SP Genel Başkanı Kamalak Diyarbakır'da
DİYARBAKIR – Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, “Genelde Güneydoğu özelde ise Kürt sorunu ne terörle ne de baskıcı ve ırkçı politikalarla çözülemez. Mesele ancak kardeşlik hukukuna dayalı bir ümmet şuuru ile çözülebilir. İslam’ı dikkate almayan hiçbir çözüm katiyen başarıya ulaşamaz” dedi.
Bir dizi ziyaretler gerçekleştirmek için Diyarbakır’a gelen SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Ulucami’de namaz kıldıktan sonra esnafla görüşerek dertlerini dinledi. Vatandaşlarla sohbet eden Kamalak daha sonra SP Diyarbakır İl Başkanlığı’nda basına açıklamalarda bulundu. Kamalak Kürt sorunu ile ilgili olarak çözüm önerileri de sundu. Üstünlüğün ayrılıkta değil, birlikte olduğunu haykırmak için burada olduklarını söyleyen Kamalak, bölgede kazılan hendeklerle ilgili olarak “Bugün birbirine karşı hendek kazanlara, durun siz Çanakkale’de düşmana karşı hendek kazan bir ecdadın çocuklarısınız demek için buradayız. Ya birlikte var olacağız, yahut birlikte yok olacağız. Bugün de zorlu bir süreçten geçiyoruz. Kanlı oyunlarıyla aziz milleti bölmeye ve yok etmeye niyetlenen karanlık güçler var. Bütün bunlar büyük İsrail için yapılıyor. Bazı işbirlikçi gafiller yüzünden kardeşliğimizi kaybettik, gençlerimizi kaybettik. Biraz daha geç kalırsak ülkemizi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz” dedi.
"IRAK, LİBYA, SURİYE DÜŞTÜ, SIRA ŞİMDİ TÜRKİYE’DE"
Irak, Libya ve Suriye’nin düştüğünü ve düşen ülkelerin hep İslam ülkeleri olduğuna dikkat çeken Kamalak, "Sıra şimdi Türkiye’de. Emin olun biz düşersek, bütün mazlumlar düşer. Bugün karşı karşıya kaldığımız terör belası da ülkeyi içten çökertmek için yapılmış bir plandır. Çanakkale’de yapamadıklarını şimdi kalleşçe yapmanın gayreti içindedirler. Biz her gün Kürtçe, Türkçe ağıtlar yakarken birileri Londra’daki, Washington’daki, Tel Aviv’deki şatolarında viskilerini yudumlayarak zafer şarkıları söylüyor” diye konuştu.
“BESMELEYİ KALDIRDINIZ, YERİNE TÜRKÜM, DOĞRUYUM ,ÇALIŞKANIM SAÇMALIĞINI KOYDUNUZ”
Türkiye’nin Saadet Partisi’nin basiret, feraset ve dirayetine her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı olduğunu vurgulayan merhum Necmettin Erbakan’ın Bingöl’de Kürt sorunu ile ilgili yaptığı konuşmasına da değinen Kamalak, “Her ne pahasına olursa olsun hakkı haykıran, doğruyu söyleyen tek hareket milli görüştür. Gerçekten yakın geçmişe baktığımızda Güneydoğu meselesi ile ilgilenen tek parti Milli Görüş olmuştur. Onun lideri merhum Erbakan olmuştur. Güneydoğu meselesini konuşmanın dahi tabu sayıldığı 1994 yılında merhum Erbakan’ın Bingöl’de yaptığı konuşma bunun en somut örneğidir. Merhum Erbakan hocamız Bingöl’deki konuşmasında batı hayranlarına hitaben; ’Bre gavur aşıkları siz bölücülük yapıyorsunuz. Bu milletin evlatları okula başlarken bin yıldan beri Besmele-i Şerife ile başlarlardı. Besmeleyi kaldırdınız yerine Türk’üm, doğruyum, çalışkanım saçmalığını koydunuz. Sizin bu ifadeleriniz karşısında karşı taraf da ben de Kürdüm daha doğruyum daha çalışkanım deme hakkını elde etmez mi?’ diye soruyordu. Bu konuşmadan dolayı Merhum Erbakan hocamız yargılanmış, hapse mahkum edilmiş ve hakkında siyasi yasak getirilmişti. Aslında yolu kesilen mahkum edilen sadece Milli Görüş ve Erbakan hocamız değildi. Milletin yolu kesilmişti. İşte yaşadığımız olaylar o günkü gelişmelerin bir sonucudur. Şayet milli görüşün o gün söylediği kardeşlik reçetesi dikkate alınsaydı bugün Türkiye 30 yılını kaybetmezdi. Analar ağlamaz ocaklara evlat acısı düşmezdi” şeklinde konuştu.
