HDP İstanbul Milletvekili Önder Açıklaması

TBMM İdare Amiri ve HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, "An itibariyle ülkemizde seçimin tarafsızlığı, adilliği, güvenliği tartışma konusudur artık. Herhangi bir sorumluluğu olmayan bir insanın devlet imkanlarıyla meydan meydan dolaşıp bir siyasi parti adına ya da 3 siyasi parti aleyhine çalışma yürütmesi hiçbir vicdanın kabul edebileceği bir şey değil" dedi.

Önder, Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Öcalan'a statü ve uluslararası gözlemci taleplerinize yanıt geldi mi?" sorusuna Önder, "Hayır, hükümetten bize doğru herhangi bir diyalog ya da diyalog girişimi olmadı" karşılığını verdi.

Gazetecilerin, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarına istinaden Sayın Davutoğlu ve Sayın Akdoğan'dan masanın devrilmediğine dair bir açıklama istemiştiniz" şeklindeki ifadesi üzerine Önder, şunları söyledi:

"Bence hükümet Cumhurbaşkanı'na bu gerçekleri söyleyemiyor. AK Parti yönetimi de buna dahil. Şöyle bir noktada olduklarını düşünüyorum, biz bekleyelim Cumhurbaşkanı'nı halk sınırlasın. Çünkü bütün gerçeklerin farkındalar. Kamuoyuda izledi, bizim bu yaklaşımlarımıza dönük herhangi bir itiraz ya da yalanlama gelmedi. Onun yerine genel geçer, meselenin etrafında dolaşan değerlendirmeler geldi gerek Sayın Başbakan'dan gerek Sayın Akdoğan'dan. Bu geçiştirilecek bir şey değil. An itibarıyla ülkemizde seçimin tarafsızlığı, adilliği, güvenliği tartışma konusudur artık. herhangi bir sorumluluğu olmayan bir insanın devlet imkanlarıyla meydan meydan dolaşıp bir siyasi parti adına ya da 3 siyasi parti aleyhine çalışma yürütmesi hiçbir vicdanın kabul edebileceği bir şey değil. Halkta derin bir sessizlik var, gözlemimiz odur. Bu gelişme halkın adalet duygusunu önemli ölçüde zedeliyor diye düşünüyoruz. 7 Haziran birçok beklentiyi bu anlamda boşa çıkaracak."

"Cumhurbaşkanı'nın, 'PKK'nın, Kürtler'in farklı bir dini kullandığı ve yaymaya çalıştığı' şeklindeki söylemleri Çözüm Sürecinin bundan sonrası için bir sıkıntı oluşturacak mı?" sorusuna Önder, şu karşılığı verdi: "Bu çok alışkın olduğumuz bir repertuvar. Başları sıkıştıkça oradan bir kaset alıyorlar, koyuyorlar. Fiks 30, 50 yıldır aynı şeyler söyleniyor. Kenan Evren bunları bildirilere yazıp, uçaklardan attırıyordu. Tansu Çiller, Doğan Güreş bunu çok pervasız bir şekilde ve bedeli, sonuçları ağır olabilecek şekilde meydanlarda söylüyorlardı. Bu hükümette bu plağı çalmaya niyetliyse halk bunun yaptırımını 7 Haziran günü uygular diye düşünüyorum, buna inanıyorum."

- ""Bu dar kışla kafasıdır"

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın, "(...Çözüm Sürecini Tayyip Erdoğan başlattı) şeklindeki açıklamasını nasıl değerlendirdiği yönündeki soruya Önder, "Bu dar kışla kafasıdır. Bu işler kıdem mantığıyla yürümez. Kıdem mantığı sadece dar kışla mantığında hayat bulur. Öbür türlü bu iş kendinizi ne kadar kattığınız, kendinizi ne kadar adadığınız ve nasıl sonuçlar aldığınızla ölçülür. MGK'de 40 yıldır uğraşıyor. Onlar da kalkar Yalçın Akdoğan'a derler 'hele destur aslanım kenara çekil' diye. Onun için bu işler kıdem mantığıyla olmaz. Bu işler samimiyetle, kararlılıkla olur, gerçekten barışa, demokrasiye dönük sağlam bir irade ortaya koymakla olur. Sayın Yalçın Akdoğan'a tavsiyem şudur; bana laf yetiştireceğine yanyana oturup açıkladığımız metin Cumhurbaşkanı tarafından tekmelendiğinde üzerine bir şeyler alınsaydı. Çıksın desin ki, Sayın Cumhurbaşkanım öyle değil, biz böyle konuşmadık. Sayın Yalçın Akdoğan'dan tek beklenen şey budur. Onun dışındaki kendi kendini tatmin etmiş olur. Ona da bir şey diyemeyiz" yanıtını verdi.

"Son açıklamalarınızda kamuoyuna deklare edilmeyen konuşmalar, anlaşmalar varmış gibi anlıyoruz. Bu doğru mu?" sorusu üzerine Önder, bunun kesinlikle doğru olmadığını, kamuoyundan gizledikleri hiçbir şey bulunmadığını söyledi.

