Cumhurbaşkanı Erdoğan, Canlı Yayında Açıklaması (4)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılara ilişkin, "İsrail bence ateşle oynuyor, yanlış adım atıyor. Bugüne kadar Mescid-i Aksa ile ilgili attığı adım, yani bir taraftan zaman, bir taraftan mekan itibarıyla bir bölme harekatını gerçekleştirmektir ama ne onu, ne onu Allah'ın izniyle gerçekleştiremeyecek" dedi.
Erdoğan, Kanal 7 ve Ülke TV ortak yayınıyla ekrana gelen "İskele Sancak Özel" programında, gazeteci Mehmet Acet'in sorularını yanıtladı.
Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları değerlendiren Erdoğan, yarın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bu konuyu ayrıca görüşeceğini belirterek, şu bilgileri verdi:
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinden Fransa ile bu konuyu görüştüm, aynı şekilde Almanya ile bu konuyu görüştüm ve Arap dünyasında da başta Suudi Arabistan Kralı Salman Bin Abdülaziz olmak üzere, Ürdün Kralı Abdullah ile olsun, aynı şekilde Katar Emiri ile olsun bütün bunlarla da görüşmelerimi yaptım ve bütün bu görüşmelerin yanında tabii öncelikle Mahmud Abbas ile olan görüşmemiz vardı, aynı gün Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile bu konuyu görüştüm. Tabii bunları yakın markajda devam ettiriyoruz. Dün de İsrail parlamentosundan 5 Filistinli milletvekili geldi. Onlarla burada bir görüşmemiz oldu. Tabii onlar durum tespitlerini hatta zaman zaman televizyon ekranlarına da onların görüntüleri çıkmıştı, İsrail polisiyle filan olan mücadelelerinde. Her şeyi açıkça anlattılar. Tabii İsrail bence ateşle oynuyor, yanlış adım atıyor. Bugüne kadar Mescid-i Aksa ile ilgili attığı adım, yani bir taraftan zaman, bir taraftan mekan itibarıyla bir bölme harekatını gerçekleştirmektir ama ne onu, ne onu Allah'ın izniyle gerçekleştiremeyecek. Çünkü buradaki atılan adım karşısında, tabii başta ülkemiz olmak üzere, biz tüm İslam dünyası olarak bir defa bir dayanışma içerisindeyiz."
Bu konuda Rabat'ta uluslararası bir zirvenin düzenleneceğini kaydeden Erdoğan, "Orada uluslararası bir Kudüs vakfı var, onlarla bir çalışma sürüyor. Bu çalışmayı aynı şekilde biz de takip ediyoruz. Bu konuları da yine paylaştık, görüştük. Bu konuda atılması gereken adımlar neyse bunları atacağız. Şimdi önümüzde tabii Birleşmiş Milletler Genel Kurulu var. Bu Genel Kurul'a Sayın Davutoğlu katılacak. Bu da tabii orada görüşmeleri aynı şekilde yapacak. Biz de yarın Putin ile ve Abbas ile Moskova'da bu görüşmeleri yapacağız. Temennim odur ki bu konu da tekrar eski haline, normale döner" ifadelerini kullandı.
- "Gönül bağımı koparmamı kimse beklemesin"
"1 Kasım seçimleri öncesinde AK Parti listelerinin belirlenmesinde rolünüz oldu mu? Anayasada 'Cumhurbaşkanı seçildiği anda partisiyle ilişkisi kesilir' şeklindeki madde üzerinden size yönelik eleştiriler var? Bu eleştirilere ne dersiniz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, kurucu genel başkanı olduğu AK Parti ile şu an hukuki bir bağının olmadığını belirterek, "Sadece olsa olsa benim gönül bağım olur. Herhalde bu gönül bağımı koparmamı da benden kimse beklemesin. Yani bunu da mı saklayayım? Bu konuda yani yalan bir haleti ruhiye içinde mi olayım?" dedi.
