İran'da Askerin Ekonomide Rolü Tartışması
İran'ın önde gelen üniversitelerinde görev yapan 347 akademisyen Cumhurbaşkanı Ruhani'ye bir mektup yazarak, 'askerin siyasete müdahale etmesini' eleştirdi Düzenin Maslahatını Teşhis Komisyonu Genel Sekreteri Rızayi:'Ruhani hükümeti ülke ekonomisini devrim muhafızlarına yakın muhafazakar kesime teslim etsin' İran Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Caferi: 'Hükümetten milyarlarca tümen alacağımız var. İşimiz icabı imar işlerini yapıyoruz. Devrim muhafızları aleyhine oluşturulan atmosfer yanlıştır'
ANALİZ HABER- İran'ın önde gelen üniversitelerinde görev yapan 347 akademisyen Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye bir mektup yazarak, 'askerin siyasete müdahale etmesini' eleştirdi.
İran'da yayın yapan 'kaleme.ir' sitesinin yayımladığı mektupta, ülkenin 72 farklı üniversitelerde eğitim alanında çalışan 347 akademisyen, Cumhurbaşkanı Ruhani'den dış siyaset, nükleer anlaşma, iç siyaset ve ekonomi konularında hükümetin tayin ettiği uzman siyasetçilerin söz sahibi olması gerektiğini, diğer kurum ve kuruluşların bu alanlara müdahil olmamalarını talep etti.
Akademisyenler mektubunda, İran devrimi lideri Ayetullah Humeyni'nin vasiyetinde yer alan 'Silahlı veya silahsız Ordu, Devrim Muhafızları veya Gönüllü Milis Güçleri (Besiç) dahil Silahlı kuvvetler siyasete müdahil olmasın.' vasiyetine işaret edilerek, 'Humeyni'nin siyasete müdahale etmelerine izin vermediği bazı kuruluşlar, alenen milletin talebinin karşısında durmaktadır.' ifadelerine yer verildi.
Mektupta şu cümlelere yer verildi:
'Nükleer anlaşma, ülkemize yönelik tehditleri bertaraf etmiş ve ekonomik yaptırımların kalkmasına kapı aralamıştır. Malesef, bu günlerde, Humeyni'nin siyasete müdahale etmelerine izin vermediği bazı kuruluşlar, alenen milletin talebinin karşısında durarak dışişleri bakanlığında bu konudaki uzman siyasetçilerin çabaları sonucu varılan anlaşmayı 'Aşağılanmanın kendisi' olarak nitelemişler ve milli isteğe muhalefet etmişlerdir.'
Akademisyenler, ülke ekonomisinin gidişatını siyasi uzmanların belirlemesi gerektiğini savundukları mektupta, 'Ülkenin ekonomik sorunları hiç şüphesiz siyasi uzmanların ulusal diyalogu ve uluslararası ilişkilerin geliştirilmesiyle mümkün olacaktır.' değerlendirmesine yer verildi.
- Devrim Muhafızları'nın İran'daki rolü
Eski devrim muhafızları komutanlarından Düzenin Maslahatını Teşhis Komisyonu Genel Sekreteri Muhsin Rızayi, Mart ayında kendisine ait İnstagram hesabındaki mesajında, Ruhani hükümetinin ülke ekonomisini devrim muhafızlarına yakın muhafazakar kesime teslim etmesini önermişti.
Rızayi, 'Hükümetler, devrimcilerin ulusal ekonomi alanına girmesine izin vermelidir. Eğer kendileri yapamıyorlarsa devrim güçlerine izin vermeliler ki, devrimciler Şah'ı dışarı attıkları, Saddam Hüseyin'i topraklarımızdan kovduğu gibi, fakirlik, işsizlik ve sınıf farkını da bu ülkeden atsınlar. ' ifadelerini kullanmıştı.
İran Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi, geçen perşembe günü Fars Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, İran aleyhine tehditlerin nükleer anlaşmadan sonra daha da arttığını fakat bazı devlet yöneticilerinin devrimin değerlerini korumada gerekli ihtimamı göstermediğini söyledi.
Ülkede yaşanan ekonomik sorunlarla ilgili devrim muhafızlarının suçlanmasının doğru olmadığını belirten Caferi, 'Devrim muhafızlarının imar ve yapılanma alanındaki faaliyetleri hiç bir zaman ekonomik hedeflerle yapılmamıştır. Öyle ki hükümetten milyarlarca tümen alacağımız var. İşimiz icabı imar işlerini yapıyoruz. Devrim muhafızları aleyhine oluşturulan atmosfer yanlıştır.' şeklinde kurumunu savunmuştu.
