Bakan Çelik Konya'da
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, dünyada ve ülkede önemli gündem maddelerinin olduğunu belirterek, “Artık terörü terör olarak ifade etmiyoruz, küreselleşen bir terörle karşı karşıyayız" dedi.
Konevi Kültür Merkezi’nde 51. AK Parti Konya İl Danışma Meclisi toplantısına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, AK Parti Konya Milletvekilleri Ahmet Sorgun, Ziya Altunyaldız, Abdullah Ağralı, Uğur Kaleli, Hüsniye Erdoğan, Ömer Ünal, AK Parti Karaman Milletvekili Recep Konuk, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, AK Parti Konya İl Başkanı Musa Arat, Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve çok sayıda partili katıldı.
Toplantıda konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, danışma meclisi toplantısının hayırlı olmasını dileyerek, Konya’da yapılan yatırımlarla ilgili bir sunum gerçekleştirdi. AK Parti Konya İl Başkanı Musa Arat da, 1 Kasım’da 13 yılın AK Parti iktidarının yeni bir halkasını oluşturan ve daha önemli, daha ciddi yatırımların öncüsü olabilecek seçim sonucu meydana geldiğini ifade etti.
AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun da, kullara teşekkür etmeyenin Allah’a şükretmiş olmayacağını ifade ederek, "Onun için 1 Kasım seçimlerinde görev yapan bütün kardeşlerimize gayretlerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum" dedi.
"KÜRESELLEŞEN BİR TERÖRLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, dünyada ve ülkede önemli gündem maddelerinin olduğunu belirterek, “Artık terörü terör olarak ifade etmiyoruz, küreselleşen bir terörle karşı karşıyayız. Ortadoğu kan gölü haline dönmüş. Akdeniz kızıla boyandı. Her gün onlarca cesedin sahile vurduğu bir sürecin içerisindeyiz. Rusya, ABD, Fransa ve İngiltere hemen yanı başımızda bilek güreşi yapıyorlar. Önemli gelişmeler oluyor bölgemizde. Bölgemizde acaba medeniyetlerin çatışması olur mu diye endişe ederken şimdi medeniyet içi çatışmaların nasıl körüklendiğini izliyoruz. 20. Yüzyıl geride kaldı ve 20. Yüzyıl bir vahşet yüzyılıydı. En çok savaşların, çatışmaların, insan kayıplarının olduğu bir yüzyıldı. İnsanlık bekliyordu ki 21. Yüzyıl bilgi çağı, teknoloji yılı olacaktı. İnsanlar mutlu olacak ve huzuru yakalayacak diye bekliyorlardı. 21. Yüzyılın nasıl başladığını ve davam ettiğini hep beraber görüyoruz. Adeta terör yüzyılı havasını estiren görüntülerle karşı karşıyayız” dedi.
Dünyaya tarım açısından bakmak istediğini ifade eden Bakan Çelik, “Dünyada 5 milyar hektar tarıma elverişli toprak var. Bunun 1.4 milyarı kullanılabiliyor. 2 milyar insan yoksul, 1 milyar insan aç. 1,5 milyar insan ise çok aşırı beslenmekten dolayı hastanelere gidiyor. 500 milyonu ise obez. Davos’taki toplantıda izledik. Dünyanın en zengin 62 insanının serveti dünyadaki 3,5 milyar insanın servetiyle eşit. Dünyanın nüfusu 7 milyar, 3,5 milyar yarısı, 62 zengin bunlara eş değer. Diğer tarafta 1.3 milyar ton gıda israfıyla dünya karşı karşıya. Kısacası bir tarafta sefalet bir tarafta sefahat. Bu dünyada huzur bekliyoruz. İnsanca yaşayalım diyoruz. Nasıl yaşayacaksınız? Yaşanmayacağını Dünya Bankası başkanı çıkıp söylüyor. Kıtlık savaşlarının kaçınılmaz olduğunu söylüyor” diye konuştu.
