TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar Açıklaması
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, narda arz fazlasının fiyatları düşürdüğünü bildirerek, “15 yılda 7,5 katına çıkan üretim; tüketim ve ihracatla desteklenmeyince fiyatlar üreticide 30-35 kuruşa kadar düştü” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, C vitamini açısından çok zengin, B1 ve B2 vitaminleri, potasyum, kalsiyum, fosfor ve demir de içeren narın son derece faydalı bir meyve olduğunu, vücudun direncini artırdığını, bağışıklık sistemini güçlendirdiğini belirtti.
Bayraktar, narın sadece meyvesi değil, meyve tanelerinin zarı, meyve kabukları, nar ağacı kökleri, kök kabukları ve nar ağacı dallarının da sağlık açısından faydalı olduğuna dikkati çekti. İller arasında nar üretiminde 107 bin 237 ton ve yüzde 24,1 payla Antalya’nın ilk sırayı aldığı bilgisini veren Bayraktar, “65 bin 748 tonla Muğla, 61 bin 919 tonla İçel, 45 bin 594 tonla Denizli, 39 bin 715 tonla Adana izlemektedir” dedi.
Nar üretiminin, 1988 yılında 45 bin tonken, 2000 yılında 59 bin tona, 2007’de 106 bin 560 tona, 2010’da 208 bin 502 tona, 2011’de 217 bin 572 tona, 2012’de 315 bin 150 tona, 2013’de 383 bin 85 tona, 2014’te 397 bin 335 tona, 2015’te 445 bin 750 tona yükseldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Narda, 2000-2015 döneminde, 15 yılda üretim 7,5 katına çıktı. Son 5 yılda iki katından fazla arttı. Tahminlere göre bu yıl üretim 464 bin 310 tona yükseleceği tahmin ediliyor. Üreticimiz, hızla nar üretmeye yöneldi. 2000 yılında 2,5 milyon meyve veren ağaç sayısı varken, 2015’te bu rakam 13,3 milyona çıktı. Halen 4,1 milyon meyve vermeyen ağaç var. Bu ağaçlar da ürün vermeye başlayınca üretim daha da artacak. Zaten, şu anda bile arz fazlası var. Geleceğe yönelik tedbir alınması gerekiyor. Öncelikle narda ihracat ve tüketim artırılmalıdır. 2000 yılında kişi başına 0,9 kilogram olan nar üretimi 2014’te 5,2, 2015’de 5,7 kilograma çıkarken, nar tüketimi 2000-2014 döneminde 0,8 kilogramdan 2,9 kilograma yükselmiştir. 2006’da 10 bin 841 ton olan ihracatın 2015 yılında 147 bin 769 tona çıkması bile arz fazlasını engelleyememiştir.”
“En büyük pazarlar Rusya, Irak, Almanya, Ukrayna”
Nar ihracatında, kilogram başına 2006’da 1,03 dolar, 2007’de 1,23 dolar olan fiyatın, 2015 yılında 0,65 dolara kadar gerilediğini, bunun da 2013 ve 2014 yıllarına göre daha fazla nar ihracatı yapılmasına karşın, ihracatın değer olarak azalmasına yol açtığını belirten Bayraktar, “İhracat birim fiyatındaki düşüşün etkisiyle 2006’da 11,1 milyon dolar olan ihracat, 2013’te 111,7 milyon dolara çıktıktan sonra 2014’te 108,4 milyon, 2015’te 96,7 milyon dolara indi. Bu yılın Ocak-Ağustos döneminde nar ihracatı 39,7 milyon dolara çıktı. Bu rakam, geçen yılın aynı döneminde 31,6 milyon dolardı. Sezon yeni açıldı. Bu dönemde ihracatın artması çok önemlidir. Narda en büyük pazarlar Rusya, Irak, Almanya ve Ukrayna. Bu pazarlar kaybedilmemeli, yeni ihracat pazarları bulunmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Nar kadar değerli bir meyvenin bu fiyatlardan alıcı bulması doğru değildir”
Arz fazlasının fiyatlara yansıdığını, üreticide 2014 yılında kilogramı 50-62 kuruş olan narın, geçen yıl 60-80 kuruşa, bu yıl ise 30-35 kuruşa indiğini vurgulayan Bayraktar, “Nar kadar değerli bir meyvenin bu fiyatlardan alıcı bulması doğru değildir. Sezonun açılmasıyla birlikte Rusya’ya ihracatın yapılamaması da bu yılki fiyatları önemli derecede etkilemiştir. Fiyatların çok düşük olması nedeniyle nar dalında kalmıştır. Üreticilerimiz ürünlerini alacak alıcı bulamamıştır. Yeterli gelir elde edemeyen üreticilerimiz borçlarını ödeyememektedir. Bazı üreticilerimiz nar ağaçlarını sökerek, yerine mandalina, portakal dikimi yapmaya başlamıştır. Nar üreticimizin beklentisi piyasada oluşan fiyatın maliyetin üstünde olmasıdır. Üretimin devamlılığı için bunun sağlanması şarttır” açıklamasında bulundu.
