Can Gürkan’ın Avukatından Bilirkişilere Suçlama
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Soma davasında tutuklu ve tutuksuz yargılanan 45 sanığın savunmalarının ardından sanık avukatlarının savunmalarına geçildi.
Soma Holding A.Ş. Yönetim kurulu Başkanı ve davanın bir numaralı sanığı Can Gürkan’ın avukatı Kadir Çetin, iki saatlik sunum eşliğinde gerçekleştirdiği savunmasında müvekkilinin masum olduğunu ve bilirkişiler tarafından hazırlanan raporların yanlı ve ideolojik olduğunu öne sürdü.
Soma davasında sanıkların savunmalarının ardından sanık avukatlarının savunmalarıyla devam ediliyor. İlk savunmayı Soma Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve davanın bir numaralı sanığı Can Gürkan’ın avukatı Kadir Çetin yaptı. Savunma öncesinde mahkeme başkanı Aytaç Ballı salondakileri uyararak herhangi bir sözlü atışma veya taşkınlık olması halinde mahkemenin devam edemeyeceği ve sanık avukatların dinlenmesini istedi.
Can Gürkan’ın avukatı Kadir Çetin savunmasını hazırladığı bir sunum eşliğinde gerçekleştirdi. Çetin, savunmasına olayın bir facia olduğu ve kendilerinin bunun derin üzüntüsünü yaşadıklarını söyleyerek başladı.
Müvekkili Can Gürkan’ın 2013 yılında Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu ve şirketleri yönetmek, kendisine iletilen talepleri yerine getirmekle yükümlü olduğunu anlattı. Can Gürkan’a herhangi bir aksaklığın aktarılmadığını ve aktarılacak herhangi bir aksaklığın da bulunmadığını öne süren Çetin, şöyle konuştu: “Savcılığın iddianamesinde alt birimdeki yetkililerin sıkıntıları üst birimlere aktarmadıkları ve kendi aralarında çözdükleri suçlaması varken, şirketleri yöneten Can Gürkan’ın suçlanması bir tezattır. Biz müvekkilimizin 11 aydır neden suçlandığını çözemedik. Olay, 13 Mayıs günü gaz püskürmesi şeklinde oldu ama nasıl olduğunu hâla bilmiyoruz. 10 dakika içinde yoğun duman bütün ocağı kapladı. Bilirkişi raporunda, olayın U3 bölgesinde olduğunu, Meclis Araştırma Komisyonu ise olayın C bölgesinde meydana geldiğini tahmin ediyor. Buralardan örnek alınmamış, sondaj yapılmamış her şey tahmine dayanıyor. Sensörler olayın ani ve hızlı bir şekilde gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Oksijen verileri aşağıya karbonmonoksit verileri de hızlı bir şekilde yukarı çıkıyor. Ocak içindeki sensörlerin en üst seviyesi 500 ppm onun üstünü ölçemiyorlar. Olay anında 19 bin ppm oranında bir karbonmonoksit gazının içeride dolaştığını söylemek verilerden mümkün.”
RAPOR BİLİMSEL DEĞİL
Çetin, bilirkişi raporlarında yer alan ortalama değerlerinde bilimsel hiçbir açıklama olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Sensör ölçülerinde ortalama değer diye bir bilimsel değer yok. Yukarı çıkan veriler pik yapıp aşağıya iniyorsa burada bir yangından bahsedemezsiniz. Sürekli bir yükselme varsa da orada bir yangın var demektir ve söndürme çalışmaları yapılır. Bilirkişi bu olayı çözmeye çalışmamıştır. Sensör verilerinde 22, 23 ve 24 Nisan 2014 tarihlerine baktığımızda 22 Nisan tarihinde sürekli iniş çıkışlar vardır. Burada bir yangından bahsediliyor ama bu değerler 23 Nisan’da sıfıra yakın bir değerde seyrediyor ve 24 Nisan tarihinde bu değerler yine yükselişli inişli bir grafik ortaya koyuyor. Madem içeride bir yangın var neden 23 Nisan tarihinde veriler sıfıra yakın? Çünkü 23 Nisan resmi tatil ve ocakta bir çalışma yok. Bilirkişiler olaya ideolojik yaklaşmışlardır. Hava çıkışlarındaki sensör değerlerinin yüksek olması gayet normaldir çünkü bütün gaz bu yöne doğru gitmektedir. Bilmeden bilirkişilik yapıyor. Bu olayın aydınlatılması gerekiyor. Biz olayın ortaya çıkmasını istiyoruz. Bilirkişiler kendilerini sanıkların aleyhine delil toplamakla mükellef görüyorlar”
