CHP İzmir'den 'Sızdırılan Kimlik Bilgileri' Açıklaması
CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, Başbakan Davutoğlu’nun, sızdırılan kimlik bilgilerinin CHP İzmir İl Teşkilatı üzerinden yayıldığını belirtmesi üzerine bir açıklama yaptı. CHP İzmir İl Başkanı Yüksel, seçimlerde şeffaflığı kaldırmaya ve hile yapmaya yönelik bir algı operasyonu ile karşı karşıya olduklarını, gerekirse Başbakan hakkında karşı dava açacaklarını söyledi.
CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Bilgiler CHP İzmir İl Teşkilatına verildi, oradan sızdı” sözleri üzerine il binasında açıklama yaptı. Ciddi bir manipülasyon ve algı operasyonu ile karşı karşıya kaldıklarını, bu algı operasyonunun seçimlerde şeffaflığı ortadan kaldırmaya ve hile yapmaya yönelik olduğunu öne süren Yüksel, YSK’nın 30 partinin genel merkezine verdiği bilgilerin tamamının il örgütleriyle paylaşılmadığını kaydetti.
E-seçmen uygulamasında sadece kimlik numaraları ile baba adının ve hangi sandıkta oy kullanıldığının görüldüğünü hatırlatan Yüksel, kendilerine iftira atıldığını ve gerekirse Başbakan Davutoğlu’na karşı dava açacaklarını dile getirdi.
“ÜZERİMDEN NASIL ATARIMIN ÇABASI İÇİNE GİRMİŞTİR”
Türkiye’nin büyük bir manipülasyona uyandığını, İzmir’in Türkiye’de yürütülen algı operasyonunun merkezi yapılmaya çalışıldığını kaydeden Yüksel, sözlerine şöyle devam etti: “Geçen hafta bir skandal olarak ortaya saçılan 50 milyon yurttaşımızın kimlik bilgilerinin yurt dışında elden ele dolaştırıldığı yönündeki haber üzerine bu skandalın bir numaralı sorumlusu olan hükumet, ‘üzerimden nasıl atarımın çabası içine girmiştir. Her sıkıştığı noktada Hükümet, Başbakan, bu sıkışmışlıktan kurtulmak için kendi işlediği suçu CHP işlemiş gibi göstermeye çalışmaktadır.”
CHP olarak büyük bir manipülasyon ve algı operasyonuyla karşı karşıya olduklarını belirten Yüksel, şöyle konuştu: “Bu geçen hafta içinde benim Sayın AKP İl Başkanı Delican’ın İzmir’le ilgili tutarsız, karıştırıcı açıklamalarına yanıt verirken ‘konuşulması gereken asıl meselenin 50 milyon yurttaşın kimlik bilgilerinin nasıl yurt dışına sızdırıldığıdır’ diye açıklamam vardı. Bunun tek sorumlusu bu ülkeyi yöneten hükümettir."
“HİÇBİR BİLGİ ÖRGÜTLERLE TAM OLARAK PAYLAŞILMADI”
Hükümetin “Bundan nasıl kurtuluruz?” diye bir çaba içine girdiğini ifade eden Yüksel, YSK tarafından 30 partiye verilen bilgilerle ilgili şunları söyledi: “Başbakan bu bilgilerin YSK tarafından partilere verdiğini, parti genel merkezlerinin de teşkilatlara verdiği, bu sırada İzmir il örgütünün bu bilgileri sızdırdığı yönünde açıklama yaptı. Şuan CHP’de olmayan eski bir milletvekilinin de yargıda olduğunu söyledi.
E-seçmen uygulamamız 2011 seçimlerinde başladı, daha çok 2014’te kullanıldı. Başbakanın sözünü ettiği tarihlerde böyle bir şey ortada yoktu. Bu bilgiler ortalıkta başı boş dolaşıyor. GSM şirketleri, özel şirketler tarafından satılıyordu. 2011’e geldiğimizde YSK’nın 30 partinin genel merkeze verdiği bilgiler vardır ama bu bilgi sınırlıdır. Hiçbir partinin genel merkezi de örgütleriyle bu bilgileri tam olarak paylaşmadı. İlk defa CHP, şeffaf seçim yapılabilmesi için dedikoduların ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla güzel bir çalışma yaptı. Bu e-seçmen uygulamasıdır. Bu bilgi sadece kimlik numarası üzerinden sandığı bulması yönünde çok sınırlı bir iki şeyi içeren bilgidir. CHP, YSK’nın genel merkezlere verdiği bilgiyi tam olarak hiçbir örgütle paylaşmamıştır. Sadece seçimlerde kimlik numarası ile girdik, baba adı, hangi sandıkta oy kullanabileceğimizi görüyorduk, bizim adresimizde sahte seçmen var mı onu görebiliyorduk.”