Göreve gelmeden önce "Birileri gibi olmam" dediğini hatırlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Her zaman söylüyorum, gönül bağım var. Kurucu genel başkanıyım ben ve bunu, bundan sonraki süre içinde de aynı şekilde sürdüreceğim. Partimin yetkilileri bu genel başkanından ki zaten başbakan olduğu sürece malum haftalık bizim rutinimiz vardır görüşmeleri yaparız. Bakan, milletvekilleri vesaire, zaman zaman ziyaretime gelip, zaman zaman ülke meselelerini benimle görüşmelerinden daha doğal, daha tabii ne olabilir? Hatta hatta siyasi meseleleri benimle görüşmekten daha doğal, daha tabii ne olabilir? 'Benimle bunları konuşmuyorlar, görüşmüyorlar artık benim siyasetle ilişkim yok', yani bunu mu söyleyeyim? Böyle bir şey olabilir mi? Ben şu anda Cumhurbaşkanıysam siyasette bir partili olmaktan koptum. Şu anda bir resmi partili değilim ama dünya siyaseti içinde, Türkiye siyaseti içinde Cumhurbaşkanı olarak herhalde bir yerimiz var, bu yerimizi de koruyoruz, koruyacağız. Bu konuyla ilgili de kurucusu olduğum partiden yetkililer de bana gelebilir, diğer siyasi partilerden de zaman zaman gelenler oluyor, onlarla da geldikleri zaman, ülkemizin sorunlarını, çeşitli konuları istişare ederiz, onların değerlendirmesini yaparız. Kapı her siyasi partiliye açık ama bazıları biliyorsunuz 'Beştepe'ye gidilmez, Beştepe'ye adım atılmaz', 'Burası kaçaktır, şudur budur' dediler, gelmediler. Daha sonra 'Gidebiliriz' filan gibi laflar da gelmeye başladı. Yani, biz gelene kapımızı kapatmadık. Kim olursa olsun kapımızı açık tuttuk."
Bundan sonra da "cumhurun başı" olarak aynı anlayışla yollarına devam edeceklerini aktaran Erdoğan, "Kalkıp da şu anda 'AK Parti'nin listelerini Cumhurbaşkanı yapıyor' diye bir mantık, bir anlayış doğru bir anlayış değildir. O AK Parti'nin başındaki gerek Sayın Genel Başkan'a gerek ekibine saygısızlık olur, hakaret olur. Böyle bir şeye de 'evet' demek mümkün değildir" diye konuştu.
- "7 Haziran programları gibi bir program olmayacak"
7 Haziran öncesinde katıldığı açılış programları dolayısıyla yapılan eleştiriler hatırlatılarak, 1 Kasım öncesinde benzeri programları olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, 7 Haziran seçimleri öncesinde devlet yatırımlarına ilişkin toplu açılış törenlerine katıldığını belirtti.
1 Kasım seçimleri öncesinde benzeri açılış programlarının yok denecek kadar az olduğunu dile getiren Erdoğan, "Özel sektörden bazı davetler geliyor, yaptıkları yatırımların açılışını gerçekleştirmek için. Bir de belki bu arada bizim biliyorsunuz Sinop'taki nükleer enerjiyle alakalı, Japonlarla yapacağımız bir yatırım var. Bunu da içeren bir Japonya seyahatimizin olma durumu var. Bunun dışında da ayrıca Avrupa'da bir nişan meselesi var, bir ödül verecekler. Brüksel'de ona katılacağım. Strazburg, ardından Almanya'da yine aynı şekilde kapalı salon toplantısı olacak, onlara katılacağım, bunun dışında geçen 7 Haziran programları gibi bir program olmayacak" cevabını verdi.
