(Özel) İzmir'de Akıllara Durgunluk Veren Dolandırıcılık
Kendilerini polis olarak tanıtan şahıslar, 75 yaşındaki Fadime Kırar’ı 15 gün boyunca arayarak “Evini ve yazlığını eşyalarıyla birlikte sat. Devlet artık yaşlıların evini sattırıp parayı devlet kasasına koyuyor. Sen yaşlısın kendini koruyamazsın. Devlet arkanda” dedi. Her şeyi satıp elini öptürerek parayı dolandırıcılara teslim eden Kırar, dolandırıldığını ise iyi niyeti sayesinde anladı.
Akıllara durgunluk veren dolandırıcılık olayı İzmir’de yaşandı. İzmir’in Balçova ilçesinde tek başına yaşayan 75 yaşındaki Fadime Kırar, kendisini 15 gün boyunca arayan sahte polislerin “Evini ve yazlığını eşyalarıyla birlikte sat. Devlet artık yaşlıların evini sattırıp parayı devlet kasasına koyuyor. Sen yaşlısın kendini koruyamazsın. Devlet arkanda” sözlerine inanarak eşyalarıyla birlikte Balçova’daki evini ve Menderes ilçesindeki üç katlı yazlığını iki ayrı kişiye toplam 400 bin TL’ye sattı. Yaşlı kadın, parayı da elini öptürerek polis sandığı dolandırıcılara teslim etti.
TELEFONU TESLİM ETMEYE GİDİNCE UYANDI
Sahte polislerin, devletin artık yaşlıların evlerini sattırdığını ve paranın da devlet kasasına konularak yaşlılara ölene kadar bakacağını söylediğini belirten talihsiz kadın, şimdi dolandırıcıların ortaya çıkmasını bekliyor. Dolandırıcılarla 15 gün boyunca kendisine verdikleri yeni bir telefonla görüştüğünü belirten Kırar, şahısların dolandırıcı olduğunu ise yine iyi niyeti sayesinde öğrendi. Parayı teslim ettikten sonra dolandırıcıların kendisine verdiği telefonu teslim etmek için emniyete giden Kıran, gerçek polislerle konuşunca dolandırıldığını anladı.
“YALNIZIM DİYE BENİ KORUYACAKLARINI SÖYLEDİLER”
Gece saatlerinde arayan dolandırıcıların, kimlik bilgilerini bildiğini söyleyen Kırar, “Kendisini polis olarak tanıtan kişi eşimin ve çocuğumun olup olmadığını sordu. Eşimin öldüğünü, çocuğumun olmadığını söyledim. ‘Yarın hazır ol, komşulara, akrabalara kimseye söyleme. Sana yarın sivil polisle bir telefon getireceğiz. O telefonla konuşacağız’ dedi.
20 yıl önce kimliğimi kaybetmiştim. Beni bu yüzden arayıp aramadıklarını sordum ama bir şey demedi. ‘Ertesi gün emlakçı gelip sizi tapu işlemleri için götürecek’ dedi.
‘Benim satılık evim yok’ dedim ama ‘olsun’ dedi.
Dilim tutuldu, şaşırdım. ‘İçim yanıyor, neden böyle bir şey oluyor?’ dedim. ‘Hiçbir şey olmaz. Etrafın sivil polislerle dolu. Koruma altındasın. Kimse sana dokunamaz’ dedi.
Yalnızım diye beni koruyacaklarını söyledi ve telefonu kapattı. Dediğinden hiçbir şey anlamadım” diye konuştu.
“ELİMİ ÖPÜP PARAYI ALDI”
Ertesi gün sivil polis olduğun söyleyen bir kişinin kendisine bir telefon getirdiğini ve sürekli şarjda bırakılması konusunda tembihlediğini söyleyen Kırar, şunları söyledi: “Etrafımdaki kimseye durumdan bahsetmememi söylediler. 15 gün sabah 7’de arayıp ‘ne yaptın, kalktın mı, kahvaltını yaptın mı, ilacını içtin mi, namazını kıldın mı?’ diye soruyorlar. ‘Kimseye telefon açma’ dediler. Diğer telefonum meşgulse arayıp kiminle konuştuğumu sordular. Sonra bir tanesi tekrar arayıp bir emlakçının geleceğini ve beni tapu işlemleri için götüreceğini söyledi.
‘Yeni tapu mu verilecek?’ diye sordum. ‘Senin gibilere kırmızı tapu veriliyor. Hiç korkma. Arkanda cumhurbaşkanı, başbakan var’ dedi.
‘Titriyorum, bu işin içinde bir bit yeniği var’ diyorum, ‘Çok rahat edeceksin’ diyor. Gelen emlakçı aracılığıyla önce evi eşyalarıyla sattırdılar sonra da yazlığı sattırdılar. ‘Parayı devletin kasasına koyacağız, sen yaşlısın kendini koruyamazsın’ deyip, akşam bir sivil polisle parayı elden aldılar. Gelen kişi, elimi öpüp sattığım evlerden gelen parayı aldı ve gitti.”