“SEÇİMLERDE ŞEFFAFLIĞI KALDIRMAYA VE HİLE YAPMAYA YÖNELİK”
Yapılan açıklamaların iki nedenle yapıldığını dile getiren Yüksel, şunları söyledi: “Önümüzdeki dönemlerde, eski gizlilik dönemlerine dönmeye çalışıyor. Seçimlerde bu bilgileri YSK partilerle paylaşamayacak ve seçimler de hileye açık bir hale gelecek. O dedikodular üretilmeye başlayacak. İktidarda bu bilgiler olduğu için istediği gibi kullanabilecek. Bu, seçimlerde şeffaflığı kaldırmaya yönelik algı operasyonudur. Seçimlerde hile yapmaya yöneliktir. Seçim güvenliği ile ilgili akıllarının arkasında bir takım çalışmaların olduğudur. İzmir milletvekili olan Bakan Binali Yıldırım’ın da ‘demek ki bir takım önlemler almak gerekiyor’ gibi açıklamaları vardı. Seçimdeki şeffaflığı kaldırmaya yönelik. Çok büyük, ciddi bir algı operasyonu ve saldırı altındayız.”
“ESKİ MİLLETVEKİLİNİ AÇIKLAMALI”
Başbakan Davutoğlu’nun, eski bir CHP’li milletvekilinin yargıda olduğuna ilişkin sözleri üzerine de konuşan Yüksel, “Eğer böyle bir şey varsa bellidir. Ip numarası var. Bunun olup olmadığını açıklamak zorundadır. Böyle bir suçlama bize yapamaz. Gerekirse Başbakana karşı dava açarız. Bunun üzerine çalışacağız. Bu bize Başbakan tarafından atılı bir iftiradır. Hukuk çerçevesinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Eski milletvekili açıklaması da muğlaktır. Bütün eski milletvekillerimizi zan altında bırakmaktadır. Kimse bu eski milletvekili açıklamalıdır” ifadelerini kullandı.
Yüksel, Başbakan Davutoğlu’nun bahsettiği eski milletvekili tanımının Emrehan Halıcı’ya uyduğunu, kendisinin o dönemde çok değerli çalışmalar yaptığını, e-seçmen sistemini getirdiğini ve bu sayede iktidarın daha dikkatli olmasının sağlandığını kaydetti.
“EN SUÇSUZ KURUM CHP İZMİR’DİR”
E-seçmen uygulaması sırasında uygulamanın bir AK Partili tarafından uygulamanın şikayet edildiğini de anlatan Yüksel, “O sırada bir AKP’li tarafından “ben buraya girdiğimde baba adımı, kendi adımı görmek istemiyorum’ diye şikayette bulundu, partimiz de bunu kaldırdı. Bununla ilgili AKP’li bu kişi dava açmıştır, o dava da henüz sürmektedir. CHP İzmir bu konuda en suçsuz, en düzgün kurumdur. Hiçbir ilişkisi olamaz. Bu olayların tek sorumlusu 14 yıllık AKP iktidarıdır” dedi.
“KILIÇDAROĞLU’NA HAKARET İÇEREN AFİŞLER ASILDI”
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik karikatürize edilmiş hakaret içeren afişlerin dün metropol ilçelere asıldığını, gece boyunca afişleri topladıklarını söyleyen Yüksel, “Bu hakaret içeren afişleri akşam saatlerinden itibaren metropol ilçelerine asmaya çalıştılar. Sayın vali ile görüşüldü. Sayın vali, genel sekreterimize ‘Olur mu öyle şey, bunlar açıklanabilir mi? Emniyet müdürümüzü arıyorum’ dedi ama erken saatlerde yapılan konuşmaya rağmen gece hiçbir emniyet mensubunun buna müdahale etmediğini gördük. Partili arkadaşlarımızla bu izinsiz, imzasız, yasak afişleri bizzat topladık. Emniyet, ortalıkta dolaşan, plakasının bizde olduğu araçların hiçbirine ulaşamadıkları yönünde cevap verdi. İpe un seren açıklama yaptılar. Topladığımız afişleri teslim ettik, sikayetçi olduk” diye konuştu.