- "1 Kasım seçimleri bir kırılma noktasıdır"
"1 Kasım seçimleri Türkiye için ne ifade ediyor?" şeklindeki soru üzerine de Erdoğan, şöyle dedi:
"Bana göre 1 Kasım seçimleri bir kırılma noktasıdır. Eğer istikrar istiyorsak, eğer güven istiyorsak, eğer huzur istiyorsak, konuşmamızın başında ifade ettiğim gibi gerçekten yerli ve milli bir yapı istiyorsak, milletçe 1 Kasım'da vereceğimiz oyun neyi belirleyeceğini çok iyi düşünmemiz lazım. Aksi takdirde şu geçen 5 aylık süre içinde neler yaşadığımız ortada. Koalisyon görüşmelerinde neleri kaybettiğimiz ortada. Bunun yanında terörle olan mücadelede kaybettiklerimiz ortada. Şimdi biz, sürekli terörle mi yaşayacağız? Bu ülkeye bu yakışıyor mu? Burada kayıplarımız var. İnsan kaybımız var. Şehitlerimiz... Bunu görmemiz lazım? Bunlar olmadığı zaman ülkemizin kalkınmada yakaladığı bir ortam vardı. İşte 2002'den tutun, şurada 13 senelik süreç içinde hangi alana bakarsanız bakın 1'e 3 kattık. Yatırımlara baktığınız zaman, eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide ne bileyim gıda, tarımda attığımız bütün adımlar ortada. Yakaladığımız bu istikrar, güven ortamını maalesef şu anda zedeledik. Bunu bizim yeniden yakalamamız lazım. Onun için bu bir kırılma noktasıdır. Yani bu konuda benim vatandaşım, benim halkım inanıyorum ki bu defa kararını çok daha farklı vermelidir, çok iyi düşünmelidir. Yani biz bu ülkede terör örgütünü arkasına almak suretiyle kalkıp da siyaset yapmak isteyenlere herhalde benim halkım meydanı bırakmayacaktır diye düşünüyorum."
- "Cevabı milletim 1 Kasım'da vermeli"
Yapılan eserlerin ortada olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Hani hep söyleriz ya yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Buna bakılmalı, buna göre de adım atılmalı diye düşünüyorum. Hiçbir dönemde özgürlükler şahsen 12 yıllık başbakanlığım döneminde olduğu gibi hiçbir dönemde olmamıştır. Bakın o özgürlükler aynen devam ediyor. Haklar noktasında bakınız hiçbir dönemde böyle bir şey yakalanmamıştır" dedi.
Erdoğan, hakların ortada olduğuna dikkati çekerek, "Buna rağmen oylarımızı hassasiyetle, dikkatle kullanmazsak bunlara böyle bir fırsat vermiş oluruz ki yazık olur diye düşünüyorum. Batı, özellikle ilk dönemlerde hep 'Türkiye sessiz devrim gerçekleştirdi' dedi. AB müktesebatıyla ilgili attığımız adımlarda hep bunları söylediler. Bakıyorsunuz aynı Batı şu anda farklı yaklaşımlar içinde bulunuyor. Öyleyse bu cevabı benim milletim 1 Kasım'da vermeli diye inanıyorum, böyle düşünüyorum" şeklinde konuştu.
(Sürecek)
Kaynak: AA
Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları değerlendiren Erdoğan, yarın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bu konuyu ayrıca görüşeceğini belirterek, şu bilgileri verdi:
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinden Fransa ile bu konuyu görüştüm, aynı şekilde Almanya ile bu konuyu görüştüm ve Arap dünyasında da başta Suudi Arabistan Kralı Salman Bin Abdülaziz olmak üzere, Ürdün Kralı Abdullah ile olsun, aynı şekilde Katar Emiri ile olsun bütün bunlarla da görüşmelerimi yaptım ve bütün bu görüşmelerin yanında tabii öncelikle Mahmud Abbas ile olan görüşmemiz vardı, aynı gün Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile bu konuyu görüştüm. Tabii bunları yakın markajda devam ettiriyoruz. Dün de İsrail parlamentosundan 5 Filistinli milletvekili geldi. Onlarla burada bir görüşmemiz oldu. Tabii onlar durum tespitlerini hatta zaman zaman televizyon ekranlarına da onların görüntüleri çıkmıştı, İsrail polisiyle filan olan mücadelelerinde. Her şeyi açıkça anlattılar. Tabii İsrail bence ateşle oynuyor, yanlış adım atıyor. Bugüne kadar Mescid-i Aksa ile ilgili attığı adım, yani bir taraftan zaman, bir taraftan mekan itibarıyla bir bölme harekatını gerçekleştirmektir ama ne onu, ne onu Allah'ın izniyle gerçekleştiremeyecek. Çünkü buradaki atılan adım karşısında, tabii başta ülkemiz olmak üzere, biz tüm İslam dünyası olarak bir defa bir dayanışma içerisindeyiz."