“ÇANAKKALE’DE BİR OLAN, BERABER OLAN İNSANLARIN ARASINA FİTNE SOKMA, DEFOL GİT BURADAN”
Türkiye’nin potansiyelinin yüksek bir ülke olduğunu ifade eden Bakan Çelik, “Rusya’da bir şeyler oluyor. Avrupa Birliği’nde de bir şeyler oluyor. Ortada bir sıkıntı var. Ortayı temsil eden ise Türkiye. Bu coğrafyada huzursuzluk, çatışma ve sahipsizlik var. Buradaki sahiplik görevini üstlenmesin diye Türkiye bazı tehditlerle karşı karşıya. Bunun başında terör geliyor. Terörün butonuna tekrar basıldı. Terör uzunca yıllardır bulunuyor. Çözmek istedik, çözüm süreci başlattık. Çözüm süreci olmasaydı doğudaki vatandaşın tavrı çok farklı olurdu. Çözüm süreci doğru bir süreçti. Çözüm sürecinde haklar istediler. Eşbaşkanlık dahil ne söyledilerse yapıldı. Köyün ismini dahi söyleyemiyorlardı. Cezaevinde anneyle oğul konuşamıyordu. Aklınıza gelecek haklar konusunda ne kısıtlama varsa tümünü ortadan kaldıran bir iktidar olduk. Bunları terör örgütü için yapmadık. Bunları insanca yaşamanın gereği olduğu için yaptık. Bunun dışında son derece büyük yatırımlar gerçekleştirdik. Bizim o bölgede yaptığımız yatırımları Konya, Ankara, Bursa, İzmir almamıştır. 70 yıllık bir ihmalin sonucu oluşan huzursuzlukları kaldırmak için yatırım seferberliği yapıldı. 4 yılda 400 okulun yapıldığı bir il var mıdır? Bölgede seferberlik halinde bunlar yapılıyor. Hangi iradeyle? AK Parti iradesiyle. Tek bir şart vardır bu süreç içerisinde. Silahlar bırakılacak, güvenlik güçlerine teslim olunacak yada ülke terk edilecek. Çanakkale’de bir olan, beraber olan insanların arasına fitne sokma. Defol git buradan, çık. Ama gördük ki dilde barış. İçtenlikle söylenmedikten sonra dilde barış dememizin bir anlamı var mı? Demokrasiyle barışı ağzından düşürmeyen bu zavallılar biz milletimize anlatırız gibi bir yanılgıya düştüler” şeklinde konuştu.
“ÖZ YIKIM, ÖZ FELAKETİN PEŞİNDELER”
Terörün bir araç, teröristlerin ise birer piyon olduğunu söyleyen Çelik, “Bizi durdurmak, bizim kalkınmamızı, gelişmemizi engellemek istiyorlar. Öz yönetim diyorlar. Ne öz yönetimi. Öz yıkım öz felaketin peşindeler. İlçeleri, sokakları millete zindan ettiler. O masum halkın karşı karşıya kaldığı tehditler ve patlayan bombalar karşısında ne elde ettiler. Bunlar hikaye. Artık bölge halkı da bunun öz yıkım olduğunu çok iyi görmüş durumda. Buradan sesleniyorum, ey Diyarbakırlı, ey Şanlıurfalı, ey Bingöllü, ey Hakkarili korkma ayağa kalk bu millet arkanızda. Biz seve seve kardeşlerimizle ekmeğimizi paylaşırız. Ekmeği böleriz yeriz ama vatanı böldürmeyiz” ifadelerini kullandı.
Bildiriye imza atan akademisyenler konusunda ise Faruk Çelik, “Terör silah depoluyor. Polis, asker şehit ediliyor. Ankara’da kapuçino içen, İstanbul’da keyif çatanlar da bildiri yazıyor. Oradaki bir masum insanın canına zarar gelmemesi için görev yapan asker, polis ve görevlilerin halini ne zaman anladın ki bu hassas mücadeleyi sürdüren insanları tehdit eden, terörün yanında yer alan bir aydın müsveddesi olarak çıktında bu insanları tenkit ederek devlete iftira atacaksın. Bir tarafta ülkenin refahı kalkınması için namuslu, şerefli, haysiyetli, ülkenin birliği için mücadele eden ve akademik kariyerle ülkenin önüne düşmüş bir akademisyen var; Ahmet Davutoğlu. Diğer tarafta devletine milletine iftira atan az sayıdaki kime hizmet ettikleri belli olmayan sözde akademisyenler var. Milletimiz bunları çok iyi ayırt ederek gerekli cevabı veriyor” açıklamasında bulundu.
“DİKTATÖR ARIYORSAN SENSİN”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı büyük bir kinin olduğuna dikkat çeken Bakan Çelik şunları söyledi:
“Sandıkta yenemediğimizi, çukurlarda yeneriz düşüncesi var. Ana muhalefette geçen gün kongre yapıldı. Demokrasi ve değişim kongresi. Ama değişen hiçbir şey yok. Kendi milletvekili orada kendi dünyasına göre delege ayarlaması yaparak seçildiğini söylüyor. Diktatör arıyorsan vallahi sensin. Halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve yine halk tarafından seçilmiş tek başına iktidar var. Hazmedemeyen kim ana muhalefet. Hani demokrasi şöleni diyordun. Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanı olmuş milletin iradesiyle. Recep Tayyip Erdoğan başbakan olmuş milletin iradesiyle. Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmuş yine milletin iradesiyle. Asıl soru şu. Sen nasıl genel başkan oldun? Nasıl bir oyunla gönderildiğini Deniz Baykal’ın konuşması lazım. Muhalefetin son kullanma tarihi geçmiş. Biz bakanlık olarak bayat gıdaları hemen toplatıyoruz. Toplatıp imha ediyoruz.”
