Akraba Dışı Organ Nakillerinde 'Etik Kurul' İzni Şart
Organ Nakilleri Bilinçlendirme ve Geliştirme Derneği Başkanı Prof.Dr. Yalçın Polat, canlıdan organ nakli yapılabilmesi için belirlenen kurallar olduğunu hatırlatarak, "Akraba dışı nakillerde konunun suistimal edilip edilmediği konusunda cerrahlar söz sahibi değildir. Buna devletin resmi bir kurumu olan Etik Kurul karar vermektedir. Aksi takdirde illegal bir durum ortaya çıkabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan "Organ ve Doku Alınması, Saklanması İle İlgili Yönetmelik"e göre, Etik Kurul kararı olmadan 4. derece akraba dışındakilerden organ nakli yapılamıyor. Akraba dışı nakillerde, konunun suistimal edilip edilmediğine ilişkin karar da yine devletin resmi bir kurumu olan Etik Kurul tarafından veriliyor.
Organ Nakilleri Bilinçlendirme ve Geliştirme Derneği Başkanı Prof. Dr. Yalçın Polat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, canlıdan organ nakli yapılabilmesi için belirlenen bazı kurallar olduğunun altını çizdi. Polat, "Canlı vericiler için 4. dereceye kadar akrabalık bağı olmalıdır. Bunun ötesinde verici olunabilmesi ancak Etik Kurul kararı ile olmaktadır. Canlı verici, hatta çapraz organ nakilleri. Yani birbiriyle uyumsuz olan yakın akrabalar karşılıklı organlarını birbirine verebilmektedir. Buradaki amaç olabildiğince çok sayıda kişiye organ nakli yapabilmektir" açıklamasında bulundu.
Polat, "Organ naklinin suistimal edilmemesi için hukuki anlamda çok iyi yönetilmesi gerektiğine" işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Organ ve doku alınması, saklanması ile ilgili yönetmeliğin 16. maddesi şu şekildedir; Etik Kurul kararı olmadan 4. derece akraba ötesi organ nakli yapılamamaktadır.
Etik Kurul, il sağlık müdür yardımcısı, il emniyet müdür yardımcısı, bir avukat, naklin yapılacağı merkezin dışından kamu hastanesinden bir doktor, bir psikiyatri uzmanı ve bir sosyal hizmet uzmanından oluşan tamamen bağımsız bir kurumdur. Kurul, 15 günde bir toplanır ve üçte ikisinin görüşüne göre de nakil kararı verilir."
Polat, "Organ nakli cerrahları, konunun ancak mesleki boyutu ile ilgilenebilirler ve karar verebilirler. Akraba dışı nakillerde konunun suistimal edilip edilmediği konusunda cerrahlar söz sahibi değildir. Buna devletin resmi bir kurumu olan Etik Kurul karar vermektedir. Aksi takdirde illegal bir durum ortaya çıkabilir. Amerika ve Avrupa'daki nakiller de etik kurul kararına bağlı olarak yapılmaktadır" dedi.
- "Türkiye'de organ bağışı yeterli değil
Türkiye'de organ nakli bekleyen hastaların sayısının gün geçtikçe arttığını belirten Polat, bir kişinin ölümü halinde kadavradan yapılan nakiller ile bir başkasının bir kez daha yaşam şansı yakaladığını hatırlattı.
Organ naklinin kadavradan ya da canlı vericiden alınarak gerçekleştirilebildiğini ifade eden Polat, "Organ nakli yapılabilmesi için o organın artık işlev görmüyor olmaması gerekir; yani son dönem organ yetmezliği olmalıdır. Burada özellikle kalp, karaciğer ve akciğer daha fazla ön plana çıkmaktadır. Özellikle bu organlara ihtiyacı olan kişiye nakil yapılmadığı takdirde hayatını kaybetmektedir" dedi.
Türkiye"de yeterli oranda kadavradan organ bağışı yapılmadığına dikkati çeken Polat, şunları kaydetti:
"Batıya göre rakamların az oluşu, canlı vericili nakilleri ön plana çıkarmıştır. Özellikle Türkiye son 10-15 yılda önemli bir aşama kaydetmiştir. Devlet desteği ve hastanelerdeki teknolojik alt yapı sayesinde yıllık organ nakli sayısı 4 binlere ulaşmıştır.
Türkiye, canlı vericili karaciğer naklinde dünya birinciliğini elinde bulundurmaktadır. Hayli zorlu bir ameliyat olmakla birlikte iyi bir ekip ve alt yapı sayesinde Türkiye'de yıllık bin 200'e yakın karaciğer nakli yapılmaktadır. Üzücü olan kısım, kadavra organ bağışının yetersiz oluşudur. Hem sevindirici hem de üzüntü verici bu gelişme karşısında elbette kadavradan nakillerin sayısının çok daha fazla olması beklenmektedir. Öte yandan canlı vericili karaciğer nakli sayesinde bin 200 hasta yaşama döndürülmüştür. Bunların önemli bir kısmı canlı vericiden yapılmaktadır."