- Ekonomide etki alanı 'Hatem'ul-Enbiya Yapı Karargahı'
İran Anayasası'na göre 'iç düzeni sağlama, devrimin korunması ve sapkın hareketlerin önlenmesi' gibi görevleri olan devrim muhafızlarına bağlı paramiliter gönüllü milis teşkilatı (Besiç) Humeyni'nin emriyle Kasım 1979'da, İran Devrim Muhafızları Ordusu ise yine devrim lideri Ayetullah Humeyni'nin talimatıyla 5 Mayıs 1979 tarihinde kurulmuştu.
Sekiz yıl süren İran-Irak savaşında tahrip olan yerleşim birimlerinin alt yapısını onarmada belli bir yol kat etmiş olan devrim muhafızları çatısı altında bu kez ülkenin yapılanmasında önemli ihale ve projeleri yürüterek 'Hatem'ul-Enbiya Yapı Karargahı' tesis edildi.
Humeyni'nin ölümünden bir kaç ay sonra 1990 yılında dini lider Ali Hamaney'in talimatıyla kurulan Karargah, Devrim Muhafızları'nın önemli yatırım ve imar işlerinde proje sunma ve ihalelere girme yolu açıldı. Karargah bu çalışmalarını İran Anayasanın 148'inci maddesindeki, 'Silahlı güçler, barış zamanında imar ve yatırım işlerinde kullanılabilir.' maddesine dayandırıyor.
İran'dan yayın yapan 'dana.ir' haber ajansının 7 Nisan 2015 tarihindeki haberine göre, Hatem'ul-Enbiya Yapı Karargahı Komutanı Abdullah Abdullahi, Ruhani Hükümetinin Karargah'a yaklaşık 2 milyar dolar borcunun olduğunu söylemişti.
Fars Haber Ajansı da Komutan Abdullahi'nin 2010 yılına ait şu sözlerine yer verdi:
'Karargah yaklaşık 5 bin yüklenici firmayla işbirliği yapıyor. 135 bin kişinin çalıştığı Karargah bünyesinde 2 bin 500 kişi resmi olarak istihdam ediliyor. Total, Shell ve Hyundai gibi şirketler 2000'li yıllarda Basra Körfezindeki Güney Fars Petrol sahasından ayrıldıktan sonra bu yerler, Hatem'ul-Enbiya Yapı Karargahı'na devredildi.'
Otoyol, Petrokimya, baraj ve iskan gibi birçok alanda binin üzerinde projeyi gerçekleştirdiği belirtilen Karargah'ın ülkede rekabet ortamını bozmaması gerekçesiyle 100 milyar Tümen'in (yaklaşık 29 milyon dolar) altındaki devlet ihalelerine girmesinin kanunen yasak olduğu belirtiliyor.
Ülkede tartışılan konulardan biri de Hamaney'in ekonomi doktrini denilebilecek Direniş Ekonomisinin uygulanmasıdır. Cumhurbaşkanı Ruhani, uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi ve ülkeye yılda 50 milyar dolar yabancı sermayenin girmesini hedeflerken, Direniş Ekonomisi, dış sermayenin ülkeye girmesine soğuk bakıyor.
Kaynak: AA
İran'da yayın yapan 'kaleme.ir' sitesinin yayımladığı mektupta, ülkenin 72 farklı üniversitelerde eğitim alanında çalışan 347 akademisyen, Cumhurbaşkanı Ruhani'den dış siyaset, nükleer anlaşma, iç siyaset ve ekonomi konularında hükümetin tayin ettiği uzman siyasetçilerin söz sahibi olması gerektiğini, diğer kurum ve kuruluşların bu alanlara müdahil olmamalarını talep etti.
Akademisyenler mektubunda, İran devrimi lideri Ayetullah Humeyni'nin vasiyetinde yer alan 'Silahlı veya silahsız Ordu, Devrim Muhafızları veya Gönüllü Milis Güçleri (Besiç) dahil Silahlı kuvvetler siyasete müdahil olmasın.' vasiyetine işaret edilerek, 'Humeyni'nin siyasete müdahale etmelerine izin vermediği bazı kuruluşlar, alenen milletin talebinin karşısında durmaktadır.' ifadelerine yer verildi.
Mektupta şu cümlelere yer verildi:
'Nükleer anlaşma, ülkemize yönelik tehditleri bertaraf etmiş ve ekonomik yaptırımların kalkmasına kapı aralamıştır. Malesef, bu günlerde, Humeyni'nin siyasete müdahale etmelerine izin vermediği bazı kuruluşlar, alenen milletin talebinin karşısında durarak dışişleri bakanlığında bu konudaki uzman siyasetçilerin çabaları sonucu varılan anlaşmayı 'Aşağılanmanın kendisi' olarak nitelemişler ve milli isteğe muhalefet etmişlerdir.'
Akademisyenler, ülke ekonomisinin gidişatını siyasi uzmanların belirlemesi gerektiğini savundukları mektupta, 'Ülkenin ekonomik sorunları hiç şüphesiz siyasi uzmanların ulusal diyalogu ve uluslararası ilişkilerin geliştirilmesiyle mümkün olacaktır.' değerlendirmesine yer verildi.
