'Sinema, Savaşın En Vazgeçilmez Silahlarından Biri'
Senaristliğini ve yönetmenliğini Ahmet Yenilmez'in üstlendiği 'Sevdam Gözlerinde Kaldı', sinemaseverlerle buluşacak Yenilmez: '1970'in sonu, 1980'in başı hep içimde bir ukdedir. Bunu bir sanatçı olarak değil, ağabeylerinin tabutunu taşımış bir insan olarak söylüyorum' 'Biz sevdalarımızı hiç söyleyemedik. Samimi söylüyorum. Ben sevdasını açık ve net söyleyen ne bir ağabeyimi ne de bir dönemdaşımı tanıdım' 'Kahramanımız Mahir, Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili haberleri hep ayırıyor ve saklıyor. Filmin içerisinde bunun sebeplerini görüyoruz'
MUSA ALCAN - Senaristliğini ve yönetmenliğini Ahmet Yenilmez'in üstlendiği 'Sevdam Gözlerinde Kaldı', 2 Aralık Cuma günü sinemaseverlerle buluşacak.
Yenilmez, senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği 'Sevdam Gözlerinde Kaldı' filmine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıllardır tiyatroyla anlatmaya çalıştığı dertleri, beyaz perdeye aktarmak istediğini söyledi.
Filmin, Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklendiğini belirten Yenilmez, 12 Eylül darbesinden 2000'li yıllara uzanan geniş bir yelpazede, siyasi olaylar içerisinde yaşanan masum sevdaları anlattıklarını kaydetti.
Kendi kuşağının hikayesini senaryolaştırdığını belirten Yenilmez, '1970'in sonu, 1980'in başı hep içimde bir ukdedir. Bunu bir sanatçı olarak demiyorum. Ben bunu ağabeylerinin tabutunu taşımış bir insan olarak söylüyorum. Bir ideolojik takıntıyla da demiyorum. Sağın, milli yerli diyebileceğimiz insanların hiç acı çekmemiş, hiç çile çekmemiş, aileleri cezaevleri kapılarında beklememiş, işkencehanelerde hiç sorguya alınmamış gibi bir imaj var ülkemizde.' dedi.
- 'Filmin öyküsü Muhsin Yazıcıoğlu ve Ahmet Yenilmez'e aittir'
Filmin başrolünde de yer alan Yenilmez, filmi yapma nedenlerine değinerek, şunları kaydetti:
'Bu topraklar, bu bayrak için, bu ülkenin değerleri ve sevdalıları için ömrünü, sevdalarını feda eden, sevdalarını sevgilinin gözlerine emanet edip, başka sevdaların peşinde koşan bir kuşak vardı. Bu kuşak hiç anlatılmadı. Hep başkaları tarafından eli sopalı, kirli sakallı, yumurta topuklu ayakkabıya basan, kadınlara itibar etmeyen, onları aşağılayan bir itibarsızlık yaşandı bu ülkede. Oysa bu insanlar çok büyük sevdalar yaşadı.'
Muhsin Yazıcıoğlu'nun, helikopter kazası sonucu 2009'da hayatını kaybetmesi ile daha önce yaşanan 2 kazanın ardındaki sır perdesini filme yansıttıklarının altını çizen Yenilmez, 'Rahmetli Muhsin Beyle, türküler dinlerdik. Bir gün bir Anadolu gezisinde bana dedi ki, 'Ya çocuk, biz hiç aşık olmadık mı?' Ben de 'Başkanım siz hiç anlatmadınız ki yapsak tiyatrosunu, sinemasını' dedim ve güldük. Onunla hikayesini konuşturduğumuz bir filmdir, 'Sevdam Gözlerinde Kaldı'. Yani filmin öyküsü Muhsin Yazıcıoğlu ve Ahmet Yenilmez'e aittir.' ifadelerini kullandı.
Ahmet Yenilmez, 1980'lerde İstanbul Üniversitesinde 'Mahir' adlı ülkücü bir öğrenciyi canlandırdığını aktararak, 'Bir kızcağızla gönülleri kayıyor. Kızın erkeğe ağabey, erkeğin kıza bacı gibi baktığı bir ortamda ve cemiyette bu iş duyulacak diye korkuyorlar. Bunu konuşmak, birbirlerine duygularını açmak için Sirkeci Can Pastanesi'nde bir araya geldiklerinde kız ıkınıyor, sıkılıyor. Biz sevdalarımızı hiç söyleyemedik. Samimi söylüyorum. Ben sevdasını açık ve net söyleyen ne bir ağabeyimi ne de bir dönemdaşımı tanıdım.' diye konuştu.
