Asırlık Asansöre Müze Önerisi
İzmir'in Saat Kulesi'nden sonra en bilinen yapılarından olan ve halen kullanılan Tarihi Asansör'ün kentin çok kültürlü yapısına dikkat çeken bir müze olarak hizmet vermesi önerildi Tarihçi Dr. Siren Bora: 'Asansörün inşa edildiği dönemde Karataş'ta yaşayan Türkler, Yahudiler, Ermeniler ve Rumlar'a özgü objelerin bulunacağı bir müzeyle bölgede bir arada yaşayan farklı inanç ve kültürleri sergileyebiliriz'
BAĞDE EZBERCİ - İzmir'e gelen turistlerin Saat Kulesi’nden sonra en fazla ziyaret ettiği eser olan Tarihi Asansör, 109 yaşına bastı. Halen asansör ve eğlence merkezi olarak hizmet veren asansörün müze kimliğiyle ön plana çıkması gerektiği belirtildi.
İzmir'de uçurumla birbirinden ayrılan Mithatpaşa ve Halil Rıfat Paşa caddelerini birbirine bağlayan 55 metre uzunluğundaki Tarihi Asansör, kentin mimari zenginlikleri arasında gösteriliyor. Sultan Abdulaziz'in hibe ettiği arazi üzerinde Musevi işadamı Nesim Levi tarafından Marsilya'dan getirilen tuğlalarla yaptırılan asansör, su buharıyla çalışan iki kabiniyle hizmet vermeye başladı.
Bir asrı aşan tarihi içinde asansör işlevinin yanında üst ve alt bölümündeki salonlarıyla sinema, gazino, kumarhane hatta tütün deposu olarak kullanılan yapı, İzmir'in panoromik manzarasının en iyi izlenebileceği nokta olma işlevini sürdürüyor.
Tarihi Asansör'ün bulunduğu Karataş semtine yönelik tarihi incelemeleri ve yayınladığı kitaplarla tanınan Tarihçi Dr. Siren Bora, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nesim Levi'nin iki kabinden oluşan asansörün sahil kesiminde oturan yaşlı cemaat mensuplarının üst caddede bulunan sinagoga ulaşmakta zorluk çekmesi nedeniyle yaptırdığını savundu.
Asansörün yapım nedenine ilişkin çeşitli iddialar bulunduğunu, internet kaynaklarında özellikle 'Nesim Levi'nin bir komşusunun bacağının kırılması üzerine yaptırdığı' tezinin ise doğru olmadığını savunan Bora, sonraki yıllarda gördüğü restorasyonlarla elektrikli hale getirilen asansörün bölgede uzun merdivenlere alternatif olarak tüm kesimler tarafından kullanıldığını anlattı.
Asansörün 1926 yılından sonra sıklıkla el değiştirdiğini, bu süreçte alt ve üst bölümündeki yapıların farklı amaçlar için kullanıldığını dile getiren Bora, yapının değişik bölümlerinin sinema, tiyatro, fotoğrafhane, gazino ve kumarhane olarak kullanıldığını, Şerif Remzi Reyent'in 1942 yılında asansörü alması sonrası bu işlevlerinin iptal edildiğini dile getirdi.
Asansörün 1983 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesine devrine kadar aralıklı olarak kullanıldığını, 1985'de restorasyon sonrası ise sürekli kullanılmaya başlandığını dile getiren Bora, yapının 1992 yılında Dario Moreno Sokağı ile birlikte yeniden restore edilerek turizm alanı olarak hizmete açıldığını ifade etti.
Halen bölge sakinlerinin üst sokaklara ulaşımı için kullandığı Tarihi Asansör’ün İzmir'in mimari, kültürel ve turistik açıdan en önemli değerleri arasında yer aldığını aktaran Bora, asansörün üst bölümünün restoran, kafeterya ve eğlence yeri olarak hizmet verdiğine dikkat çekti.
Karataş Hastanesine ait 1925 tarihli bir belgede asansörden 'Dokuz Eylül Asansörü' olarak söz edilen Tarihi Asansör'ün, 1983 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesine devrine kadar aralıklı olarak kullanıldığını, 1985'deki restorasyon sonrası ise sürekli kullanılmaya başlandığını dile getiren Bora, yapının 1992 yılında Dario Moreno Sokağı ile birlikte yeniden restore edilerek turizm alanı olarak hizmete açıldığını ifade etti.
Halen bölge sakinlerinin üst sokaklara ulaşımı için kullandığı Tarihi Asansör’ün İzmir'in mimari, kültürel ve turistik açıdan en önemli değerleri arasında yer aldığını aktaran Bora, asansörün üst bölümünün restoran, kafeterya ve eğlence yeri olarak hizmet verdiğine dikkat çekti.