- Devrim Muhafızları'nın İran'daki rolü
Eski devrim muhafızları komutanlarından Düzenin Maslahatını Teşhis Komisyonu Genel Sekreteri Muhsin Rızayi, Mart ayında kendisine ait İnstagram hesabındaki mesajında, Ruhani hükümetinin ülke ekonomisini devrim muhafızlarına yakın muhafazakar kesime teslim etmesini önermişti.
Rızayi, 'Hükümetler, devrimcilerin ulusal ekonomi alanına girmesine izin vermelidir. Eğer kendileri yapamıyorlarsa devrim güçlerine izin vermeliler ki, devrimciler Şah'ı dışarı attıkları, Saddam Hüseyin'i topraklarımızdan kovduğu gibi, fakirlik, işsizlik ve sınıf farkını da bu ülkeden atsınlar. ' ifadelerini kullanmıştı.
İran Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi, geçen perşembe günü Fars Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, İran aleyhine tehditlerin nükleer anlaşmadan sonra daha da arttığını fakat bazı devlet yöneticilerinin devrimin değerlerini korumada gerekli ihtimamı göstermediğini söyledi.
Ülkede yaşanan ekonomik sorunlarla ilgili devrim muhafızlarının suçlanmasının doğru olmadığını belirten Caferi, 'Devrim muhafızlarının imar ve yapılanma alanındaki faaliyetleri hiç bir zaman ekonomik hedeflerle yapılmamıştır. Öyle ki hükümetten milyarlarca tümen alacağımız var. İşimiz icabı imar işlerini yapıyoruz. Devrim muhafızları aleyhine oluşturulan atmosfer yanlıştır.' şeklinde kurumunu savunmuştu.
- Ekonomide etki alanı 'Hatem'ul-Enbiya Yapı Karargahı'
İran Anayasası'na göre 'iç düzeni sağlama, devrimin korunması ve sapkın hareketlerin önlenmesi' gibi görevleri olan devrim muhafızlarına bağlı paramiliter gönüllü milis teşkilatı (Besiç) Humeyni'nin emriyle Kasım 1979'da, İran Devrim Muhafızları Ordusu ise yine devrim lideri Ayetullah Humeyni'nin talimatıyla 5 Mayıs 1979 tarihinde kurulmuştu.
Sekiz yıl süren İran-Irak savaşında tahrip olan yerleşim birimlerinin alt yapısını onarmada belli bir yol kat etmiş olan devrim muhafızları çatısı altında bu kez ülkenin yapılanmasında önemli ihale ve projeleri yürüterek 'Hatem'ul-Enbiya Yapı Karargahı' tesis edildi.
Humeyni'nin ölümünden bir kaç ay sonra 1990 yılında dini lider Ali Hamaney'in talimatıyla kurulan Karargah, Devrim Muhafızları'nın önemli yatırım ve imar işlerinde proje sunma ve ihalelere girme yolu açıldı. Karargah bu çalışmalarını İran Anayasanın 148'inci maddesindeki, 'Silahlı güçler, barış zamanında imar ve yatırım işlerinde kullanılabilir.' maddesine dayandırıyor.
İran'dan yayın yapan 'dana.ir' haber ajansının 7 Nisan 2015 tarihindeki haberine göre, Hatem'ul-Enbiya Yapı Karargahı Komutanı Abdullah Abdullahi, Ruhani Hükümetinin Karargah'a yaklaşık 2 milyar dolar borcunun olduğunu söylemişti.
Fars Haber Ajansı da Komutan Abdullahi'nin 2010 yılına ait şu sözlerine yer verdi:
'Karargah yaklaşık 5 bin yüklenici firmayla işbirliği yapıyor. 135 bin kişinin çalıştığı Karargah bünyesinde 2 bin 500 kişi resmi olarak istihdam ediliyor. Total, Shell ve Hyundai gibi şirketler 2000'li yıllarda Basra Körfezindeki Güney Fars Petrol sahasından ayrıldıktan sonra bu yerler, Hatem'ul-Enbiya Yapı Karargahı'na devredildi.'
Otoyol, Petrokimya, baraj ve iskan gibi birçok alanda binin üzerinde projeyi gerçekleştirdiği belirtilen Karargah'ın ülkede rekabet ortamını bozmaması gerekçesiyle 100 milyar Tümen'in (yaklaşık 29 milyon dolar) altındaki devlet ihalelerine girmesinin kanunen yasak olduğu belirtiliyor.
Ülkede tartışılan konulardan biri de Hamaney'in ekonomi doktrini denilebilecek Direniş Ekonomisinin uygulanmasıdır. Cumhurbaşkanı Ruhani, uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi ve ülkeye yılda 50 milyar dolar yabancı sermayenin girmesini hedeflerken, Direniş Ekonomisi, dış sermayenin ülkeye girmesine soğuk bakıyor.