Mahir'in, sevdiği kıza hislerini anlatacağı sırada yaşanan patlama sonucu gözlerini kaybettiğini dile getiren Yenilmez, şöyle devam etti:
'(Mahir'in) Bu dünyaya dair son gördüğü kare sevdiği kızın karesi. Bitmiş bir istikbal ve hayat. Tedavi yok ve 12 Eylül oluyor bu arada. Alıyor başını, Bilecik Şeyh Edebali türbesinde mezarlık bekçiliğine başlıyor. Niye Şeyh Edebali türbesi? Osman Gazi tarafından Osmanlı'nın ilk rüyasının görüldüğü yer. Daha sonra Yunanlılar tarafından, o rüyanın görüldüğü yerin bilerek cayır cayır yakıldığı ama o küllerden de bir Zümrüd-ü Anka'nın, Türkiye Cumhuriyetinin doğduğu mekanda çekmek istedim. Bizim kahramanımızın da her şeyi bitmiş. Bir Zümrüd-ü Anka kuşu gibi oradan bir doğuşun peşinde.'
- 'Aşk, kaybedilince anlaşılır'
'Türk sinemasında bize biz anlatılmıyoruz' diyerek sinemanın etkilerine değinen Yenilmez, 'Sinema artık savaşın en vazgeçilmez silahlarından birisi. Çok ciddi bir algı operasyonu söz konusu. Anadolu gençleri anlatılmıyor.' dedi.
Oyuncu Yenilmez, filmde bir emlakçının yanında çalışan 'Zafer'le, Bilecik'te haber spikerliği yaptığı bir yerel kanaldan, ulusal kanallara geçme hayali Kuran 'Cemre'nin çalkantılı aşk hikayesinin ele alındığını da vurgulayarak, bu uğurda Bilecik'ten İstanbul'a uzanan bir yolculuk yaptıklarını sözlerine ekledi.
Garip huyları olan Zafer'in, Cemre'yi başlarda çok umursamadığının altını çizen Yenilmez, şu bilgileri verdi:
'Bizim gencimiz her sabah mezarlıkta annesinin mezarını ziyaret ederek güne başlıyor. Gelirken de kör Mahir'e günlük gazeteleri getirip okuyor. Kahramanımız Mahir, Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili haberleri hep ayırıyor ve saklıyor. Filmin içerisinde bunun sebeplerini görüyoruz. Bu gencimizin haber spikeri sevgilisi İstanbul'a geliyor. Bizimki, kaybettiğinde anlıyor aşık olduğunu. Aşk hep böyledir zaten. Aşk, kaybedilince anlaşılır. Sahipken anlaşılmaz.'
Yapımını Yenilmez Sanat Merkezi'nin üstlendiği filmde Burak Alp Yenilmez, Hümeyra Çetin, Gökçen Çatlı, Naşit Özcan, Hasan Kaçan, Mehmet Ali Tuncer ve Nejat Yıldız rol alıyor.
Bugünlerde yaşanan bir sevdayla, 36 yıl önce yarım kalmış bir sevdayı İstanbul sokaklarında buluşturan 'Sevdam Gözlerinde Kaldı', 2 Aralık Cuma günü sinemaseverlerle buluşacak.
Kaynak: AA
Yenilmez, senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği 'Sevdam Gözlerinde Kaldı' filmine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıllardır tiyatroyla anlatmaya çalıştığı dertleri, beyaz perdeye aktarmak istediğini söyledi.
Filmin, Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklendiğini belirten Yenilmez, 12 Eylül darbesinden 2000'li yıllara uzanan geniş bir yelpazede, siyasi olaylar içerisinde yaşanan masum sevdaları anlattıklarını kaydetti.
Kendi kuşağının hikayesini senaryolaştırdığını belirten Yenilmez, '1970'in sonu, 1980'in başı hep içimde bir ukdedir. Bunu bir sanatçı olarak demiyorum. Ben bunu ağabeylerinin tabutunu taşımış bir insan olarak söylüyorum. Bir ideolojik takıntıyla da demiyorum. Sağın, milli yerli diyebileceğimiz insanların hiç acı çekmemiş, hiç çile çekmemiş, aileleri cezaevleri kapılarında beklememiş, işkencehanelerde hiç sorguya alınmamış gibi bir imaj var ülkemizde.' dedi.
- 'Filmin öyküsü Muhsin Yazıcıoğlu ve Ahmet Yenilmez'e aittir'
Filmin başrolünde de yer alan Yenilmez, filmi yapma nedenlerine değinerek, şunları kaydetti:
'Bu topraklar, bu bayrak için, bu ülkenin değerleri ve sevdalıları için ömrünü, sevdalarını feda eden, sevdalarını sevgilinin gözlerine emanet edip, başka sevdaların peşinde koşan bir kuşak vardı. Bu kuşak hiç anlatılmadı. Hep başkaları tarafından eli sopalı, kirli sakallı, yumurta topuklu ayakkabıya basan, kadınlara itibar etmeyen, onları aşağılayan bir itibarsızlık yaşandı bu ülkede. Oysa bu insanlar çok büyük sevdalar yaşadı.'
