Devlet Kurumları Paralel Yapıdan Tamamen Temizlendi Mi ?
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Paralel Devlet Yapılanmasının Türkiye nezdinde PKK ve DEAŞ’tan hiçbir farkı olmadığını, mücadelenin artarak devam edeceğini ancak örgütün devlet içindeki gizli gücünün tamamen tasfiye edilmediğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan başkanlığındaki “Paralel Devlet Yapılanması ile Mücadele Toplantısı” başladı.
Toplantı öncesinde bir açıklama yapan Akdoğan, Paralel Devlet Yapılanması’na karşı bu zamana kadar yapılan mücadele ve bundan sonra atılacak adımların masaya yatırılacağını açıkladı.
7 Nisan’da legal görünümlü yapılanmalarla mücadele koordinasyon görevinin kendisine verildiğini hatırlatan Yalçın Akdoğan, bugün yapılan toplantıda tüm bakanlık ve kurum müsteşarlarının bu konuda yaptıkları çalışmaların ele alınacağını, atılması gereken ilave adımların masaya yatırılacağını söyledi.
Akdoğan, “Bu örgütle mücadele bir devlet politikasıdır. Tüm devlet kurumları bu politika çerçevesinde kendi alanlarında gereken adımları atacaklar ve bu hastalıklı örgüt ile amansız bir mücadele yürüteceklerdir” dedi.
Paralel Devlet Yapılanması örgütünün tehdit kapasitesi ve eylemlerinin son yıllarda net şekilde ortaya çıktığının altını çizen Akdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde bu örgütün tehditlerine karşı takındığı net tavır, cumhuriyeti, devleti ve demokrasiyi koruma kararlılığı sayesinde bu yapının ve uzantılarının deşifre edildiğini, tüm oyun planlarının bozulduğunu kaydetti.
Gelinen noktada örgütün organizasyon şeması, kadroları ve amaçlarının deşifre edildiğini ve toplumda büyük bir farkındalık oluştuğunu söyleyen Akdoğan, “1970’li yıllardan bu yana devlet kurumlarında gizlice örgütlenen PDY, sadece hükümet ve AK Parti için değil, devlet için bir tehdittir, demokrasi ve hukuk sistemi açısından büyük bir tehlikedir. Bu örgütün güvenlik ve yargı bürokrasisi üzerinden kalkıştığı darbe girişimleri sadece hükümeti değil, devleti ve devletin ayakta kalmasını sağlayan kurumları devirmeye yöneliktir. Tek tek bütün vatandaşlarımız, gruplar, cemaatler, kurumlar bu örgütün mağduru olmuştur. Sınav sorularının çalınmasından istihbarat ve silahlı kuvvetlere yönelik kumpas girişimlerine, iş adamlarına ve medya mensuplarına şantaj yapılmasından yüz binlerce insanın yasa dışı dinlenmesine kadar herkes bu örgütün hedefi olmuştur” diye konuştu.
“BU HAYALET VE ASALAK YAPI DEMOKRATİK ARAÇLARI DEMOKRASİYE KASTETMEK İÇİN İSTİSMAR ETMİŞTİR”
Örgütün amacının esaret rejimi kurmak ve Türkiye’yi yabancı güçler adına uydu ülke haline getirmek olduğunu ifade eden Akdoğan, “Demokratik gelişmelerden istifade eden örgüt, vesayet rejimi kurmak için demokrasiye ve siyasete kastetmiştir. Bu hayalet ve asalak yapı demokratik araçları demokrasiye kastetmek için istismar etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşu sayesinde örgüt başka çıkar yol bulamadığı için adeta intihar saldırısı şeklinde eylemlere ve saldırılara yönelmiş, ama tüm girişimlerinde akamete uğratılmıştır. Türkiye’de geçmiş dönemde din devlet ilişkilerinde yaşanan sorunları bahane ederek din istismarı ile güçlenmeye çalışan örgüt, öncelikle kendisine manevi duygularla destek olan insanlara ihanet etmiştir. Devleti ele geçirmeye çalışan bir casusluk şebekesine dönüşmüştür. Dünyada hiçbir demokratik devlet maaşını ve gücünü devletten, talimatı başka yerden alan, kendi altını oyan bir yapıya izin vermez. Devlet içine sızmış tüm unsurların tasfiyesi, verdikleri zararın tamamen ortadan kaldırılması, devletimizin bekası, milletimizin selameti açısından kaçınılmazdır” şeklinde konuştu.
