize kazandırılması için üstün bir gayret sarf ettik. Bize düşen görev bu üniversitelerde eğitim ve öğretimin en kısa zamanda eğitime başlamasıydı. Mağdur öğrenciler ile akademik personelin bu üniversitelerde bulunması için temasa geçerek mağduriyetlerini gidermek istiyoruz" dedi.
"Haklarını aramaya devam edeceğiz"
CHP İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven ise, darbe girişimi ve OHAL sürecinin sıkıntılarını ülke olarak yaşandığını belirterek, "Ne mutlu ki darbeye karşı tüm ülke dik durdu. OHAL’in ilan edilmesinin ardından tüm Cumhuriyet Halk Partililer olarak yaşın yanında kurunun da yanmaması için sürekli olarak uyarılarda bulunduk. Sürecin cadı avına dönmemesi için takipte olduk. Endişelerimizde haklı çıktık. Kanun hükmünde kararnamelerle eğitim kurumlarının kapatılması; yüz binlerce öğrenci ve velinin mağdur olmasına yol açtı. İlk günden beri konunun yakın takipçisi olduk. Buradaki OHAL mağdurları İzleme Komisyonumuz yüzlerce öğrenci, veli, yöneticilerle konuştu.
Beklenti ve şikayetleri inceleyip CHP Genel Merkezi ile paylaştık. TBMM’de grubumuz ve vekil arkadaşlarımızın çalışmaları öyle etkili oldu ki iki vakıf üniversitesi devlet üniversitesi haline getirildi.
CHP olarak bundan sonra tüm suçsuz vatandaşlarımızın haklarını aramaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
"Bu bir başarıdır"
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan da başından beri OHAL’e karşı çıktıklarını hatırlatarak, şunları söyledi:
"Bunun bir gerekçesi vardı. Türkiye’nin daha çok demokrasiye, özgürlüğe ihtiyacı olduğunu, OHAL’in Meclisi devre dışı bırakacağını ifade ettik. Bugün yaşadığımız tam da budur. Yaşadığımız sıkıntıları çözmeye çalışıyoruz. Vekiller olarak ciddi bir mücadele verdik. İzmir’de üç üniversite birden kapatıldı. Akademik yaşama devam etmelerini arzu ettik. Tamamen eğitim için tasarlanmış bu yapıların ülkenin ortak değeri olduğunu, devlete üniversitesine dönüştürülmesini ve devam etmesinin murat ettik. Tek üniversitesi çatısı altında olsun istedik. Akademisyenlerle çalışmaya devam edilsin, suçla ilgisi olmayan, açığa alınmayan akademik kadroların devamı sağlansın istedik. Öğrencilerin okula devam etmesini istedik. Yasa, torba yasaya eklendi. Bu bir başarıdır. Diğer siyasi partilerin de uğraşması önemli. İzmir olarak zafer kazandık. İki üniversite devlet üniversitesi olarak yeniden kurulmuş oldu. Tüm Türkiye’deki kapatılan vakıf üniversitelerini devlet üniversitesi olması, akademik kadroların istihdamının sağlanmasını istiyoruz. Biz bu mücadeleye devam edeceğiz."
"Öğrenciler ve akademisyenler eğitim öğretime devam etsin"
CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel de, iki üniversitenin açılmasının bir başarı olduğunu ancak bu başarının taçlanmasının ancak o üniversitede de okuma hakkı elde eden öğrencilerin ve suçu olmayan akademisyenlerin eğitim öğretime devam edecek sağlanacağını kaydetti.
Sertel, "65 bin öğrencimiz büyük bir mağduriyet yaşamaktadır. İktidar olarak bu çocukların hakkını yerseniz, yarın vicdanınızla baş başa kalıp ileride doğacak mağduriyetlerden dolayı oturup düşünmeniz gerekir. Bütün öğrencilerin kendi okullarında okuması gerekiyor. CHP’nin teklifine kulaklarınızı açmalısınız. Öğrenciler yatay geçişle geçecek deniyor. Bunlar bu sorunu çözmez. Bu sorunun çözümü kapatılan üniversitede okuyanların yeni açılan üniversitede okumaya devam etmesini talep etmekten geçmektedir. Sorun çözülünceye kadar konu gündemimizde kalacak" ifadelerine yer verdi.
"Puanın yükselmesi söz konusu"
CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, "Binanın kazanımının ötesinde oradaki öğrenci ve velilerinin ne olacağı mücadelesinin içerisindeyiz. Biz daha başındayız. Puanlama, yerleştirme meselesi devam ediyor. AK Parti ile ilişkilerimiz devam ediyor. Her şey olmuş bitmiş değil. Sizin veliler olarak katkınız bir o kadar önemli. Devlet üniversitesi haline geldikleri için puanın yükselmesi söz konusu. Bunun YÖK’le oturup tartışılması gerekmektedir" derken, CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu ise şu ifadeleri kaydett:
"Görüşmediğimiz yetkili kalmadı. Eğitim kurumlarının kapatılma sebebini anlamaya çalışıyoruz ki ona göre yol alalım. Bazı kapatılan kolejlerin MİT ve Mali Suçlarla Mücadele ekipleri tarafından tutulan raporlar nezdinde kapatıldığı belirtildi. Yıllardır elde ettiği raporlar üzerinde kapatıldığı söyleniyor. Kapatılan bir kolej için ‘Atatürkçü bir okul ama raporlara bakıldığında bazı raporlar elde edilmiş’ diyorlar. Bunun okulun öğretmenleri, velileriyle, eğitim sistemi ile alakası yok. Düzeltilmesi için çalışmalar devam edecek. Bir şekilde düzeltilecek başka yolu yok."
"Bu yetmez"
Milletvekilleri, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Türkiye’de kapatılan diğer üniversitelerin akıbeti ile ilgili soruya yanıt veren Sındır, "Kapatılan vakıf üniversitelerinin malları Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredildi. Bütün fiziki imkanları heba olacak sürece girdi. Kapatılan üniversitelerin öğrenci ve velilerini düşünerek devlet üniversitesi olması konusunda kanun teklifi sunduk. İki devlet üniversitesini kazandırmış olduk ama bu yetmez. Bu üniversitelerin öğrencilerinin burada eğitimlere devam edebilmesinin önünü açmak başka bir süreç. Bundan sonra kadro ihdaslarıyla önceki üniversitedeki akademisyenlerden o kadroya uygun olanlarının kadroya geçişleri ve öğrencilerin mezun oluncaya kadar devam etmeleri, yeni geleceklerin de kendi puanla girmeleri gerekiyor" dedi.
Sındır, ayın 29’unda tercih tarihinin sonlanacağı konusu ile ilgili de "29’unda tercihler bitiyor. Süreç yetişir, yetişmezse süre uzatılır" diye konuştu.