CHP TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan Kılıçdaroğlu (1) :'Brüksel'de patlayan bombalar, insanlığa karşı yapılmış bir suçtur''Terörü sonlandırmak isteyen güvenlik güçleri 292 kez yazı yazdı. Valilere, 'bunlara dokunmayın' diye talimat verildi. Teröre yardım ve yataklık yapmaktan fezleke düzenleyecek bir namuslu savcı arıyoruz. Bir yürekli savcı arıyoruz' 'Kendi vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlayamayan bir iktidarın kesinlikle gitmesi lazım'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terörün insanlık suçu olduğuna dikkati çekerek, 'Kim olursa olsun, herkesin ortak tavır takınması gereken bir olaydır. Brüksel'de patlayan bombalar, insanlığa karşı yapılmış bir suçtur.' dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada terörün; nereden ve kimden gelirse gelsin, nerede olursa olsun, amasız, fakatsız lakinsiz lanetleyecekleri bir olay olduğunu belirtti.

İnsanlık suçu olan terörün, herkesin ortak tavır takınması gereken bir olay olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, 'Brüksel'de patlayan bombalar, insanlığa karşı yapılmış bir suçtur. Bütün Belçika'ya, orada yaşayan bütün insanlara, bizim yurttaşlarımız dahil hepsine geçmiş olsun dileklerimizi, ölenler için başsağlığı dileklerimizi CHP Grubu'ndan gönderiyoruz.' ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, terör ve terörün önlenmesi konusunda en net tavrı, en ilkeli duruşu sergileyen tek partinin CHP olduğunu savundu.

Kısa bir terör tarihi sunacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, 7 Haziran'dan sonra, sosyal medyada 'Millet kaosu seçti' paylaşımları yapıldığını, hükümetin, '1 Kasım'da bizi tek başına iktidara getirin, şehit cenazeleri gelmeyecek', 'Tek başına iktidara getirin ekonomide istikrarı sağlayacağız' dediğini anımsattı.

-'Turist niye gelsin?'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Size söz verenler, verdikleri sözleri yerine getirmediler. Sizleri, tehdit ve şantajla kandırdılar. O nedenle bütün vatandaşlarımın bu konuda çok duyarlı olması lazım. Türkiye öyle konuma geldi ki bırakın terörü bitirmeyi, canlı bomba olmanın eğitim alanına dönüştü. 'Canlı bomba mı olmak istiyorsun, git Türkiye'ye eğitimini al.' Böyle bir yapı, anlayış olabilir mi? Sorumlusu kim? Bu soruyu sormazsan, yurttaş olarak görevini yapamazsın. Eğer 'sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir' diyorsan, o zaman bir daha düşüneceksin.

İstanbul'da bombalar patladı, Fenerbahçe-Galatasaray maçını iptal ettiler. Şimdi de vatandaşa, 'sokaklara çıkalım', 'turist niye gelmiyor, gelsin' diyorlar. Sen bir maçı bile yapmaktan, maça gidenlerin güvenliğini bile sağlamaktan acizsin, turist buraya niye gelsin? Üstelik seçilmiş bir yer, aranılarak girilen yer, sen oranın bile güvenliğini sağlayamıyorsun. Sen Türkiye'nin güvenliğini nasıl sağlayacaksın, bu millet sana nasıl güvenecek? Kendi vatandaşını korumaktan aciz olan bir hükümet, ülkenin sorunlarını çözemez. Can ve mal güvenliğini sağlayamayan bir hükümet, kendi ülkesinin sorunlarını çözemez.'

-'Gömleğin iliği daha en başta yanlış iliklendi'

Kılıçdaroğlu, son olaylarda, Türkiye'deki büyükelçiliklerin kendi vatandaşlarına yaptıkları uyarıların ne kadar doğru olduğunu öğrendiklerini dile getirdi.

