Şehit Polisler Son Yolculuklarına Uğurlanıyor
Terör örgütü PKK mensuplarınca Ceylanpınar'daki evlerinde şehit edilen 2 polis memuru için Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğünde tören düzenlendi.
Bahçelievler Mahallesi'ndeki evlerinde silahla öldürülmüş olarak bulunan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli Feyyaz Yumuşak ile Çevik Kuvvet Şubesi personeli Okan Acar'ın cenazeleri, Şanlıurfa Adli Tıp Kurumundan alınarak, Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğüne getirildi.
Türk Bayrağı örtülü tabutlarla meslektaşlarının omuzlarında emniyet müdürlüğünün bahçesine getirilen şehitler için saygı duruşunda bulunuldu.
Törene, şehit Yumuşak ve Acar'ın yakınları, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı ile çok sayıda vatandaş ve polis memuru katıldı.
Bakan Öztürk, törende, Türkiye'de, kadimden beri var olmak için ağır bedeller ödeyen bir kaderin hüküm sürdüğünü söyledi.
Burada yaşayan insanların huzuru, mutluluğu, geleceği, bekası, birliği ve bütünlüğünü şehitlik ve gaziliklerle karşılandığını belirten Öztürk, şöyle devam etti:
"Ne yazık ki bugün de bu gelenek, bu kader yine karşımızdadır. Bu ülkenin birliği, bütünlüğü ve bekası için güvenlik görevlilerimize karşı vahşice yapılmış olan cinayet, hiçbir ahlak kuralına, anlayışına, din anlayışına veya insanlığa sığacak şey değildir. Yatağında yatarken 2 insanı, bir başka elim olay dolayısıyla şehit etmenin açıklanacak bir şeyi olamaz. Hiçbir dava buna haklılık kazandıramaz. Vahşice, nefret ettirici faaliyetlerin, bu ülkede kimseyi korkutmasına imkan yoktur."
Ülkenin birlik ve bütünlüğünün ne pahasına olursa olsun her zaman kararlılıkla sağlanacağını dile getiren Öztürk, bunu yaparken de her ne kadar istenmese de güvenlik güçlerinin kayıplar verebileceğine işaret etti.
Şehitlik makamının Peygamberlikten sonra gelen en yüce mertebe olduğunu vurgulayan Öztürk, "Gerek ailelerine gerekse yakın çevrelerine şefaat edeceklerdir. Bu şehitlerimizi ebediyete uğurlarken tekrar milletimize başsağlığı diliyorum. Bir ülkenin bir bayrağın vatan olabilmesi için bir takım bedeller ödeniyor. Bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır. Çanakkale'den ve daha önce pek çok şehitlik yaşamış tarihten geliyoruz. Bugün de ülkemizin iç huzuru, birlik ve bütünlüğü için bu mücadeleleri veriyoruz ve kayıplar yaşıyoruz" dedi.
- "Şehitlerimizin kanları asla yerde kalmayacak"
Vali Küçük de değerli iki vatan evladının huzurunda bulunduklarını, üzüntülerinin çok büyük ve derin olduğunu dile getirdi.
Ülkenin can güvenliği için görev yapanların şehit edildiğini belirten Küçük, şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Şehit ailelerinin artık devlete emanet olduğunu vurgulayan Küçük, şehitlerin her zaman semalarda yer alıp unutulmayacağını kaydetti.
Saldırıyı gerçekleştirenlerle ilgili çalışmaların sonuna kadar süreceğini dile getiren Küçük, "Polislerimizi şehit eden alçak teröristler bilsinler ki; devlet muhakkak yakalarına yapışacaktır. Hukuktan ve devletten kaçamayacaklar. Şehitlerimizin kanları asla yerde kalmayacak" diye konuştu.
- "İhanet sarmalını derinleştirmeye çalışıyorlar"
Emniyet Müdürü Pınarbaşı ise devletin bekası, milletin birlik ve bütünlüğünü bozmak için daha önce defalarca tezgahlanan kanlı oyunların bir yenisiyle karşı karşıya olduklarını söyledi.
