Kurtulmuş, Aa Editör Masası'na Konuk Oldu

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Şu anda güçlü olan sistemdir millet değildir. Otokrasi tartışması yapılıyor. Herhangi bir şekilde diktatörlük isteyen birisinin bu sistemi koruması lazım. Aklı çalışan hiçbir diktatörlük heveslisi mevcut sistemi değiştirmek istemez" dedi.

AA Editör Masası'na konuk olan Kurtulmuş, soru üzerine, Türkiye'nin başkanlık sistemine ihtiyacı olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, "Başkanlık sistemi deyince Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsıyla ilgili bir meseleyi konuşmuyoruz. Şu anda siyasi figür olarak ortada bulunan isimler, hiçbirimiz Allah bilir ya 30 sene sonra hayatta olmayacağız. Dolayısıyla faniler üzerinden biz hiçbir şey konuşmayız. Faniler, gelir geçer" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin tıkandığı noktayı gördüklerini belirten Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Diyelim ki Sayın Demirtaş, Sayın Bahçeli, Sayın Kılıçdaroğlu, bırakın Türkiye'nin yönetimini onlara 6 ay sonra onlar da 'Yandım Allah' diyecekler. Çünkü çalışmayan, işlemeyen birçok alanı olan bir sistemle karşı karşıyayız. Bu sistemin reforme edilmesi, değiştirilmesi, dönüştürülmesi zaruridir. Bugün AK Parti var, yarın başka bir parti olur. Dolayısıyla burayı partiler üzerinden, şahıslar üzerinden tartışmıyoruz. Eğer bunu yapamazsak Allah muhafaza Türkiye'nin yeniden 1970'li yıllardaki kısır siyasi tartışmaların içine dönmesi... Yakın zamana kadar olan, ne diyorduk bürokratik oligarşi diyorduk. Kim bürokrasinin bir tarafını eline geçirmişse devletin yönetiminin paydaşıydı. Siz yasa çıkarıyorsunuz, yüksek yargı diyor ki 'Hayır böyle bir yasa çıkaramazsın' Sen yasanın yerine kendini koyamazsınız. Meclis bir karar alıyor, TSK diyor ki 'Hayır, o karar doğru değil, böyle hareket edilmesi lazım."
Bütün bunların yakın zamana kadar yaşandığını, 2007'de AK Parti'nin neredeyse kapatılmasına ramak kaldığı bir süreçten geçildiğini anımsatan Kurtulmuş, bunlar olmamış gibi davranamayacaklarını söyledi.

-"Etkin bir yürütme CHP'ye de, MHP'ye de, HDP'ye de lazımdır"
Bugün güçlü bir iktidarın ve halkın büyük çoğunluğunun oyuyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı'nın olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bu siyasi bir güçtür ama yarın bugün Türkiye'nin siyasi güçleri değiştiği zaman etkin bir yürütme CHP'ye de, MHP'ye de, HDP'ye de lazımdır. Kim iktidarda, kim muhalefette olursa olsun etkin bir yürütmeye sahip olması lazım. Etkin bir siyasal katılıma sahip olması lazım" diye konuştu.

Muhalefetteki bu partilerin hiçbirisinin tek başına, hatta koalisyonla iktidar olma şansı bulunmadığını ifade eden Kurtulmuş, eldeki verilere göre seçimlerden sonra AK Parti'nin anayasa değişikliğine gidebilecek bir çoğunlukla tek başına iktidar olacağını söyledi.

Kurtulmuş, "Tayyip Erdoğan karşıtları, AK Parti karşıtları gibi bir cephe oluşturmak yerine burada yeni siyasi argümanları oluşturarak nasıl Türkiye'nin iktidarına gelebiliriz, bunun çalışmasını yapması lazım. Ayrıca bugünkü şartlar içerisinde meseleyi alırsak, aslında muhalefetin iktidara gelebilmesinin ihtimalinin olduğu tek senaryo da başkanlık sistemi. Ola ki başkanlık sistemi içerisinde uygun bir aday çıkarırlar, bir ihtimal başkanlık sistemi üzerinden bir iktidar devşirmeleri mümkün. Ama zorlamayla yaparsınız. Geçen seçimde olduğu gibi Tayyip Erdoğan güçlü gözükür, onun karşısına bir çatı aday çıkartalım derseniz, olmuyor" değerlendirmesinde bulundu.
Çatı aday formülünün tutmayacağını, demokrasinin tabandan işlediğini dile getiren Kurtulmuş, çatı adayın, anamuhalefet partisi ve mensupları için bir hayalkırıklığı olduğunu, bu iç burukluğunu, CHP seçmeninin psikolojik olarak seçim sürecinde de yaşayacağını gördüğünü ifade etti.