“Tüketimdeki yetersizlik önemli bir sorundur”
Narın yeterli fiyatta alıcı bulamamasının en büyük sorun olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Tüketimdeki yetersizlik önemli bir sorundur. Tüketimin artırılması için narın faydaları konusunda tüketicilerin bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Narda, nar suyu, nar ekşisi ve sosu gibi işlenmiş ürün pazarlaması ve tüketimi de yeterli değildir. Narda hasat dönemi 20-25 günle sınırlıdır. Zamanında hasat edilmediğinde meyvede çatlamalar meydana gelmekte, bu durum da ürün fiyatının düşmesine neden olmaktadır. Soğuk hava depolarının yeterli olmaması da önemli bir sorundur. Nar yetiştiriciliğinde bahçe bakım ve işçiliği maliyeti yüksektir. Ayrıca girdi fiyatları da yüksek olduğu için nar, üretici maliyeti yüksek bir meyvedir” diye konuştu.
Her yıl 20 bin tonun üzerinde narın üretim ve kullanımda kaybedildiğini vurgulayan Bayraktar, “Kaybedilen ürün miktarı, çoğu ülkenin toplam üretiminden fazla bir rakama karşılık gelmektedir. Ürün iyi korunmalı ulusal servet ziyan edilmemelidir” vurgusunu yaptı.
Kaynak: İHA
Bayraktar, narın sadece meyvesi değil, meyve tanelerinin zarı, meyve kabukları, nar ağacı kökleri, kök kabukları ve nar ağacı dallarının da sağlık açısından faydalı olduğuna dikkati çekti. İller arasında nar üretiminde 107 bin 237 ton ve yüzde 24,1 payla Antalya’nın ilk sırayı aldığı bilgisini veren Bayraktar, “65 bin 748 tonla Muğla, 61 bin 919 tonla İçel, 45 bin 594 tonla Denizli, 39 bin 715 tonla Adana izlemektedir” dedi.
Nar üretiminin, 1988 yılında 45 bin tonken, 2000 yılında 59 bin tona, 2007’de 106 bin 560 tona, 2010’da 208 bin 502 tona, 2011’de 217 bin 572 tona, 2012’de 315 bin 150 tona, 2013’de 383 bin 85 tona, 2014’te 397 bin 335 tona, 2015’te 445 bin 750 tona yükseldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Narda, 2000-2015 döneminde, 15 yılda üretim 7,5 katına çıktı. Son 5 yılda iki katından fazla arttı. Tahminlere göre bu yıl üretim 464 bin 310 tona yükseleceği tahmin ediliyor. Üreticimiz, hızla nar üretmeye yöneldi. 2000 yılında 2,5 milyon meyve veren ağaç sayısı varken, 2015’te bu rakam 13,3 milyona çıktı. Halen 4,1 milyon meyve vermeyen ağaç var. Bu ağaçlar da ürün vermeye başlayınca üretim daha da artacak. Zaten, şu anda bile arz fazlası var. Geleceğe yönelik tedbir alınması gerekiyor. Öncelikle narda ihracat ve tüketim artırılmalıdır. 2000 yılında kişi başına 0,9 kilogram olan nar üretimi 2014’te 5,2, 2015’de 5,7 kilograma çıkarken, nar tüketimi 2000-2014 döneminde 0,8 kilogramdan 2,9 kilograma yükselmiştir. 2006’da 10 bin 841 ton olan ihracatın 2015 yılında 147 bin 769 tona çıkması bile arz fazlasını engelleyememiştir.”