MASKELERİN HEPSİ YENİ
İddianamede işçilerin kullandıkları gaz maskelerinin hepsinin eski ve kullanılmaz bir durumda olduğu iddialarına da karşı savunma veren avukat Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şirketimiz madeni 2009 tarihinde devralmış ve maskeler 2010 yılında alınmıştır. 3 bin 367 işçinin çalıştığı ocak için 5 bin 600 yeni gaz maskesi alınmıştır. Bazı işçiler tanık olarak kullandıkları maskelerin yıllardır bakımının yapılmadığını ve maskelerin eski olduğunu belirtmiş. Bunların hepsini tek tek tespit ettik ve araştırdık. Maskeme bakım yapılmadı diyen işçilerin çoğu yer üstünde çalışan işçiler ve zaten maskeleri yok. Maskem 8 yıllık ve bakılmadı diyenlerin maskeleri 2010 yılında verilmiş. Bunlar yalan söylüyor. Sadece 15-20 işçinin bu tarzdaki beyanına dayanılarak raporda ‘Gaz maskeleri eski ve bozuk’ suçlaması yapılıyor. Gaz maskelerinin bakımı ağırlığının ölçülmesiyle yapılır. Eğer birkaç gramlık fark varsa o maske atılır ve yenisi verilir. Maskenin açılması ancak kullanım anında olur ve ocakta kesinlikle Çin malı maske bulunmamaktadır. Olay günü dışarıdan birçok kişi geldi ve TÜBİTAK’a gönderilen maskeler nasıl ve nereden temin edildi bilmiyoruz. Bu işçiler savcılık ve medya tarafından yönlendirilerek tanık olarak yalan söyledi.
Bu bir suçtur. Bunların yalan söyledikleri ifadeleri ve üzerlerindeki gaz maskesi zimmet kayıtları ile mevcuttur. Bunun takdirini mahkemenize bırakıyoruz. Bu ifadelerle müvekkillerimize ‘Katil’ damgası vuruluyor. Biz, bu olayın çözülmesini istiyoruz. Ben bu insanların suç işlediğine inanmıyorum. Masum olduklarına inanıyorum ve avukatlıklarını yapmaktan gurur duyuyorum.”
ÜRETİM PLAN DAHİLİNDE YAPILIYOR
Bilirkişi raporunda yer alan üretim baskısı için de savunma yapan Çetin, sözlerine şöyle devam etti: “Raporda 1,5 milyon ton yazarken şirketin bunun çok üzerinde kömür ürettiği belirtilmiş. Planlanan üretim 1,5 milyon ton değil. Devletle yapılan sözleşmede diyor ki en az 1,5 milyon ton kömür çıkaracaksın yoksa cezai yaptırım uygularım. Ocakta 2012 yılında 2,6 milyon, 2013 yılında 3,5 milyon ton ve 2014 yılında 2,8 milyon ton kömür çıkarılması planlanmıştır. Bu oran MİGEM’e bildirilerek onay alınmıştır. Bu onayı alınmadan üretime geçilmesi mümkün değildir.”
Bilirkişi heyetinin 4’er kişilik gruplar halinde 3-4 ay çalıştığını ve olayı aydınlatamadığını belirten Çetin, savunmasını şöyle tamamladı:
“Bu olayın çözülmesini biz herkesten çok istedik ama çözemediler. Müvekkilim Can Gürkan ocağın sahibi olarak suçlandı. Bilirkişiler raporunda ocakta yasaların öngördüğü kadar iş güvenliği uzmanının görev yaptığını ancak bunun yeterli olmadığını belirtiyor. Bu bilirkişi heyetinde müşteki avukatı ve baro başkanı Zeynel Balkız da yer aldı. Çok istememize rağmen bizden birisi bu heyete alınmadı. Bu nasıl bir tarafsızlık ilkesidir? 17 Temmuz’da ocağa girerek keşif yaptılar ve biz toplayacağımız delilleri topladık dediler. Biz de yapmayın içeride daha çok delil var dememize rağmen ocağı holdinge teslim ettiler. Savcılığın yapması gereken işi yani delil toplama işini biz yapar hale geldik. Müvekkilim ve diğer sanıkların öngördükleri ve daha önce farkına vardıkları bir olay değildir bu olay. Bu insanlar işlerinin ehli insanlar. İşlerini titizlikle yerine getiren kişiler. Bu olayın aydınlatılmasını herkesten çok istiyorlar. Belki evlatlarını değil ama çalışma arkadaşlarını kaybettiler ve 301 kişinin ölümüyle suçlanıyorlar.”