“BU ÖRGÜTÜN DEVLET İÇİNDEKİ GİZLİ GÜCÜ TAMAMEN TASFİYE EDİLMEMİŞTİR”
Örgütün onlarca yılda oluşturduğu operasyon kabiliyetinin önemli ölçüde etkisiz hale getirildiğinin altını çizen Akdoğan, “Adeta şer üçgenine dönüştürdükleri alanlarda şebeke tarumar edilmiştir. Ancak, bu örgütün devlet içindeki gizli gücü tamamen tasfiye edilmemiştir. Devletimizin tüm kurumlarının bir seferberlik ruhu ile bu gücü etkisizleştirmesi ve sisteme verdikleri zararın tamamen ortadan kaldırılması çok büyük önem taşımaktadır. Bu örgütün lider kadroları ve illegal sorumluları büyük ölçüde yurt dışına kaçmış durumda, yargı süreçlerinin kendilerine uzanacağını düşünenler de adaletin pençesine yakalanmamak için yurt dışına kaçıyorlar. PDY örgütü şuanda yurt dışında Türkiye karşıtı çevrenin neferi olmuş, Türkiye düşmanları ile şer ittifakına girmiştir. Türkiye’ye karşı operasyonların içinde bu örgütün elemanları faaliyet göstermektedir. 7 Haziran’dan sonra nasıl PKK, DHKP-C, DEAŞ gibi terör örgütleri eş zamanlı olarak saldırıya geçtiyse, paralel örgütte bu saldırının bir parçası olmuştur. Türkiye’de kaos çıkartmaya yönelik bu oyunun bir aktörü de PDY örgütüdür” ifadelerini kullandı.
“PDY’NİN PKK’DAN, DEAŞ’TAN HİÇBİR FARKI YOKTUR”
Terör örgütleri ve Türkiye düşmanları ile açık işbirliği yapan paralel yapı ile mücadelede başarılı olunmasının terörle mücadelede başarılı olunabilmesinin mutlak şartı olduğunu kaydeden Akdoğan, “Bu yüzden sürekli söylediğimiz şey budur; terörle mücadelede başarılı olmak istiyorsak bu örgütler, oluşumlar, yapılarla da amansız bir mücadele ortaya koymak ve başarılı olmak durumundayız. Türkiye Cumhuriyeti nezdinde PDY’nin PKK’dan, DEAŞ’tan hiçbir farkı yoktur. Devlete ve demokrasiye savaş açan tüm bu örgütlerle mücadele bir milli güvenlik meselesidir. Bu herhangi bir kişinin, kurumun, hükümetin sorunu da değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir sorunudur. Bu yüzden topyekun mücadele çok büyük önem taşımaktadır. Bu örgütün farklı taktik ve stratejilerle ayakta kalmaya çalıştığını, kamuya, diğer cemaatlere sızma girişiminde bulunduklarını biliyoruz. Şirketlerin mal ve mülklerini satarak yurt dışına kaçırmaya çalıştıkları, farklı isimlerle bukalemun gibi tutunmaya çalıştıklarını görüyoruz” açıklamasında bulundu.