“En büyük pazarlar Rusya, Irak, Almanya, Ukrayna”
Nar ihracatında, kilogram başına 2006’da 1,03 dolar, 2007’de 1,23 dolar olan fiyatın, 2015 yılında 0,65 dolara kadar gerilediğini, bunun da 2013 ve 2014 yıllarına göre daha fazla nar ihracatı yapılmasına karşın, ihracatın değer olarak azalmasına yol açtığını belirten Bayraktar, “İhracat birim fiyatındaki düşüşün etkisiyle 2006’da 11,1 milyon dolar olan ihracat, 2013’te 111,7 milyon dolara çıktıktan sonra 2014’te 108,4 milyon, 2015’te 96,7 milyon dolara indi. Bu yılın Ocak-Ağustos döneminde nar ihracatı 39,7 milyon dolara çıktı. Bu rakam, geçen yılın aynı döneminde 31,6 milyon dolardı. Sezon yeni açıldı. Bu dönemde ihracatın artması çok önemlidir. Narda en büyük pazarlar Rusya, Irak, Almanya ve Ukrayna. Bu pazarlar kaybedilmemeli, yeni ihracat pazarları bulunmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Nar kadar değerli bir meyvenin bu fiyatlardan alıcı bulması doğru değildir”
Arz fazlasının fiyatlara yansıdığını, üreticide 2014 yılında kilogramı 50-62 kuruş olan narın, geçen yıl 60-80 kuruşa, bu yıl ise 30-35 kuruşa indiğini vurgulayan Bayraktar, “Nar kadar değerli bir meyvenin bu fiyatlardan alıcı bulması doğru değildir. Sezonun açılmasıyla birlikte Rusya’ya ihracatın yapılamaması da bu yılki fiyatları önemli derecede etkilemiştir. Fiyatların çok düşük olması nedeniyle nar dalında kalmıştır. Üreticilerimiz ürünlerini alacak alıcı bulamamıştır. Yeterli gelir elde edemeyen üreticilerimiz borçlarını ödeyememektedir. Bazı üreticilerimiz nar ağaçlarını sökerek, yerine mandalina, portakal dikimi yapmaya başlamıştır. Nar üreticimizin beklentisi piyasada oluşan fiyatın maliyetin üstünde olmasıdır. Üretimin devamlılığı için bunun sağlanması şarttır” açıklamasında bulundu.
“Tüketimdeki yetersizlik önemli bir sorundur”
Narın yeterli fiyatta alıcı bulamamasının en büyük sorun olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Tüketimdeki yetersizlik önemli bir sorundur. Tüketimin artırılması için narın faydaları konusunda tüketicilerin bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Narda, nar suyu, nar ekşisi ve sosu gibi işlenmiş ürün pazarlaması ve tüketimi de yeterli değildir. Narda hasat dönemi 20-25 günle sınırlıdır. Zamanında hasat edilmediğinde meyvede çatlamalar meydana gelmekte, bu durum da ürün fiyatının düşmesine neden olmaktadır. Soğuk hava depolarının yeterli olmaması da önemli bir sorundur. Nar yetiştiriciliğinde bahçe bakım ve işçiliği maliyeti yüksektir. Ayrıca girdi fiyatları da yüksek olduğu için nar, üretici maliyeti yüksek bir meyvedir” diye konuştu.
Her yıl 20 bin tonun üzerinde narın üretim ve kullanımda kaybedildiğini vurgulayan Bayraktar, “Kaybedilen ürün miktarı, çoğu ülkenin toplam üretiminden fazla bir rakama karşılık gelmektedir. Ürün iyi korunmalı ulusal servet ziyan edilmemelidir” vurgusunu yaptı.