Avukat Kadir Çetin, sunum eşliğinde yaptığı savunmasının ardından mahkeme heyetine 17 sayfalık savunma dilekçesini de yazılı olarak sundu.
Kaynak: İHA
Soma davasında sanıkların savunmalarının ardından sanık avukatlarının savunmalarıyla devam ediliyor. İlk savunmayı Soma Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve davanın bir numaralı sanığı Can Gürkan’ın avukatı Kadir Çetin yaptı. Savunma öncesinde mahkeme başkanı Aytaç Ballı salondakileri uyararak herhangi bir sözlü atışma veya taşkınlık olması halinde mahkemenin devam edemeyeceği ve sanık avukatların dinlenmesini istedi.
Can Gürkan’ın avukatı Kadir Çetin savunmasını hazırladığı bir sunum eşliğinde gerçekleştirdi. Çetin, savunmasına olayın bir facia olduğu ve kendilerinin bunun derin üzüntüsünü yaşadıklarını söyleyerek başladı.
Müvekkili Can Gürkan’ın 2013 yılında Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu ve şirketleri yönetmek, kendisine iletilen talepleri yerine getirmekle yükümlü olduğunu anlattı. Can Gürkan’a herhangi bir aksaklığın aktarılmadığını ve aktarılacak herhangi bir aksaklığın da bulunmadığını öne süren Çetin, şöyle konuştu: “Savcılığın iddianamesinde alt birimdeki yetkililerin sıkıntıları üst birimlere aktarmadıkları ve kendi aralarında çözdükleri suçlaması varken, şirketleri yöneten Can Gürkan’ın suçlanması bir tezattır. Biz müvekkilimizin 11 aydır neden suçlandığını çözemedik. Olay, 13 Mayıs günü gaz püskürmesi şeklinde oldu ama nasıl olduğunu hâla bilmiyoruz. 10 dakika içinde yoğun duman bütün ocağı kapladı. Bilirkişi raporunda, olayın U3 bölgesinde olduğunu, Meclis Araştırma Komisyonu ise olayın C bölgesinde meydana geldiğini tahmin ediyor. Buralardan örnek alınmamış, sondaj yapılmamış her şey tahmine dayanıyor. Sensörler olayın ani ve hızlı bir şekilde gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Oksijen verileri aşağıya karbonmonoksit verileri de hızlı bir şekilde yukarı çıkıyor. Ocak içindeki sensörlerin en üst seviyesi 500 ppm onun üstünü ölçemiyorlar. Olay anında 19 bin ppm oranında bir karbonmonoksit gazının içeride dolaştığını söylemek verilerden mümkün.”
RAPOR BİLİMSEL DEĞİL
Çetin, bilirkişi raporlarında yer alan ortalama değerlerinde bilimsel hiçbir açıklama olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Sensör ölçülerinde ortalama değer diye bir bilimsel değer yok. Yukarı çıkan veriler pik yapıp aşağıya iniyorsa burada bir yangından bahsedemezsiniz. Sürekli bir yükselme varsa da orada bir yangın var demektir ve söndürme çalışmaları yapılır. Bilirkişi bu olayı çözmeye çalışmamıştır. Sensör verilerinde 22, 23 ve 24 Nisan 2014 tarihlerine baktığımızda 22 Nisan tarihinde sürekli iniş çıkışlar vardır. Burada bir yangından bahsediliyor ama bu değerler 23 Nisan’da sıfıra yakın bir değerde seyrediyor ve 24 Nisan tarihinde bu değerler yine yükselişli inişli bir grafik ortaya koyuyor. Madem içeride bir yangın var neden 23 Nisan tarihinde veriler sıfıra yakın? Çünkü 23 Nisan resmi tatil ve ocakta bir çalışma yok. Bilirkişiler olaya ideolojik yaklaşmışlardır. Hava çıkışlarındaki sensör değerlerinin yüksek olması gayet normaldir çünkü bütün gaz bu yöne doğru gitmektedir. Bilmeden bilirkişilik yapıyor. Bu olayın aydınlatılması gerekiyor. Biz olayın ortaya çıkmasını istiyoruz. Bilirkişiler kendilerini sanıkların aleyhine delil toplamakla mükellef görüyorlar”
MASKELERİN HEPSİ YENİ