“BU ŞİRKETLERİ ALMAK KARA PARA AKLAMAK DEMEKTİR”
Örgütün bir takım şirketleri satarak elde edilen paraları yurt dışına kaçırmaya çalıştıklarını belirten Akdoğan, “Bunları almak kara para aklamak demektir. Suça ortak olmak demektir, teröre destek vermek anlamına gelir. Devam eden soruşturmalar bu şirketler üzerinden o şahıslara da uzanır. Buna karşı iyi niyetli olarak vatandaşlarımızı uyarıyoruz. Diğer bir oyunları da bir takım vakıflara, derneklere, cemaatlere bir takım yapıları devrederek bu soruşturmaların onlara da uzanmasını sağlamak ve devlet sanki onlara karşı bir işin içindeymiş gibi göstermeye çalışmak. Bu oyuna da kimse gelmemeli, bu tuzağa düşmemelidir. Bu oyunlara bilerek ya da bilmeyerek alet olanlar hukuki açıdan sorumluluktan kurtulamazlar. Tüm illegal örgütlerle mücadele devletin görevidir. Bu mücadeleyi adaleti ve hakkaniyeti gözeterek devam ettiriyoruz. Adalet hak edene hak ettiğini vermek demektir. Adaletin gereği hukuksuzluklar karşısında gerekenin yapılmasıdır. Bunların yaptıklarını kimileri günah, kimileri ayıp görebilir, ama devlet suç ile ilgilenmektedir. Açık aleni suç vardır ortada. Devlet bunun üzerine gitmektedir ve gidecektir. Bu mücadele hukuk içinde, sap ile samanı karıştırmadan devam etmektedir. Bu toplantıda PDY örgütünün, bu hastalıklı yapının tamamen etkisizleştirilmesi için yapılan çalışmaları değerlendireceğiz, atılması gereken ilave adımları ele alacağız” dedi.
“PKK’YA KARŞI OPERASYONLAR YAPILIYORSA AYNI ŞEKİLDE BU ÖRGÜTE KARŞI DA MÜCADELE HIZ KESMEDEN SÜRECEKTİR”
Paralel Devlet Yapılanması örgütü ile mücadelenin aralıksız süreceğine işaret eden Akdoğan, “AK Parti kongresi var, yeni bir hükümet kurulacak, geçiş süreci. ‘Acaba bu mücadelede bir duraksama olur mu, bir rehavet oluşur mu’ diye birileri ümitlenmesin. Hükümetimiz görevinin başındadır ve bu mücadele bu süreçte de aynı kararlılıkla devam etmektedir. Nasıl bugünlerde PKK terörü ile ciddi mücadele yürütülüyorsa, PKK’ya karşı operasyonlar yapılıyorsa aynı şekilde bu örgüte karşı da mücadele hız kesmeden sürecektir. Bu toplantıda bu mücadelede nereden nereye geldik, hangi mesafeleri almamız gerekiyor bunları değerlendireceğiz” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Toplantı öncesinde bir açıklama yapan Akdoğan, Paralel Devlet Yapılanması’na karşı bu zamana kadar yapılan mücadele ve bundan sonra atılacak adımların masaya yatırılacağını açıkladı.
7 Nisan’da legal görünümlü yapılanmalarla mücadele koordinasyon görevinin kendisine verildiğini hatırlatan Yalçın Akdoğan, bugün yapılan toplantıda tüm bakanlık ve kurum müsteşarlarının bu konuda yaptıkları çalışmaların ele alınacağını, atılması gereken ilave adımların masaya yatırılacağını söyledi.
Akdoğan, “Bu örgütle mücadele bir devlet politikasıdır. Tüm devlet kurumları bu politika çerçevesinde kendi alanlarında gereken adımları atacaklar ve bu hastalıklı örgüt ile amansız bir mücadele yürüteceklerdir” dedi.
Paralel Devlet Yapılanması örgütünün tehdit kapasitesi ve eylemlerinin son yıllarda net şekilde ortaya çıktığının altını çizen Akdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde bu örgütün tehditlerine karşı takındığı net tavır, cumhuriyeti, devleti ve demokrasiyi koruma kararlılığı sayesinde bu yapının ve uzantılarının deşifre edildiğini, tüm oyun planlarının bozulduğunu kaydetti.