KAMALAK’TAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Avrupa ve Amerika ile işbirliği yapılarak İslam dünyasına hizmet edilemeyeceğini ifade eden Saadet Partisi Genel Başkanı Kamalak, çözümün batıya yönelmek değil, kendi tarihimize, kendi inancımıza, kendi değerlerimize dönmek olduğunu belirtti.
Kamalak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Genelde Güneydoğu özelde ise Kürt sorunu ne terörle ne de baskıcı ve ırkçı politikalarla çözülemez. Mesele ancak kardeşlik hukukuna dayalı bir ümmet şuuru ile çözülebilir. İslam’ı dikkate almayan hiçbir çözüm katiyen başarıya ulaşamaz. Çözüm önerileri bölgenin tarihi ve sosyal gerçeklerine uygun olmalıdır. Haklar pazarlık konusu yapılamaz. Bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin insani, kültürel ve sosyal hakları kabul edilmeli ve yerine getirilmelidir. Kürt ve Türk kardeşliği ayrılmaz bir bütündür. Kendi içlerinde bütünleşmeyi savunan batı ülkelerinin İslam coğrafyalarında etnik ve mezhebi ayrılıkları körüklemesi, sömürü niyetinin bir sonucudur bu oyunlara gelmemeliyiz. TBMM’deki siyasiler acilen dillerini düzeltmeli, kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı bir üslubu benimsemelidirler. Çözüm İslam kardeşliğini esas almalıdır. Bölgede sadece bir kesim değil bütün kesimler bu sürece dahil edilmelidir. En köklü çözüm için ise Türkiye’de adil düzenin kurulması şarttır. Bunun için de tek çare Saadet Partisi’dir. Devlet bölgede yatırımlar için öncülük yapmalı yatırımcı kuruluşlardan 25-30 yıl kurumlar vergisi alınmamalıdır. Çalışmak isteyen herkese mutlak surette iş imkanı temin edilmelidir”.
Kaynak: İHA
"IRAK, LİBYA, SURİYE DÜŞTÜ, SIRA ŞİMDİ TÜRKİYE’DE"
Irak, Libya ve Suriye’nin düştüğünü ve düşen ülkelerin hep İslam ülkeleri olduğuna dikkat çeken Kamalak, "Sıra şimdi Türkiye’de. Emin olun biz düşersek, bütün mazlumlar düşer. Bugün karşı karşıya kaldığımız terör belası da ülkeyi içten çökertmek için yapılmış bir plandır. Çanakkale’de yapamadıklarını şimdi kalleşçe yapmanın gayreti içindedirler. Biz her gün Kürtçe, Türkçe ağıtlar yakarken birileri Londra’daki, Washington’daki, Tel Aviv’deki şatolarında viskilerini yudumlayarak zafer şarkıları söylüyor” diye konuştu.