Bu konuda Rabat'ta uluslararası bir zirvenin düzenleneceğini kaydeden Erdoğan, "Orada uluslararası bir Kudüs vakfı var, onlarla bir çalışma sürüyor. Bu çalışmayı aynı şekilde biz de takip ediyoruz. Bu konuları da yine paylaştık, görüştük. Bu konuda atılması gereken adımlar neyse bunları atacağız. Şimdi önümüzde tabii Birleşmiş Milletler Genel Kurulu var. Bu Genel Kurul'a Sayın Davutoğlu katılacak. Bu da tabii orada görüşmeleri aynı şekilde yapacak. Biz de yarın Putin ile ve Abbas ile Moskova'da bu görüşmeleri yapacağız. Temennim odur ki bu konu da tekrar eski haline, normale döner" ifadelerini kullandı.
- "Gönül bağımı koparmamı kimse beklemesin"
"1 Kasım seçimleri öncesinde AK Parti listelerinin belirlenmesinde rolünüz oldu mu? Anayasada 'Cumhurbaşkanı seçildiği anda partisiyle ilişkisi kesilir' şeklindeki madde üzerinden size yönelik eleştiriler var? Bu eleştirilere ne dersiniz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, kurucu genel başkanı olduğu AK Parti ile şu an hukuki bir bağının olmadığını belirterek, "Sadece olsa olsa benim gönül bağım olur. Herhalde bu gönül bağımı koparmamı da benden kimse beklemesin. Yani bunu da mı saklayayım? Bu konuda yani yalan bir haleti ruhiye içinde mi olayım?" dedi.
Göreve gelmeden önce "Birileri gibi olmam" dediğini hatırlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Her zaman söylüyorum, gönül bağım var. Kurucu genel başkanıyım ben ve bunu, bundan sonraki süre içinde de aynı şekilde sürdüreceğim. Partimin yetkilileri bu genel başkanından ki zaten başbakan olduğu sürece malum haftalık bizim rutinimiz vardır görüşmeleri yaparız. Bakan, milletvekilleri vesaire, zaman zaman ziyaretime gelip, zaman zaman ülke meselelerini benimle görüşmelerinden daha doğal, daha tabii ne olabilir? Hatta hatta siyasi meseleleri benimle görüşmekten daha doğal, daha tabii ne olabilir? 'Benimle bunları konuşmuyorlar, görüşmüyorlar artık benim siyasetle ilişkim yok', yani bunu mu söyleyeyim? Böyle bir şey olabilir mi? Ben şu anda Cumhurbaşkanıysam siyasette bir partili olmaktan koptum. Şu anda bir resmi partili değilim ama dünya siyaseti içinde, Türkiye siyaseti içinde Cumhurbaşkanı olarak herhalde bir yerimiz var, bu yerimizi de koruyoruz, koruyacağız. Bu konuyla ilgili de kurucusu olduğum partiden yetkililer de bana gelebilir, diğer siyasi partilerden de zaman zaman gelenler oluyor, onlarla da geldikleri zaman, ülkemizin sorunlarını, çeşitli konuları istişare ederiz, onların değerlendirmesini yaparız. Kapı her siyasi partiliye açık ama bazıları biliyorsunuz 'Beştepe'ye gidilmez, Beştepe'ye adım atılmaz', 'Burası kaçaktır, şudur budur' dediler, gelmediler. Daha sonra 'Gidebiliriz' filan gibi laflar da gelmeye başladı. Yani, biz gelene kapımızı kapatmadık. Kim olursa olsun kapımızı açık tuttuk."
Bundan sonra da "cumhurun başı" olarak aynı anlayışla yollarına devam edeceklerini aktaran Erdoğan, "Kalkıp da şu anda 'AK Parti'nin listelerini Cumhurbaşkanı yapıyor' diye bir mantık, bir anlayış doğru bir anlayış değildir. O AK Parti'nin başındaki gerek Sayın Genel Başkan'a gerek ekibine saygısızlık olur, hakaret olur. Böyle bir şeye de 'evet' demek mümkün değildir" diye konuştu.
- "7 Haziran programları gibi bir program olmayacak"
7 Haziran öncesinde katıldığı açılış programları dolayısıyla yapılan eleştiriler hatırlatılarak, 1 Kasım öncesinde benzeri programları olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, 7 Haziran seçimleri öncesinde devlet yatırımlarına ilişkin toplu açılış törenlerine katıldığını belirtti.
