28 Şubat Mağduru Öğretmenler Yaşadıklarını Unutamıyor

28 Şubat sürecinde başörtüsü nedeniyle ihraç edildikleri mesleklerine 12 yıl sonra dönebilen iki öğretmen, o dönemin hüznünü hala yaşıyor Mancar: 'Her gün askerler ve subaylar, tadilat yapma bahanesiyle okula geliyorlardı. Müdürümüz, öğretmen eşlerimizi herhangi bir subay veya asker geldiğinde yerimize derse sokuyordu. Biz de kendimizi tuvalete kilitliyorduk' Yılmaz: 'Okuluma gelen müfettiş, kılık kıyafetimle etek boyumla dalga geçiyordu. Beni tanımasına rağmen okula geldiğinde, 'Siz hizmetli misiniz, öğretmeniniz nerede?' diye sorarak beni aşağılıyordu'

FERDİ AKILLI/GÖKHAN YILMAZ - 28 Şubat sürecinde başörtüsü nedeniyle ihraç edildikleri mesleklerine 12 yıl sonra dönebilen iki öğretmen, yaşadıkları zor günleri unutamıyor.

28 Şubat sürecinde Ağrı'nın Patnos ilçesinde görev yapan tarih öğretmeni Hülya Mancar (46) ile yine o dönemde Esenköy İlkokulunda görevli olan ilkokul öğretmeni Gültaze Yılmaz (47), başörtüleri nedeniyle çeşitli bahanelerle açılan soruşturmalar sonucu mesleklerinden uzaklaştırılmalarının hüznünü geçen yıllara rağmen hala yaşıyor.

Çok sevdikleri öğrencilerine 12 yıl sonra kavuşabilen iki öğretmen, o zorlu dönemin yaralarını sarmaya çalışıyor.

Öğretmen Mancar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başörtüsü yasağıyla 28 Şubat döneminde görev yaptığı Patnos'ta tanıştığını söyledi.

Okulda 3 öğretmen arkadaşıyla başörtülü görev yaptığını anlatan Mancar, 'İlk soruşturmalarla orada karşılaştım. O dönemle ilgili olarak ilk aklıma gelen, okul müdürümüzün bizden yana olan tavrıydı. Onun hiç unutamam. Emekliliği gelmiş bir öğretmenimizdi. Bize gereken desteği sağlıyordu. Baskılara dayanamayınca 'Ben, emekli olacağım. Hiçbirinize 'Başınızı açıp da çalışın' diyemem ve bu saatten sonra günaha giremem' demişti. Onun o tavrını hiç unutamıyorum' diye konuştu.

- 'Kendimizi tuvalete kilitliyorduk'

Mancar, 28 Şubat sürecinde Patnos'taki tugay komutanlığının okullarını kardeş okul ilan ettiğini belirterek şöyle devam etti:

'Altında yatan neden ise bizi gözlemekti. Her gün askerler ve subaylar, tadilat yapma bahanesiyle okula geliyorlardı. Müdürümüz, öğretmen eşlerimizi herhangi bir subay veya asker geldiğinde yerimize derse sokuyordu. Biz de kendimizi tuvalete kilitliyorduk. Müdürümüz emekli olduktan sonra okulumuza stajyer bayan bir öğretmeni müdür atadılar. Onunla da mücadele ettik. Hakkımızda soruşturmalar başlamıştı. Daha sonra Zonguldak'ın Ereğli ilçesine tayin oldum. O dönemde insanlar, bizim üzerimizden prim yapmaya çalışıyorlardı. Belediye Başkanı tarafından bile şikayet edildim. Başörtülü olarak derslere giriyorum diye şikayet ediliyordum. Müfettişlerin gelmesiyle açığa alındım. Yaklaşık 8 ay boyunca böyle devam etti. Beni başörtümden dolayı siyasi faaliyette bulunduğum iddiasıyla 2000'de mesleğimden ihraç ettiler. Ben atıldıktan sonra öğretmen eşim de sıkıntılar yaşamaya devam etti. En son dördüncü soruşturması devam ederken 2002'de AK Parti'nin iktidara gelmesiyle dosyası rafa kaldırıldı.'

- 'Psikolojim bozuldu'

Meslekten atıldıktan sonra psikolojisinin bozulduğunu ifade eden Mancar, şunları söyledi:

'Yaşadıklarımı düşününce evde gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Sıkıntılı dönemler geçirdim. 2006'da disiplin affı gerçekleşince yeniden öğretmenliğe başvuru hakkımız doğdu. Hakkımızı değerlendirerek yeniden başvurduk. Sağlık raporu almaya hastaneye gittiğimizde bize, başörtülü olarak raporu alamayacağımız söylendi. Bu şekilde rapor alamadığımız için atamalarımız yapıldığı halde göreve başlayamayınca istifa etmiş gibi gösterildik.'

Mancar, 2012'de devlet memurlarının kılık kıyafet yönetmeliğinde değişiklik yapılınca yeniden öğretmen olarak atandığını ve aradan 12 yıl geçtikten sonra öğrencileriyle buluştuğunda büyük bir heyecan yaşadığını vurguladı.

- 'Müfettiş, etek boyumla dalga geçiyordu'

Esenköy İlkokulunda öğretmenlik yaptığı sırada meslekten ihraç edilen ve şu anda Zonguldak'ın Kozlu ilçesinde görev yapan ilkokul öğretmeni Gültaze Yılmaz da 28 Şubat ve sonrasında yaşadıklarını asla unutamadığını dile getirdi.

O dönem okullarına sürekli müfettiş geldiğine işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:

'Okuluma gelen bir müfettiş, kılık kıyafetimle etek boyumla dalga geçiyordu. Beni tanımasına rağmen okula geldiğinde, 'Siz, hizmetli misiniz, öğretmeniniz nerede?' diye sorarak beni aşağılıyordu. O sıralarda kulak ameliyatı olmuştum ve bana inanmadılar. Hastane sevklerimi bile kontrol ettiler. Milli Eğitim Müdürlüğünün binasına asla giremiyorduk. Doğum yapacağım zaman bile sevk konusunda bize sıkıntı yaşattılar' diye konuştu.

- 'Rüyalarım gerçek oldu'

Yılmaz, geçirdiği soruşturma sırasında öğrencilerinin bile tek tek ifadesinin alındığına dikkati çekerek şunları kaydetti:

'İhraç edildiğimde eşim okula beni almaya geldiğinde çok üzüldüm. Evde durduğum zaman kızım bile okula gitmediğimi fark ediyordu. Çocuğum televizyonda o dönemin Başbakanını görünce, 'Seni görevden attıran bu değil mi?' diye soruyordu. Birkaç ay komşularımla ve yakınlarımla görüşmedim. Senden kaynaklanan bir şey değil ama yine de bir eziklik hissediyorsun. Bu süreci aştık. Şu anda görevdeyim. İnşallah, böyle bir şeyler yaşanmaz. Aradan 12 yıl geçtikten sonra öğretmen olduğumla ilgili tebliği elime alınca çok sevindim. Hep inanıyordum göreve döneceğime. Arkadaşlarım ve akrabalarım, benimle dalga geçiyorlardı, 'Sen başörtülü olarak göreve başlayamazsın' diye. Hep rüyalarımda kendimi sınıfta görüyordum. Rüyalarım gerçek oldu.'

Kaynak: AA