Önder, şunları kaydetti:

"Açıklamalarımızda da böyle bir şey yok. Biz bu deklarasyonu kabinenin iki üyesi ve AK Parti'nin Grup Başkanvekilinin refakatinde yaptık. Onlardan başka bir şey söylemiyoruz ki. İzleme heyeti, Cumhurbaşkanı böyle dediği zaman Sayın Arınç 'hayır biz bunu yapacağız söz verdik' dedi. Yani yeni olan ne var burada? Yeni olan hükümet artık suskun. Hükümet artık böyle bir karşı çıkış geliştiremiyor. Bunun 2 tane yorumu var. Bir diyorlar ki sayın Cumhurbaşkanı'nı halk sınırlayacak, bundan eminler, seçim sonuçlarını biliyorlar. Biz şimdiden yüz göz olmayalım oylarımız daha fazla düşmesin. İki güçleri yetmiyor, bu da bir ülkenin kaderini belirleyecek bir şey. Bizim buna kayıtsız kalmamız mümkün değil. yani açıklanan tüm bu süreç içerisinde kamuoyunun bilmediği herhangi bir şey yok."

- "Tank işini Sayın Cumhurbaşkanı deşifre etti"

"Sayın Cumhurbaşkanı'nın Süleyman Şah Türbesi'nin getirilmesiyle alakalı ifadelerinize ilişkin açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Önder, şunları söyledi:

"Orada 'sen tank tamirinden ne anlarsın' dedi. Hepiniz oradaydınız benim ağzımdan tank lafı çıktı mı? Herhangi birinize tank dedim mi, tank ile ilgili bir şey söyledim mi? Ayrıca zorda kalırsam tank tamir ederim. Mekanikten anlarım, kamyonculuktan geliyorum. Ama tank demedim. Muhtemelen şöyle oldu. Sayın Cumhurbaşkanı 'bu ne anlatıyor' dedi. 'Efendim hani o tanklarımız orada kalmıştı da PYD yaptı, getirdi' dediler. Benim onu deşifre ettiğimi düşünerek söyledi. Halbuki ben böyle bir şey demedim. Ben çok genel bir başlık altında bunun bir yardımlaşmayla, bir koordinasyonla olduğunu söyledim. Tank işini Sayın Cumhurbaşkanı deşifre etti."

Önder, "Sayın Demirtaş'ın mitingi sonrasında bir gerginlik oldu, polis müdahale etti. O tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz ve daha önce planlanmış bir olay olabilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Son saydığımda 38 idi. Bununla 39 oldu. Bir şey 40 sınırına dayanmışsa böyle kendiliğinden diye yorumlanamaz. Bunlar özellikle emniyetin negatif toleransı ve önceden sosyal medyadan örgütlenildiği belli organizasyonlarla geliştirilen, körüklenen ırkçı hezeyanlar. Buna da Sayın Cumhurbaşkanı'nın çok sevdiği bir dizeyle cevap vereyim, herkes hesabını ona göre yapsın. Onlar vurdukça bir büyüyeceğiz kardeşim. Hiç öyle bizi taşla, değnekle korkutamazlar. Biz, o bizi linç eden güruhun da onun içine sürülen gençlerin de canını kendi canımızdan aziz biliyoruz. Onların geleceği için uğraşıyoruz. Bir müddet sonra yorulacaklar diye düşünüyorum. Çünkü giderek daha dar, daha profesyonel bir nitelik kazanmaya başladı. Artık halk bunlara iştirak etmiyor, yer yer itiraz ediyor. Onun için bu yol, yol değil. Bu yoldan biran önce bundan kim fayda elde etmeyi umuyorsa bu hesabının boş olduğunu kavramalı."

- "Öcalan, 'minimum yüzde 12 civarında oy alacaksınız' dedi"

Öcalan'ın HDP'nin barajı aşmasıyla ilgili öngörülerine yönelik soruya Önder, "(Minimum yüzde 12 civarında oy alacaksınız) dedi. Tabi onun elinde kamuoyu araştırmaları falan yok. O bizim oluşturduğumuz bu bileşenler, ittifaklar, seçime dönük temel sloganlarımız, ilkesel yaklaşımlarımız ve bunun hitap edeceği kesimleri değerlendirerek böyle bir analiz yaptı" karşılığını verdi.

"Kur'an-ı Kerim'in mitingde kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Önder, dinsel hiçbir konuyu siyasete malzeme yapmamak gerektiği noktasında olduklarını belirterek, "Bizim ilkesel yaklaşımımız bu. Ama artık dini de kullanma teşebbüsüne girmişlerse durum bayağı vahim demektir. Tehlike çanları demek ki kulakları sağır edecek volumde çalıyor ki... Keşke gerçekten Kur'an'a iltihak etseler, iltica etseler. Bunu önerebilirim" diye konuştu.

Önder daha sonra Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Denetim Komisyonu Üyesi ve "Türkiye ile Denetim Sonrasında Diyalog Süreci" konusunda raportör Fransız Senatör Josette Durrieu ile görüştü.

Kaynak: AA