1 Kasım seçimleri öncesinde benzeri açılış programlarının yok denecek kadar az olduğunu dile getiren Erdoğan, "Özel sektörden bazı davetler geliyor, yaptıkları yatırımların açılışını gerçekleştirmek için. Bir de belki bu arada bizim biliyorsunuz Sinop'taki nükleer enerjiyle alakalı, Japonlarla yapacağımız bir yatırım var. Bunu da içeren bir Japonya seyahatimizin olma durumu var. Bunun dışında da ayrıca Avrupa'da bir nişan meselesi var, bir ödül verecekler. Brüksel'de ona katılacağım. Strazburg, ardından Almanya'da yine aynı şekilde kapalı salon toplantısı olacak, onlara katılacağım, bunun dışında geçen 7 Haziran programları gibi bir program olmayacak" cevabını verdi.
- "1 Kasım seçimleri bir kırılma noktasıdır"
"1 Kasım seçimleri Türkiye için ne ifade ediyor?" şeklindeki soru üzerine de Erdoğan, şöyle dedi:
"Bana göre 1 Kasım seçimleri bir kırılma noktasıdır. Eğer istikrar istiyorsak, eğer güven istiyorsak, eğer huzur istiyorsak, konuşmamızın başında ifade ettiğim gibi gerçekten yerli ve milli bir yapı istiyorsak, milletçe 1 Kasım'da vereceğimiz oyun neyi belirleyeceğini çok iyi düşünmemiz lazım. Aksi takdirde şu geçen 5 aylık süre içinde neler yaşadığımız ortada. Koalisyon görüşmelerinde neleri kaybettiğimiz ortada. Bunun yanında terörle olan mücadelede kaybettiklerimiz ortada. Şimdi biz, sürekli terörle mi yaşayacağız? Bu ülkeye bu yakışıyor mu? Burada kayıplarımız var. İnsan kaybımız var. Şehitlerimiz... Bunu görmemiz lazım? Bunlar olmadığı zaman ülkemizin kalkınmada yakaladığı bir ortam vardı. İşte 2002'den tutun, şurada 13 senelik süreç içinde hangi alana bakarsanız bakın 1'e 3 kattık. Yatırımlara baktığınız zaman, eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide ne bileyim gıda, tarımda attığımız bütün adımlar ortada. Yakaladığımız bu istikrar, güven ortamını maalesef şu anda zedeledik. Bunu bizim yeniden yakalamamız lazım. Onun için bu bir kırılma noktasıdır. Yani bu konuda benim vatandaşım, benim halkım inanıyorum ki bu defa kararını çok daha farklı vermelidir, çok iyi düşünmelidir. Yani biz bu ülkede terör örgütünü arkasına almak suretiyle kalkıp da siyaset yapmak isteyenlere herhalde benim halkım meydanı bırakmayacaktır diye düşünüyorum."
- "Cevabı milletim 1 Kasım'da vermeli"
Yapılan eserlerin ortada olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Hani hep söyleriz ya yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Buna bakılmalı, buna göre de adım atılmalı diye düşünüyorum. Hiçbir dönemde özgürlükler şahsen 12 yıllık başbakanlığım döneminde olduğu gibi hiçbir dönemde olmamıştır. Bakın o özgürlükler aynen devam ediyor. Haklar noktasında bakınız hiçbir dönemde böyle bir şey yakalanmamıştır" dedi.
Erdoğan, hakların ortada olduğuna dikkati çekerek, "Buna rağmen oylarımızı hassasiyetle, dikkatle kullanmazsak bunlara böyle bir fırsat vermiş oluruz ki yazık olur diye düşünüyorum. Batı, özellikle ilk dönemlerde hep 'Türkiye sessiz devrim gerçekleştirdi' dedi. AB müktesebatıyla ilgili attığımız adımlarda hep bunları söylediler. Bakıyorsunuz aynı Batı şu anda farklı yaklaşımlar içinde bulunuyor. Öyleyse bu cevabı benim milletim 1 Kasım'da vermeli diye inanıyorum, böyle düşünüyorum" şeklinde konuştu.
(Sürecek)