Gelinen noktada örgütün organizasyon şeması, kadroları ve amaçlarının deşifre edildiğini ve toplumda büyük bir farkındalık oluştuğunu söyleyen Akdoğan, “1970’li yıllardan bu yana devlet kurumlarında gizlice örgütlenen PDY, sadece hükümet ve AK Parti için değil, devlet için bir tehdittir, demokrasi ve hukuk sistemi açısından büyük bir tehlikedir. Bu örgütün güvenlik ve yargı bürokrasisi üzerinden kalkıştığı darbe girişimleri sadece hükümeti değil, devleti ve devletin ayakta kalmasını sağlayan kurumları devirmeye yöneliktir. Tek tek bütün vatandaşlarımız, gruplar, cemaatler, kurumlar bu örgütün mağduru olmuştur. Sınav sorularının çalınmasından istihbarat ve silahlı kuvvetlere yönelik kumpas girişimlerine, iş adamlarına ve medya mensuplarına şantaj yapılmasından yüz binlerce insanın yasa dışı dinlenmesine kadar herkes bu örgütün hedefi olmuştur” diye konuştu.
“BU HAYALET VE ASALAK YAPI DEMOKRATİK ARAÇLARI DEMOKRASİYE KASTETMEK İÇİN İSTİSMAR ETMİŞTİR”
Örgütün amacının esaret rejimi kurmak ve Türkiye’yi yabancı güçler adına uydu ülke haline getirmek olduğunu ifade eden Akdoğan, “Demokratik gelişmelerden istifade eden örgüt, vesayet rejimi kurmak için demokrasiye ve siyasete kastetmiştir. Bu hayalet ve asalak yapı demokratik araçları demokrasiye kastetmek için istismar etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşu sayesinde örgüt başka çıkar yol bulamadığı için adeta intihar saldırısı şeklinde eylemlere ve saldırılara yönelmiş, ama tüm girişimlerinde akamete uğratılmıştır. Türkiye’de geçmiş dönemde din devlet ilişkilerinde yaşanan sorunları bahane ederek din istismarı ile güçlenmeye çalışan örgüt, öncelikle kendisine manevi duygularla destek olan insanlara ihanet etmiştir. Devleti ele geçirmeye çalışan bir casusluk şebekesine dönüşmüştür. Dünyada hiçbir demokratik devlet maaşını ve gücünü devletten, talimatı başka yerden alan, kendi altını oyan bir yapıya izin vermez. Devlet içine sızmış tüm unsurların tasfiyesi, verdikleri zararın tamamen ortadan kaldırılması, devletimizin bekası, milletimizin selameti açısından kaçınılmazdır” şeklinde konuştu.
“BU ÖRGÜTÜN DEVLET İÇİNDEKİ GİZLİ GÜCÜ TAMAMEN TASFİYE EDİLMEMİŞTİR”
Örgütün onlarca yılda oluşturduğu operasyon kabiliyetinin önemli ölçüde etkisiz hale getirildiğinin altını çizen Akdoğan, “Adeta şer üçgenine dönüştürdükleri alanlarda şebeke tarumar edilmiştir. Ancak, bu örgütün devlet içindeki gizli gücü tamamen tasfiye edilmemiştir. Devletimizin tüm kurumlarının bir seferberlik ruhu ile bu gücü etkisizleştirmesi ve sisteme verdikleri zararın tamamen ortadan kaldırılması çok büyük önem taşımaktadır. Bu örgütün lider kadroları ve illegal sorumluları büyük ölçüde yurt dışına kaçmış durumda, yargı süreçlerinin kendilerine uzanacağını düşünenler de adaletin pençesine yakalanmamak için yurt dışına kaçıyorlar. PDY örgütü şuanda yurt dışında Türkiye karşıtı çevrenin neferi olmuş, Türkiye düşmanları ile şer ittifakına girmiştir. Türkiye’ye karşı operasyonların içinde bu örgütün elemanları faaliyet göstermektedir. 7 Haziran’dan sonra nasıl PKK, DHKP-C, DEAŞ gibi terör örgütleri eş zamanlı olarak saldırıya geçtiyse, paralel örgütte bu saldırının bir parçası olmuştur. Türkiye’de kaos çıkartmaya yönelik bu oyunun bir aktörü de PDY örgütüdür” ifadelerini kullandı.
