Bekir Develi Ve Selim Gündüzalp Konya'da
Konya’nın Merkez Meram İlçe Belediyesi ile Konya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan Bekir Develi ve Selim Gündüzalp’in katıldığı Özün Sözü programı Konevi Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.
Yoğun katılımın olduğu programda her iki yazar, güzel ahlak ve zarafetle ilgili güzel örnekler anlattı. Hz. Muhammed’in güzel ahlakından örnekler veren Bekir Develi, “O her zaman avucunun içini göstererek sohbet ederdi. Asla şehadet parmağı açık bir şekilde konuşmazdı. Çünkü bu hal iddiayı gösterir. İddia sahibi ise yanız Allah’tır” dedi.
“Tarihler efendimizi anlatmaya kafi değil”
Tarihlerin Efendimizin hayatını anlatmaya kafi olamayacağına işaret eden Eğitimci Yazar Selim Gündüzalp, “Lamartine’nin bir sözü var: ‘İnsanlığın büyüklüğü neyle ölçülürse ölçülsün, Hz. Muhammed’den daha büyük bir insan gelmeyecektir.’ Neden söylemiş bunu. Demek ki onun hayatında o kadar kristal ifadeler görmüş ki bir tanesini söyleyeyim: 14 yaşında Hz. Fatıma ziyarete geldiği zaman kapıya kadar gidiyor, karşılıyor ve alnından öpüyor. İçeri çağırıyor, ‘oturmaz mısın’ diyor. O oturmadan önce hırkasını çıkarıyor. Muhteşem bir zarafet abidesi olarak oraya davet ediyor. Hadi bunu geçtiniz, Hz. Hatice Validemiz, uzun yıllar kendisini takip ediyor ama gölge gibi bir adım geriden. Hira Dağı’nda bulunan Efendimiz’e yiyecek götürmek için yanına gidiyor. Güneşin altında dakikalarca kalmış. Hz. Peygamber, mağaradan dışarı çıktığında Hz. Hatice’yi görünce çok üzülüyor. ‘Neden geldiğini haber vermedin’ diyor. Cevap; ‘Allah ile arana girmek istemedim’ oluyor. Sadece 4 tane hadis-i şerif bilen ve bunu hayatına tatbik eden cennetin yolunu tutan binlerce, milyonlarca insan olabilir” diye konuştu.
“Bizim kışımız bitti, yazı yaşıyoruz”
Yeni neslin çok iyi geldiğine dikkat çeken Gündüzülap, “İnadi tipler yok artık. Eskiden münazara edecek adam arardık o da kalmadı. Ortam ısınıyor. Her bakımdan İslamiyet bahara girdi, yaza da girdi. Bizim kışımız bitti. 1839-1950 idi bizim kışımız bitti. Biz yaza girerken bütün dünya da gırtlağına kadar kışa girdi. Allah’ın bir muradı var; O bir şeyi yaratmak istediği zaman kadın eliyle çocuk gönderir, bulut eliyle yağmur gönderir, toprakla hububatı, ağaçla meyveyi gönderir. ‘Kur’an-ı biz indirdik, biz muhafaza edeceğiz’ diyorsa ‘biz’ girdiği yerde sebeplerle iş görülür. O bakımdan milletlerin eliyle Kur’an’ın hizmetini murat etmişse 1000 senedir bu işin lokomotifliğini yapan bu milletin omzuna yine bu dava konulmaya başlandı. O bakımdan Ahlak-ı Muhammediye’ye bizlerin her zamandan daha fazla ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’da yaşanan bir hikaye
15 Temmuz gecesi yaşanan bir olayı anlatan Bekir Develi, “O gece bir genç darbe girişimine karşı nasıl tavır gösterdiklerini şöyle anlatıyor: Biz içiyorduk. Televizyona bir baktık köprüde tanklar var. Köşede büyük bir abi vardı o tam zomdu. Biz ne olduğunu tartışırken kafayı bulmuş olan amca; ‘Oğlum darbe oluyor darbe’ dedi.
O, bu kafayla darbe olduğunu anladıysa kesin darbe oluyor dedik. Aldık aletleri yanımıza, gittik köprüye aslanlar gibi çatıştık. Ondan sonra da diyor ki; ‘Abi belki namazımızı kılmıyoruz, belki biz Efendimiz Aleyhisselam’ı diğer insanlar gibi tanımıyoruz ama vallahi biz de O’nu çok seviyoruz’. İnsanları kılık kıyafetlerine göre değerlendirmemeliyiz. Onun kulağında küpe var, bu top sakal diye yargıladık. Sen biliyor musun o nasıl bir iman gezdiriyordu. Dediler ki ‘belediyenin durgun havuzundan abdest alıyordu, durgun sudan abdest olmaz’. Şehit oldu onlar, haberin var mı? Allah’ın kimin kalbine ne gömdüğünü kim nereden bilecek ki? Günah işleyen bir gence Efendimiz; ‘Git tevbe et’ buyuruyor. Tekrar geldiğinde yine aynısını söylüyor. Ashab-ı Kiram soruyor; Ya Resulullah bu ne zamana kadar devam edecek. O da şöyle buyuruyor: Yapmamayı öğrenciye kadar. Biz o kadar çabuk gömüyor ve harcıyoruz ki birbirimizi” dedi.