Kaynak: İHA
Toplantıda konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, danışma meclisi toplantısının hayırlı olmasını dileyerek, Konya’da yapılan yatırımlarla ilgili bir sunum gerçekleştirdi. AK Parti Konya İl Başkanı Musa Arat da, 1 Kasım’da 13 yılın AK Parti iktidarının yeni bir halkasını oluşturan ve daha önemli, daha ciddi yatırımların öncüsü olabilecek seçim sonucu meydana geldiğini ifade etti.
AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun da, kullara teşekkür etmeyenin Allah’a şükretmiş olmayacağını ifade ederek, "Onun için 1 Kasım seçimlerinde görev yapan bütün kardeşlerimize gayretlerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum" dedi.
"KÜRESELLEŞEN BİR TERÖRLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, dünyada ve ülkede önemli gündem maddelerinin olduğunu belirterek, “Artık terörü terör olarak ifade etmiyoruz, küreselleşen bir terörle karşı karşıyayız. Ortadoğu kan gölü haline dönmüş. Akdeniz kızıla boyandı. Her gün onlarca cesedin sahile vurduğu bir sürecin içerisindeyiz. Rusya, ABD, Fransa ve İngiltere hemen yanı başımızda bilek güreşi yapıyorlar. Önemli gelişmeler oluyor bölgemizde. Bölgemizde acaba medeniyetlerin çatışması olur mu diye endişe ederken şimdi medeniyet içi çatışmaların nasıl körüklendiğini izliyoruz. 20. Yüzyıl geride kaldı ve 20. Yüzyıl bir vahşet yüzyılıydı. En çok savaşların, çatışmaların, insan kayıplarının olduğu bir yüzyıldı. İnsanlık bekliyordu ki 21. Yüzyıl bilgi çağı, teknoloji yılı olacaktı. İnsanlar mutlu olacak ve huzuru yakalayacak diye bekliyorlardı. 21. Yüzyılın nasıl başladığını ve davam ettiğini hep beraber görüyoruz. Adeta terör yüzyılı havasını estiren görüntülerle karşı karşıyayız” dedi.
Dünyaya tarım açısından bakmak istediğini ifade eden Bakan Çelik, “Dünyada 5 milyar hektar tarıma elverişli toprak var. Bunun 1.4 milyarı kullanılabiliyor. 2 milyar insan yoksul, 1 milyar insan aç. 1,5 milyar insan ise çok aşırı beslenmekten dolayı hastanelere gidiyor. 500 milyonu ise obez. Davos’taki toplantıda izledik. Dünyanın en zengin 62 insanının serveti dünyadaki 3,5 milyar insanın servetiyle eşit. Dünyanın nüfusu 7 milyar, 3,5 milyar yarısı, 62 zengin bunlara eş değer. Diğer tarafta 1.3 milyar ton gıda israfıyla dünya karşı karşıya. Kısacası bir tarafta sefalet bir tarafta sefahat. Bu dünyada huzur bekliyoruz. İnsanca yaşayalım diyoruz. Nasıl yaşayacaksınız? Yaşanmayacağını Dünya Bankası başkanı çıkıp söylüyor. Kıtlık savaşlarının kaçınılmaz olduğunu söylüyor” diye konuştu.