“BESMELEYİ KALDIRDINIZ, YERİNE TÜRKÜM, DOĞRUYUM ,ÇALIŞKANIM SAÇMALIĞINI KOYDUNUZ”
Türkiye’nin Saadet Partisi’nin basiret, feraset ve dirayetine her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı olduğunu vurgulayan merhum Necmettin Erbakan’ın Bingöl’de Kürt sorunu ile ilgili yaptığı konuşmasına da değinen Kamalak, “Her ne pahasına olursa olsun hakkı haykıran, doğruyu söyleyen tek hareket milli görüştür. Gerçekten yakın geçmişe baktığımızda Güneydoğu meselesi ile ilgilenen tek parti Milli Görüş olmuştur. Onun lideri merhum Erbakan olmuştur. Güneydoğu meselesini konuşmanın dahi tabu sayıldığı 1994 yılında merhum Erbakan’ın Bingöl’de yaptığı konuşma bunun en somut örneğidir. Merhum Erbakan hocamız Bingöl’deki konuşmasında batı hayranlarına hitaben; ’Bre gavur aşıkları siz bölücülük yapıyorsunuz. Bu milletin evlatları okula başlarken bin yıldan beri Besmele-i Şerife ile başlarlardı. Besmeleyi kaldırdınız yerine Türk’üm, doğruyum, çalışkanım saçmalığını koydunuz. Sizin bu ifadeleriniz karşısında karşı taraf da ben de Kürdüm daha doğruyum daha çalışkanım deme hakkını elde etmez mi?’ diye soruyordu. Bu konuşmadan dolayı Merhum Erbakan hocamız yargılanmış, hapse mahkum edilmiş ve hakkında siyasi yasak getirilmişti. Aslında yolu kesilen mahkum edilen sadece Milli Görüş ve Erbakan hocamız değildi. Milletin yolu kesilmişti. İşte yaşadığımız olaylar o günkü gelişmelerin bir sonucudur. Şayet milli görüşün o gün söylediği kardeşlik reçetesi dikkate alınsaydı bugün Türkiye 30 yılını kaybetmezdi. Analar ağlamaz ocaklara evlat acısı düşmezdi” şeklinde konuştu.
KAMALAK’TAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Avrupa ve Amerika ile işbirliği yapılarak İslam dünyasına hizmet edilemeyeceğini ifade eden Saadet Partisi Genel Başkanı Kamalak, çözümün batıya yönelmek değil, kendi tarihimize, kendi inancımıza, kendi değerlerimize dönmek olduğunu belirtti.
Kamalak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Genelde Güneydoğu özelde ise Kürt sorunu ne terörle ne de baskıcı ve ırkçı politikalarla çözülemez. Mesele ancak kardeşlik hukukuna dayalı bir ümmet şuuru ile çözülebilir. İslam’ı dikkate almayan hiçbir çözüm katiyen başarıya ulaşamaz. Çözüm önerileri bölgenin tarihi ve sosyal gerçeklerine uygun olmalıdır. Haklar pazarlık konusu yapılamaz. Bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin insani, kültürel ve sosyal hakları kabul edilmeli ve yerine getirilmelidir. Kürt ve Türk kardeşliği ayrılmaz bir bütündür. Kendi içlerinde bütünleşmeyi savunan batı ülkelerinin İslam coğrafyalarında etnik ve mezhebi ayrılıkları körüklemesi, sömürü niyetinin bir sonucudur bu oyunlara gelmemeliyiz. TBMM’deki siyasiler acilen dillerini düzeltmeli, kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı bir üslubu benimsemelidirler. Çözüm İslam kardeşliğini esas almalıdır. Bölgede sadece bir kesim değil bütün kesimler bu sürece dahil edilmelidir. En köklü çözüm için ise Türkiye’de adil düzenin kurulması şarttır. Bunun için de tek çare Saadet Partisi’dir. Devlet bölgede yatırımlar için öncülük yapmalı yatırımcı kuruluşlardan 25-30 yıl kurumlar vergisi alınmamalıdır. Çalışmak isteyen herkese mutlak surette iş imkanı temin edilmelidir”.