Kaynak: İHA
E-seçmen uygulamasında sadece kimlik numaraları ile baba adının ve hangi sandıkta oy kullanıldığının görüldüğünü hatırlatan Yüksel, kendilerine iftira atıldığını ve gerekirse Başbakan Davutoğlu’na karşı dava açacaklarını dile getirdi.
“ÜZERİMDEN NASIL ATARIMIN ÇABASI İÇİNE GİRMİŞTİR”
Türkiye’nin büyük bir manipülasyona uyandığını, İzmir’in Türkiye’de yürütülen algı operasyonunun merkezi yapılmaya çalışıldığını kaydeden Yüksel, sözlerine şöyle devam etti: “Geçen hafta bir skandal olarak ortaya saçılan 50 milyon yurttaşımızın kimlik bilgilerinin yurt dışında elden ele dolaştırıldığı yönündeki haber üzerine bu skandalın bir numaralı sorumlusu olan hükumet, ‘üzerimden nasıl atarımın çabası içine girmiştir. Her sıkıştığı noktada Hükümet, Başbakan, bu sıkışmışlıktan kurtulmak için kendi işlediği suçu CHP işlemiş gibi göstermeye çalışmaktadır.”
CHP olarak büyük bir manipülasyon ve algı operasyonuyla karşı karşıya olduklarını belirten Yüksel, şöyle konuştu: “Bu geçen hafta içinde benim Sayın AKP İl Başkanı Delican’ın İzmir’le ilgili tutarsız, karıştırıcı açıklamalarına yanıt verirken ‘konuşulması gereken asıl meselenin 50 milyon yurttaşın kimlik bilgilerinin nasıl yurt dışına sızdırıldığıdır’ diye açıklamam vardı. Bunun tek sorumlusu bu ülkeyi yöneten hükümettir."
“HİÇBİR BİLGİ ÖRGÜTLERLE TAM OLARAK PAYLAŞILMADI”
Hükümetin “Bundan nasıl kurtuluruz?” diye bir çaba içine girdiğini ifade eden Yüksel, YSK tarafından 30 partiye verilen bilgilerle ilgili şunları söyledi: “Başbakan bu bilgilerin YSK tarafından partilere verdiğini, parti genel merkezlerinin de teşkilatlara verdiği, bu sırada İzmir il örgütünün bu bilgileri sızdırdığı yönünde açıklama yaptı. Şuan CHP’de olmayan eski bir milletvekilinin de yargıda olduğunu söyledi.
E-seçmen uygulamamız 2011 seçimlerinde başladı, daha çok 2014’te kullanıldı. Başbakanın sözünü ettiği tarihlerde böyle bir şey ortada yoktu. Bu bilgiler ortalıkta başı boş dolaşıyor. GSM şirketleri, özel şirketler tarafından satılıyordu. 2011’e geldiğimizde YSK’nın 30 partinin genel merkeze verdiği bilgiler vardır ama bu bilgi sınırlıdır. Hiçbir partinin genel merkezi de örgütleriyle bu bilgileri tam olarak paylaşmadı. İlk defa CHP, şeffaf seçim yapılabilmesi için dedikoduların ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla güzel bir çalışma yaptı. Bu e-seçmen uygulamasıdır. Bu bilgi sadece kimlik numarası üzerinden sandığı bulması yönünde çok sınırlı bir iki şeyi içeren bilgidir. CHP, YSK’nın genel merkezlere verdiği bilgiyi tam olarak hiçbir örgütle paylaşmamıştır. Sadece seçimlerde kimlik numarası ile girdik, baba adı, hangi sandıkta oy kullanabileceğimizi görüyorduk, bizim adresimizde sahte seçmen var mı onu görebiliyorduk.”
