7. Uluslararası Risk Altında Ve Korunması Gereken Çocuklar Sempozyumu
Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ufuk Ayhan, son dönemdeki paralel devlet yapılanması operasyonlarına bakıldığında bu yapının temel hedefinin, "yetişmekte olan çocukları, gençleri nasıl dizayn edebiliriz, nasıl kendimize çekebiliriz" olduğunun görüldüğünü söyledi.
Polis Akademisi bünyesindeki Suç Araştırmaları ve Kriminoloji Araştırma Merkezi tarafından Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde "7. Uluslararası Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar Sempozyumu" düzenlendi.
"Kentsel Güvenlik ve Çocuk Suçluluğu" konusunun ele alındığı sempozyumun açılışında konuşan Ayhan, insan sermayesinin özünün çocuklar olduğunu ifade etti.
Çocuğun korunması ve iyi yetiştirilmesi gereken bir varlık olduğunu dile getiren Ayhan, "Bu nedenle çocuklar, terör ve suç örgütlerinin hedefi olabilmektedir" diye konuştu.
Ayhan, sanayi devrimiyle birlikte dünyada çok hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanması sonucunda, kentleşmenin ciddi manada arttığını ve kırsaldan kentlere bir göç dalgası yaşandığını vurgulayarak, uçsuz, bucaksız çayırlarda oynayan çocukların birden bire kendilerini apartman bloklarının içerisinde, sokaklarda ve caddelerde bulduğunu belirtti.
Sanayileşmeyle çocuk işçiliği ve çocuk istismarı gibi hususların ortaya çıktığını anlatan Ayhan, şöyle devam etti:
"Toplum geliştikçe çocukların farklı yüzleri ortaya çıktı. Suriye'de yaşanan iç savaşla birlikte mülteci çocuk sorunu karşımıza çıktı. Son dönemdeki paralel operasyonlara baktığınızda temel hedefin, 'yetişmekte olan çocukları, gençleri nasıl dizayn edebiliriz, nasıl kendimize çekebiliriz' olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla çocuklar sürekli bir hedef halinde. Dizayn edilmek istenen toplumun, temel taşı olarak algılanmaya başlandı."
- "Yeterli eğitim almayanlar terörün hedefinde"
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş de Türkiye'de kentleşmenin sağlıksız, dengesiz ve çarpık durumda olduğunu belirtti.
Nüfusun artan oranlarda kentlerde yığılmasının ardından, hızlı sanayileşme hamlesinin olmamasının, çalışmaya hazır yığınları ekonomik güvenlikten yoksun kıldığını vurgulayan Keleş, şöyle devam etti:
"Ekonomik güvenceden yoksun yığınlar, yeterli eğitim olanaklarından da yoksunsalar ya da bu eğitimin amaçları, çağdaş bilimin hedefleri dışında yer alıyorsa, kamu düzenini türlü gerekçelerle bozmayı gündemine almış olan iç ve dış aktörlerce, kendi emelleri doğrultusunda kolayca kullanabilmektedir."
Keleş, Türkiye'nin 1980'li yıllardan bu yana içinde bulunduğu sürecin, kentleşmenin çarpıklığından kaynaklanan güvenlik yetersizliğinin günümüzde de sürdüğünü gösterdiğini belirterek, çözümün, kamu gücüne dayanan bastırıcı önlemlerin artırılmasında değil, güvensizliğe yol açan toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenlerin daha sağlıklı bir biçimde çözümlenerek, gereğinin yapılması doğrultusunda yönlendirici ve olumlu adımların atılmasın olduğunu ifade etti.
Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aliye Mavili de "2004'ten 2016'ya kadar olan istatistiklere baktığımızda çocuğun özne-nesne olduğu suçlarda ve davranışlarda artış görülüyor" diye konuştu.
Günümüzde bir çok bilinmezlik içerisinde çocukların bir kısmının suça yöneldiğini vurgulayan Mavili, bir bölümünün de terör örgütlerinin eline geçebildiğini kaydetti.
Katılımcıların sunumlarıyla devam eden sempozyum, 13 Aralık Pazar günü sona erecek.
Kaynak: AA
"Kentsel Güvenlik ve Çocuk Suçluluğu" konusunun ele alındığı sempozyumun açılışında konuşan Ayhan, insan sermayesinin özünün çocuklar olduğunu ifade etti.
Çocuğun korunması ve iyi yetiştirilmesi gereken bir varlık olduğunu dile getiren Ayhan, "Bu nedenle çocuklar, terör ve suç örgütlerinin hedefi olabilmektedir" diye konuştu.
Ayhan, sanayi devrimiyle birlikte dünyada çok hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanması sonucunda, kentleşmenin ciddi manada arttığını ve kırsaldan kentlere bir göç dalgası yaşandığını vurgulayarak, uçsuz, bucaksız çayırlarda oynayan çocukların birden bire kendilerini apartman bloklarının içerisinde, sokaklarda ve caddelerde bulduğunu belirtti.
Sanayileşmeyle çocuk işçiliği ve çocuk istismarı gibi hususların ortaya çıktığını anlatan Ayhan, şöyle devam etti:
"Toplum geliştikçe çocukların farklı yüzleri ortaya çıktı. Suriye'de yaşanan iç savaşla birlikte mülteci çocuk sorunu karşımıza çıktı. Son dönemdeki paralel operasyonlara baktığınızda temel hedefin, 'yetişmekte olan çocukları, gençleri nasıl dizayn edebiliriz, nasıl kendimize çekebiliriz' olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla çocuklar sürekli bir hedef halinde. Dizayn edilmek istenen toplumun, temel taşı olarak algılanmaya başlandı."
- "Yeterli eğitim almayanlar terörün hedefinde"
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş de Türkiye'de kentleşmenin sağlıksız, dengesiz ve çarpık durumda olduğunu belirtti.
Nüfusun artan oranlarda kentlerde yığılmasının ardından, hızlı sanayileşme hamlesinin olmamasının, çalışmaya hazır yığınları ekonomik güvenlikten yoksun kıldığını vurgulayan Keleş, şöyle devam etti:
"Ekonomik güvenceden yoksun yığınlar, yeterli eğitim olanaklarından da yoksunsalar ya da bu eğitimin amaçları, çağdaş bilimin hedefleri dışında yer alıyorsa, kamu düzenini türlü gerekçelerle bozmayı gündemine almış olan iç ve dış aktörlerce, kendi emelleri doğrultusunda kolayca kullanabilmektedir."
Keleş, Türkiye'nin 1980'li yıllardan bu yana içinde bulunduğu sürecin, kentleşmenin çarpıklığından kaynaklanan güvenlik yetersizliğinin günümüzde de sürdüğünü gösterdiğini belirterek, çözümün, kamu gücüne dayanan bastırıcı önlemlerin artırılmasında değil, güvensizliğe yol açan toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenlerin daha sağlıklı bir biçimde çözümlenerek, gereğinin yapılması doğrultusunda yönlendirici ve olumlu adımların atılmasın olduğunu ifade etti.
Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aliye Mavili de "2004'ten 2016'ya kadar olan istatistiklere baktığımızda çocuğun özne-nesne olduğu suçlarda ve davranışlarda artış görülüyor" diye konuştu.
Günümüzde bir çok bilinmezlik içerisinde çocukların bir kısmının suça yöneldiğini vurgulayan Mavili, bir bölümünün de terör örgütlerinin eline geçebildiğini kaydetti.
Katılımcıların sunumlarıyla devam eden sempozyum, 13 Aralık Pazar günü sona erecek.