Haliç Köprüsü Üzerine 2 Adet Askeri Tank Çıkaran Askerlere Yönelik İddianame Tamamlandı
Darbe girişimi gecesi İstanbul Valiliği’ni işgal eden askerlere yardıma gitmeye çalıştıkları iddia edilen 24 asker hakkında hazırlanan iddianamede, olay gecesi şüphelilerden Yusuf Yıldız’ın emrindeki erlerle birlikte 2 askeri tankı Haliç Köprüsü’ne çıkardığı, diğer şüpheli erlerin de aralarındaki tek rütbeli Yusuf Yıldız’ı engellemedikleri anlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 24 şüpheli hakkında hazırlanan 158 sayfalık iddianamede, 66.Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında astsubay çavuş şüpheli Yusuf Yıldız’ın 1.tabur komutanı Kadir Yıldız’ın taburunda görev yaptığı ve darbe girişiminden önce yapılan gizli toplantılarda alınan kararlar doğrultusunda hareket ettiği anlatıldı.
Bu kapsamda Yusuf Yıldız’ın, olay tarihinde diğer şüpheliler er ve erbaşları garajlar bölgesinde içtimada topladığı, bu er ve erbaşlara silah ve mühimmat dağıttığı belirtilen iddianamede, “Yıldız’ın hücum yeleği ve gerekli diğer teçhizatları da sağlayıp söz konusu koordinasyonu gerçekleştirdikten sonra İstanbul valiliğinde gerçekleşen darbe teşebbüsü eylemine açıkça destek vermek amacıyla ve orada bulunan 47. Motorlu Piyade Alayına ait darbeci askerlere destek amacıyla diğer şüpheliler ile birlikte ve onların komutasını yaparak yola çıktığı” anlatıldı.
Yıldız’ın yola çıktığında bu yasa dışı faaliyetlerden haberdar olduğu ve bu amaçla diğer şüphelileri koordine ettiğine değinilen iddianamede, “Bu kapsamda bir süre hareket ederek Haliç köprüsü civarında vatandaşlarca ve polislerce durdurulduğu, polislerin kendisine yapılan eylemin bir darbe teşebbüsü olduğu ve teslim olması yönündeki uyarısına rağmen içinde bulunduğu zırhlı aracı durdurmayarak eylemini devam ettirdiği ve bir süre sonra içinde bulunduğu araçta içinde bulunduğu askerlerle yakalandığı, dolayısıyla en başından beri yapılan eylemin bir darbe teşebbüsü olduğunu bilerek hareket ettiği” kaydedildi.
“Yusuf Yıldız’ın valilikte görevlendirildiği şemada kayıtlı”
Şüpheli Yusuf Yıldız’ın telefon görüşmeleri kayıtlarının incelemesine de yer verilen iddianamede, Yıldız’ın 15 Temmuz’da yarbay Kadir Yıldız ile 5 kez, 47. Motorlu Piyade Alay Komutanlığından darbeci askerleri gönderen 47. motorlu Piyade Alay Komutanı olan Sadık Cebeci ile de 22.53’de görüştüğü belirtildi. Soruşturma kapsamında tanık olarak dinlenen bir yüzbaşının Atış Alanı Polis Merkezi Amirliğine Kroki ve iki adet fotoğraf çıktısı sunduğu ifade edilen iddianamede, “Polis merkezindeki görevlilere teslim edilen bu fotoğraftaki krokiye göre astsubay Yusuf Yıldız‘ın valilikte görevlendirildiği şemada belirtilmektedir” denildi.
“Yusuf Yıldız en başından beri darbeden haberdar”
İddianamede, bu tespitler ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde şüpheli Yıldız’ın en başından beri bu darbe teşebbüsünden haberdar olduğu ve olay tarihinde de görev yaptığı kaydedilerek, “Yıldız’ın 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki diğer er ve 150 erbaş konumundaki şüpheliler ile birlikte hareket ettiği, onları emir komuta ettiği, sevk ve idare ettiği, dolayısıyla kendisinin FETÖ silahlı terör örgütü üyesi olduğu” ifade edildi.
