'Her Sanatçı Kendi Başına Bir Akım Oldu'
Eserleri daha önce Roma, Washington ve Tokyo gibi şehirlerde sergilenen ressam Fatma Zeynep Çilek, çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul'a 4 eserle katıldı Ressam Çilek: 'Bir sanatçı olarak, geçmişe takılı kalmadan, sürdürülebilir tarihi yaşatmak istiyorum' ''OpArt' yapanlar, göz oyunlarıyla sanatsal tasarımlar sundular. Ben de 'OpArt'tan etkilendim çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil. Her şey bir yansıma ve onlar senin algıladığın kadarıyla varlar' 'Günümüzde bir akım oluşmuyor ya da sanatçı herhangi bir akımın parçası olmuyor. Bütün sanatçılar disiplinler arası çalışıyor. Çünkü teknolojinin değişimi başta olmak üzere, birçok etken sanatı bu yönde etkiledi. Sanatçılar hakkında artık genel bir çerçeve çizemiyoruz'
MUSA ALCAN - Bu yıl 11.'si düzenlenen çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul'da, ressam Fatma Zeynep Çilek'in eserleri de yer aldı.
Eserleri daha önce Roma, Washington ve Tokyo gibi şehirlerde sergilenen sanatçı, İstanbul Kongre Merkezi ve Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda devam eden fuara, Merkür Galeri ile birlikte katıldı.
Ressam Çilek AA muhabirine yaptığı açıklamada, fuara 4 eserle katıldığını belirterek, öncelikle Arap ve Latin harfleriyle 'HİÇ' yazan 2 tablosunu sergilediğini ve bu eserlerin koleksiyonerler tarafından büyük ilgi gördüğünü söyledi.
Sanata yaklaşımının, Türk motiflerini çağdaş çizgiye taşıma amacında olduğunu anlatan Çilek, 'Güncele ayak uydurmaya çalışıyorum ve aslında çağdaş sanat yapıyorum. Bir sanatçı olarak, geçmişe takılı kalmadan, sürdürülebilir tarihi yaşatmak istiyorum.' diye konuştu.
- 'Eserlerimde küçük oyunları seviyorum'
Sanatçı, eski ve yeni kavramlarının, felsefik olarak tartışılabilir olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
'Sürekli değişen çevre, diğer yandan aslında pek az değişen ya da değişmeyen insanlık durumları ve duyguları var. Dolayısıyla biz de kendimizi, derinlik dediğimizde insanın içindeki o bitmek bilmeyen boşluğa ve arayışa odaklanmak zorunda hissederiz. Tıpkı daha önceki insanların yaptıkları gibi. Onlar da farklı metotlar ve imgeler kullanıyordu. Biz de şu an çağımıza uygun imgeler ve metotlar kullanıyoruz. Sanatçı zaten gelenek ve gelecek arasında köprü kurar ve bunu anlamlandırır. Ben de kendimi bu inşa sürecine katkıda bulunmak arzusuyla dolu buluyorum.'
Çilek, Contemporary Istanbul'un, sanat çevrelerini bir araya getirmesi açısından önemli olduğunu vurgulayarak, fuardaki eserlerinin 'Op-Art' türünde olduğunu dile getirdi.
'Op-Art'ın, Vasarely ile başlayan bir optik sanat olduğuna dikkati çeken Çilek, 'Bu akım, 'Pop-Art'ın içerisinde gelişiyor ve sanat tarihinde yerini alıyor. Adından da anlaşılacağı gibi, 'Op-Art' göz yanılsamalarını kullanıyor. 'Op-Art' yapanlar, göz oyunlarıyla sanatsal tasarımlar sundular. Ben de 'Op-Art'tan etkilendim çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil. Her şey bir yansıma ve onlar senin algıladığın kadarıyla varlar. Ben de eserlerimde böyle küçük oyunları seviyorum.' ifadelerini kullandı.
