Depresyon, Yaşlılarda Da Görülüyor
Medicana Çamlıca Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Ayşegül Demirel, depresyonun gençler de olduğu gibi yaşlılarda da görülebilen psikiyatrik bir hastalık olduğunu söyledi.
Demirel, yaşlılarda depresyon riskini artıran durumları şöyle sıraladı: "Kadın olmak, ailede depresyon öyküsünün bulunması, daha önceden depresyon geçirmek, ciddi tıbbi hastalık varlığı, işitme veya görme kusurları, çevre değişikliği, aile üyesi veya arkadaş kaybı, iş kaybı yada emekli olma ve organ/vücut işlevi gibi kayıplar".
Yaşlılarda depresyonun genç ve erişkinlerden farklı olduğunu belirten Demirel, "Yaşlıların çoğunluğu depresyon belirtilerini inkar eder. Yaşlılarda baş ağrısı, mide bulantısı, midede yanma, şişkinlik, yaygın vücut ağrısı gibi temelde ruhsal kaynaklı bedensel belirtiler sıktır. Yaşlı hasta bu tür bedensel şikayetleri ile aşırı derecede meşgul olmaya başlar. Konsantrasyonu azalmıştır, ilgi ve istek kaybolmuştur, yorgundur. Kaygılı ya da huzursuz olabilir. Ağır unutkanlık görülebilir. Yaşlı bireylerde yüzde 40’a ulaşan bir oranda depresyonun teşhis edilemediği saptanmıştır. Çünkü hekimler, hastalar ve hasta yakınları; depresyon belirtilerinin yaşlanma sürecinin normal psikolojik bir sonucu olduğunu düşünmektedir" dedi.
Demirel, yaşlı depresyon hastasının yakınlarının yapması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Yaşlı bireydeki depresyonun ailesi tarafından farkedilebilmesi zor olabilir. Aile fertlerinin yaşlı hastadaki tavır ve huy değişikliklerini önemsemesi gerekir. Yaşlı bireyin diğer insanlarla olan sosyal ilişkisi, iştahı ve uyku düzeni, iç sıkıntısının ya da unutkanlığının olup olmadığı takip edilmelidir. Depresif olduğu düşünülen yaşlı birey için yapılabilecek ilk iş, onun bir yaşlılık psikiyatristine (Geropsikiyatri uzmanı) başvurmasının sağlanmasıdır. Sonuç olarak depresyon; yaşlılığın doğal bir sonucu değildir. Yaşlılıkta depresyon yaşlanma sürecinden bağımsızdır ve tedavisi gençlerde olduğu kadar etkilidir. Yaşlıların uygun psikiyatrik ilaç tedavisi almaları ve psikolojik müdahale görmeleri en doğal haklarıdır. Tedavi edilmeyen depresyon yaşlıda içe kapanma, intihar riskinde artışa, aile ve toplum üzerindeki yükün artmasına, gereksiz sağlık harcamalarına, işlevselliğin kaybına ve hayat kalitesinde düşmeye neden olmaktadır".
Kaynak: İHA
Yaşlılarda depresyonun genç ve erişkinlerden farklı olduğunu belirten Demirel, "Yaşlıların çoğunluğu depresyon belirtilerini inkar eder. Yaşlılarda baş ağrısı, mide bulantısı, midede yanma, şişkinlik, yaygın vücut ağrısı gibi temelde ruhsal kaynaklı bedensel belirtiler sıktır. Yaşlı hasta bu tür bedensel şikayetleri ile aşırı derecede meşgul olmaya başlar. Konsantrasyonu azalmıştır, ilgi ve istek kaybolmuştur, yorgundur. Kaygılı ya da huzursuz olabilir. Ağır unutkanlık görülebilir. Yaşlı bireylerde yüzde 40’a ulaşan bir oranda depresyonun teşhis edilemediği saptanmıştır. Çünkü hekimler, hastalar ve hasta yakınları; depresyon belirtilerinin yaşlanma sürecinin normal psikolojik bir sonucu olduğunu düşünmektedir" dedi.
Demirel, yaşlı depresyon hastasının yakınlarının yapması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Yaşlı bireydeki depresyonun ailesi tarafından farkedilebilmesi zor olabilir. Aile fertlerinin yaşlı hastadaki tavır ve huy değişikliklerini önemsemesi gerekir. Yaşlı bireyin diğer insanlarla olan sosyal ilişkisi, iştahı ve uyku düzeni, iç sıkıntısının ya da unutkanlığının olup olmadığı takip edilmelidir. Depresif olduğu düşünülen yaşlı birey için yapılabilecek ilk iş, onun bir yaşlılık psikiyatristine (Geropsikiyatri uzmanı) başvurmasının sağlanmasıdır. Sonuç olarak depresyon; yaşlılığın doğal bir sonucu değildir. Yaşlılıkta depresyon yaşlanma sürecinden bağımsızdır ve tedavisi gençlerde olduğu kadar etkilidir. Yaşlıların uygun psikiyatrik ilaç tedavisi almaları ve psikolojik müdahale görmeleri en doğal haklarıdır. Tedavi edilmeyen depresyon yaşlıda içe kapanma, intihar riskinde artışa, aile ve toplum üzerindeki yükün artmasına, gereksiz sağlık harcamalarına, işlevselliğin kaybına ve hayat kalitesinde düşmeye neden olmaktadır".