Çölyak Hastalarına Glüten Uyarısı

Çölyak hastalığının, ince bağırsağın glüten adlı proteine karşı geliştirdiği, kronikleşen ve ömür boyu süren alerji hassasiyeti durumu olduğunu söyleyen Diyetisyen Merve Sena Nazlı, glütenin buğday, arpa, yulaf ve çavdar gibi tahıllarda bulunan bir protein olduğunu belirtti.

Diyetisyen Nazlı, ince bağırsakta villus denilen çıkıntıların olduğunu kaydederek, “Bu parmaksı çıkıntılarımız sayesinde aldığımız besinlerin emilimi gerçekleşip oradan kana karışır ama çölyaklı bireylerde bu villuslar yok olduğu için vitamin, mineral eksiklikleri başta olmak üzere kemik erimesi, ishal, hızlı kilo kayıpları söz konusu olabiliyor” dedi.

Çölyak hastalığının belirtilerinin kişiden kişiye değişebildiğinin altını çizen Diyetisyen Nazlı, “Hastalığı bir buzdağı gibi adlandırabiliriz. Zaten çocuklarda özellikle gelişme geriliği, sürekli ağlama, karın ağrısı, tedavi edilemeyen demir eksikliği anemileri gibi her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Literatürde en ileri yaş olarak da 82 yaşında görülmektedir” ifadelerini kullandı.

Hastalığın tedavisi olarak da ömür boyu glütensiz diyet olduğunu anlatan Sena Nazlı, “Çölyak tedavisi olarak ömür boyu süren bir glütensiz diyet, burada ufacık bir kaçamak olarak glütene izin yoktur. Aynı kaşıkta normal glütenli bir yemek yiyip de, o kaşıkla tekrar glütensiz çölyaklı bireyin yemeğini bile alamayız. Herhangi bir kaçamak olmaması gerekiyor. Bir ton yemekte bir yemek kaşığı glüten bile zararlı. Glüten, sadece hayatımızdan buğday, arpa, yulaf ve çavdarı çıkarmakla kalmıyor kullandığımız rujlar, şampuanlar, diş macunları, ilaçlarımız, karton bardaklar bunlar da gizli glüten kaçakları. Çölyaklıların mutlaka buna dikkat etmesi gerekiyor ve çölyak teşhis edilene kadar hastalık, teşhisten sonra ise yaşam biçimidir” şeklinde konuştu.