“ÇANAKKALE’DE BİR OLAN, BERABER OLAN İNSANLARIN ARASINA FİTNE SOKMA, DEFOL GİT BURADAN”
Türkiye’nin potansiyelinin yüksek bir ülke olduğunu ifade eden Bakan Çelik, “Rusya’da bir şeyler oluyor. Avrupa Birliği’nde de bir şeyler oluyor. Ortada bir sıkıntı var. Ortayı temsil eden ise Türkiye. Bu coğrafyada huzursuzluk, çatışma ve sahipsizlik var. Buradaki sahiplik görevini üstlenmesin diye Türkiye bazı tehditlerle karşı karşıya. Bunun başında terör geliyor. Terörün butonuna tekrar basıldı. Terör uzunca yıllardır bulunuyor. Çözmek istedik, çözüm süreci başlattık. Çözüm süreci olmasaydı doğudaki vatandaşın tavrı çok farklı olurdu. Çözüm süreci doğru bir süreçti. Çözüm sürecinde haklar istediler. Eşbaşkanlık dahil ne söyledilerse yapıldı. Köyün ismini dahi söyleyemiyorlardı. Cezaevinde anneyle oğul konuşamıyordu. Aklınıza gelecek haklar konusunda ne kısıtlama varsa tümünü ortadan kaldıran bir iktidar olduk. Bunları terör örgütü için yapmadık. Bunları insanca yaşamanın gereği olduğu için yaptık. Bunun dışında son derece büyük yatırımlar gerçekleştirdik. Bizim o bölgede yaptığımız yatırımları Konya, Ankara, Bursa, İzmir almamıştır. 70 yıllık bir ihmalin sonucu oluşan huzursuzlukları kaldırmak için yatırım seferberliği yapıldı. 4 yılda 400 okulun yapıldığı bir il var mıdır? Bölgede seferberlik halinde bunlar yapılıyor. Hangi iradeyle? AK Parti iradesiyle. Tek bir şart vardır bu süreç içerisinde. Silahlar bırakılacak, güvenlik güçlerine teslim olunacak yada ülke terk edilecek. Çanakkale’de bir olan, beraber olan insanların arasına fitne sokma. Defol git buradan, çık. Ama gördük ki dilde barış. İçtenlikle söylenmedikten sonra dilde barış dememizin bir anlamı var mı? Demokrasiyle barışı ağzından düşürmeyen bu zavallılar biz milletimize anlatırız gibi bir yanılgıya düştüler” şeklinde konuştu.
“ÖZ YIKIM, ÖZ FELAKETİN PEŞİNDELER”
Terörün bir araç, teröristlerin ise birer piyon olduğunu söyleyen Çelik, “Bizi durdurmak, bizim kalkınmamızı, gelişmemizi engellemek istiyorlar. Öz yönetim diyorlar. Ne öz yönetimi. Öz yıkım öz felaketin peşindeler. İlçeleri, sokakları millete zindan ettiler. O masum halkın karşı karşıya kaldığı tehditler ve patlayan bombalar karşısında ne elde ettiler. Bunlar hikaye. Artık bölge halkı da bunun öz yıkım olduğunu çok iyi görmüş durumda. Buradan sesleniyorum, ey Diyarbakırlı, ey Şanlıurfalı, ey Bingöllü, ey Hakkarili korkma ayağa kalk bu millet arkanızda. Biz seve seve kardeşlerimizle ekmeğimizi paylaşırız. Ekmeği böleriz yeriz ama vatanı böldürmeyiz” ifadelerini kullandı.
Bildiriye imza atan akademisyenler konusunda ise Faruk Çelik, “Terör silah depoluyor. Polis, asker şehit ediliyor. Ankara’da kapuçino içen, İstanbul’da keyif çatanlar da bildiri yazıyor. Oradaki bir masum insanın canına zarar gelmemesi için görev yapan asker, polis ve görevlilerin halini ne zaman anladın ki bu hassas mücadeleyi sürdüren insanları tehdit eden, terörün yanında yer alan bir aydın müsveddesi olarak çıktında bu insanları tenkit ederek devlete iftira atacaksın. Bir tarafta ülkenin refahı kalkınması için namuslu, şerefli, haysiyetli, ülkenin birliği için mücadele eden ve akademik kariyerle ülkenin önüne düşmüş bir akademisyen var; Ahmet Davutoğlu. Diğer tarafta devletine milletine iftira atan az sayıdaki kime hizmet ettikleri belli olmayan sözde akademisyenler var. Milletimiz bunları çok iyi ayırt ederek gerekli cevabı veriyor” açıklamasında bulundu.
“DİKTATÖR ARIYORSAN SENSİN”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı büyük bir kinin olduğuna dikkat çeken Bakan Çelik şunları söyledi:
“Sandıkta yenemediğimizi, çukurlarda yeneriz düşüncesi var. Ana muhalefette geçen gün kongre yapıldı. Demokrasi ve değişim kongresi. Ama değişen hiçbir şey yok. Kendi milletvekili orada kendi dünyasına göre delege ayarlaması yaparak seçildiğini söylüyor. Diktatör arıyorsan vallahi sensin. Halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve yine halk tarafından seçilmiş tek başına iktidar var. Hazmedemeyen kim ana muhalefet. Hani demokrasi şöleni diyordun. Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanı olmuş milletin iradesiyle. Recep Tayyip Erdoğan başbakan olmuş milletin iradesiyle. Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmuş yine milletin iradesiyle. Asıl soru şu. Sen nasıl genel başkan oldun? Nasıl bir oyunla gönderildiğini Deniz Baykal’ın konuşması lazım. Muhalefetin son kullanma tarihi geçmiş. Biz bakanlık olarak bayat gıdaları hemen toplatıyoruz. Toplatıp imha ediyoruz.”