Madımak Oteli'nde 2 Temmuz 1993'te katledilenlerin intikamını almak için 3 gün sonra Başbağlar köyündeki masum insanları hunharca katleden barış ve kardeşlik maskesi arkasına giren odakların, Suruç'ta katlettikleri insanların intikamını almak için de Ceylanpınar'da vatanına ve milletine hizmetten başka hiçbir gayesi olmayan 2 meslektaşını kahpece katlettiğini dile getiren Pınarbaşı, şöyle devam etti:
"Maalesef son yıllarda kandan beslenen ancak barış ve kardeşlik sözünü dillerinden düşürmeyen bu odaklar, devletin tüm kurumlarına ve teşkilatımızın tüm hücrelerine giren örgütle de adeta kol kola girerek, ihanet sarmalını derinleştirmeye çalışıyorlar. Bu örgütün teşkilatımızın içerisine sızdırdıkları aracılığıyla istihbarat zafiyetleri oluşturulmaya çalışılmış, ilimizin plaka tanıma sistemi, abilerinden aldıkları talimatla kapatılarak asayiş ve terör olayları tırmandırılmaya çalışılmıştır. Bu örgüt tarafından Suruç'taki terör saldırısı fırsat bilinerek, istihbarat ve terörle mücadele birimlerinin başında gecesini gündüzüne katarak çalışan personelimiz gazete ve televizyonlarda yayınlar yapılarak, hedef gösterilmiştir. Bununla neyi amaçladıklarını iyi biliyoruz. Tüm bunlara rağmen son dönemlerde kol kola giren odaklarla mücadeleyi şehitler versek de sonuna kadar sürdüreceğiz. Şehitlerimizin kanının yerde kalmayacağını timsah gözyaşı dökenler dahil herkes görecek. Bundan şehitlerimizin aileleri dahil kimse şüphe etmesin."
- "Sevinmesinler onların sonu gelecek"
Şehit Okan Acar'ın annesi Zehra Acar, zaman zaman gözyaşlarını içerisinde gazetecilere yaptığı açıklamada, oğluyla en son 2 gün önce konuştuklarını söyledi.
En son görüşmelerinde oğlunun çok iyi olduğunu ve herhangi bir sıkıntısının bulunmadığını dile getirdiğini anlatan acılı anne, "Eli kırılasıcalar oğlumu şehit ettiler. Sevinmesinler onların sonu gelecek. Bunlar mutlaka sonunu görecekler, hem de ailecek" dedi.
Saldırıyı gerçekleştirenlerden hesap sorulmasını isteyen anne Acar, "Benim yavrumu aldılar. Onlar da ciğer acısı yaşasınlar. Benim oğlum çok iyiydi. Vatan için büyük insandı. Çok büyüktür, bak herkes onu uğurlamaya gelmiş. Oğlum ne kadar büyüktür görüyor musunuz? Herkes onun için burada. Çok büyük bir insandır o" diyerek gözyaşı döktü.
Acar, tören sonrasında tabutun omuzlara alındığı sırada koşarak, tabuta sarılıp Türk bayrağını öptü.
- Ağabeyinin üniformasını giydi
Törene, şehit polis Feyyaz Yumuşak'ın Mardin'de görev yaptığı öğrenilen asker kardeşi de katıldı.
Ağabeyine ait olduğu belirtilen üniformayı giyerek törene gelen ve adı açıklanmayan acılı kardeş, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Üniformayı bugüne özel giydim. En son ağabeyimle 2 gün önce görüşmüştük. Birkaç günlüğüne Sakarya'ya gitmeyi planlıyorduk" diye konuştu.
İl Müftüsü İhsan Açık tarafından dua okunan törenin ardından şehitlerin naaşı omuzlarda cenaze aracına taşındı. Şehir merkezinin bazı bölümlerinden sirenler eşliğinde geçirilen şehitleri gören vatandaşların gözyaşlarını tutamadığı, dualar edip şehitleri uğurladıkları görüldü.