Bunun, hükümetin işlevini bitirdiği, verilen bilgilerin doğru olmadığı, büyükelçiliklerin Türkiye'yi daha iyi tanıdığı, terörü daha iyi takip ettikleri anlamına geldiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bu gerekçelerle hükümetin ülkeyi yönetemediğini söylediklerini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, 'Sen kendi vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlayamıyorsun, böyle bir ortam hazırlamışsın, ülkeyi kaosun içine soktun.' dedi.

Türkiye'nin neden bu hale geldiğini soran Kılıçdaroğlu, birincisinin, Türkiye'nin 'terörle mücadele edeceğim' diye terör örgütleriyle masaya oturduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, en büyük hatanın, daha başlangıçta yapıldığını, gömleğin iliğinin daha en başta yanlış iliklendiğini iddia etti.

Kılıçdaroğlu, hukuk devleti olan, Anayasası, Bakanlar Kurulu, yargı, yürütme ve yasaması olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, bir terör örgütüyle aynı masada nasıl bir araya getirildiğini sorarak, vatandaşın bunun hesabını sorması gerektiğini belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu, 'Sadece bu mu? Hayır. Masaya oturdular ama terör örgütünün güçlenmesine ortam hazırladılar. Dönemin Başbakanı 'silahları bırakın' diye çağrı yaptı, bunlar bırakmayacaklarını söylediler. Masaya oturdular, terör örgütünün elinde silah var bizimkilerin yok, eşit koşullarda değiller. Güvenlik birimlerine 'bunlara karşı silah kullanmayacaksınız' dediler, valilere talimat verdiler. Neden 'AKP'nin yöneticileri, hükümet terör örgütlerine yardım, yataklık yapıyor' diyoruz, bunun için.' diye konuştu.

-'Dut yemiş bülbül...'

İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın, 'AK Parti ile PKK görüşüyor' şeklinde açıklama yaptığını anlatan Kılıçdaroğlu, şu görüşlere yer verdi:

'Sosyal medyada bizim milletvekillerimize linç kampanyası başlatan o trollere sesleniyorum, sizde ahlak, vicdan varsa, siz Ala'nın bu açıklamasını bütün kitlelere, dünyaya, Türkiye'ye yaymıyor sunuz? Hangi ahlaktan söz ediyor sunuz? Kazara bizden milletvekilimiz, herhangi bir ilçe başkanımız, 'biz ilçe olarak PKK ile görüşüyoruz' dese emin olun kıyamet kopardı. Bakan gayet açık, net, küstahça söylüyor. Ses veren, eleştiren var mı? Davutoğlu ne diyor? Dut yemiş bülbül gibi mübarek. Bizi eleştireceğine, bakanı çağırsana. Senin gücünün yetmediğini biliyorum, ona kızamazsın zaten, birşey de diyemezsin. Çünkü abin buna izin vermez. O nedenle sen vesayet altındasın.'

Kılıçdaroğlu, Kandil'den 5-6'şar kişilik gruplar geldiğini, 'teslim oluyoruz' dediklerini, teslim olup, serbest bırakıldıklarını ifade ederek, şehirleri silah deposuna döndürenlerin bunlar olduğunu bildirdi. Hükümetin bunun farkına vardığını belirten Kılıçdaroğlu, vatandaşın neden önlem almadığını sorduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, 'Kendi vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlayamayan bir iktidarın kesinlikle gitmesi lazım. Ahlaki olan budur.' görüşünü savundu.

-'Yürekli savcı arıyoruz'

Kılıçdaroğlu, hükümetin gözleri önünde ve bilgisi dahilinde mahkemeler, vergi daireleri, askere alma daireleri kurulduğunu, şehirlerde, şehirlerarası yollarda kimlik kontrolü yapıldığını ancak ses çıkaranın olmadığını söyledi.