“Erler tek rütbeli Yusuf Yıldız’ı engellemediler”
İddianamede, diğer şüpheli er ve erbaşların ise çıkış yaptıkları saat dikkate alındığında İstanbul genelinde bir darbe teşebbüsünün başladığını bildikleri, ancak emir ve komuta zinciri içerisinde hareket ettikleri anlaşılmasına rağmen, araçta tek olan ve rütbeli konumunda bulunan Yusuf Yıldız’ı engellemedikleri belirtildi. Dolayısıyla onların da eylemleri destekler mahiyette mevcut dosya durumuna göre hareket ettiklerinin anlaşıldığına vurgu yapılan iddianamede, “Ancak başlangıçta tutuklanmalarına rağmen bir süre sonra salı verildikleri ve halen tutuksuz yargılandıkları tüm dosya kapsamı uyarınca da isnat edilen suçları işledikleri anlaşılmaktadır” denildi.
“Askeri tankla Haliç Köprüsü üstüne kadar geldi”
İddianamede Yusuf Yıldız’ın İstanbul Valiliği’ni işgale giden askerlere destek olmak için askerlere talimat verdiği, bu talimat kapsamında saat 22.00 sıralarında şüphelilerin komutanlıktan iki adet askeri tank olan GZPT ile çıkış yaptıkları, bir süre yol aldıktan sonra Haliç civarında vatandaşlar ve polisler tarafından önlerinin kesildiği anlatıldı. Polislerin, askeri tank üzerinde bulunan Astsubay Yusuf Yıldız’a tankı derhal durdurmasını söylediği ancak buna rağmen Yıldız’ın uyarıyı dikkate almayarak tankı hareket ettirdiği ve polis aracına zarar verildiği belirtildi. İddianamede, tankın Haliç köprü üstüne kadar geldiği, sivil halkın ve araçları olan vatandaşların tankın önünü kesmesi ile etkisiz hale getirildiği, ardından polislerce spirial makinesi ile tankın üst kapağının kesilerek şüphelilerin teslim alındığı ifade edildi.
Yusuf Yıldız kendini nasıl savundu?
Şüpheli Yusuf Yıldız iddianamede yer alan ifadesinde olay tarihinde 66. Mekanize Piyade Tugayı 1. Tabur karargah bölüğünde astsubay olarak görev yaptığını belirtti.
Tabur komutanın Kadir Yıldız olduğunu, olay tarihinde saat 16.00 da kolordudan mesaj geldiğini, Sultangazi, Kartal, Pendik, Eminönü, Zeytinburnu,Taksim vb. yerlerde bombalı saldırı olacağı ikazının bildirildiğini anlattı. Saat 20:45’de 1. bölüğün kademesinin önünde toplandıklarını, burada tabur komutanı Kadir Yıldız’ın herkese emirler verdiğini belirten Yusuf Yıldız, Kadir Yıldız’ın kendisine de “sen valiliğe gidersin” diye emir verdiğini, yolda rastladığı tabur komutanının habercisi Yasin Talat Özen’in kendisine ‘Valilikte patlama olmuş birçok polis yaralanmış acele gitmemiz lazım’ dediğini anlattı.
Kaynak: İHA
Bu kapsamda Yusuf Yıldız’ın, olay tarihinde diğer şüpheliler er ve erbaşları garajlar bölgesinde içtimada topladığı, bu er ve erbaşlara silah ve mühimmat dağıttığı belirtilen iddianamede, “Yıldız’ın hücum yeleği ve gerekli diğer teçhizatları da sağlayıp söz konusu koordinasyonu gerçekleştirdikten sonra İstanbul valiliğinde gerçekleşen darbe teşebbüsü eylemine açıkça destek vermek amacıyla ve orada bulunan 47. Motorlu Piyade Alayına ait darbeci askerlere destek amacıyla diğer şüpheliler ile birlikte ve onların komutasını yaparak yola çıktığı” anlatıldı.
Yıldız’ın yola çıktığında bu yasa dışı faaliyetlerden haberdar olduğu ve bu amaçla diğer şüphelileri koordine ettiğine değinilen iddianamede, “Bu kapsamda bir süre hareket ederek Haliç köprüsü civarında vatandaşlarca ve polislerce durdurulduğu, polislerin kendisine yapılan eylemin bir darbe teşebbüsü olduğu ve teslim olması yönündeki uyarısına rağmen içinde bulunduğu zırhlı aracı durdurmayarak eylemini devam ettirdiği ve bir süre sonra içinde bulunduğu araçta içinde bulunduğu askerlerle yakalandığı, dolayısıyla en başından beri yapılan eylemin bir darbe teşebbüsü olduğunu bilerek hareket ettiği” kaydedildi.