Şehitler, daha sonra memleketlerine gönderilmek üzere GAP Havalimanına götürüldü.
Bu arada tören öncesinde Emniyet Müdürlüğü bahçesine ellerindeki pankartlarla girmek isteyen gruba polis izin vermeyerek tören alanı dışında beklemelerini istedi.
Kaynak: AA
Türk Bayrağı örtülü tabutlarla meslektaşlarının omuzlarında emniyet müdürlüğünün bahçesine getirilen şehitler için saygı duruşunda bulunuldu.
Törene, şehit Yumuşak ve Acar'ın yakınları, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı ile çok sayıda vatandaş ve polis memuru katıldı.
Bakan Öztürk, törende, Türkiye'de, kadimden beri var olmak için ağır bedeller ödeyen bir kaderin hüküm sürdüğünü söyledi.
Burada yaşayan insanların huzuru, mutluluğu, geleceği, bekası, birliği ve bütünlüğünü şehitlik ve gaziliklerle karşılandığını belirten Öztürk, şöyle devam etti:
"Ne yazık ki bugün de bu gelenek, bu kader yine karşımızdadır. Bu ülkenin birliği, bütünlüğü ve bekası için güvenlik görevlilerimize karşı vahşice yapılmış olan cinayet, hiçbir ahlak kuralına, anlayışına, din anlayışına veya insanlığa sığacak şey değildir. Yatağında yatarken 2 insanı, bir başka elim olay dolayısıyla şehit etmenin açıklanacak bir şeyi olamaz. Hiçbir dava buna haklılık kazandıramaz. Vahşice, nefret ettirici faaliyetlerin, bu ülkede kimseyi korkutmasına imkan yoktur."
Ülkenin birlik ve bütünlüğünün ne pahasına olursa olsun her zaman kararlılıkla sağlanacağını dile getiren Öztürk, bunu yaparken de her ne kadar istenmese de güvenlik güçlerinin kayıplar verebileceğine işaret etti.
Şehitlik makamının Peygamberlikten sonra gelen en yüce mertebe olduğunu vurgulayan Öztürk, "Gerek ailelerine gerekse yakın çevrelerine şefaat edeceklerdir. Bu şehitlerimizi ebediyete uğurlarken tekrar milletimize başsağlığı diliyorum. Bir ülkenin bir bayrağın vatan olabilmesi için bir takım bedeller ödeniyor. Bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır. Çanakkale'den ve daha önce pek çok şehitlik yaşamış tarihten geliyoruz. Bugün de ülkemizin iç huzuru, birlik ve bütünlüğü için bu mücadeleleri veriyoruz ve kayıplar yaşıyoruz" dedi.
- "Şehitlerimizin kanları asla yerde kalmayacak"
Vali Küçük de değerli iki vatan evladının huzurunda bulunduklarını, üzüntülerinin çok büyük ve derin olduğunu dile getirdi.
Ülkenin can güvenliği için görev yapanların şehit edildiğini belirten Küçük, şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Şehit ailelerinin artık devlete emanet olduğunu vurgulayan Küçük, şehitlerin her zaman semalarda yer alıp unutulmayacağını kaydetti.
Saldırıyı gerçekleştirenlerle ilgili çalışmaların sonuna kadar süreceğini dile getiren Küçük, "Polislerimizi şehit eden alçak teröristler bilsinler ki; devlet muhakkak yakalarına yapışacaktır. Hukuktan ve devletten kaçamayacaklar. Şehitlerimizin kanları asla yerde kalmayacak" diye konuştu.
- "İhanet sarmalını derinleştirmeye çalışıyorlar"
Emniyet Müdürü Pınarbaşı ise devletin bekası, milletin birlik ve bütünlüğünü bozmak için daha önce defalarca tezgahlanan kanlı oyunların bir yenisiyle karşı karşıya olduklarını söyledi.