“ÇANTAMI ALIP ÇIKMAK ZORUNDAYIM”
Evi satın alan iki ayrı kadının da işin içinde olabileceğini belirten Kırar, evleri değerinden az fiyata sattığını belirterek dolandırıldığını nasıl anladığını ise şu sözlerle anlattı: “Parayı alınca yine o telefondan arayıp ‘iş bitti, telefondaki sim kartı çıkar ve lavaboda yak’ dediler. Sim katı yaktım ama telefonu geri almaya gelmedikleri için emniyete götürdüm. Orada durumu anlatınca gerçek polislerden dolandırıldığımı anladım. Duyan şaşırıyor. ‘Nasıl yaptın?’ diye soruyorlar. Eşyalarıyla birlikte iki evimi de sattım. Satın alan kişiler geldiğinde ne yapacağım bilmiyorum. Çantamı alıp çıkmak zorundayım. Televizyonda gördükçe ‘benim başıma gelse çıldırırım’ diyordum. ‘Nüfusum 20 yıl önce kayboldu ama beni dolandırmadılar’ diyordum ki başıma bu olay geldi.” Kırar, dolandırıcıların bir an önce bulunması için yardım istedi.
Kaynak: İHA
TELEFONU TESLİM ETMEYE GİDİNCE UYANDI
Sahte polislerin, devletin artık yaşlıların evlerini sattırdığını ve paranın da devlet kasasına konularak yaşlılara ölene kadar bakacağını söylediğini belirten talihsiz kadın, şimdi dolandırıcıların ortaya çıkmasını bekliyor. Dolandırıcılarla 15 gün boyunca kendisine verdikleri yeni bir telefonla görüştüğünü belirten Kırar, şahısların dolandırıcı olduğunu ise yine iyi niyeti sayesinde öğrendi. Parayı teslim ettikten sonra dolandırıcıların kendisine verdiği telefonu teslim etmek için emniyete giden Kıran, gerçek polislerle konuşunca dolandırıldığını anladı.
“YALNIZIM DİYE BENİ KORUYACAKLARINI SÖYLEDİLER”
Gece saatlerinde arayan dolandırıcıların, kimlik bilgilerini bildiğini söyleyen Kırar, “Kendisini polis olarak tanıtan kişi eşimin ve çocuğumun olup olmadığını sordu. Eşimin öldüğünü, çocuğumun olmadığını söyledim. ‘Yarın hazır ol, komşulara, akrabalara kimseye söyleme. Sana yarın sivil polisle bir telefon getireceğiz. O telefonla konuşacağız’ dedi.
20 yıl önce kimliğimi kaybetmiştim. Beni bu yüzden arayıp aramadıklarını sordum ama bir şey demedi. ‘Ertesi gün emlakçı gelip sizi tapu işlemleri için götürecek’ dedi.
‘Benim satılık evim yok’ dedim ama ‘olsun’ dedi.
Dilim tutuldu, şaşırdım. ‘İçim yanıyor, neden böyle bir şey oluyor?’ dedim. ‘Hiçbir şey olmaz. Etrafın sivil polislerle dolu. Koruma altındasın. Kimse sana dokunamaz’ dedi.
Yalnızım diye beni koruyacaklarını söyledi ve telefonu kapattı. Dediğinden hiçbir şey anlamadım” diye konuştu.
“ELİMİ ÖPÜP PARAYI ALDI”
Ertesi gün sivil polis olduğun söyleyen bir kişinin kendisine bir telefon getirdiğini ve sürekli şarjda bırakılması konusunda tembihlediğini söyleyen Kırar, şunları söyledi: “Etrafımdaki kimseye durumdan bahsetmememi söylediler. 15 gün sabah 7’de arayıp ‘ne yaptın, kalktın mı, kahvaltını yaptın mı, ilacını içtin mi, namazını kıldın mı?’ diye soruyorlar. ‘Kimseye telefon açma’ dediler. Diğer telefonum meşgulse arayıp kiminle konuştuğumu sordular. Sonra bir tanesi tekrar arayıp bir emlakçının geleceğini ve beni tapu işlemleri için götüreceğini söyledi.
‘Yeni tapu mu verilecek?’ diye sordum. ‘Senin gibilere kırmızı tapu veriliyor. Hiç korkma. Arkanda cumhurbaşkanı, başbakan var’ dedi.
‘Titriyorum, bu işin içinde bir bit yeniği var’ diyorum, ‘Çok rahat edeceksin’ diyor. Gelen emlakçı aracılığıyla önce evi eşyalarıyla sattırdılar sonra da yazlığı sattırdılar. ‘Parayı devletin kasasına koyacağız, sen yaşlısın kendini koruyamazsın’ deyip, akşam bir sivil polisle parayı elden aldılar. Gelen kişi, elimi öpüp sattığım evlerden gelen parayı aldı ve gitti.”
“ÇANTAMI ALIP ÇIKMAK ZORUNDAYIM”
Evi satın alan iki ayrı kadının da işin içinde olabileceğini belirten Kırar, evleri değerinden az fiyata sattığını belirterek dolandırıldığını nasıl anladığını ise şu sözlerle anlattı: “Parayı alınca yine o telefondan arayıp ‘iş bitti, telefondaki sim kartı çıkar ve lavaboda yak’ dediler. Sim katı yaktım ama telefonu geri almaya gelmedikleri için emniyete götürdüm. Orada durumu anlatınca gerçek polislerden dolandırıldığımı anladım. Duyan şaşırıyor. ‘Nasıl yaptın?’ diye soruyorlar. Eşyalarıyla birlikte iki evimi de sattım. Satın alan kişiler geldiğinde ne yapacağım bilmiyorum. Çantamı alıp çıkmak zorundayım. Televizyonda gördükçe ‘benim başıma gelse çıldırırım’ diyordum. ‘Nüfusum 20 yıl önce kayboldu ama beni dolandırmadılar’ diyordum ki başıma bu olay geldi.” Kırar, dolandırıcıların bir an önce bulunması için yardım istedi.