İddianamede işçilerin kullandıkları gaz maskelerinin hepsinin eski ve kullanılmaz bir durumda olduğu iddialarına da karşı savunma veren avukat Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şirketimiz madeni 2009 tarihinde devralmış ve maskeler 2010 yılında alınmıştır. 3 bin 367 işçinin çalıştığı ocak için 5 bin 600 yeni gaz maskesi alınmıştır. Bazı işçiler tanık olarak kullandıkları maskelerin yıllardır bakımının yapılmadığını ve maskelerin eski olduğunu belirtmiş. Bunların hepsini tek tek tespit ettik ve araştırdık. Maskeme bakım yapılmadı diyen işçilerin çoğu yer üstünde çalışan işçiler ve zaten maskeleri yok. Maskem 8 yıllık ve bakılmadı diyenlerin maskeleri 2010 yılında verilmiş. Bunlar yalan söylüyor. Sadece 15-20 işçinin bu tarzdaki beyanına dayanılarak raporda ‘Gaz maskeleri eski ve bozuk’ suçlaması yapılıyor. Gaz maskelerinin bakımı ağırlığının ölçülmesiyle yapılır. Eğer birkaç gramlık fark varsa o maske atılır ve yenisi verilir. Maskenin açılması ancak kullanım anında olur ve ocakta kesinlikle Çin malı maske bulunmamaktadır. Olay günü dışarıdan birçok kişi geldi ve TÜBİTAK’a gönderilen maskeler nasıl ve nereden temin edildi bilmiyoruz. Bu işçiler savcılık ve medya tarafından yönlendirilerek tanık olarak yalan söyledi.
Bu bir suçtur. Bunların yalan söyledikleri ifadeleri ve üzerlerindeki gaz maskesi zimmet kayıtları ile mevcuttur. Bunun takdirini mahkemenize bırakıyoruz. Bu ifadelerle müvekkillerimize ‘Katil’ damgası vuruluyor. Biz, bu olayın çözülmesini istiyoruz. Ben bu insanların suç işlediğine inanmıyorum. Masum olduklarına inanıyorum ve avukatlıklarını yapmaktan gurur duyuyorum.”
ÜRETİM PLAN DAHİLİNDE YAPILIYOR
Bilirkişi raporunda yer alan üretim baskısı için de savunma yapan Çetin, sözlerine şöyle devam etti: “Raporda 1,5 milyon ton yazarken şirketin bunun çok üzerinde kömür ürettiği belirtilmiş. Planlanan üretim 1,5 milyon ton değil. Devletle yapılan sözleşmede diyor ki en az 1,5 milyon ton kömür çıkaracaksın yoksa cezai yaptırım uygularım. Ocakta 2012 yılında 2,6 milyon, 2013 yılında 3,5 milyon ton ve 2014 yılında 2,8 milyon ton kömür çıkarılması planlanmıştır. Bu oran MİGEM’e bildirilerek onay alınmıştır. Bu onayı alınmadan üretime geçilmesi mümkün değildir.”
Bilirkişi heyetinin 4’er kişilik gruplar halinde 3-4 ay çalıştığını ve olayı aydınlatamadığını belirten Çetin, savunmasını şöyle tamamladı:
“Bu olayın çözülmesini biz herkesten çok istedik ama çözemediler. Müvekkilim Can Gürkan ocağın sahibi olarak suçlandı. Bilirkişiler raporunda ocakta yasaların öngördüğü kadar iş güvenliği uzmanının görev yaptığını ancak bunun yeterli olmadığını belirtiyor. Bu bilirkişi heyetinde müşteki avukatı ve baro başkanı Zeynel Balkız da yer aldı. Çok istememize rağmen bizden birisi bu heyete alınmadı. Bu nasıl bir tarafsızlık ilkesidir? 17 Temmuz’da ocağa girerek keşif yaptılar ve biz toplayacağımız delilleri topladık dediler. Biz de yapmayın içeride daha çok delil var dememize rağmen ocağı holdinge teslim ettiler. Savcılığın yapması gereken işi yani delil toplama işini biz yapar hale geldik. Müvekkilim ve diğer sanıkların öngördükleri ve daha önce farkına vardıkları bir olay değildir bu olay. Bu insanlar işlerinin ehli insanlar. İşlerini titizlikle yerine getiren kişiler. Bu olayın aydınlatılmasını herkesten çok istiyorlar. Belki evlatlarını değil ama çalışma arkadaşlarını kaybettiler ve 301 kişinin ölümüyle suçlanıyorlar.”
Avukat Kadir Çetin, sunum eşliğinde yaptığı savunmasının ardından mahkeme heyetine 17 sayfalık savunma dilekçesini de yazılı olarak sundu.