Büyük ilgiyle takip edilen ‘Özün Sözü’ programı dua ile sona erdi.
Kaynak: İHA
“Tarihler efendimizi anlatmaya kafi değil”
Tarihlerin Efendimizin hayatını anlatmaya kafi olamayacağına işaret eden Eğitimci Yazar Selim Gündüzalp, “Lamartine’nin bir sözü var: ‘İnsanlığın büyüklüğü neyle ölçülürse ölçülsün, Hz. Muhammed’den daha büyük bir insan gelmeyecektir.’ Neden söylemiş bunu. Demek ki onun hayatında o kadar kristal ifadeler görmüş ki bir tanesini söyleyeyim: 14 yaşında Hz. Fatıma ziyarete geldiği zaman kapıya kadar gidiyor, karşılıyor ve alnından öpüyor. İçeri çağırıyor, ‘oturmaz mısın’ diyor. O oturmadan önce hırkasını çıkarıyor. Muhteşem bir zarafet abidesi olarak oraya davet ediyor. Hadi bunu geçtiniz, Hz. Hatice Validemiz, uzun yıllar kendisini takip ediyor ama gölge gibi bir adım geriden. Hira Dağı’nda bulunan Efendimiz’e yiyecek götürmek için yanına gidiyor. Güneşin altında dakikalarca kalmış. Hz. Peygamber, mağaradan dışarı çıktığında Hz. Hatice’yi görünce çok üzülüyor. ‘Neden geldiğini haber vermedin’ diyor. Cevap; ‘Allah ile arana girmek istemedim’ oluyor. Sadece 4 tane hadis-i şerif bilen ve bunu hayatına tatbik eden cennetin yolunu tutan binlerce, milyonlarca insan olabilir” diye konuştu.
“Bizim kışımız bitti, yazı yaşıyoruz”
Yeni neslin çok iyi geldiğine dikkat çeken Gündüzülap, “İnadi tipler yok artık. Eskiden münazara edecek adam arardık o da kalmadı. Ortam ısınıyor. Her bakımdan İslamiyet bahara girdi, yaza da girdi. Bizim kışımız bitti. 1839-1950 idi bizim kışımız bitti. Biz yaza girerken bütün dünya da gırtlağına kadar kışa girdi. Allah’ın bir muradı var; O bir şeyi yaratmak istediği zaman kadın eliyle çocuk gönderir, bulut eliyle yağmur gönderir, toprakla hububatı, ağaçla meyveyi gönderir. ‘Kur’an-ı biz indirdik, biz muhafaza edeceğiz’ diyorsa ‘biz’ girdiği yerde sebeplerle iş görülür. O bakımdan milletlerin eliyle Kur’an’ın hizmetini murat etmişse 1000 senedir bu işin lokomotifliğini yapan bu milletin omzuna yine bu dava konulmaya başlandı. O bakımdan Ahlak-ı Muhammediye’ye bizlerin her zamandan daha fazla ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’da yaşanan bir hikaye
15 Temmuz gecesi yaşanan bir olayı anlatan Bekir Develi, “O gece bir genç darbe girişimine karşı nasıl tavır gösterdiklerini şöyle anlatıyor: Biz içiyorduk. Televizyona bir baktık köprüde tanklar var. Köşede büyük bir abi vardı o tam zomdu. Biz ne olduğunu tartışırken kafayı bulmuş olan amca; ‘Oğlum darbe oluyor darbe’ dedi.
O, bu kafayla darbe olduğunu anladıysa kesin darbe oluyor dedik. Aldık aletleri yanımıza, gittik köprüye aslanlar gibi çatıştık. Ondan sonra da diyor ki; ‘Abi belki namazımızı kılmıyoruz, belki biz Efendimiz Aleyhisselam’ı diğer insanlar gibi tanımıyoruz ama vallahi biz de O’nu çok seviyoruz’. İnsanları kılık kıyafetlerine göre değerlendirmemeliyiz. Onun kulağında küpe var, bu top sakal diye yargıladık. Sen biliyor musun o nasıl bir iman gezdiriyordu. Dediler ki ‘belediyenin durgun havuzundan abdest alıyordu, durgun sudan abdest olmaz’. Şehit oldu onlar, haberin var mı? Allah’ın kimin kalbine ne gömdüğünü kim nereden bilecek ki? Günah işleyen bir gence Efendimiz; ‘Git tevbe et’ buyuruyor. Tekrar geldiğinde yine aynısını söylüyor. Ashab-ı Kiram soruyor; Ya Resulullah bu ne zamana kadar devam edecek. O da şöyle buyuruyor: Yapmamayı öğrenciye kadar. Biz o kadar çabuk gömüyor ve harcıyoruz ki birbirimizi” dedi.
Büyük ilgiyle takip edilen ‘Özün Sözü’ programı dua ile sona erdi.