'Türkiye'de Din Ve Dini Yapılar' Konferansı
Başbakanlık Başdanışmanı Subaşı: 'Din, hepimizin sorumluluğunda olan bir konu. Bu konuda kenarda durmak, dini ihmal etmek ve din konusunda aymazlıkta bulunmak kabul edilebilir bir şey değil. Aslında böyle bir aymazlığın da önümüze 15 Temmuz olayı getirdiğini düşünmek lazım. Bu konularda hepimizin sorumlu olduğunu ifade etmekte yarar var'
Başbakanlık Başdanışmanı Necdet Subaşı, 'Din, hepimizin sorumluluğunda olan bir konu. Bu konuda kenarda durmak, dini ihmal etmek ve din konusunda aymazlıkta bulunmak kabul edilebilir bir şey değil. Aslında böyle bir aymazlığın da önümüze 15 Temmuz olayı getirdiğini düşünmek lazım. Bu konularda hepimizin sorumlu olduğunu ifade etmekte yarar var.' dedi.
Subaşı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Merkezinin davetlisi olarak geldiği Trabzon'da, Osman Turan Kongre Merkezi'nde öğrencilere 'Türkiye'de Din ve Dini Yapılar' konulu konferans verdi.
Dinin, her zaman ve her durumda, nereden bakılırsa bakılsın aynı anlama gelmediğini belirten Subaşı, şöyle konuştu:
'Bazıları için maalesef korku, bazıları için de umut vesilesi. Pek çok insan belki de dindarların ortaya koyduğu resimden kaynaklanan bir ürküntü ve korku nedeniyle dine karşı mesafeli davranıyor. Pek çok insan da o kadar çabalamaya, emeğe ve çok güzel ortaya koymaya rağmen 'Neden din yeryüzü ölçeğinde terörle ya da sulandırılarak takdim ediliyor' diye hayıflanıyor. Din böyle garip bir şekilde ortada, onu istismar edenler ile onun altında kalanlar arasında dönüp dolaşan bir konuya dönüşüyor.'
Subaşı, dinin, herkesin sorumluluğunda bulunan bir konu olduğunu dile getirerek, 'Bu konuda kenarda durmak, dini ihmal etmek ve din konusunda aymazlıkta bulunmak kabul edilebilir bir şey değil. Aslında böyle bir aymazlığın da önümüze 15 Temmuz olayı getirdiğini düşünmek lazım. Bu konularda hepimizin sorumlu olduğunu ifade etmekte yarar var.' dedi.
Dinin konuşulması, üzerinde durulması gerektiğine işaret eden Subaşı, 'Din konusunda, gündelik yaşam içinde istismar eden, onu kullanan ve kendi amaçlarına seferber eden yapılara karşı da bir mesafe bilinciyle olaya yaklaşmamız gerekiyor. Çok iyimser olduğumuz konular var ama kötümser olduğumuz noktalar da var. Çünkü iyi olan saygı, istismarla aynı oranda ilerliyor.' ifadelerini kullandı.
Pek çok insanın gündelik hayatta, kişiliğini ve yaşam biçimini tercihlerine göre oluşturduğunu anlatan Subaşı, şunları kaydetti:
'Örneğin bir Müslüman, Kur'an'ın ve sünnetin gösterdiği yolu takip ederek iyi bir insan olmanın formüllerine ulaştığını düşünüyor. Bu anlamda değişiyor, dönüşüyor, karşılaştığı pek çok sorunla yüzleşirken kendini tatmin eden bilgilerle karşı karşıya geliyor. Bu bilgiler ekseninde tatmin olmuş bir nefis ve beden olarak, insanlara da huzur veriyor. Kişisel kanaatimi soracak olursanız, iyi bir Müslümana rastladığımız zaman mutlu oluyoruz. İyi bir Müslüman ile tanışmak ve muhabbetine ortak olmak bize iyi geliyor.'
Kaynak: AA
Subaşı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Merkezinin davetlisi olarak geldiği Trabzon'da, Osman Turan Kongre Merkezi'nde öğrencilere 'Türkiye'de Din ve Dini Yapılar' konulu konferans verdi.
Dinin, her zaman ve her durumda, nereden bakılırsa bakılsın aynı anlama gelmediğini belirten Subaşı, şöyle konuştu:
'Bazıları için maalesef korku, bazıları için de umut vesilesi. Pek çok insan belki de dindarların ortaya koyduğu resimden kaynaklanan bir ürküntü ve korku nedeniyle dine karşı mesafeli davranıyor. Pek çok insan da o kadar çabalamaya, emeğe ve çok güzel ortaya koymaya rağmen 'Neden din yeryüzü ölçeğinde terörle ya da sulandırılarak takdim ediliyor' diye hayıflanıyor. Din böyle garip bir şekilde ortada, onu istismar edenler ile onun altında kalanlar arasında dönüp dolaşan bir konuya dönüşüyor.'
Subaşı, dinin, herkesin sorumluluğunda bulunan bir konu olduğunu dile getirerek, 'Bu konuda kenarda durmak, dini ihmal etmek ve din konusunda aymazlıkta bulunmak kabul edilebilir bir şey değil. Aslında böyle bir aymazlığın da önümüze 15 Temmuz olayı getirdiğini düşünmek lazım. Bu konularda hepimizin sorumlu olduğunu ifade etmekte yarar var.' dedi.
Dinin konuşulması, üzerinde durulması gerektiğine işaret eden Subaşı, 'Din konusunda, gündelik yaşam içinde istismar eden, onu kullanan ve kendi amaçlarına seferber eden yapılara karşı da bir mesafe bilinciyle olaya yaklaşmamız gerekiyor. Çok iyimser olduğumuz konular var ama kötümser olduğumuz noktalar da var. Çünkü iyi olan saygı, istismarla aynı oranda ilerliyor.' ifadelerini kullandı.
Pek çok insanın gündelik hayatta, kişiliğini ve yaşam biçimini tercihlerine göre oluşturduğunu anlatan Subaşı, şunları kaydetti:
'Örneğin bir Müslüman, Kur'an'ın ve sünnetin gösterdiği yolu takip ederek iyi bir insan olmanın formüllerine ulaştığını düşünüyor. Bu anlamda değişiyor, dönüşüyor, karşılaştığı pek çok sorunla yüzleşirken kendini tatmin eden bilgilerle karşı karşıya geliyor. Bu bilgiler ekseninde tatmin olmuş bir nefis ve beden olarak, insanlara da huzur veriyor. Kişisel kanaatimi soracak olursanız, iyi bir Müslümana rastladığımız zaman mutlu oluyoruz. İyi bir Müslüman ile tanışmak ve muhabbetine ortak olmak bize iyi geliyor.'