Hrant Dink Cinayeti Davası

İSTANBUL - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 18 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında, olay yerindeki kamera kayıtlarının 18 saniyelik kısmında görülen siyah pantolonlu kişinin, davanın sanıklarından Osman Hayal olup olmadığının tespit edilmesi için Adli Tıp Kurumuna yazı yazılmasına karar verildi.

İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki sanıkların katılmadığı duruşmada, Dink ailesinin avukatları hazır bulundu.

Duruşmada, sanıklardan Ogün Samast'ın bir dilekçeyle, tutuklu bulunduğu Kocaeli 2 No'lu F Tipi Cezaevinden, İstanbul'daki Maltepe, Ümraniye ve Silivri Kapalı Cezaevine nakledilmesine yönelik talepte bulunduğu tutanağa geçirildi.

Firari sanık Ahmet İskender'in, ikamet ettiği yerin bulunması amacıyla yazılan yazılara cevap verildiği ve ikamet ettiği adresin Belçika'da olduğu bilgisinin verildiği belirtilen duruşmada, bu adresin mahkemeye bildirildiği kaydedildi.

Duruşmada, bir önceki ara karar gereği TÜBİTAK'a yazılan yazıya da yer verildiği belirtilerek, yazıda "Görüntü üzerinden kişinin kimlik tespitine yönelik adli analiz çalışmalarının merkezlerinin, görüntü inceleme ve dijital adli analiz faaliyetleri kapsamı dışında olduğu" tespitinin yer aldığı aktarıldı.

Söz alan Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu ise TÜBİTAK'tan gelen cevaba göre, görüntüdeki kişinin kimlik tespiti için nereden rapor alınabileceğinin belirlenmesi ve bu yönde rapor alınması gerektiğini ifade ederek, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Adli Tıp Kurumunun bu hususta çalışma yaptığını dile getirdi.

- Dink ailesinin avukatları, davaların birleştirilmesini istedi

Bakırcıoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, kamu görevlileriyle ilgili açılan yeni dava haricinde Dink cinayetine ilişkin 2015/124764 sayılı dosyayla yürütülen soruşturmanın akıbetinin sorulmasını isteyerek, "Soruşturma dosyası ile mahkemenizdeki dosya bir bütünlük arz etmektedir. Bu nedenle bu soruşturma evrakının sonuçlanması mahkemenizce beklenilsin. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosya ile mahkemenizdeki dosya arasında bağlantı vardır. Bu nedenli iki dosya birleştirilerek birlikte görülmelidir" dedi.

Bakırcıoğlu, bazı beyanlarda bulunacağını açıklayan sanık Ogün Samast'ın bir sonraki duruşmada mahkemede hazır edilmesini de talep etti.

Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen de dava dosyalarının birleştirilmesi gerektiğini belirterek, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin uyuşmazlıkla ilgili vereceği kararın beklenilmesini istedi.

- Görüntüdeki kişi

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şube Müdürlüğüne bir yazı yazılarak, TÜBİTAK tarafından gönderilen görüntü izleme raporlarına göre, Dink'in öldürüldüğü 19 Ocak 2007'de olay yeri yakınında bulunan Akbank ve Saray Kumaşçılık kamera kayıtlarında, saat 14.59.22 ile 14.59.40 arasında, 18 saniyelik görüntüde yer alan siyah pantolonlu kişinin Osman Hayal olup olmadığına ilişkin tespit yapılması ve hazırlanan raporun mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine karar verildi.

Mahkemedeki ana dava dosyası ile İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen Dink cinayetine ilişkin dava dosyasının birleştirilmesi hususunda çıkan uyuşmazlığın çözümlenmesi için Yargıtay 5. Ceza Dairesinin vereceği kararın beklenmesine hükmeden heyet, Samast'ın, cezaevi değişimi yönünde talebini, duruşma günleri görüntülü ve sesli kayıt sistemi (SEGBİS) üzerinden ifadesinin alınabileceği gerekçesiyle reddetti.

Sanık Ahmet İskender'in adresinin Belçika'da olduğunun belirtilmesi nedeniyle, Yargıtay ilamına karşı beyan verebilme durumunun doğduğuna dikkati çeken heyet, nöbetçi Ankara Ağır Ceza Mahkemesine talimat yazılarak, İskender'in beyanının alınabilmesi için gerekli evrakların Belçika Krallığı'na ait dile çevrilmesi yönünde bilirkişiden rapor alınmasının istenmesini kararlaştırdı.

Hazırlanacak yazıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında devam eden Dink cinayeti soruşturmasının akıbetinin sorulmasını da öngören heyet, sanık Tuncel'in yurt dışına çıkış yasağının devamına hükmederek duruşmayı 4 Mart 2016'ya erteledi.

- Davanın geçmişi

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 sanığın yargılandığı davada 17 Ocak 2012'de verdiği kararla tutuklu sanık Yasin Hayal'in, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u "tehdit etmek" suçundan 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırılmasını, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.

Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de toplam 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırmış, bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan ise beraatine hükmetmişti.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise örgüt yönünden verilen beraat kararını bozmuş, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmalarına hükmetmişti.

- Adliye önünde eylem

Duruşma öncesinde "Hrant'ın arkadaşları" adlı grup, adliye binası önünde pankart açarak çeşitli sloganlar attı.

Grup adına açıklama yapan gazeteci Hayko Bağdat, Hrant Dink cinayetinin tüm yönleriyle aydınlatılmasını beklediklerini söyledi.

Davanın daha yeni başladığını öne süren Bağdat, "Bu iddianame, cinayetle ilgili tüm kamu görevlilerini kapsamıyor ve daha da önemlisi Hrant Dink'i hedef haline getiren, onu bu ülkede yaşayamaz hale getiren yapı da henüz yargının alanına girmiş değil. Hiç şüphesiz mahkemelerin birleştirilmesi ve davanın tek mahkemede yürümesi talebi de yargılanmanın bir kez daha gecikmesine izin vermeden bir an önce karara bağlanmalıdır" diye konuştu.

Açıklamanın ardından HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan'ın da bulunduğu gruptakiler, bir süre daha slogan attıktan sonra duruşmayı takip etmek için adliye binasına girdi.

Kaynak: AA