“PDY’NİN PKK’DAN, DEAŞ’TAN HİÇBİR FARKI YOKTUR”
Terör örgütleri ve Türkiye düşmanları ile açık işbirliği yapan paralel yapı ile mücadelede başarılı olunmasının terörle mücadelede başarılı olunabilmesinin mutlak şartı olduğunu kaydeden Akdoğan, “Bu yüzden sürekli söylediğimiz şey budur; terörle mücadelede başarılı olmak istiyorsak bu örgütler, oluşumlar, yapılarla da amansız bir mücadele ortaya koymak ve başarılı olmak durumundayız. Türkiye Cumhuriyeti nezdinde PDY’nin PKK’dan, DEAŞ’tan hiçbir farkı yoktur. Devlete ve demokrasiye savaş açan tüm bu örgütlerle mücadele bir milli güvenlik meselesidir. Bu herhangi bir kişinin, kurumun, hükümetin sorunu da değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir sorunudur. Bu yüzden topyekun mücadele çok büyük önem taşımaktadır. Bu örgütün farklı taktik ve stratejilerle ayakta kalmaya çalıştığını, kamuya, diğer cemaatlere sızma girişiminde bulunduklarını biliyoruz. Şirketlerin mal ve mülklerini satarak yurt dışına kaçırmaya çalıştıkları, farklı isimlerle bukalemun gibi tutunmaya çalıştıklarını görüyoruz” açıklamasında bulundu.
“BU ŞİRKETLERİ ALMAK KARA PARA AKLAMAK DEMEKTİR”
Örgütün bir takım şirketleri satarak elde edilen paraları yurt dışına kaçırmaya çalıştıklarını belirten Akdoğan, “Bunları almak kara para aklamak demektir. Suça ortak olmak demektir, teröre destek vermek anlamına gelir. Devam eden soruşturmalar bu şirketler üzerinden o şahıslara da uzanır. Buna karşı iyi niyetli olarak vatandaşlarımızı uyarıyoruz. Diğer bir oyunları da bir takım vakıflara, derneklere, cemaatlere bir takım yapıları devrederek bu soruşturmaların onlara da uzanmasını sağlamak ve devlet sanki onlara karşı bir işin içindeymiş gibi göstermeye çalışmak. Bu oyuna da kimse gelmemeli, bu tuzağa düşmemelidir. Bu oyunlara bilerek ya da bilmeyerek alet olanlar hukuki açıdan sorumluluktan kurtulamazlar. Tüm illegal örgütlerle mücadele devletin görevidir. Bu mücadeleyi adaleti ve hakkaniyeti gözeterek devam ettiriyoruz. Adalet hak edene hak ettiğini vermek demektir. Adaletin gereği hukuksuzluklar karşısında gerekenin yapılmasıdır. Bunların yaptıklarını kimileri günah, kimileri ayıp görebilir, ama devlet suç ile ilgilenmektedir. Açık aleni suç vardır ortada. Devlet bunun üzerine gitmektedir ve gidecektir. Bu mücadele hukuk içinde, sap ile samanı karıştırmadan devam etmektedir. Bu toplantıda PDY örgütünün, bu hastalıklı yapının tamamen etkisizleştirilmesi için yapılan çalışmaları değerlendireceğiz, atılması gereken ilave adımları ele alacağız” dedi.
“PKK’YA KARŞI OPERASYONLAR YAPILIYORSA AYNI ŞEKİLDE BU ÖRGÜTE KARŞI DA MÜCADELE HIZ KESMEDEN SÜRECEKTİR”
Paralel Devlet Yapılanması örgütü ile mücadelenin aralıksız süreceğine işaret eden Akdoğan, “AK Parti kongresi var, yeni bir hükümet kurulacak, geçiş süreci. ‘Acaba bu mücadelede bir duraksama olur mu, bir rehavet oluşur mu’ diye birileri ümitlenmesin. Hükümetimiz görevinin başındadır ve bu mücadele bu süreçte de aynı kararlılıkla devam etmektedir. Nasıl bugünlerde PKK terörü ile ciddi mücadele yürütülüyorsa, PKK’ya karşı operasyonlar yapılıyorsa aynı şekilde bu örgüte karşı da mücadele hız kesmeden sürecektir. Bu toplantıda bu mücadelede nereden nereye geldik, hangi mesafeleri almamız gerekiyor bunları değerlendireceğiz” diye konuştu.