Madımak Oteli'nde 2 Temmuz 1993'te katledilenlerin intikamını almak için 3 gün sonra Başbağlar köyündeki masum insanları hunharca katleden barış ve kardeşlik maskesi arkasına giren odakların, Suruç'ta katlettikleri insanların intikamını almak için de Ceylanpınar'da vatanına ve milletine hizmetten başka hiçbir gayesi olmayan 2 meslektaşını kahpece katlettiğini dile getiren Pınarbaşı, şöyle devam etti:
"Maalesef son yıllarda kandan beslenen ancak barış ve kardeşlik sözünü dillerinden düşürmeyen bu odaklar, devletin tüm kurumlarına ve teşkilatımızın tüm hücrelerine giren örgütle de adeta kol kola girerek, ihanet sarmalını derinleştirmeye çalışıyorlar. Bu örgütün teşkilatımızın içerisine sızdırdıkları aracılığıyla istihbarat zafiyetleri oluşturulmaya çalışılmış, ilimizin plaka tanıma sistemi, abilerinden aldıkları talimatla kapatılarak asayiş ve terör olayları tırmandırılmaya çalışılmıştır. Bu örgüt tarafından Suruç'taki terör saldırısı fırsat bilinerek, istihbarat ve terörle mücadele birimlerinin başında gecesini gündüzüne katarak çalışan personelimiz gazete ve televizyonlarda yayınlar yapılarak, hedef gösterilmiştir. Bununla neyi amaçladıklarını iyi biliyoruz. Tüm bunlara rağmen son dönemlerde kol kola giren odaklarla mücadeleyi şehitler versek de sonuna kadar sürdüreceğiz. Şehitlerimizin kanının yerde kalmayacağını timsah gözyaşı dökenler dahil herkes görecek. Bundan şehitlerimizin aileleri dahil kimse şüphe etmesin."
- "Sevinmesinler onların sonu gelecek"
Şehit Okan Acar'ın annesi Zehra Acar, zaman zaman gözyaşlarını içerisinde gazetecilere yaptığı açıklamada, oğluyla en son 2 gün önce konuştuklarını söyledi.
En son görüşmelerinde oğlunun çok iyi olduğunu ve herhangi bir sıkıntısının bulunmadığını dile getirdiğini anlatan acılı anne, "Eli kırılasıcalar oğlumu şehit ettiler. Sevinmesinler onların sonu gelecek. Bunlar mutlaka sonunu görecekler, hem de ailecek" dedi.
Saldırıyı gerçekleştirenlerden hesap sorulmasını isteyen anne Acar, "Benim yavrumu aldılar. Onlar da ciğer acısı yaşasınlar. Benim oğlum çok iyiydi. Vatan için büyük insandı. Çok büyüktür, bak herkes onu uğurlamaya gelmiş. Oğlum ne kadar büyüktür görüyor musunuz? Herkes onun için burada. Çok büyük bir insandır o" diyerek gözyaşı döktü.
Acar, tören sonrasında tabutun omuzlara alındığı sırada koşarak, tabuta sarılıp Türk bayrağını öptü.
- Ağabeyinin üniformasını giydi
Törene, şehit polis Feyyaz Yumuşak'ın Mardin'de görev yaptığı öğrenilen asker kardeşi de katıldı.
Ağabeyine ait olduğu belirtilen üniformayı giyerek törene gelen ve adı açıklanmayan acılı kardeş, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Üniformayı bugüne özel giydim. En son ağabeyimle 2 gün önce görüşmüştük. Birkaç günlüğüne Sakarya'ya gitmeyi planlıyorduk" diye konuştu.
İl Müftüsü İhsan Açık tarafından dua okunan törenin ardından şehitlerin naaşı omuzlarda cenaze aracına taşındı. Şehir merkezinin bazı bölümlerinden sirenler eşliğinde geçirilen şehitleri gören vatandaşların gözyaşlarını tutamadığı, dualar edip şehitleri uğurladıkları görüldü.
Şehitler, daha sonra memleketlerine gönderilmek üzere GAP Havalimanına götürüldü.
Bu arada tören öncesinde Emniyet Müdürlüğü bahçesine ellerindeki pankartlarla girmek isteyen gruba polis izin vermeyerek tören alanı dışında beklemelerini istedi.