Bakan Soylu Açıklaması 'İnsanı Performans Kriterine Sıkıştırmak İnsana Yapılacak Bir Yanlıştır'
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, insanı performans kriterine sıkıştırmanın insana yapılacak en büyük yanlış olduğunu söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Erdoğan Özen Konferans Salonu’nda “Çalışma Hayatı Konferansları” kapsamında gerçekleştirilen “Çalışma Hayatında Güvenceli Esneklik” konulu konferansa katıldı.
Bakan Soylu, geçici işçiliği kiralık işçi olarak nitelendirmenin insan onuruna yapılan bir saldırı olduğunu belirterek, “Bunun insan adına bir insan ruhunun, insan bedeninin bir mal gibi kiralanma tanımını yapmak bizim anlayışımıza uymamaktadır” şeklinde konuştu.
Bakan Soylu, tarım işçileri ile ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Soylu, “Bugün tarım işçileri 50 kişilik, 100 kişilik kasaların üzerinde bir taraftan bir tarafa nakledilmekte. Tamamen sağlıktan uzak bir şekilde, güvenlikten uzak bir şekilde, hiçbir çocuğunun hastalandığında hastaneye gidememesiyle karşı karşıya kalacak bir durumda ortaya çıkan sonuçtan memnun muyuz? Akşam haberde dinlediğimiz kazalarla karşı karşıya kalındığında eyvah diye hepimizin içi cız etmiyor mu?” ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, kıdem tazminatı hakkında da, “Çalışacak, emeği olacak 20 yıl, 25 yıl, büyük gayret gösterecek, sektörel koşullar sebebiyle veya kişisel bir takım eksiklikler sebebiyle iş yerinde çalışması karşılığındaki kıdemini alamayacak. Veya ekonomi dağılacak, ekonomi dağıldığı zaman acaba nasıl ben bunun içerisinden çıkarım diye düşünen iş yerleri orada çalışanlarla beraber o iş yerinin maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı orayı kapatmak durumunda kalacak. Rakamlar hiç iç açıcı değil. 18 milyon işten çıkış bildirgesi var 2015 yılında. Demek ki burada güvence sadece kıdemden kaynaklanan bir güvence değil. Diyelim ki bir iş yerinde aynı zamanda işe başlamış 10, 15 kişi, 20 kişi aynı zamanda emekli olmayı düşünürse o iş adamının vay haline, o işçinin de vay haline. İş hayatını bu tehditleşmeden kurtarmalıyız” dedi.
“DÜNYA MOBINGİ PSİKOLOJİK YILDIRMA OLARAK NİTELENDİRİYOR”
Kamu personeli sisteminden herkesin şikayetçi olduğunu vurgulayan Soylu, “Ama bir hakkı yerine getirmek durumundayız. Biz arkadaşlarımızla çalışıyoruz gece saat üçlere kadar, dörtlere kadar. Bunlarda 657’li, bunlar da devlet memuru. Ama dışarı çıktığımızda öyle bir imaj, öyle bir algı var ki hepsi bir sepetin içerisinde. Demek ki burada bir revizyona gitmek esastır. Çünkü kimsenin etkinlikle ilgili bir problemi yok ama kamu personeli sistemi ve reformunu tartışırken de ne olursunuz materyal ve maddeci bakıştan ve yaklaşımdan uzaklaşmalıyız” diye konuştu.
İnsanı performans kriterine sıkıştırmanın insana yapılacak en büyük yanlış olduğunun altını çizen Soylu, “Nasıl kiralık işçiyle ilgili değerlendirmemde içim acıyorsa, insan ve performans ilişkisinde de içimin acıdığını söylemem gerekiyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Çalışma hayatındaki mobing kavramının tanımında olduğu gibi. Bu kavramın tanımının da değiştirilmesinin lazım geldiğini düşünenlerdenim. Bunun adı psikolojik taciz. Dünya bunu iş yerinde psikolojik yıldırma olarak nitelendiriyor” dedi.
Kaynak: İHA
Bakan Soylu, geçici işçiliği kiralık işçi olarak nitelendirmenin insan onuruna yapılan bir saldırı olduğunu belirterek, “Bunun insan adına bir insan ruhunun, insan bedeninin bir mal gibi kiralanma tanımını yapmak bizim anlayışımıza uymamaktadır” şeklinde konuştu.
Bakan Soylu, tarım işçileri ile ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Soylu, “Bugün tarım işçileri 50 kişilik, 100 kişilik kasaların üzerinde bir taraftan bir tarafa nakledilmekte. Tamamen sağlıktan uzak bir şekilde, güvenlikten uzak bir şekilde, hiçbir çocuğunun hastalandığında hastaneye gidememesiyle karşı karşıya kalacak bir durumda ortaya çıkan sonuçtan memnun muyuz? Akşam haberde dinlediğimiz kazalarla karşı karşıya kalındığında eyvah diye hepimizin içi cız etmiyor mu?” ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, kıdem tazminatı hakkında da, “Çalışacak, emeği olacak 20 yıl, 25 yıl, büyük gayret gösterecek, sektörel koşullar sebebiyle veya kişisel bir takım eksiklikler sebebiyle iş yerinde çalışması karşılığındaki kıdemini alamayacak. Veya ekonomi dağılacak, ekonomi dağıldığı zaman acaba nasıl ben bunun içerisinden çıkarım diye düşünen iş yerleri orada çalışanlarla beraber o iş yerinin maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı orayı kapatmak durumunda kalacak. Rakamlar hiç iç açıcı değil. 18 milyon işten çıkış bildirgesi var 2015 yılında. Demek ki burada güvence sadece kıdemden kaynaklanan bir güvence değil. Diyelim ki bir iş yerinde aynı zamanda işe başlamış 10, 15 kişi, 20 kişi aynı zamanda emekli olmayı düşünürse o iş adamının vay haline, o işçinin de vay haline. İş hayatını bu tehditleşmeden kurtarmalıyız” dedi.
“DÜNYA MOBINGİ PSİKOLOJİK YILDIRMA OLARAK NİTELENDİRİYOR”
Kamu personeli sisteminden herkesin şikayetçi olduğunu vurgulayan Soylu, “Ama bir hakkı yerine getirmek durumundayız. Biz arkadaşlarımızla çalışıyoruz gece saat üçlere kadar, dörtlere kadar. Bunlarda 657’li, bunlar da devlet memuru. Ama dışarı çıktığımızda öyle bir imaj, öyle bir algı var ki hepsi bir sepetin içerisinde. Demek ki burada bir revizyona gitmek esastır. Çünkü kimsenin etkinlikle ilgili bir problemi yok ama kamu personeli sistemi ve reformunu tartışırken de ne olursunuz materyal ve maddeci bakıştan ve yaklaşımdan uzaklaşmalıyız” diye konuştu.
İnsanı performans kriterine sıkıştırmanın insana yapılacak en büyük yanlış olduğunun altını çizen Soylu, “Nasıl kiralık işçiyle ilgili değerlendirmemde içim acıyorsa, insan ve performans ilişkisinde de içimin acıdığını söylemem gerekiyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Çalışma hayatındaki mobing kavramının tanımında olduğu gibi. Bu kavramın tanımının da değiştirilmesinin lazım geldiğini düşünenlerdenim. Bunun adı psikolojik taciz. Dünya bunu iş yerinde psikolojik yıldırma olarak nitelendiriyor” dedi.