- 'Bütün disiplinleri deniyoruz'
Sadece 'Op-Art' çalışmadığını anlatan sanatçı, şunları kaydetti:
'Günümüzde bir akım oluşmuyor ya da sanatçı herhangi bir akımın parçası olmuyor. Bütün sanatçılar disiplinler arası çalışıyor. Bir sanatçı heykel de resim de video da yapıyor. Artık bütün disiplinleri deniyoruz. Çünkü teknolojinin değişimi başta olmak üzere, birçok etken sanatı bu yönde etkiledi. Sanatçılar hakkında artık genel bir çerçeve çizemiyoruz. Her sanatçı kendi başına bir akım oldu. Bunların tanımını sanat tarihçileri yapacak ve sanat tarihinde bunlar 50 yıl sonra yazılacak.'
Kaynak: AA
Eserleri daha önce Roma, Washington ve Tokyo gibi şehirlerde sergilenen sanatçı, İstanbul Kongre Merkezi ve Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda devam eden fuara, Merkür Galeri ile birlikte katıldı.
Ressam Çilek AA muhabirine yaptığı açıklamada, fuara 4 eserle katıldığını belirterek, öncelikle Arap ve Latin harfleriyle 'HİÇ' yazan 2 tablosunu sergilediğini ve bu eserlerin koleksiyonerler tarafından büyük ilgi gördüğünü söyledi.
Sanata yaklaşımının, Türk motiflerini çağdaş çizgiye taşıma amacında olduğunu anlatan Çilek, 'Güncele ayak uydurmaya çalışıyorum ve aslında çağdaş sanat yapıyorum. Bir sanatçı olarak, geçmişe takılı kalmadan, sürdürülebilir tarihi yaşatmak istiyorum.' diye konuştu.
- 'Eserlerimde küçük oyunları seviyorum'
Sanatçı, eski ve yeni kavramlarının, felsefik olarak tartışılabilir olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
'Sürekli değişen çevre, diğer yandan aslında pek az değişen ya da değişmeyen insanlık durumları ve duyguları var. Dolayısıyla biz de kendimizi, derinlik dediğimizde insanın içindeki o bitmek bilmeyen boşluğa ve arayışa odaklanmak zorunda hissederiz. Tıpkı daha önceki insanların yaptıkları gibi. Onlar da farklı metotlar ve imgeler kullanıyordu. Biz de şu an çağımıza uygun imgeler ve metotlar kullanıyoruz. Sanatçı zaten gelenek ve gelecek arasında köprü kurar ve bunu anlamlandırır. Ben de kendimi bu inşa sürecine katkıda bulunmak arzusuyla dolu buluyorum.'
Çilek, Contemporary Istanbul'un, sanat çevrelerini bir araya getirmesi açısından önemli olduğunu vurgulayarak, fuardaki eserlerinin 'Op-Art' türünde olduğunu dile getirdi.
'Op-Art'ın, Vasarely ile başlayan bir optik sanat olduğuna dikkati çeken Çilek, 'Bu akım, 'Pop-Art'ın içerisinde gelişiyor ve sanat tarihinde yerini alıyor. Adından da anlaşılacağı gibi, 'Op-Art' göz yanılsamalarını kullanıyor. 'Op-Art' yapanlar, göz oyunlarıyla sanatsal tasarımlar sundular. Ben de 'Op-Art'tan etkilendim çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil. Her şey bir yansıma ve onlar senin algıladığın kadarıyla varlar. Ben de eserlerimde böyle küçük oyunları seviyorum.' ifadelerini kullandı.
- 'Bütün disiplinleri deniyoruz'
Sadece 'Op-Art' çalışmadığını anlatan sanatçı, şunları kaydetti:
'Günümüzde bir akım oluşmuyor ya da sanatçı herhangi bir akımın parçası olmuyor. Bütün sanatçılar disiplinler arası çalışıyor. Bir sanatçı heykel de resim de video da yapıyor. Artık bütün disiplinleri deniyoruz. Çünkü teknolojinin değişimi başta olmak üzere, birçok etken sanatı bu yönde etkiledi. Sanatçılar hakkında artık genel bir çerçeve çizemiyoruz. Her sanatçı kendi başına bir akım oldu. Bunların tanımını sanat tarihçileri yapacak ve sanat tarihinde bunlar 50 yıl sonra yazılacak.'