-"Anamuhalefet partisinin oyunbozanlığı sayesinde..."
Kurtulmuş, "AK Parti'nin gerekli milletvekili sayısına ulaşamaması durumunda başkanlık sisteminden vazgeçilecek mi? Muhalefet partilerini ikna yöntemini deneyecek misiniz" sorusu üzerine sistemi değiştirme, Türkiye'yi demokratikleştirme, reformları tamamlamanın tek başına AK Parti'nin işi olmadığını söyledi.

Bundan CHP, MHP, HDP ve diğer partilerin, Türkiye siyasetinin sorumluluğu bulunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, başkanlık sisteminin de hep birlikte üzerinde konuşarak, tartışarak yapmaları gereken işlerden olduğunu kaydetti.

Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Sonuç itibarıyla biz AK Parti olarak diyelim ki 400 milletvekili çıkarsak bile en yüksek konsensüsü aramak durumundayız. Acaba buraya hangi parti ya da partiler katılabilir. Bunu somut olarak da gösterdik. Bu parlamento döneminde Anayasa Komisyonu, AK Parti'nin mutlak çoğunluğu olmasına rağmen parlamentoda biz 3 milletvekili, diğer muhalefet partileriyse 9 milletvekiliyle geldiler. Biz burada şunu gösterdik, 'Anayasa yapma işi tek başına bizim işimiz değil. Hepimizin işi, gelin ortak bir noktaya gelelim. Bu ortak noktada, yapabiliyorsak ittifakla, yapamıyorsak çok geniş bir konsensüsle biz bu anayasa değişikliklerini yapalım.' 64 madde üzerinde de anlaşıldı biliyorsunuz. Ama maalesef anamuhalefet partisinin oyunbozanlığı sayesinde çok açık söylüyorum, bu kadar iyi niyetli bir çabaya rağmen, mevcut hiç olmazsa anlaşılmış maddeler dahi, ortaya getirilemedi, oylanamadı, gerçekleştirilemedi."
Milletin kendilerine böyle bir çoğunluğu vereceğini düşündüklerini belirten Kurtulmuş, "Çoğunluğumuz olsa bile diğer partilerin de bu sürece katılması için elimizden gelen gayreti yaparız. Çünkü bu sadece bizim meselemiz değil bütün siyasetin meselesidir" ifadelerini kullandı.
-Papa Franciscus'un Ermeni iddialarıyla ilgili sözleri
Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus'un Ermeni iddialarıyla ilgili sözlerine ilişkin Kurtulmuş, başta Papa olmak üzere herkesi açık ve samimi olmaya davet etti.
Kurtulmuş, 1915 olaylarına ilişkin en ufak bir komplekslerinin bulunmadığını vurgulayarak, "1915'te ortaya çıkmış acı olaylardan sonra ders mi çıkarmak istiyoruz yoksa hazır 100 yıl geçti 2015'e geldik, bundan dolayı tarihteki bir olayı kullanarak siyaset mi yapmak istiyoruz? Buna herkesin, Sayın Papa'nın da karar vermesi lazım" şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Ama birilerinin derdi bu değil. Hakikati araştırmak değil, hakikati ortaya çıkarmak değil, bilimsel gerçek olarak ortaya koymak değil" değerlendirmesinde bulundu.
-"Fevkalade yakışıksız"
Kurtulmuş, Papa'nın Vatikan Devleti'nin başkanı olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
"Bu anlamda siyasi bir figürdür. Ama Papa'nın siyasi figür olmaktan daha önemli vasfı bir dini lider olmasıdır. Çünkü bir din devletinin başkanıdır. Bu din devletinin başkanı olarak Papa önce dini kimliğini kullanmak durumunda. Dinlerin hepsinin özü barışı sağlamaktır. Geçmişte kalan birtakım acılar, birtakım husumetler üzerinden yeni kavgalar başlatmak değildir. Bu din adamı vasfını taşıyan birisine yakışmaz. Dolayısıyla fevkalade yakışıksızdır. Tarihi gerçeklerin dışındadır, siyasi manipülasyon içeren sözlerdir. Bunları keşke kullanmasalardı. Bu dünya barışına daha fazla katkı olurdu. Papa gittiği her yerde, barış vaazları veren, barış ayinleri yapan birisi. Savaşın o köhne, pis, kötü kokuları üzerinden siyasi sözler söyleyen birisi nasıl olacak da barış vaazları verecek bunu da merak ediyorum."
(Bitti)
Kaynak: AA