“Yusuf Yıldız’ın valilikte görevlendirildiği şemada kayıtlı”
Şüpheli Yusuf Yıldız’ın telefon görüşmeleri kayıtlarının incelemesine de yer verilen iddianamede, Yıldız’ın 15 Temmuz’da yarbay Kadir Yıldız ile 5 kez, 47. Motorlu Piyade Alay Komutanlığından darbeci askerleri gönderen 47. motorlu Piyade Alay Komutanı olan Sadık Cebeci ile de 22.53’de görüştüğü belirtildi. Soruşturma kapsamında tanık olarak dinlenen bir yüzbaşının Atış Alanı Polis Merkezi Amirliğine Kroki ve iki adet fotoğraf çıktısı sunduğu ifade edilen iddianamede, “Polis merkezindeki görevlilere teslim edilen bu fotoğraftaki krokiye göre astsubay Yusuf Yıldız‘ın valilikte görevlendirildiği şemada belirtilmektedir” denildi.
“Yusuf Yıldız en başından beri darbeden haberdar”
İddianamede, bu tespitler ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde şüpheli Yıldız’ın en başından beri bu darbe teşebbüsünden haberdar olduğu ve olay tarihinde de görev yaptığı kaydedilerek, “Yıldız’ın 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki diğer er ve 150 erbaş konumundaki şüpheliler ile birlikte hareket ettiği, onları emir komuta ettiği, sevk ve idare ettiği, dolayısıyla kendisinin FETÖ silahlı terör örgütü üyesi olduğu” ifade edildi.
“Erler tek rütbeli Yusuf Yıldız’ı engellemediler”
İddianamede, diğer şüpheli er ve erbaşların ise çıkış yaptıkları saat dikkate alındığında İstanbul genelinde bir darbe teşebbüsünün başladığını bildikleri, ancak emir ve komuta zinciri içerisinde hareket ettikleri anlaşılmasına rağmen, araçta tek olan ve rütbeli konumunda bulunan Yusuf Yıldız’ı engellemedikleri belirtildi. Dolayısıyla onların da eylemleri destekler mahiyette mevcut dosya durumuna göre hareket ettiklerinin anlaşıldığına vurgu yapılan iddianamede, “Ancak başlangıçta tutuklanmalarına rağmen bir süre sonra salı verildikleri ve halen tutuksuz yargılandıkları tüm dosya kapsamı uyarınca da isnat edilen suçları işledikleri anlaşılmaktadır” denildi.
“Askeri tankla Haliç Köprüsü üstüne kadar geldi”
İddianamede Yusuf Yıldız’ın İstanbul Valiliği’ni işgale giden askerlere destek olmak için askerlere talimat verdiği, bu talimat kapsamında saat 22.00 sıralarında şüphelilerin komutanlıktan iki adet askeri tank olan GZPT ile çıkış yaptıkları, bir süre yol aldıktan sonra Haliç civarında vatandaşlar ve polisler tarafından önlerinin kesildiği anlatıldı. Polislerin, askeri tank üzerinde bulunan Astsubay Yusuf Yıldız’a tankı derhal durdurmasını söylediği ancak buna rağmen Yıldız’ın uyarıyı dikkate almayarak tankı hareket ettirdiği ve polis aracına zarar verildiği belirtildi. İddianamede, tankın Haliç köprü üstüne kadar geldiği, sivil halkın ve araçları olan vatandaşların tankın önünü kesmesi ile etkisiz hale getirildiği, ardından polislerce spirial makinesi ile tankın üst kapağının kesilerek şüphelilerin teslim alındığı ifade edildi.
Yusuf Yıldız kendini nasıl savundu?
Şüpheli Yusuf Yıldız iddianamede yer alan ifadesinde olay tarihinde 66. Mekanize Piyade Tugayı 1. Tabur karargah bölüğünde astsubay olarak görev yaptığını belirtti.
Tabur komutanın Kadir Yıldız olduğunu, olay tarihinde saat 16.00 da kolordudan mesaj geldiğini, Sultangazi, Kartal, Pendik, Eminönü, Zeytinburnu,Taksim vb. yerlerde bombalı saldırı olacağı ikazının bildirildiğini anlattı. Saat 20:45’de 1. bölüğün kademesinin önünde toplandıklarını, burada tabur komutanı Kadir Yıldız’ın herkese emirler verdiğini belirten Yusuf Yıldız, Kadir Yıldız’ın kendisine de “sen valiliğe gidersin” diye emir verdiğini, yolda rastladığı tabur komutanının habercisi Yasin Talat Özen’in kendisine ‘Valilikte patlama olmuş birçok polis yaralanmış acele gitmemiz lazım’ dediğini anlattı.