“SEÇİMLERDE ŞEFFAFLIĞI KALDIRMAYA VE HİLE YAPMAYA YÖNELİK”
Yapılan açıklamaların iki nedenle yapıldığını dile getiren Yüksel, şunları söyledi: “Önümüzdeki dönemlerde, eski gizlilik dönemlerine dönmeye çalışıyor. Seçimlerde bu bilgileri YSK partilerle paylaşamayacak ve seçimler de hileye açık bir hale gelecek. O dedikodular üretilmeye başlayacak. İktidarda bu bilgiler olduğu için istediği gibi kullanabilecek. Bu, seçimlerde şeffaflığı kaldırmaya yönelik algı operasyonudur. Seçimlerde hile yapmaya yöneliktir. Seçim güvenliği ile ilgili akıllarının arkasında bir takım çalışmaların olduğudur. İzmir milletvekili olan Bakan Binali Yıldırım’ın da ‘demek ki bir takım önlemler almak gerekiyor’ gibi açıklamaları vardı. Seçimdeki şeffaflığı kaldırmaya yönelik. Çok büyük, ciddi bir algı operasyonu ve saldırı altındayız.”
“ESKİ MİLLETVEKİLİNİ AÇIKLAMALI”
Başbakan Davutoğlu’nun, eski bir CHP’li milletvekilinin yargıda olduğuna ilişkin sözleri üzerine de konuşan Yüksel, “Eğer böyle bir şey varsa bellidir. Ip numarası var. Bunun olup olmadığını açıklamak zorundadır. Böyle bir suçlama bize yapamaz. Gerekirse Başbakana karşı dava açarız. Bunun üzerine çalışacağız. Bu bize Başbakan tarafından atılı bir iftiradır. Hukuk çerçevesinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Eski milletvekili açıklaması da muğlaktır. Bütün eski milletvekillerimizi zan altında bırakmaktadır. Kimse bu eski milletvekili açıklamalıdır” ifadelerini kullandı.
Yüksel, Başbakan Davutoğlu’nun bahsettiği eski milletvekili tanımının Emrehan Halıcı’ya uyduğunu, kendisinin o dönemde çok değerli çalışmalar yaptığını, e-seçmen sistemini getirdiğini ve bu sayede iktidarın daha dikkatli olmasının sağlandığını kaydetti.
“EN SUÇSUZ KURUM CHP İZMİR’DİR”
E-seçmen uygulaması sırasında uygulamanın bir AK Partili tarafından uygulamanın şikayet edildiğini de anlatan Yüksel, “O sırada bir AKP’li tarafından “ben buraya girdiğimde baba adımı, kendi adımı görmek istemiyorum’ diye şikayette bulundu, partimiz de bunu kaldırdı. Bununla ilgili AKP’li bu kişi dava açmıştır, o dava da henüz sürmektedir. CHP İzmir bu konuda en suçsuz, en düzgün kurumdur. Hiçbir ilişkisi olamaz. Bu olayların tek sorumlusu 14 yıllık AKP iktidarıdır” dedi.
“KILIÇDAROĞLU’NA HAKARET İÇEREN AFİŞLER ASILDI”
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik karikatürize edilmiş hakaret içeren afişlerin dün metropol ilçelere asıldığını, gece boyunca afişleri topladıklarını söyleyen Yüksel, “Bu hakaret içeren afişleri akşam saatlerinden itibaren metropol ilçelerine asmaya çalıştılar. Sayın vali ile görüşüldü. Sayın vali, genel sekreterimize ‘Olur mu öyle şey, bunlar açıklanabilir mi? Emniyet müdürümüzü arıyorum’ dedi ama erken saatlerde yapılan konuşmaya rağmen gece hiçbir emniyet mensubunun buna müdahale etmediğini gördük. Partili arkadaşlarımızla bu izinsiz, imzasız, yasak afişleri bizzat topladık. Emniyet, ortalıkta dolaşan, plakasının bizde olduğu araçların hiçbirine ulaşamadıkları yönünde cevap verdi. İpe un seren açıklama yaptılar. Topladığımız afişleri teslim ettik, sikayetçi olduk” diye konuştu.