Polat, Türkiye'de 20 yıl önce yılda 5-10 tane karaciğer nakli yapıldığını anımsatarak, bu sayının günümüzde çok arttığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Organ Nakilleri Bilinçlendirme ve Geliştirme Derneği Başkanı Prof. Dr. Yalçın Polat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, canlıdan organ nakli yapılabilmesi için belirlenen bazı kurallar olduğunun altını çizdi. Polat, "Canlı vericiler için 4. dereceye kadar akrabalık bağı olmalıdır. Bunun ötesinde verici olunabilmesi ancak Etik Kurul kararı ile olmaktadır. Canlı verici, hatta çapraz organ nakilleri. Yani birbiriyle uyumsuz olan yakın akrabalar karşılıklı organlarını birbirine verebilmektedir. Buradaki amaç olabildiğince çok sayıda kişiye organ nakli yapabilmektir" açıklamasında bulundu.
Polat, "Organ naklinin suistimal edilmemesi için hukuki anlamda çok iyi yönetilmesi gerektiğine" işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Organ ve doku alınması, saklanması ile ilgili yönetmeliğin 16. maddesi şu şekildedir; Etik Kurul kararı olmadan 4. derece akraba ötesi organ nakli yapılamamaktadır.
Etik Kurul, il sağlık müdür yardımcısı, il emniyet müdür yardımcısı, bir avukat, naklin yapılacağı merkezin dışından kamu hastanesinden bir doktor, bir psikiyatri uzmanı ve bir sosyal hizmet uzmanından oluşan tamamen bağımsız bir kurumdur. Kurul, 15 günde bir toplanır ve üçte ikisinin görüşüne göre de nakil kararı verilir."
Polat, "Organ nakli cerrahları, konunun ancak mesleki boyutu ile ilgilenebilirler ve karar verebilirler. Akraba dışı nakillerde konunun suistimal edilip edilmediği konusunda cerrahlar söz sahibi değildir. Buna devletin resmi bir kurumu olan Etik Kurul karar vermektedir. Aksi takdirde illegal bir durum ortaya çıkabilir. Amerika ve Avrupa'daki nakiller de etik kurul kararına bağlı olarak yapılmaktadır" dedi.
- "Türkiye'de organ bağışı yeterli değil
Türkiye'de organ nakli bekleyen hastaların sayısının gün geçtikçe arttığını belirten Polat, bir kişinin ölümü halinde kadavradan yapılan nakiller ile bir başkasının bir kez daha yaşam şansı yakaladığını hatırlattı.
Organ naklinin kadavradan ya da canlı vericiden alınarak gerçekleştirilebildiğini ifade eden Polat, "Organ nakli yapılabilmesi için o organın artık işlev görmüyor olmaması gerekir; yani son dönem organ yetmezliği olmalıdır. Burada özellikle kalp, karaciğer ve akciğer daha fazla ön plana çıkmaktadır. Özellikle bu organlara ihtiyacı olan kişiye nakil yapılmadığı takdirde hayatını kaybetmektedir" dedi.
Türkiye"de yeterli oranda kadavradan organ bağışı yapılmadığına dikkati çeken Polat, şunları kaydetti:
"Batıya göre rakamların az oluşu, canlı vericili nakilleri ön plana çıkarmıştır. Özellikle Türkiye son 10-15 yılda önemli bir aşama kaydetmiştir. Devlet desteği ve hastanelerdeki teknolojik alt yapı sayesinde yıllık organ nakli sayısı 4 binlere ulaşmıştır.
Türkiye, canlı vericili karaciğer naklinde dünya birinciliğini elinde bulundurmaktadır. Hayli zorlu bir ameliyat olmakla birlikte iyi bir ekip ve alt yapı sayesinde Türkiye'de yıllık bin 200'e yakın karaciğer nakli yapılmaktadır. Üzücü olan kısım, kadavra organ bağışının yetersiz oluşudur. Hem sevindirici hem de üzüntü verici bu gelişme karşısında elbette kadavradan nakillerin sayısının çok daha fazla olması beklenmektedir. Öte yandan canlı vericili karaciğer nakli sayesinde bin 200 hasta yaşama döndürülmüştür. Bunların önemli bir kısmı canlı vericiden yapılmaktadır."
Polat, Türkiye'de 20 yıl önce yılda 5-10 tane karaciğer nakli yapıldığını anımsatarak, bu sayının günümüzde çok arttığını sözlerine ekledi.