Terörü sonlandırmak isteyen güvenlik güçlerinin, 'Şurada terör örgütü var ve müdahale etmemiz lazım. Ellerinde silah, bombalar var' diyerek, 292 kez yazı yazdığını anlatan Kılıçdaroğlu, valilere, 'bunlara dokunmayın' talimatı verildiğini öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:

'Bunları yapanlar, teröre yardım ve yataklık yapanlar değil mi? Bundan daha açık delil var mı? Bu kadar söylüyorum, AKP, 'Ben seni mahkemeye veririm' demiyor. Şimdi mahkemeye vermeye cesaretleri yok. Neden? Çünkü o belgelerin tamamı mahkemeye gelecek, getireceğiz. İl başkanlarımız suç duyurusunda bulunuyor. Şimdi yürekli, namuslu, ülkesini seven, unvanında cumhuriyet olan ve cumhuriyetin hakkını veren savcı arıyoruz. Teröre yardım ve yataklık yapmaktan fezleke düzenleyecek bir namuslu savcı arıyoruz. Bir yürekli savcı arıyoruz. Çocuklarına ve Türkiye'ye, gençlerimize iyi miras bırakacak bir savcı arıyoruz.

Faturayı kim ödüyor? Ankara'daki beyler, onların çocukları mı ödüyor? Hayır. Bu ülkenin gariban aileleri ödüyor, yoksul anneler ağlıyor. Onların çocukları faturayı ödüyor, onlar şehit olarak geliyor, Ankara'daki beyler de üst perdeden konuşuyorlar o kadar. Yaptıkları hiçbir iş yok. Türkiye'yi kan gölüne çevirdiler. PKK belası vardı bir de IŞİD belası getirdiler. Ortadoğu'nun bütün dengelerini alt üst ettiler. Türkiye kan gölüne döndü. Bütün bu terör olaylarının tek sorumlusu vardır, AKP hükümetidir. Türkiye'de 70 ilden IŞİD'e katılım oldu, bunlar seyrettiler. IŞİD militanları gazete çıkardılar, toplandılar, internet siteleri açtılar, seyrettiler. Yaralılar Türkiye'de tedavi edildi, eline silah verilerek tekrar gönderildi, bunlar seyrettiler. Londra merkezli araştırma kuruluşunun çatışma ve silahlanmayı araştırma birimi, 20 ay boyunca Suriye ve Irak'ta araştırma yapıyor, araştırmayı AB fonluyor. Araştırmaya göre, Türkiye IŞİD'in bomba malzemeleri için bir transfer istasyonu haline geldi. Bunu biz değil, orada 20 ay boyunca araştırma yapan kuruluş söylüyor. IŞİD terör örgütü mü, değil mi uzun süre hükümet tereddüt etti. Artık IŞİD'in en büyük destekçilerinin Türkiye'de olduğu anlaşılıyor. Sadece Türkiye'nin değil dünyanın da başına dert oldu.'

-'Kaç milletvekilin taziyeye gitti?'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin izlediği dış politikanın tamamen iflas ettiğini ileri sürdü.

2 milyon 700 bin mülteci ile baş başa kalındığını dile getiren Kılıçdaroğlu, bu vebalin kime ait olduğunu sordu.

Kılıçdaroğlu, CHP milletvekillerine saldırıldığını, sosyal medyadan linç edilmeye kalkıldığını öne sürerek, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na, 'Senin kaç milletvekilin terör örgütünün ailelerine taziyeye gitti? Senin hangi belediye başkanın taziye çadırı açtı?' diye sordu.

'Hodri meydansa hodri meydan. Terör örgütünü besleyenler, eline silah verenler, masaya oturanlar bunlar. Sözde kahraman olanlar da bunlar. Gelen her şehidin sorumlusu bunlardır' diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

'Hükümet ne yapıyor terörle mücadelede? Gücü kime yeterse onu tutup hapse atıyor. Gücü akademisyenlere yetiyor. Bildiri yayınlıyorlar, tutup bir bildiri imzaladı diye adam hapse mi atılır? Hangi çağda yaşıyoruz? Bütün dünyaya bizi rezil ettiler. Hangi gerekçeyle bunları tutukluyorsunuz? Eğer siyasi iktidarın sopası haline gelmiş bir yargı varsa, bu yargı bir yerden talimat alıp gereğini yapıyorsa o ülkede demokrasiden söz edemezsiniz.'

(Sürecek)
Kaynak: AA