Muhsin Yazıcıoğlu'nun, helikopter kazası sonucu 2009'da hayatını kaybetmesi ile daha önce yaşanan 2 kazanın ardındaki sır perdesini filme yansıttıklarının altını çizen Yenilmez, 'Rahmetli Muhsin Beyle, türküler dinlerdik. Bir gün bir Anadolu gezisinde bana dedi ki, 'Ya çocuk, biz hiç aşık olmadık mı?' Ben de 'Başkanım siz hiç anlatmadınız ki yapsak tiyatrosunu, sinemasını' dedim ve güldük. Onunla hikayesini konuşturduğumuz bir filmdir, 'Sevdam Gözlerinde Kaldı'. Yani filmin öyküsü Muhsin Yazıcıoğlu ve Ahmet Yenilmez'e aittir.' ifadelerini kullandı.
Ahmet Yenilmez, 1980'lerde İstanbul Üniversitesinde 'Mahir' adlı ülkücü bir öğrenciyi canlandırdığını aktararak, 'Bir kızcağızla gönülleri kayıyor. Kızın erkeğe ağabey, erkeğin kıza bacı gibi baktığı bir ortamda ve cemiyette bu iş duyulacak diye korkuyorlar. Bunu konuşmak, birbirlerine duygularını açmak için Sirkeci Can Pastanesi'nde bir araya geldiklerinde kız ıkınıyor, sıkılıyor. Biz sevdalarımızı hiç söyleyemedik. Samimi söylüyorum. Ben sevdasını açık ve net söyleyen ne bir ağabeyimi ne de bir dönemdaşımı tanıdım.' diye konuştu.
Mahir'in, sevdiği kıza hislerini anlatacağı sırada yaşanan patlama sonucu gözlerini kaybettiğini dile getiren Yenilmez, şöyle devam etti:
'(Mahir'in) Bu dünyaya dair son gördüğü kare sevdiği kızın karesi. Bitmiş bir istikbal ve hayat. Tedavi yok ve 12 Eylül oluyor bu arada. Alıyor başını, Bilecik Şeyh Edebali türbesinde mezarlık bekçiliğine başlıyor. Niye Şeyh Edebali türbesi? Osman Gazi tarafından Osmanlı'nın ilk rüyasının görüldüğü yer. Daha sonra Yunanlılar tarafından, o rüyanın görüldüğü yerin bilerek cayır cayır yakıldığı ama o küllerden de bir Zümrüd-ü Anka'nın, Türkiye Cumhuriyetinin doğduğu mekanda çekmek istedim. Bizim kahramanımızın da her şeyi bitmiş. Bir Zümrüd-ü Anka kuşu gibi oradan bir doğuşun peşinde.'
- 'Aşk, kaybedilince anlaşılır'
'Türk sinemasında bize biz anlatılmıyoruz' diyerek sinemanın etkilerine değinen Yenilmez, 'Sinema artık savaşın en vazgeçilmez silahlarından birisi. Çok ciddi bir algı operasyonu söz konusu. Anadolu gençleri anlatılmıyor.' dedi.
Oyuncu Yenilmez, filmde bir emlakçının yanında çalışan 'Zafer'le, Bilecik'te haber spikerliği yaptığı bir yerel kanaldan, ulusal kanallara geçme hayali Kuran 'Cemre'nin çalkantılı aşk hikayesinin ele alındığını da vurgulayarak, bu uğurda Bilecik'ten İstanbul'a uzanan bir yolculuk yaptıklarını sözlerine ekledi.
Garip huyları olan Zafer'in, Cemre'yi başlarda çok umursamadığının altını çizen Yenilmez, şu bilgileri verdi:
'Bizim gencimiz her sabah mezarlıkta annesinin mezarını ziyaret ederek güne başlıyor. Gelirken de kör Mahir'e günlük gazeteleri getirip okuyor. Kahramanımız Mahir, Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili haberleri hep ayırıyor ve saklıyor. Filmin içerisinde bunun sebeplerini görüyoruz. Bu gencimizin haber spikeri sevgilisi İstanbul'a geliyor. Bizimki, kaybettiğinde anlıyor aşık olduğunu. Aşk hep böyledir zaten. Aşk, kaybedilince anlaşılır. Sahipken anlaşılmaz.'
Yapımını Yenilmez Sanat Merkezi'nin üstlendiği filmde Burak Alp Yenilmez, Hümeyra Çetin, Gökçen Çatlı, Naşit Özcan, Hasan Kaçan, Mehmet Ali Tuncer ve Nejat Yıldız rol alıyor.
Bugünlerde yaşanan bir sevdayla, 36 yıl önce yarım kalmış bir sevdayı İstanbul sokaklarında buluşturan 'Sevdam Gözlerinde Kaldı', 2 Aralık Cuma günü sinemaseverlerle buluşacak.