Yapının İzmir'in çok kültürlü yapısının bir sonucu olduğunu, kültürel olarak bunun vurgulanması gerektiğini kaydeden Bora, şöyle konuştu:
'Bu yapının bir bölümü müze, bir bölümü eğlence yeri olarak değerlendirilebilir. Böylece İzmir’e ait değerlerin kaybolması engellenir diye düşünüyorum. Bölgede yaşayan Yahudilere özgü objeleri bulmak ve müzede sergilemek mümkün. Asansörün inşa edildiği dönemde Karataş'ta yaşayan Türklere, Ermenilere ve Rumlara özgü objelerin bulunacağı bir müzeyle bölgede bir arada yaşayan çok sayıda inanç ve kültürü sergileyebiliriz. Ancak yapının bir bölümü eğlence yeri işlevini sürdürmeli. Çünkü müzelerin ziyaretçi sayıları belli.'
Kaynak: AA
İzmir'de uçurumla birbirinden ayrılan Mithatpaşa ve Halil Rıfat Paşa caddelerini birbirine bağlayan 55 metre uzunluğundaki Tarihi Asansör, kentin mimari zenginlikleri arasında gösteriliyor. Sultan Abdulaziz'in hibe ettiği arazi üzerinde Musevi işadamı Nesim Levi tarafından Marsilya'dan getirilen tuğlalarla yaptırılan asansör, su buharıyla çalışan iki kabiniyle hizmet vermeye başladı.
Bir asrı aşan tarihi içinde asansör işlevinin yanında üst ve alt bölümündeki salonlarıyla sinema, gazino, kumarhane hatta tütün deposu olarak kullanılan yapı, İzmir'in panoromik manzarasının en iyi izlenebileceği nokta olma işlevini sürdürüyor.
Tarihi Asansör'ün bulunduğu Karataş semtine yönelik tarihi incelemeleri ve yayınladığı kitaplarla tanınan Tarihçi Dr. Siren Bora, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nesim Levi'nin iki kabinden oluşan asansörün sahil kesiminde oturan yaşlı cemaat mensuplarının üst caddede bulunan sinagoga ulaşmakta zorluk çekmesi nedeniyle yaptırdığını savundu.
Asansörün yapım nedenine ilişkin çeşitli iddialar bulunduğunu, internet kaynaklarında özellikle 'Nesim Levi'nin bir komşusunun bacağının kırılması üzerine yaptırdığı' tezinin ise doğru olmadığını savunan Bora, sonraki yıllarda gördüğü restorasyonlarla elektrikli hale getirilen asansörün bölgede uzun merdivenlere alternatif olarak tüm kesimler tarafından kullanıldığını anlattı.
Asansörün 1926 yılından sonra sıklıkla el değiştirdiğini, bu süreçte alt ve üst bölümündeki yapıların farklı amaçlar için kullanıldığını dile getiren Bora, yapının değişik bölümlerinin sinema, tiyatro, fotoğrafhane, gazino ve kumarhane olarak kullanıldığını, Şerif Remzi Reyent'in 1942 yılında asansörü alması sonrası bu işlevlerinin iptal edildiğini dile getirdi.
Asansörün 1983 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesine devrine kadar aralıklı olarak kullanıldığını, 1985'de restorasyon sonrası ise sürekli kullanılmaya başlandığını dile getiren Bora, yapının 1992 yılında Dario Moreno Sokağı ile birlikte yeniden restore edilerek turizm alanı olarak hizmete açıldığını ifade etti.
Halen bölge sakinlerinin üst sokaklara ulaşımı için kullandığı Tarihi Asansör’ün İzmir'in mimari, kültürel ve turistik açıdan en önemli değerleri arasında yer aldığını aktaran Bora, asansörün üst bölümünün restoran, kafeterya ve eğlence yeri olarak hizmet verdiğine dikkat çekti.
Karataş Hastanesine ait 1925 tarihli bir belgede asansörden 'Dokuz Eylül Asansörü' olarak söz edilen Tarihi Asansör'ün, 1983 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesine devrine kadar aralıklı olarak kullanıldığını, 1985'deki restorasyon sonrası ise sürekli kullanılmaya başlandığını dile getiren Bora, yapının 1992 yılında Dario Moreno Sokağı ile birlikte yeniden restore edilerek turizm alanı olarak hizmete açıldığını ifade etti.
Halen bölge sakinlerinin üst sokaklara ulaşımı için kullandığı Tarihi Asansör’ün İzmir'in mimari, kültürel ve turistik açıdan en önemli değerleri arasında yer aldığını aktaran Bora, asansörün üst bölümünün restoran, kafeterya ve eğlence yeri olarak hizmet verdiğine dikkat çekti.
Yapının İzmir'in çok kültürlü yapısının bir sonucu olduğunu, kültürel olarak bunun vurgulanması gerektiğini kaydeden Bora, şöyle konuştu:
'Bu yapının bir bölümü müze, bir bölümü eğlence yeri olarak değerlendirilebilir. Böylece İzmir’e ait değerlerin kaybolması engellenir diye düşünüyorum. Bölgede yaşayan Yahudilere özgü objeleri bulmak ve müzede sergilemek mümkün. Asansörün inşa edildiği dönemde Karataş'ta yaşayan Türklere, Ermenilere ve Rumlara özgü objelerin bulunacağı bir müzeyle bölgede bir arada yaşayan çok sayıda inanç ve kültürü sergileyebiliriz. Ancak yapının bir bölümü eğlence yeri işlevini sürdürmeli. Çünkü müzelerin ziyaretçi sayıları belli.'